bugün

bir keresinde 4-5 kişi grup olarak kavga ediyoruz, karşı tarafın sayıları da yakın bize adamları iyice dövdük son rötuşlar yapılıyor, adamların biri arkadaşlarını çağırmaya gitmiş herifler bir geldi ellerinde kolum gibi kalaslarla, bir arbede çıktı bizimkiler kalası yiyen yere kapaklanıyor baktım yere düşenleri yerde dövüyorlar benim sol koluma vurdu ikinci vuruşta kalas kırıldı, kaptım yerde şişeyi duvarda kırınca üzerime gelemediler, bizi haşat ettiler arkadaşları acile taşıdık sonradan gelen adamlar; kızılderililer tarafından kuşatılmış amerikan askerini kurtarmak için gelen süvariler gibi dağıttı bizi. en sağlam yediğim dayak buydu.
genellikle babadan yenilen dayaktır.
lise son sınıfta müdür yardımcısı sabri hocadan yediğim dayaktır.

lise hayatı boyunca ( 5 yıl ) * her yıl en az 90 gün devamsızlık yapıp artık gına getirmişliğimin üzerine, son sınıfta okul açıldıktan 20 gün sonra 19.5 günlük devamsızlık hakkımı bitirmemle sabri hocamın odasına çağırttığı bir günde

sh: niye gelmiyorsun evladım sen okula ?
ben: hocam işlerim vardı
sh: ne işin vardı peki ?
ben: hocam söyleyemem

üzerine 3-5 sağlam tokat yemiştim. hiçbir tepki vermeme rağmen tokatlama faslı sonunda "24 yıllık öğretmenim ilk defa bir öğrencime tokat attım, utanmıyormusun?" demesi üzerine tokatlardan etkilenmeyen ben, çok mahçup bir şekilde özür diledim, odadan çıktım ve ders yerine eve gittim.

okul hayatımdaki tek dayak olması ve dayaktan nefret etmeme rağmen asla hakkında olumsuz bir düşünceye kapılmadım. hala ara sıra ziyaretine gider, çayını içerim.

edit: anlatım bozukluğu
çok gurur duyulacak anılar değildir.

zamanında sözlükteki ateizm yazılarımdan dolayı bir yazardan tehdit almıştım. olayı mail ortamına taşıdık ve bana kavga etmeyi teklif etti, bende kabul ettim. msülüman arkadaş yalnız gelemem korkusuyla yanında birini daha getirmiş. oha dedim cihat ilan etseydin. şaka bir yana tenha bir yere geçtik, elemanlar iki kişi olmalarına rağmen iş ciddiye binince biraz tırstılar. yaklaşık yarım saat kavga ettik ve tartıştığım yazarın yanında gelen çökelek çenesine aldığı darbe sonrası bayıldı. yazar olan panik oldu bir on metre kaçtı sonra vazgeçti geri geldi. bayılan elemanı kaldırdık ve hastaneye götürdük, üçümüzünde eli yüzü kan. haliyle polis geldi yanımıza. diğer salak yazarı olayı anlatmaması için uyardım hatta uyarmasam iki kişi bana daldığı için ve anlatamayacağım diğer sebeplerden dolayı suçlu olacaklar. hiçbirimiz şikayetçi olmayınca polis bizi bıraktı ne hikmetse. sonra o yazar arkdaşla mesafeli bir arkadaşlığımız oldu.
kız davasından oldu. bizim aptal bir arkadaş, lise zamanının en popüler kızına facebook aracılığıyla mesaj attı. ortalık ayağa kalktı. kızın yalamaları adam toplayıp bize ansızın daldılar. olay şöyle ki, biz 3 arkadaş(aralarında bu aptal da var) okuldan çıkıp evlere doğru dağılacaktık. büyük park denen bir mekan var kestirme diye onu kullanırdık. yalamaları tanırdım, muhabbetimiz ise merhabadan öteye geçmezdi. neyse buradan geçtiğimizi biliyorlar. biz hem sigara içip hem de hepimizin fenerbahçeli olmasından dolayı fenerbahçe'yi tartışırken karşıdan 20 30 kişinin geldiğini gördük. en iyisi soldan gidelim derken soldan da bir 10 15 kişinin geldiğini görünce anladık ki bunlar bize geliyor. en iyisi kaçalım deyip arkaya doğru hızlı adımlarla ilerlediğimizde 5 kişinin de orayı tuttuğunu gördük. kısacası 3 kişiye karşı 40 50 kişi. sözüm ona 300 spartalı da değiliz amk. abi onların gelmesini beklerken sigaranın nasıl yenildiğini öğrendim. ilginç bir deneyimdi ama hayat bize bir şey daha öğretti. sonuç annem anlamasın diye birkaç gün arkadaşlarda kaldım. orospu çocuklarının da allah'ı yok mu anlamadım ki. ulan hayvan gibi daldılar.
12 yasindayken tam 4 zenci kizdan tekme tokat dayak yemistim.
tek basimayken giristiler bana.
gozlerim agzim yuzum vucudum her tarafim mosmor oldu ve kan icinde kaldi.
ilkokul 1 ben sınıfın çalışkan kontenjanından yanımdaki arkadaşım ise çalışmayan kontenjandan tahtaya sözlüye kalkmıştık. yanımdaki arkadaşım sağolsun öğretmene ters cevaplar vererek öğretmeni kızdırdı ve evet o zamanlar okullarda dayak vardı ve normaldi (şimdi en azından normal karşılanmıyor...) arkadaşım bir refleksle kafasını eğince o okkalı tokat olanca şiddetiyle bana gelmişti... hayatımın ilk ve son tokatını da böylece yemiş olmuştum yanlışlıkla dahi olsa...
arkadaşlarla yürüyoruz, o gün de sağlam bir kalabalık hıdırellez şenlikleri olduğu için. hep beraber yürürken arkadaşın biri fotoğraf çeken birinin önünden geçti bende ona doğru dönüp "kadraja girdin lan" dedim ve önümdeki 2 yaşlarındaki kız çocuğuna çarptım. çocuk boylu boyunca yere serildi. çocuğu yerden kaldırmaya çalışırken sol tarafımdan uçan bir varlık geldi. boynumda bir diz hissettim sonra da bir yumruk. çocuğun babası imiş. sonra adamı ve beni ayrı yönlere doğru ayırdılar. olay bittikten sonra arkadaşlarla adamı dövmeye karar verdik. adamı aradık bulduk. herif yanıma geldi. "hakkını helal et, çocuğun olunca anlarsın" dedi ve gitti. çocuk altındandı herhalde. bir insan çocuğu yere düşünce hiç batman'e dönüşür mü?
1 Mayısta mavi canavarlardan yediğim dayakları unutmak ne mümkün.
ilkokul birinci sınıfta tenefüste koşarken bir öğretmenin ayaklarına dolaştığım için yediğim dayaktır. o zamana kadar annemden ya da bir başkasından fiske dahi yemediğim için öyle afallamıştım ki korkudan altıma bile kaçırmıştım.
kedimden aldığım ısırık ve pati darbeleridir. öyle bir boyuta ulaştı ki serum takan hemşire koluma bakıp "bunları yaparken korkmadın mı?" diyerek psikopat ilan etmişti tüm hastanenin gözü önünde. izleri geçse bile sırf bu yüzden unutamıyorum.
okulun birine baskına giderken yenilen dayaktır.

egolarımızı öyle bi ezdiler ki, o dayaktan sonra kaçmayı öğrendik.
her ne kadar dayak yenmiş olsa da bazıları hala keyifle yad edilir. hele o dayak yediğiniz arkadaş grubu ile bir araya geldiğiniz de uzun menzilli küfürler havada ucusur. dayak yemek utanılacak bir şey değil ama kaçan varsa o grup içinde he o ibneye ne yapsaniz hakkınız.
izmit park pub çıkışında bir grup bağçeşmeliden yenmiştir, gözümün ferine gelen kahverengi bağcıklı, lacivert adidas ayakkabıyı hala gözümün önünde aynı yakınlıkta görebiliyorum.
Yazarın kardeşi de sayılırsa şöyledir:

Yazarın kardeşinin üzerinde zıplayan** bir çürük götlü orospuçocuğu vardır. Abisi, kardeşini o durumda gördüğünde dünyası kararmıştır. Gidip orada o çürük götlünün bacaklarından birini tekmeyle kıran yazar, sonra da o çocuğa bir şey oldu diye hastaneye yetiştirmiştir.
sene 1990. serin bir eylül akşamı. popomun sağ lobuna pıt pıt vuran sıcak eller.. hayatımın ilk dayağı olarak hafızamda yer etmiştir. nasıl unuturum?
Evet evet..
Pek bi keyiflidir..

(bkz: sevdiğin kız yüzünden meydan dayağı yemek)

Tam manada 'meydan' dayağıdır..
insanın babasıyla dövüşmesi kadar ağır olanı yoktur.

edit: süreç nasıl işledi olaylar nasıl o noktaya geldi hatırlamıyorum. iki üç yumruk ben atmıştım. pişmanım
lise 2 yıllarımda, kız kardeşimle okula gidiyorduk. o o zamanlar orta okula gidiyor. neyse evden çıktık gidiyoruz. sokaktan döner dönmez. pat bir tane omuz çarptı. sesimi çıkarmadım. yanlışlıkla olmuştur dedim içimden. on saniye sonra bir omuz daha. arkamı döndüm orta sona giden veletler ( 5 kişi ) gülüyorlar falan. anladım ben olayı bunlar rahat durmayacak. bizim evin arka sokağına gelirken, kardeşime dedim sen şurdan dön eve git ben birazdan geliyorum. önce kardeşimin güvenliğini sağladım. tek başıma yürümeye devam ediyordum. bana ilk omuz atan lavuk. hızlı hızlı adımlarla geliyordu. hissedebiliyordum yani. bu bana omuzu tam koyacakken, döndüm suratına indirdim yumruğu. yere yattı bu. az önce arkada gülenlerin üzerine doğru koşmaya başladım. uçan tekmeyi tekinin göğsüne indirdim. o da yerde. kaldılar üç. diğerine de yumruğu çaktım bir kaç kere.diğer iki tane bebe de bana vuruyorlar arkadan. döndüm bunlara, tekme tokat allah ne verdiyse vuruyorum. karşılık vermeye çalışıyorlar. çocuğun gözüne vurayım derken burnuna vurmuşum, şırıl şırıl kan akmaya başladı. son kalan çocuk ise topuk yaptı. bunlar 3 dk içerisinde oldu bitti. eve geri döndüm. çocuklardan yemediğim dayağı annemden yemiştim. olsun kardeşim güvendeydi o yeter bana. o beşinci çocuğu hala ararım. bir bulsam senelerin intikamını alıcam haberi yok.
15-16 yaşlarında boyum ondan uzun olduğu için, merdivende benden iki basamak yukarıda duran çocuğun kafa atması. piç oturtmuştu da ama. burnuma tıkılan tamponların ucu, göz pınarımdan bakınca görülebiliyordu. *
kayseri'nin ünlü bilardo salınlarının birinin önünde beş kişi birden yediğimizdir.

ama en çok ben yedim. neden mi, karşıdan ilk darbeyi arkadaşa kafa atarak gerçekleştirmiş kişinin duluğuna patlatınca çenesini kırmışım. yere yatıp anıra anıra yuvarlanmaya başlayınca da bilardo salonunun içindekiler toptan hücum etti bize. öyle dayak yemiştik ki, burnumuza gelen kan kokusunu hatırladıkça hala sinirlerim ayağa kalkar.

yalnız adamlar iki yıl konuşmuşlar o kavgayı. helal lan, beş kişiyle koca salonu bastılar, piç memet'i*** de sakat bırakıp gittiler diye.
askerliğimin bitmesine 5 gün vardı. son kez tugay iştimasına çıktım takımla beraber. tugay komutanı nizami yürüyemediğimizi söylemiş , takım astsubayından fırça yedik "lan uluştırma takımını rezil ettiniz aşağı inince kimse kaybolmasın herkes 5 dakika yürüyüş çalışacak" dedi. garaja indik ben araçtan indim garaj çavuşu odasına girdim arkamdan astsubay bi bağırdı "lan iiiiit" diye. hah sıçtık şimdi dedim. ben size kaybolmayın demedim mi lan falan filan yaptı beni orda biraz çarptı. ulan çok zoruma gitti be 5 gün daha sabredemedim dayaksız askerlik bitircektim.
o değil milletle dalga geçiyodum yavuzun dayağını yemeden gitcem diye ama çarpıldım..sonra özür diledi tabi helallik istedi ama olan oldu.
ilkokulda öğretmenimden yediğim osmanlı tokadıdır. sınıf arkadaşımla kavga ettikten sonra öğretmen herkesin gözü önünde hem bana hem de kavga ettiğim arkadaşıma fena bir şekilde tokadı basmıştı.
bende sırf sırtımda çanta var diye yarım kadar çocuk tan dayak yemistim. aslında dayak yedim sayılmaz beni ittirmişti ben yere düşmüştüm daha 5e gidiyorum o aralar canta benden buyuk falan... üstüme oturup 3 tane yumruk atmıştı yüzüme. çantamı çıkarıp çocuğu ustumden attim ki velet benle yaşıt ama küçücük bişey neyse dogruldum çocuk yerden kalkmaya çalışıyor tam kalkarken çenesine bir yumruk... çocuğun çenesi çıkmıştı. .. bi daha 4 yıl kadar yuze vuramadim.
sene 2010, samsun'dayım o zamanlar. samsunlular da iyi bilir. öyle samsun da bir mevzu çıktığı zaman genelde tek gidilmez bir gruplaşma olur. işte samsun da olan mevzuların taraflarından hangisinin grubu büyükse o raad olan taraftır. gene böyle saçma sapan sebeplerle iki kişinin atışması bir grup mevzusuna dönüşme olayı var ortada. karşı taraf bizi çağırıyor. sıkıntı şu o iki grupta kimse birbirini tanımıyor. tabi biz bu tanınmama olayını aavantaj olarak sanıyoruz henüz. o sırada da sitedeyiz 5 kişi falan oturuyoruz. gidelim mi lan gidelim mi lan derken birden düştük yola.

arkadaşlar! karşıda bir grup var ama kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. diyoruz ki toplasan 5-6 kişilerdir. hadi 7 olsunlar bir şekilde dövüşürüz, yüksek ihtimalle döveriz diye düşünüyoruz. dolmuşu 5 leyip mevzuya doğru yola çıktık. burdan sonraki süreçte plan üzerinden anlatacağım.

görsel

evet resimden de gördüğünüz üzere mekan 6 lı masa sistemine sahip, kahvehane gibi ama biraz daha moderndi. pembe olan 5 kişi biziz. pembe yapmamım sebebini okudukça anlayacaksınız. kırmızılar ise karşı grup. maviler ise hiçbir şeyden habersiz kişiler.

neyse mekanın önüne geldik daha önceden dolmuşta plan yapmıştık. plan; konuşma yok, direk dalalım şoka girsinler belki karşılık veremeden birkaç kişiyi indiririz. aynı adama değil dağılalım. sözde önden ben gireceğim. mevzunun çıkış sebebi kişilerden olduğum için.

neyse mekana hızlıca bir girdik. direk o girişle zaten herkes bize doğru odaklandı. ulan bi baktım zaten direk sol en arkadaki kalabalığa gözüm takıldı. arkamdakilerinde takılmış olacak ki bize 10 dakika gibi gelen aslında 1 saniyelik bir duraklama yaşadık. o an arkamdaki 4 kişiyle telepatik şekilde anlaştığımıza yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

tabii ki o an 10-15 kişiyi görünce mantıklı olan şeyi yaptık.

+ abi bize deste verir misin ya.

direk abi bi çöktük masaya. koz kupa ver yansın. mal osman karşımda eşliyiz. bir yancımız var sözde batak atıyoruz. 5 dakika önce kurtlar vadisi. 5 dakika sonra how i met your mother. herkes bir yandan gülüyor bir yandan tırsıyor durum çakılacak tanıyan birisi çıkacak diye.

neyse abi oyun devam ediyor. bu mal osman telefonu seslide bırakmış. elemanlar bi bana bi osmana yazıyordu zaten. osman dalmış ihaleye girsem mi girmesem mi diye düşünürken birden mesaj sesi geldi. gözüm direk arkaya kaydı. adamlar bize bakıyor. herkes buz kesti amk.

+osman
+osman telefon.
-kanka sende el var mı ya.

amk salağı adam anlamak için peşpeşe gömüyor mesajları osmanın telefon çıldırdı. pat pat pat mesaj düşüyor. osman telefona bir baktı. suratıma baktı. zaten son hatırladığım osmanın bakışları ve karşı masanın hep birlikte ayağa kalkmasıydı. biz orada bir dayak yedik. tek iyi tarafı 15 kişi varlardı ama sadece 8 kişi dövdü.

hepsini siktir ettim dayağı yemişiz. amk salağı osman hala abi ben çizerdim o el ya diyo.