bugün

utopia romanının yazarı ingiliz düşünce adamı.
Ütopya'nın mimarı Thomas More, 1478 de Londra da doğar. 8 yaşında girdiği St. Anthony okulundan sonra, o yıllarda çocukların bilgi ve görgülerini daha iyi attıracaklarına inanılan başka ailelerin yanına verilmeleri geleneğine uygun olarak babası onu bir kardinalin evine verir. Burada çağın önde gelenlerini yakından tanımanın yanında birçok alanda bilgisini geliştirme olanağı bulan More, 14 yaşında kardinal tarafından Oxford a gönderilir. Grocyn, Colet, Linacre gibi devrin tanınmış hümanistlerinin öğrencisi olduğu bu okulda Latince ve Yunancasını ilerleten More, Yunanca eğitime düşman olan din adamları karşısında akademisyenlerle öğrencileri korumak amacıyla iki okulun adli işlerine bakan kuruma girer. Oxford da Yunanca ve felsefeyle ilgili çalışmalarını sürdürmek istemesine rağmen babasının onu kendi mesleğine yönlendirmek istemesi sonucu New Inn ve Lincoln s Inn de hukuk öğrenimi yapıp, 23 yaşında baroya girer. Bu tarihten itibaren, 4 yıl boyunca,dönemin aynı zamanda bilgi merkezleri olan manastırlardan birinde, kendini yoğun çalışmalarına verir. Bir süre sonra rahiplikten vazgeçerek kendini ailesine adar. Çağının aile anlayışının çok ötesinde bir kavrayışa sahip olan More, kadınların da tıpkı erkekler gibi eğitilmesi ve toplumda onlarla eşdeğerde sorumluluklar alabilmesi taraftarıdır.

Hayatı boyunca yakın dostu olacak Rotterdam lı Erasmus la 1499 da tanışır. Böylelikle, savaşlara, çalışmadan yaşayan asalak aristokratlara ve idam cazasına karşı oluşu gibi hümanist kişiliğinin önemli unsurları konusunda ortak paydaya sahip bir yoldaş edinir.

Elizabeth çağındaki Sir Thomas More adlı oyundaki bir sahnede o sıralarda Londra da dillere destan olan bir öykü şöyle hicvedilir: Parası çalınanları iyice azarlayıp onlara üstlerinde fazla para taşımakla hırsızları kışkırttıklarını söylemesiyle bilinen bir yargıç vardır. Bu çeşit sözleri çok dinleyen More, meslek arkadaşına bir ders vermeyi aklına koyar: Londra nın en ünlü yankesicilerinden birini çağırıp, yargıca gizli para vermek bahanesiyle ona yaklaşıp parasını çalmasını ister. Soyulan yargıç kıyametleri koparınca More, onun başkalarına söylediklerini, harfi harfine yargıç arkadaşına tekrarlar. Gülünç duruma düşen yargıç, paraları geri vermeye razı olan usta yankesicinin suçunu bağışlamak zorunda kalır.

Thomas More ünlü yapıtı Ütopya da, Amerigo Vespucci nin seyehatindeki gözlemlerinden faydalanır. Onun ulaştığı kara parçasındaki; özel mülkün bulunmadığı, altına önem verilmeyen, her şeyin ortak paylaşıldığı ve hükümdar kavramının bilinmediği bir dünyayı tasfir ederek yüceltir. Tek farkla ki; Vespucci nin uygarlıktan yoksun yerlileri, More da uygarlık sahibi gözükür.

Kral 8. Henri nin danışmanlığına getirilen More a bir gün damadı, kralın saygısını kazandığı için çok mutlu olması gerektiğini söylemesi üzerine, More olacakları sezmişçesine: Kellem sayesinde Fransa da bir kaleyi ele geçireceğini bilse, kellemin uçacağından hiç kuşkun olmasın der. Gerçekten de, Avrupa daki bitmek bilmek bilmeyen savaşları durdurabilecek güç olarak gördüğü Katolik kilisesinin ingiltere üzerindeki yaptırım gücünü kaldıran krala karşı çıkmasını canıyla öder. *
ütopya adlı romanın yazarı belki de şeyh bedrettinle birlikte marx a ilham vermiş kişidir ayrıca mina urgan kitabında kendisinin platonik aşkı diye tanımlamıştır.
idam edilirken sakalının suçu olmadığını söyleyerek sakalını kütüğün üzerinden çekmiş ve mükemmel bir iğneleme yapmış utopianın ingiliz yazarı.
8. henry'nin bir türlü erkek evlat sahibi olamayışı ve sonunda gelen elizabeth dönemi öncesinde, henry'nin beklediği oğlu bir türlü gelmediği için, etrafa saçtığı dehşete kurban gidenler arasındadır. more'un yaşadığı dönem, ingiltere için gerçekten de çok karmaşık, kaotik ve dikkat çekici bir dönem olmuştur. bu karmaşanın başrolündeyse, ada tarihinin en ilginç figürlerinden 8. henry vardır. more, ikdarın ve gücün kör ettiği bir adama* hayır diyebilen, itiraz edebilen dönemin sayılı ingiliz aydını arasında bulunur.

anne of the thousand days filminde adından fazla bahsedilmese de oldukça sinematografik ve enteresan bir yaşam öyküsü olduğu anlaşılan zeki adam.
utopia adlı eserin yazarı.2 bölümden oluşan eserin birinci bölümünde ingiliz toplumunu ekonomik,toplumsal ve siyasal bakımdan eleştirir eserin 2.bölümünde ise utopia ülkesinin düzenini anlatır.mülkiyet hakkının ortadan kaldırılması gerektiğini ve bu hak var olduğu sürece adaletin sağlanamayacağını savunan düşünür ülkenin zenginliğini eşitçe,düzgün dağıtabilmenin mutluluğa giden yegane yol olduğunu söylemiştir.
"ütopya" isimli kitabın yazarı. elbette yazarın yarattığı ütopya kavramı şimdikiyle özdeşmemektedir fakat o dönem için çok önemli bir gelişmedir bu. çünkü özgür düşünce ortamının olmadığı bir dönemde eşşitlik savunulmuştu. bu yüzden aynı zamanda bir felsefe kitabı yazmıştır thomas morus.
utopia adlı yapıtında, "başka yerlerde o kadar tatlı, o kadar tok gözlü olan koyunlar, sizin memleketinizde(ingiltere) öyle açgözlü, öyle doymak bilmez olmuşlar ki, insanları bile yiyorlar, kırları, evleri silip süpürüyorlar." demiştir ki ingiltere nin ve liberal ingiliz yapısının ne kadar gaddar olduğunu gözler önüne sermiştir.
tommaso campanella gibi hayal ettiği ütopik yapılanmayı hayata geçirmeyi başaran ingiliz düşünür. ancak komünde ikinci gün kavga çıkmış ve komün dağılmıştır.
thomas more'un utopia'sından sonra,diğer yapıtlara da ütopya denmeye başlandı.mesela bir platon'un devlet'i,veya farabi'nin el mednetül fazıla eseri veya campanella'nın güneş ülkesi veya francis bacon'ın yeni atlantis adlı eseri.
hic bi zaman varolmamis ve varolamicak devlet tasarimini 'utopya adasi' isimli romaninda uzun uzun anlatan ve yasadigi devir de dahil olmak uzere sonraki devirleri en azindan hayal gucuyle etkileyen suursuz bunye. yok ozel mulkiyet yasakmis, yok herkes devlet icin calisacakmis, aman ne insanlar 6 saatten fazla calismicakmis da daha az calisip sanata edebiyata yonelecekmis bi yigin ivir zivir.
bi sacmalama ya !
yüzyıllar öncesinden ideal devlet anlayışı için teoride süper ancak para diye bir kavram olduğu için hiç bir uygulama alanı bulamayacak olan düşünceler üretmiş aşkın.
tarihin ilk komünisti sayılabilir.
rönesans yanlısı olmasına rağmen dine aşırı bağlılığı yüzünden reform hareketlerini benimsememiş ve papalığı tanımadığını göstermek isteyen, kilisenin başı olduğunu meclisten yasa geçirerek kabul ettiren kral sekizinci henry'nin bir nevi papalığını kabul etmediği için idam edilmiştir.
more'un idam edilmesi olayını duyan şarlken* ingiliz büyükelçisini çağırıp şunları söyler:
" kendi hizmetimde more gibi bir adam olsa, onun canına kıymaktansa, imparatorluğumun en zengin ülkesini yitirmeyi göze alırdım."
yargıçlığı sırasında davaları çabucak ve adilane biçimde çözüşüyle ilgili bir tekerleme vardır:

more bir süre yargıç olunca,
dava kalmadı artık ortada.
more yeniden yargıç oluncaya dek,
böyle bir şey asla görülmeyecek.
Tarihin ilk komünisti sayılamasa da ilk sosyalisti sayılabilir. Kurguladığı düzen anarşist faktörler içermemekteydi çünkü.Utopia (Ütopya) kitabı da sosyalizme bir çıkış noktası olmuştur zira.
'dünya bir ülkedir, o ülke de ingiltere'dir'ci, geri kalan ulusların insanlarını fena halde 'öteki'leştirmiş , fakat bunun yanında çağında kimsenin aklından teğet geçmemiş fikirleri ve düşünceleriyle takdir edilesi şahıs.

edit: ayrıca romanı hakkıyla okunmadan, incelemesi yapılmadan, hakkında sağlam referanslardan gelen eleştirileri gözden geçirmeden, kendisi hakkında yapılan yorumların / eleştirilerin açık bir göt misali göze battığını gözlemlediğim kişidir.

zira ben de kalçamdaki serinliğin sebebini merak etmekteydim bir zamana kadar...
bazen thomas morus diye geçer. kendisi de kullanmış, latince çeşidi sanırım.
kral 8. Henry'yi ingiltere kilisesinin başı olarak kabul etmediği için idam edilen "Utopia"nın yazarı, ingiliz devlet adamı.
ütopya adlı eseri vardır.bir ada ütopyasıdır. bu kitapta more insanların en fazla 8 saat çalıştığı, özel mülkiyetin olmadığı, ailelerin 22 kişiden olustuğu ve en yaşlı kişi tarafından yönetildiği bir ütopya yaratmıştır. bu eseri yazarken platon'un devlet adlı eserinden etkilenmiştir. bazı batılı devletler tarafından bu ütopyalar günümüzde gerçekleşmiştir. örneğin;kadın erkek eşitliği,bilim sanat ve kültüre yönelme gibi.
birçok kişiye göre, tarihteki ilk sosyalisttir. more, eşitlik fikrini savunmuştur. sosyalizm'in de savunduğu bir kavramdır bu. more, özel mülkiyete karşı olmuştur ve ortak mülkiyeti savunmuştur. yine sosyalizm de bu görüşü savunur. ayrıca more, ekonominin toplum üzerindeki etkisi üzerinde durur. ekonominin iyi veya kötü olmasının, bir insanın da iyi veya kötü olmasını etkileyeceğini savunur. mesela, ekonominin kötü olduğu bir ülkede hırsızlık olaylarının ve suç oranının artacağını savunur. çünkü, insanların yaşamak için bir şeyler yapmak zorunda olduğunu savunur. ekonominin iyi olduğu bir toplumda ise hırsızlığın olmayacaktır. çünkü insanlar çalmaya ihtiyaç duymazlar. more'ye göre ise iyi toplum, eşitliğin olduğu toplumdur. insanlar arasında ekonomik anlamda fark olmayacağından dolayı suçun da olmayacağını söylüyor. more'nin bu düşüncelerine bakınca, sosyalist olduğunu söylemek hiç de zor gözükmüyor.
ütopya adlı eseri zamanında 8.henry tarafından da okunmuş ünlü düşünce adamı, avukat. 8.henry'nin anne boleyn'le evlenmek için kiliseyle sorun yaşayıp reform hareketlerine gitmesi ve kendisini kilisenin tek hakimi ilan etmesi ve bu gerçeği kabul etmeyenleri astırması sebebiyle thomas more gibi bir adam astırılmıştır. henry'nin arkasından göz yaşı döktüğü söylenir. the tudors adlı dizide muhteşem canlandırılmıştır.
inanılmaz bir düşünür ve yazar, ingilterenin başına gelmiş ve gelebilecek en iyi yargıçlardandır hayalinde ki ütüyopyayı insanlara anlatmaya çalışmış ama en yakın dostları ve kızı margeret sadece onu anlayabilmiştir tarihteki ilk kominist olarak geçer ama tam anlamıyla bir palavradır, thomas more halk tarafından çok sevilirdi ve verdiği kararlara saygı duyulurdu kral bile onu danışmanı yapmak istemiştir ama buna yeltenmeyen thomas more zoraki olarak bu görevi kabul etmiştir ölümde krala çok yakın olduğu için asılmıştır.

dönemin kralı ki bu yamulmuyorsam 8. henry din işlerinin hepsini saraydan yönetmek isteyince bu fikre karşı çıkan din adamlarını ve yargıçları öldürmüştür ama kralın bu kararı almadan önce tüm görevlerini bırakan thomas more sadece susmakla yetinmiştir çünkü artık kendisini sadece ailesine adamıştır ama halk onun dediklerine o kadar güvenirdi ki kral ondan herkesin önünde bu yasayı kabul etmesi gerektiğini rica etmiştir bunu kabul etmeyen yargıç zindana atılmıştır kral ile çokta iyi dost olan thomas more geceleri kralın zindana gelip ona yalvarmalarını bile hiçe sayarak inanmadığı bir şeyi halkın önünde açıklamayacağını söylemiştir ve inatlaşma onu ipe kadar götürmüştür.

(bkz: yavşak krallar her yerde yavşaktır)
bugün doğum günü olan, ingiliz hümanist yazar. doğruluğu ve cesareti onu idama sürüklemiştir.