bugün

Tanrının nedensiz var olup olmadığı tartışılır.
vardır bu kainatı bir yaratan.
Tanrıya inanmak için bir sebep yok, çok eski zamanlarda insanlar gökte yaşayan bir varlığı düşündü ve bir var edici olarak tanrıyı yarattı, tanrı yalnızca bir varsayım olarak ortaya atıldı, ve bilimden sonra yok olması gerekiyordu, ne yazık ki o dönem in hükümdarları, uydurulan bu güçten yararlanmak istedi,

Hükümdarlar tanrı olduklarını veya onunla görüştüklerini iddia edip dinleri ortaya atana kadar, tanrı ön planda değildi.

Halen "kim yarattı bizi" denilerek bu saçmalık farklı şekillerde insanlara sunuluyor, hiçbir şey kendiliğinden oluşamazmış, bu yüzden tanrı kendiliğinden oluşup evreni yaratmış *
başlığa girince farklı ve sağlam bir argüman bekledim. klasik laflardan başka bir şey yok entryde. somut bir şey yok felsefe yaparak olmuyor bu işler. derdin dindoşlarsa gel beraber halledelm. varlık yokluk hakkında bilimin bir delili yok. tartışmak anlamsız.
-deist
“Var olan her şeyin bir nedeni vardır” mantalitesi tanrı’nın ispatında kullanılan bir yöntemdir. Kastedilen ilk neden tanrıdır yani burada yokluğu değil farkında olmaksızın varlığı ispatlanmış oluyor. Aksini iddia eden konuyu çok yanlış anlamıştır.

Son olarak, yokluğun kanıtı da mümkün değildir iyakşamlar.
var olmayan şeyin var olmadığını nereden biliyorsun? ne yani bin yıl önce de elektrik vardı ama insanlar bilmiyordu. ön kabul olarak sen var olmadığını almışsın zaten. kesin konuşamazsın bir şey hakkında. elle tutulur delil lazım.
sadece okumak için burdayım . çünkü; bence tanrı vardır . gözü gören herkesin etrafa bakması bunları bir yaratıcının yaptığını düşünmesi için yeterlidir bence . tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan biz henüz bunu bile bilmiyoruz.
ispat denen olayin finalinde dagilabilirsiniz olmasi oldukca tatmink olmus.
evren hiç nedensiz var olamaz; çünkü big bang ile evrenin var olmaya başladığı anı gözlemleyebiliyoruz. nedensellik ilkesi "her şeyin bir nedeni vardır" demez, "her sonucun bir nedeni vardır" der. biz evrenin bir "sonuç" olduğunu felsefi ve bilimsel delillerle gösterebiliyoruz. bunun en büyük ispatı big bang'dir. dolayısıyla 13.8 milyar yıl önce var olmaya başlayan evrenin nedeninin ne olduğunu sorguladığımızda bu nedenin Allah olduğunu anlayabiliyoruz.

Allah'ın nedenini ise sorgulayamayız; aksi takdirde nedensellik ilkesini yanlış işletmiş ve safsata yapmış oluruz. Çünkü Allah bir "sonuç" değildir. böyle bir nedensellik kurabilmek için öncelikle Allah'ın var olmaya başladığı anın gösterilmesi gerekir. Doğmamış ve doğurulmamış olan Allah'ın herhangi bir başlangıca sahip olması, yani "sonuç" olması mümkün değildir. Bu sebeple de nedensellik ilkesi Allah'a karşı işletilemez.

özet: felsefe ve bilim cahili bir trollün safsata yaptığı formatta aykırı başlık.
Bu başlık bana şunu kanıtladı;

Bir çok teist aslında agnostik.
şimdi şu 'odaya boya fırça kağıt koy' diyenler gelmeden...
yapay gündem...yanıt vermeyiniz.
Bı bitmediniz ateyizler.
Tanrı vardır. ispat edemezsin çünkü nesnel değildir. Bir şeyin nesnel olabilmesi için tüm dünya tarafından kabul görülmesi gerekir. Parmağınla gösterdiğin zaman orada olması gerekir. “işte burda” diyebilmen gerekir.

Tanrı senin vicdanındır. Tanrı bilgi değildir. Eğer tanrı’nın varlığını kanıtlayabilseydik, onu görebilseydik bilgi olurdu.
Göremediğin halde ona inanıyorsan, hissediyorsan, vicdanında onu buluyorsan, bu “inanç” olur.

ispat aramak biraz komik olmaya başladı artık.
benim düşünceme göre tanrının sebepsizce Varoluşunun bir nedeni olabilir. kanıtlaması zor ama Tevrat, zebur, incil ve özellikle Kuran dikkatlice incelenirse bazı problemler ve ispatlar ortaya çıkabilir. deistler ve ateistler ise tanrının sebepsizce varolamayacağını düşünür ve tanrı diye bir varlığın olmadığına inanır. aslında deizm ve ateizm detaylıca incelenmeli.
mesela zamanında kızıl denizi ikiye bölmek gibi mucizeleri varken,
şimdi neden yok. ortadoğuya şöyle güzel bir alev topuna kimse hayır demez herhalde.
Bi bitmediniz amk Firavun'un zamanında da vardı böyle ibneler halen de varlar.
görsel

Tanım: iddia eden, ispatla mükelleftir
(Medeni kanun)
------------------------------------

evdeki sessizliği bozan,
banyo ve tuvalet sırası için beklerken yapılan kahve sırasında,
"benim ki az şekerli bol telveli olsun" derken çıkan cılız ses tonumdu,

evdeki tek erkek olmanın getirdiği hiç bir rahatsızlık yoktu onlar benim halalarımdı ve ben geceden güldüğümuz gibi onlarin elinde büyümüştüm,

o zamanlar sadece babaannemlerin evinde içinde küçük adamların yürüdüğünü,
yemek yediklerini ve şarkı söylerken nasıl boylarından büyük ses çıktığına hayret ettiğim yeşil lambası tam yanana kadar düğmesine okşayarak dokunduğum "küçük dünya,"vardı,

dokunmak ve düğmesini çevirip sabahları içindeki insanlara günaydın demek icin geceden sabırsızlandigim,
Halamı öperek uyandırıp, ondan açmaya özel izin aldığım,dikkatle ses gelene kadar içerdeki koşuşturmalari dinlemeye çalıştığım,bir düşler akademisi,

zeki müren'in billur sesli taş plak kayıtları çalarken,
ev ahalisinin ona duyulan saygıdan ayaklarının ucuna basarak yürüdüğü, sessiz kalarak yaptığı işi bırakıp donup kaldığı, yüzlerindeki mat ifadelerle dalıp uzaklara gittiği anlarda,

göz kapağı bitiminden inen iki damla'nın, yanaklarımızi yakmasına izin verdiğimiz küçük dünyamız vardı,

Nereden bilelim, bir tuhaf hayat,

Çünkü;

"biz iki küçük çocuktuk"daha

"Şiiren"
Allahtan kaçıp evreni allah ilan ettin ispatın komedi.
Adalet olsa imtihan olmaz sırrı bozulur.

Adaletin kralı öldükten sonra.
görsel
Tek tanrılı ve çok tanrılı dinlerin temsilcilerinin olimpiyatlarında yer alan klansmanlardan biri. Yine tanrı'nın yokluğunun ispatı gibi önermeler için de aynı şey söylenebilir. Felsefe açısından bakacak olursak duruma, bilimsel olarak yaratıcı bir güç arayışı teolojiyi ilgilendirse de dinlere inanmayan insanlar için tanrı kavramına denk düşmek zorunda değildir. Yaratıcı güç ve tanrı (tek/çok) olguları tamamen birbirlerinden bağımsızdırlar. Bu yüzden - bilimsel literatürde - işlem gören tesadüf olgusu hep yanlış anlaşılmış ve halk arasında kullanıldığı şekli ile ele alınmıştır. Bilim, tesadüfen oluşmuş evrim, devrim, mutasyon, gelişim, varlık, yokluk fenomenlerinden bahsederken, durduk yere hiç yoktan peydah olmak / olmamak ihtimallerini tezgahına koymaz.