bugün

önemsiz kisi önemli kisiye küsse, önemli kisinin umrunda bile olmaz anlamindaki atasözü.
sentez; dağ dağa kavuşmuş da tavşanın haberi olmamış.
bunun nedeni dağ ile tavşanın daha önceden tanışmıyor olmaları olabilir.
cok güzel anlamli bir atasözü. en cok ekmek yedigi kapiya tenezzül etmemis gibi görünen kisilerin basina gelebilecek olaydir. örnegin; bir fukaraya tüm iyi niyetinizle yardim ediyorsunuz, bakiyorsunuz, cocuklarina elbise aliyorsunuz, evine gereken erzaklari tedarik ediyorsunuz. gün geliyor bu kisi size dariliyor, yoktan bir sebep icin. sizde bunun üzerine yardimi kesiyorsunuz ve adamcagizda sudan cikmis balik gibi kicinin üzerine oturuyor.
problem her neyse karşısındaki insanla konuşarak çözmek yerine, kendi kendine triplere girerek tavır yapan insanın içinde bulunduğu durumu tam anlamıyla açıklayan atasözü.
Dağın, aşağısı kasımpaşa olduğunu bildiği durum.
tavşanın çok içtikten sonra dağa kusmasını ve dağın bundan haberinin olmadığını belirten söz.

biliyorum iğrencim.
bir çeşit protestodur ama etkisi çoğunluk kendinden menkul sayılır. sözlükteki sinkaflı başlık açma ve entry yazma tutkusunu protesto ederek bir hafta sözlük orucuna yatan ve son tavşan sayılan nuhungemisi'nin yazısı için: (bkz: #3740072)
s#klememe cabasi dogrultusunda kisilerin birbirlerine ilettigi, artik gecerliligini yitiren bir bildirim. sktrtrkcll ile gunde uc mesajdan sonrasi bedava.
dağın kapsama alanı dışında kaldığı durumdur.
(bkz: platonik aşk)

yol arkadaşım'da bu olay vurgulanmıştır.
"Ben sana küsüm aslında, haberin yok "
dağın ne kadar vurdumduymaz olduğunun en güzel örneğidir. lan amerika kusmuğu uydudan gördü! sen götünün dibindeki kusmuğu nasıl göremessin lan bre kült!
fakir zengine küsmüs haberi olmamis.
+ şş oğlum çok kırdın beni lan küstüm sana.
- vijuuuuv vijuyuuuuuuv.
+ orda bana öyle demiyecektin ...
- vijuuuyuv vijuuuuuyuv.
+ bak hiç skinde mi ? kime diyorum lan ben !?
- vijuuuyv vijuyyuuuuv
birbirlerine karşı açıkça konuşmayan, deyim yerindeyse "herşeyi içine atan" insanların durumuzu özetler...

zamanla şekil değiştiren düşüncelere sevk eder insanı, sevginiz, saygınız kalmayabilir.

sormak yerine yorum yapmayı ve kendinizi onun yerine koysanız bile haklı çıkan kişi "siz" olmayı seçersiniz.

bağırmak kimi zaman, laf çarpıtmak bazen, oturup ağlamak belki ama konusmak herzaman işe yarayan bir yoldur.

ne tavşan olun ne de dağ, konuşmayan o ise sorun, sorunuza cevap alamıyor iseniz siz onun düşündüklerini hesaplayıp kendi kendinize cevap verin, konuşun, o duymazlıktan gelse bile...
o günü, o anı, o durumu kendi kendinize tekrar edin, sizden nefret etmesinin sebebi olan küçücük bir ayrıntı vardır belki de, aslını bilmediği ama "kesin böyle yapmıştır" diye düşündüğü o küçük ayrıntıyı o konuşmalarınızın arasından çekip alacaktır.
işte tam o an sözünüz kesilip, "nasıl yani?" sorusunu duyarsınız ki, artık ipi ucundan yakalamışsınızdır, o kadar öfkeyi ve boş düşünceyi aklında taşıyan bu tavşanı misina ile çekiyormuşsunuz gibi düşünüp, yavaş yavaş, aceleci olmadan ve bol zaman ayırarak kendinize çekmeye başlayın.
sezen aksu'nun ilham aldıgını düşündüğüm atasözü

(bkz: ben sana küsüm aslında haberin yok)
tavşanı sensin dağa sana girsin şeklinde cevap verilecek atasözüdür. yerinde kullanıldığı taktirde karşısındaki adamı feci göt etme yetisine sahip bir atasözüdür.
pringles sözlüğe küsmüş, sözlüğün haberi olmamış şeklinde modifiye edilebilecek atasözüdür.
kısacası tavşan dağın sikinde bile değilmiş.
bursaspor* beşiktaş*
(bkz: dağın tavşana küsmesi)
istediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz.
sonu her zaman için bu şekilde noktalanmayan atasözüdür.

tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış. daha sonra diğer tavşanlar da, bu tavşana yapılanı protesto ederek daha küsmüş. bu sefer dağ şöyle bir silkenmiş, etrafına bakmış, tam haberdar olamamış olanlardan ama...

daha sonra sincaplar ve kuzgunlar da, tavşanların bu hareketini haklı bulup, dağın kibrine kızarak tavşanların hareketine katılmışlar, küsmüşler dağa. dağ şöyle bir bakmış bu sefer, neler oluyor dercesine... artık haberdardır olanlardan ama kibrine devam eder, umursamaz olanları

ardından diğer hayvanlar da kafile kafile harekete katılmaya başlayınca dağ kızmaya, bu ne cürret demeye başlamış. anlatmış ilk küsen tavşan, neden küstüğünü ve diğer hayvanların neden ona katıldığını. dağ çileden çıkmış. küsmek, hele hele isyan da neymiş. onlar ki şükredip susmalılarmış ve onun sunduğu olanaklara boyun eğmelilermiş. sonuçta bunların hepsine o hükmetmekteymiş ve gerçekte onun sahibinin kim olduğunun hiç bir önemi yokmuş.

dağ başlamış esip gürlemeye, etrafına lavlar saçmaya... hayvanlar korkmuş ve kaçışmışlar diğer dağın eteklerine. dağ daha da hiddetlenmiş. lavlarını saçmaya artık kendi bile hakim olamamaya başlamış. zamanla lavlar tüm vücudunu sarmış. soğudukça da tüm dağı taş kaplamış.

artık dağın eski halinden eser kalmamış, bir de yapayalnız kalmış. düşünmüş, neden böyle olduğunu, nerede hata yaptığını. ve o an aklına o ilk tavşanın ona neden durumun bu hale geldiğini anlattığı an gelmiş. halbuki dağın umurundaymış tavşan. ama kibri onu esir almış, perdelemiş gözlerini. ve keşke demiş dağ, keşke.

sosyal mesaj: tamam tavşan yine umurunuzda olmasın ama en azından onunla bir gün karşılaşırsanız, bu karşılaşmanın geç kalınmış bir "umur" olduğunu anlayın ki keşke demeyesiniz.*
dağın karması düşer.
1 şubat isyanını anlatan atasözü. yerse komple çıkacaksın kardeşim, özür mail i gelmeden de girmeyeceksin * 1 gün protesto etmekle olmaz. hele hele protesto edeceğim diye atıp tutup sonra buraya entry girmekle eksilemekle falan hiç olmaz.

ayrıca: seovi ler ve eksilediği kişiler arasındaki ilişkiyi de anlatan atasözü. siz benim karma denen grafiğe her dakika başı baktığımı çok umursadığımı falan düşünüyorsunuz galiba. veya karmam düşünce üzüntüden helak olduğumu falan sanıyorsunuz galiba. *
güncel Önemli Başlıklar