bugün

her susan bir şey söyler aslında. ve hep başka başka şeylerdir susarken söylenenler.

kimse duymaz, susanın söylediklerini
ve en çok susarken konuşur insan
en az susarken dinler

konuşsa dinlenmez ama sussa yorulur
sonra sustuklarından çığlıklar yapar
sustuğu yerden boşluklara savurur

bazen susar insan
ve sustuğunu söylemez
neyi söylmediği duyulur
ama;
neyi sustuğu bilinmez...
(bkz: üç tas has hoş hoşaf)
(bkz: susuyorsam asaletimdendir)*
susmadan önce söylenenlerin özetidir çoğu zaman.
bir bardak su verir misin ?
"demek sen de gidiyorsun"
"beni hayalkırıklığına uğrattın"
"neden böyle olduk biz"
bunlar hep susarken söylenir...
susadım.
(bkz: su içene yılan bile dokunmaz)
sustuğunda gözlerin anlattıkları.
başlıcaları:
sana ne söylesem azdır.
bu saatten sonra ne söylesem boş.
bir şey söyleyip basit ve ölümlü kelimelerle bu güzel anı kirletmenin suçluluğunu almayacağım üzerime.
huzurluyum.
insanın götüyle dinlenenlere eşdeğerdir kimi zaman.
kimi zamansa kalbe hitab edenlerdir.
nefretler.
gerizekalı bu çocuk.
susarken söylenenler, içten içe nefret ettiğin kişiye sövdürdüklerindir.* *
susarken söyleyenler kırgınlığını belli ederler bazense bir kızgınlıktan bahsederler.
şu an yapmak istediklerimi bi bilsen.
tam yansımasa da şarkısı bile yapılan konu.
(bkz: sustukların büyür içinde)

her nereye gidersen
kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
sustukların büyür içinde.
çoğu kez sövgüdür.
kes o iğrenç sesini.
(bkz: üff snn be slk)
eğer kadınsa, "şimdi susuyorum ama gün gelecek burnundan fitil fitil getireceğim"dir.
(bkz: iç ses)
" neyse oğlum sus. konuşur konuşur susar. aman sakın haa. şimdi sırası değil..."