bugün

Sözlük yazarlarına sorulan bir soru. Rusya ve komünizm düşmanlığı yapıyorsunuz da adamların bize gönderdiği paralar ve silahlar kurtuluş savaşı'nın kazanılmasında çok etkili oldu.

--spoiler--
1917'deki Ekim Devrimi sonrasında kurulan Sovyetler Birliği dünyadaki tüm komünist ayaklanmalara destek vermiş, bununla birlikte sömürgeci ve emperyalist müdahalelere karşı da mücadele etmiştir. Ekim Devrimi'nin ardından Sovyetlerde Rus iç Savaşı (1918-1922) sürerken aynı yıllarda Anadolu'da Türk Kurtuluş Savaşı (1919-1922) devam etmekteydi. Bu dönemde yeni kurulan Sovyetler, kendi gibi itilaf Devletlerinin önde gelenleriyle savaşan Türkiye heyeti ile diplomatik ilişkiler geliştirdi ve Türkiye'ye para, silah ve mühimmat yardımı gönderdi.
--spoiler--

--spoiler--
Mustafa Kemal 26 Nisan 1920 tarihinde, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılışından 3 gün sonra, SSCB'ye yazdığı mektubunda emperyalizme karşı mücadele için diplomatik ilişkilerin genişletilmesine paralel olarak 5 milyon altın, belirlenecek miktarda silah ve diğer savaş gereksinimlerini talep etti.[44][4] Bolşevikler, "emperyalizme" karşı benzer yaklaşımından dolayı Ankara'daki bağımsızlık hareketine sempati duyuyorlardı.[45]

Konu hakkında Mustafa Kemal, şu ifadelerle Sovyetlerden yardım talebinde bulunmuştur;[46]

« Evvela millî topraklarımızı taht-ı işgâlde bulunduran emperyalist kuvvetleri tard ve atiyen emperyalizm aleyhine vuku bulacak mücadelatı müşterekemiz için kuvayı dâhiliyemizi taazuv ettirmek üzere şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve takarrür ettirilecek miktarda cephane vesair vesaiti fenniye-i harbiye ve malzeme-i sıhhıyenin ve yalnız şarkta icrayı harekât edecek kuvvetler için erzakın Rus Sovyet Cumhuriyeti’nce temini rica olunur. Ihtıramatı faike ve hissiyatı samimanemizin kabulünü rica eyleriz. »
( Mustafa Kemal )
--spoiler--

--spoiler--
Vladimir Lenin'in konu hakkındaki ifadeleri ise şu şekildedir;[51]

« Mustafa Kemal sosyalist değildir. Fakat, görülüyor ki iyi bir örgütçü, yüksek anlayışlı bir önder. Ulusal burjuva ihtilalini yönetiyor. ilerici, akıllı bir devlet adamı. Bizim sosyalist devrimimizin önemini anlamış olup, Sovyet Rusya’ya olumlu davranıyor. O, istilacılara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikte silip süpüreceğine inanıyorum. Ona, yani Türk halkına yardım etmemiz gerekiyor. »
( Vladimir Lenin )
--spoiler--

--spoiler--
gizli tutulmak kaydıyla bir milyon altın lira, 60 bin tüfek, 108 sahra topu ve 12 ağır top yardımı yapılmasında uzlaşıldı. Azerbaycan'daki (Enver'in üvey kardeşi) Nuri (Killigil) Bey'in faaliyetleri[53] nedeniyle bir gecikme yaşansa da 2 Temmuz 1919 tarihinde yardım heyeti yola çıktı. Heyet yardımın ilk taksidi olan (125.000 lira karşılığı) 500 kg altın ve Çiçerin'in Mustafa Kemal'e yazdığı mektubu da yanında taşıyordu.[34][54] Halil Kut, 3 Ağustos 1920 tarihindeki raporunda, 6 sandık içinde, 500 kg altın para ile yola çıkıldığını, yanlarında iki müslüman Kızıl Ordu kurmay subayı ve 20 kadar asker olduğunu da yazmıştır.[55] Azerbaycan üzerinden Anadolu'ya geçerken Ermeni saldırıları nedeniyle yardımın tümünün toplu biçimde ulaştırılması mümkün olmadı. Heyet bölündü ve altınların üçte biri[33] Halil Kut tarafından Karaköse'de (bugünkü Ağrı) Tümen komutanı Cavit Bey'e (bir başka kaynağa[56] göre ise Kâzım (Orbay) Bey'e) teslim edildi.[18][34][57]

27 Ağustos günü Karaköse'ye varan Sovyet heyetinin getirdikleriyle birlikte toplam altın miktarı 400 kg oldu. Altının bir kısmı yolda terkedilmek zorunda kalmıştı.[54] Cavit Bey Sovyet heyetini 8 Eylül günü Erzurum'a ulaştırdı. Heyeti karşılayan Karabekir hemen Ankara'ya telgraf çekerek olumlu haberi bildirdi, 200 kg altını Doğu Cephesi'nin gereksinimleri için ayırdıktan sonra kalan 200 kg altını Sovyet heyetiyle birlikte Ankara'ya gönderdi.[55]

--spoiler--
başlığa cevaben yazılmıştır...

Alternatif bir evrende, sovyet yardımı almayan Türkler kurtuluş savaşında başarılı olamazlardı...türkiye cumhuriyeti devleri kurulamaz ve bağımsızlığını ilan edemezdi... sonrası nasıl olurdu gelişmeler ne şekilde olurdu tahmin etmek çok zor...

peki sovyetler bize neden yardım etti ?
- istanbul, Ortodoks mezhebinin doğduğu şehirdir, Çar'a "sen ortodoksların liderisin, istanbul senin hakkındır" dendi ama Çar düşünce sovyetlerin de ortodoks mezhebi ile dertleri kalmayınca, ittifak birlikleri istanbul'u paylaşma derdine düştüler...bu açıktan faydalanan ismet inönü, sovyetlere komünist bir ülke kuracağımız konusunda vaatlerde bulundu ve yardımı kaptık...

not: ilk entry çok uzun okumaya üşendim valla...
ilave bir ihtimal olarak itilaf devletleri güneyden de (kafkasya vb) sscb'ye karşı operasyonlar yürütüp yeni devleti yıkmaya yönelik faaliyetlerini daha geniş bir cephe üzerinden götürürlerdi muhtemelen.

(bkz: i dünya savaşı sonunda sibirya da itilaf işgali)
sovyetler bize sadece silah yardımı yapmadı ;

-hani o meşhur hint müslümanlarının parası var ya ?

o paranın bir kısmı sovyetlerden geliyordu

-(dünya da tek) bize patatesi soğanı

toz şekeri bilmemneyi karşılığında

petrol vs verende onlardı

evet

o nokta m kemal in dehası noktasıydı,

yeni cumhuriyetin bu bölgede onların işine

en çok yaşayacak ülke ve partner olduğunu

düşünüyorlardı, ayakta kalması için çok yardım ettiler.

(stalin denen insan evladı, herşeyi haraba etti orası ayrı

bir gürcü, bir işe atacak da ? o işden hayır gelecek)

hele bir de iskenderun tesislerinin nasıl yapıldığını bilse

şu hırsız dinciler ?

onlar 10 liralık işi yancıya 100 liraya ihale ederken

m kemalin ne kadar ufak bir bütçeyle o işi

çözdüğünü öğrendiklerinde kafayı üşütürler.
Şöyle bir mantıklı açıklaması var gerek boğazların ingiliz elinde kalmasını istememesi gerekse tam bir anti ittihatçı olan Kemal Paşa ya destek vererek ittihatçı eskilerinin Kafkasya da aradığı maceralara anadoludan gelebilecek desteği kesmek..
Yalnız o yardımlar savaş bittikten sonra bize ulaştı diye biliyorum ben. Yani azıcık gecikti. Bilen varsa düzeltsin.
“Yardım etti “ yazısından ilerisini okumadım . Ya kesin öyledir , hayrına silah vermiştir .
alternatifsiz değildik...

öncelikle şunu çok iyi biliniz ki, biz sovyetlerden karşılıksız bir yardım, bir hibe almadık sevgili arkadaşlar.

sovyetlerden aldığımız tüm yardımları kuruşu kuruşuna geri ödedik.
(bkz: tütün fındık incirin sırtında yükselen cumhuriyet)

evet, karşılığını tütün ile, fındık ile, narenciye ile ödedik sovyetlere.

yine sovyetlere tütün, fındık, incir, narenciye verip sanayi tesisleri kurduk.

yani şunu o kafanıza sokun, cumhuriyetimiz bir namus abidesidir ve kimseye minnet edilmeden, bağımlı, bağlantılı kalınmadan kurulmuş muazzam bir eserdir.

bunu anlamanızı beklemiyorum, zira gerek kurtuluş savaşı hakkında, gerekse cumhuriyetin ilk yıllarında yapılanlarla ilgili bildikleriniz son derece kısıtlı şeyler ve hiçbiriniz de ayrıntılara dalıp incelemediniz...

o halde yazının başına dönelim.

sovyet yardımı olmasa ne olurdu?

alternatifsiz değildik...

basil zaharoff adını duydunuz mu hiç?

basil zaharoff muğla doğumlu rum asıllı bir osmanlı vatandaşıdır, dünyaca ünlü silah tüccarı, savaş lordudur.
ingilizlerin yunanistan'ı anadolu'ya işgale götürmesinin sebebi basil zaharoff'tur.
zira basil zaharoff silah tüccarı olduğu gibi aynı zamanda uluslararası bir tefecidir ve yunan hükümetinin kendisine son derece yüksek meblağda borcu vardır.

basil zaharoff yunanistan'ın anadolu'yu işgalini hem alacağını tahsil etmek, hem de yunanistan'a yeni silahlar satmak için desteklemiş ve bu işe ön ayak olmuştur.
bu işgal için yunan hükümetine borç verip silah satarken aynı zamanda tam yarım milyar altın frank da bağışta bulunmuştur.

tabi tüm bunların bir karşılığı vardı.

yunan işgali başarılı olması halinde anadolu'daki tüm maden sahalarının ruhsatı basil zaharoff'a verilecekti.

ama bir yere kadar.

sakarya zaferinin ardından her şey tersine döndü.

yunan ordusu afyon-kütahya hattında çakıldı.
fransızlar ve italyanlar tbmm hükümeti ile anlaşma yoluna gittiler.

ve her şey tersine dönerken, basil zaharoff da 180 derece döndü.

istanbul'da bulunan şirket temsilcisine talimat vererek mim mim grubu ile temas kurmasını sağladı.

dünyanın en büyük silah tüccarı, türk ordusuna istediği kadar top, silah, cephane vermeye hazırdı.
istenilen her şeyi mersin limanında teslim edeceklerdi. karşılığında 5 kuruş para istemiyordu. "bedelinin savaştan sonra ödenmesine razıyız" diye teklif gönderdiler ankara'ya.

tabi büyük taarruz'a hazırlanan ankara için bu teklif çok önemliydi.

teklif mustafa kemal paşa'ya arz edildi.

mustafa kemal paşa şu cevabı verdi;
"böyle fırsatlardan yararlanarak savaşı daha önce bitirebiliriz, ama sonra bunu biza ağır ödetirler. biz türkler, dünyayı soymadığımız için yoksuluz. bu fırsattan yararlanarak bizi, geleceğimizi satmaya zorluyorlar. istanbul'a bildiriniz, teklifi reddetsinler ve teması kessinler..." (kaynak: nutuk)

ve başkomutan şöyle devam etti;
"bak çocuk...! minnet altında kalmamak için yarı aç olmamıza rağmen sovyetlere 600 ton tahıl gönderdik..." (kaynak: nutuk)

yani sevgili gençler, mustafa kemal paşa'nın da dediği gibi, sovyetlere bir minnetimiz, bir göbek bağımız yoktur.
sadece sovyetlere değil, hiç kimseye bir minnetimiz yoktur.
verdiğimiz savaş, girdiğimiz mücadele dünya tarihinin gördüğü en şerefli, en namuslu mücadeleydi.

savaşın en çetin yıllarında bile, sırf savaşı kazanmak uğruna mustafa kemal paşa kimseye taviz vermemişti.

sadece basil zaharoff ve sovyetler değil, amerikalı, japon, ingiliz, fransız ve italyan silah tüccarlarından da benzer teklifleri aldık.
bedelini ödemediğimiz tek bir silah almadık, bedelini ödemediğimiz tek bir mermiyi düşmana sıkmadık...

işte mustafa kemal paşa ve arkadaşları 4 sene süren kurtuluş savaşımızda bu dik duruşu sergiledikleri için, savaş sonrası kurulan genç türkiye cumhuriyeti dünya tarihinde görülmemiş bir sanayi hamlesi gerçekleştirdi ve iktisadi başarı kazandı...

o yüzden "sovyet yardımı olmasaydı ne yapardık" demek, sadece ve sadece bir cehalet örneğidir, mustafa kemal'i tanıyamamaktır.

sovyet yardımı olmasaydı da biz kutsal mücadelemizi kazanırdık...

#tarih
öncelikle silah yardımı yapılmış olması türk ordusunu baştan sona sovyetlerin donattığı anlamına gelmez bu bir.

ikincisi yardımların büyük çoğunun kaynağı sovyetlerdeki türk kardeşlerimizin yardımlarıdır.
ve bu yardımların ancak yarısı anadolu'ya ulaşabilmiştir.

bu da ancak anadolu'daki mücadelenin sovyet yararına oluşundandır. aksi takdirde sovyetler buna da izin vermeyecek idi.