bugün

yazarların iyi kötü çirkin takıntılarıdır.
pilotmont:
izmit simidi
tren
ferdi tayfur
zaruri tanım: çoğu zaman obsesifliğin dibine vurulan takıntılardır.

aradığınız kişi telefonu açmayınca durup: 'ulan şimdi çaldırdığımı sanar bu mal' diyerek ikinci kez aramak.

denizde en açıkta yüzdüğünüz vakit: 'ulan şimdi bi köpek balığı gelse ilk beni yer' diyerek kıyıya yaklaşıp daha açıkta başka bi kurban bırakınca rahatlamak.

saati ayarlamak için illaki en güvenilir kaynağın trt 2'nin sağ üst köşesindeki saat olduğunu düşünmek.
bir yabancinin ya da kendime yakin hissetmedigim birinin henüz kalktigi koltuga hemen oturamam. ancak bahaneler uydurup zaman kazandıktan sonra oturabilirim.
takinti iste.
güzel kızları elde etme takıntım var, işin kötüsü hep başarmam.
Evin içinde yürürken durmadan köşelere dokunma ihtiyacı hissetmek.
evde saatlerce volta atmak. volta atarken elde mutlaka bir obje olması. zincir olur, sırt kaşıyıcı olur,.... herhangi bir obje ve yazar kızımız evde saatlerce volta atar. öyle ki volta atması için 3 adımlık bir alanın olması dahi yeterlidir. ayaktaysam düşünüyorum, düşünüyorum öyleyse varım!...
seovidir efendim. bi yakalarsam var ya.
öss'ye girmek.
orn. biri anket acinca dayanamiyorum dolduruyorum. evet bunu hep yapiyorum.
red hot chili peppers dinlemek.
victoria secret giymeyen kadınları tuvalete kitlemek.
ilgi çeken entry giren yazarları takip etmek, entrylerini kötülemek.

bu takıntı şu sıralar çok revaçta, evet.
sözlük! ulan yıllardır aşmaya çalışıyorum bu takıntımı ama bi türlü aşamadım. sokak taşlarının tam ortasına basmaya çalışırım yürürken, ya da çizgi halinde gözüken yerlerine basmamaya. sanki oraya basınca yancakmışım oyun bitcekmiş gibi geliyo bana.

eskiden bir sokak taşı atlayarak yürümeye çalışırdım aştım onu bak.

(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
sürekli aynı konular etrafında başlık açmalarına sebep olan takıntılardır.
(bkz: din)
(bkz: siyaset)
(bkz: cinsellik)
(bkz: futbol)
bilgisayar başında durmadan modem in ışıklarını kontrol ediyorum . yahu üstüne havlu atıyorum ; kendime bir geliyorum ki havluyu kaldırıp bakıyorum yine .
güzel ve zeki kadınlarla birlikte olmamak.
uc nokta... ozellikle uzun entry girecem diye yirtinirken cok oluyor... virgul mirgul zaten hak getire de... tek nokta koymam gereken yere bile uc nokta koyuyorum... bazi bazi kendimi tutamayip entryi de boyle bitiriyorum... sonra gammazliyorlar beni... moderasyon azarliyor da oyle duzeltiyorum... aha basladi gene...
yapılan herşeyi üçe tamamlamak, üç kez el sabunlamak, üç kez şampuan yapmak, üç adımla evden çıkmak...
(bkz: allahın hakkı üçtür)
boş sigara veya kola kutusu görünce her iki ayağımla da aynı şeyi hissedecek şekilde ortalayarak basmak
(bkz: kapi kapatmak)
sayilar arasi oranti kurmak (bkz: #3626879) ve simetrik bir duzen olusturmak.
* geçmişe ait her detayı her eşyayı çikolata kabından takı kutusuna hediye kabından sinema biletine peçeteden kolonyalı mendile saçtan parfüm şişesine kadar her şeyi saklamak ve düzenli olarak kontrol etmek.. annenin eskaza attıkları için yas tutup anneye çemkirmek, ortaokul'dan itibaren tuttuğum onlarca, son sayfasına kadar dolu günlükleri biriktirmek, resim koleksiyonu yapmak, kısacası geçmişe büyük saygı gösterip arşivcilik oynamak.

* saçlarımla oynamak, oynamadan uykuya dalamamak.

* sınavlara 8 yıllık kalemimle girmek, onun uğurlu olduğuna inanmak.
-sırtüstü yatarken saçları yastğın yukarısına doğru atmak. yani enseyi açık bırakmak. *
-sakız ya da kaşık-çatal gıcırtısı, saatin tiktak sesi
-gıdıyla oynanması
kırık kol bacak vb. görünce yahut bahsi geçince o bahsi geçen uzvunda sızı hissetmek.*
saçına dokunulduğunda saçları kirlenmiş hissetmek, yıkamadan rahat edememek.
bit, pire vb. bahsi geçince duş alana kadar kaşınmak.
horlama sesinden mide bulantısı oluşması.
masaüstünde geri dönüşüm kutusu haricinde birşey bulunduramamak. geri dönüşüm kutusunda birşey bırakmamak.*
- kapı açıkken uyuyamamak, hatta kitlemek.
- bir şeye nazar değmesin diye kulağı 3 kere çekip eli bir yere kapı çalar gibi vurmak.
- önemli bir buluşması, görüşmesi olduğunda daha önce uğur getirdiğine inandığı bir şeyi giymek
- yeni alınmış cüzdan, çanta gibi şeyleri denemek ( nasıl ya demeyin bazen uğursuzluk getiriyorlar mesela bir cüzdan aldım ve 3 kere para düşürdüm ondan) uğursuzsa bir daha kullanmamak üzere kaldırmak hatta evinden dışından birine hediye etmek.
-sınavda her zaman aynı kişiyle arkalı önlü oturmak.
- sınavlara hep aynı kalemle girmek.
- giydiğimde kötü bir şey olduysa o giysiyi bir daha giymemek.
.... böle gider bu. ben ne takıntılıymışım.