bugün

başrollerinde , leonardo di caprio ve matt damon'un oynadığı , ağustos 2006'da abd'de vizyona giren film.
türkiye de 24 kasım da gösterime girecek film. jack nicholson, matt damon, leonardo di caprio gibi oyucuların yanı sıra producer olarak brad pitt i gördüğümüz yönetmenliğini de martin scorsese in yaptığı beklentilerin epey yüksek olduğu bir film. heyecanla bekliyoruz.
bugün vziyona giren ve hayran kaldığım film. 10 üzerinden 8 veriyor ve martin scorsesse, jack nicholson leonardo di caprio ve matt damonı alkışlıyoruz.
başrollerinde anthony hopkins değil, jack nicholson oynamaktadır.
martin scorsesse'nin yönettiği, jack nicholson, leonardo di caprio ve matt damon'ın oynadığı sıradan bir film. o kadar sıradan ki hani en azından müzikleri yada görüntü kalitesi iyiydi bile diyemiyorsunuz, hatta müziklerin girişleri ve kesildikleri yerler çok anlamsızdı. tutturmuşlar irlandılar şöyle de böyle de. fak aşağı, madırfakır yukarılarla komiklikler yaratmaya çalışmışlar. leonardo ve cek'in oyunculukları iyi ama matt'in ki sıradan. bir de film çok uzun.
ama herşeye rağmen filmin bir ve en iyi yönü bitmesiydi.
martin scorsese'ın ilk defa jack nicholson'ı yönettiği bir filmdir.Filmin toplam süresi 152 dk dır.
türkçe'de köstebek adıyla gösterime girmiş infernal affairs adlı hong kong filminin yeniden çevrimi martin scorsese'nin son filmi.

--spoiler--
film 140 dakika harika giderken son 10 dakika deyim yerinde ise sıçıp sıvalamıştır* .
--spoiler--


buna rağmen şuana kadar ki filmlere bakılırsa artık martin scorsese 8. adaylıktan sonra bu sefer heykelciği kucaklayacaktır gibime geliyor. *

ayrıca mark wahlberg'in * müthiş bir performans gösterdiği film olmuştur.*
güzel ve sürükleyici bir filmdir her ne kadar yeniden cevrim olsada diyalog yazarı döktürmüş ve ortaya karısık bir amerikan argosu sunmustur.filmde tüm noktalama işaretleri fuck olmus komik muhabbetler dönmüş.filmin sonunda garip olunmusur...soundtrack ise filmden bile güzeldir...

--spoiler--
ellerby: go fuck yourself
dignam : i'm tired from fucking your wife
ellerby: how is your mother?
dignam : good, she's tired from fucking my father
--spoiler--
--spoiler--
son 10 dakikaya kadar hareketli güzel bir hikayesi olan, sonunda ise sanırım yaşayan bir başrolü kalmadığı için biten film.
--spoiler-- *
ilk başlarda oldukça sıkan ama son 20 dakikada işi götüren filmdir. Scorsese nin en kötü filmlerinden fikrimce. Benzer konu ve kırk * kat daha iyisi için: (bkz: reservoir dogs)
--spoiler--
konusu çok orjinal almasa da oyunculuklar sayesinde kendini izlettirmiş fakat final sahnesinde batırmış filmdir. yani film o kadar sürükleyici giderken o kadar baştan sağma ve b.ktan bi son yapmışlar ki o ölüm sahnelerinde tüm salon kahkahayı patlattı. leonardo di caprio bu filmde o bebek yüzlü hallerinden sıyrılmış serseri bi karakteri canlandırmış ki çok da yakışmış bence.leonardo ile matt damon ın oyunculuğunu karşılaştıracak olursak kesinlikle leonardo çok daha başarılıydı.bi de filmde cümle başına en az bi fuck düşüyodu ki çevirmeye bile ihtiyaç duyulmamış.
--spoiler--
--spoiler--
son 10 dakikasıyla dumurlardan dumur beğendiğimiz, martin scorsese nin uzun ve güzel filmlerinden biri... bizi koltuklarımıza yapıştırmıştır tabiri caizse... di caprio ve nicholson un oyunculukları takdire şayandır... bu filme gidiniz, götürünüz efenim..şiddetlen tavsiye edilir..
--spoiler--
film cok havali baslar,cok dehset bir filme gelmisiz dersiniz.. sinemadaki insanlarin tepkileri de bunu destekleyecek yöndedir. filmin baslangicinin olusturduğu bir beklentiye bürünürsünüz. leonardo di caprio da iyi bir oyunculuk çıkarmıştır hani hakkını yemeyelim. bir de anger management filminin deli doktoru, adını çıkaramadım şimdi, burada mafyanın başı konumundadır ve çok karizmatiktir. onun anne muhabbetleri sinemadaki herkesi kahkahaya boğar. fakat tezat sudur ki film komedi filmi değil daha cok bir aksiyon filmidir. ve süre ilerledikçe aksiyon boyutunun saçmalığa doğru gittiğini farkedersiniz.filmin sonu ise tam bir rezalet. belki izleyecekler vardır diye söylemeyeyim ama hayatımda bu kadar kötü ve basit bir son görmemiştim. sonuçta 3 saatimize yazık olmuştur. paramıza olmadı allahtan , gnctrkcll olayının kıymetini bilmek lazım .. filmi kimseye tavsiye etmem, cunku sinema cıkısında herkeste beğenmeme duygusu vardı,sadece bana özel birşey değil yani..
farklı kuşakların gün yüzüne cıktığı ve artık leonardo di caprio nun büyüdüğü film.hollywood un bu kuşağa cok ihtiyacı var.artık yeterrrr
kurtlar vadisi gençliği olarak biraz basit bulduğumuz film. ne bileyim daha bi organize olmasını, daha bi dikkatli olmasını beklerdik iki tarafın da. biri amerikan mafyası diğeri amerikan emniyet birimi. yani bu işin kaşarları. bunlar bile bu kadar araştırmadan etmeden eleman alıyorsa bizim polat alemdar(ali candan) ne bok yemeye estetik oldu??

ayrıca filme gidecek arkadaşlardan ricam yanınızda bir adet numaratör götürün ve her "fuck"ta bir adet tıklatın *. bu kelimeyi o kadar çok kullandılar ki ben bile abdestimden şüphe eder oldum. herşey bir yana şu sıralar bok gibi türk filmleriyle dolu vizyon filmlerinden en iyisi.
bol headshot'lu, oscar'lık film. ayrıca:

(bkz: guaranfuckingteed)
Leonarda DiCaprio gişesi, Jack Nicholson tecrübesi umuduyla gidildiği takdirde bile ilk yarıyı sıkıcı bulma ihtimali oldukça yüksek. öyle ki filmin ikinci yarısı başlı başlına bir filmmiş gibi geliyor insana.en başta ara yok sanıyorsunuz.sonra uzadıkça uzayana filmi izlemeye inat ediyorsunuz. sabır istiyor azıcık.
leonardo di caprio nun aşk, meşk çocuğu havalarından çıkıp adam gibi rollerde de döktürebileceğini izleyicinin gözüne sokan nadir filmlerdendir.

kurgu ve senaryo açısından güzel filmdir. fakat süre bakımından ne kadar doğru bir seçim ya da son bölümlerdeki bayıklık derecelerinin ayarlanamaması tek sırıtan noktalardır.
baba (the godfather) dan bile daha iyi bir film diye nitelendirilen ama bence son derece sıkıcı, yavaş ve bitmek bilmeyen klişe bir "köstebek" hikayesidir. bunun dışında filmin hiçbir özelliği yoktur. sadece neden olduğu bilinmeyen bir şekilde film abartılarak yere göğe sığdırılamamaktadır.

--spoiler--
çoğunluk beğenmemesine rağmen ben en çok filmin son 10 dakikasını beğendim çünkü o kadar sıkılmıştım ki artık bütün karakterleri öldüresim gelmişti...
--spoiler--
iyi düşünülmüş, güzel sahneleri olan bir film.
ancak "onu farklı yapan ne?" diye sormadan da edemiyor insan kendine.
son yılların en iyi castı ve de çok iyi bir yönetmen.. lezzetli bir film. seni seviyoruz marky marrky .**
79. oscar ödüllerinde babil'e duman attıran film. en iyi yönetmen, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi film ödüllerini toplamıstır.
çok sağlam oyuncu kadrosunun ve efsane yönetmeninin hatırına güzellik yapılmış mafya filmi.
gereğinden fazla abartılmış ve hatta ödüller verilmiştir ama gerçekler ortadadır maalesef.
ödülleri hakettiğini düşündüğüm eser.. filmin sonunun çok çabuk çekilmesi dışında pek eksiği yoktu ve kusursuzdu gerçekten.. ayrıca o kadar sağlam bir kadronun martin scorsese ile buluşup bu başarıya imza atması çok da şaşırtıcı olmamıştır, beni sevindiren film olmuştur..
bizlere oscar odullerinin ne kadar ucuzladigini, hatir icin oscar verilmeye baslandigini, sinemada kalitenin ne kadar dustugunu gosteren siradan bir polisiye film. belki de kotulerin en iyisi oldugu icin aldi odulu. ne de olsa koyunun olmadigi yerde keciye abdurrahman celebi derlermis. sen adamin (martin scorsese) taxi driver, gangs of new york, Kundun, age of innocence gibi onlarca basyapitina oscar verme, sonra adam olmeden bir oscar alsin mantigiyla siradan bir filmine ver. gerci jamie fox oscar aldiktan sonra kaliteden bahsetmek oldukca zor. oscar odulleri de bir cesit pazarlama malzemesi oldu artik. film bizlere ayrica leanardo di caprio'nun oscar kazanmak icin bir firin ekmek yemesi gerektigini de gosterdi (henuz yasi genc, umarim ilerleyen yillarda oyunculugunu ilerletir ve odulu alir).
güncel Önemli Başlıklar