bugün

2007 yılında televizyonlarda bulunan bir ingiliz dizisidir. türleri komedi ve drama'dır.
başrollerinde Joseph Dempsie ve April Pearson oynamakta.

http://www.imdb.com/title/tt0840196/
3. sezona yepyeni bir kadroyla başlamış olan ingiliz dizisidir. *
2007 yılında ingiltere'de yeni açılan channel 4 isimli kanalın ilk dizisi olma gibi bir öneme sahip olan dizi. tabi bizi ilgilendiren kısmı bu değil nasıl muhteşem bir dizi olduğu.
dizi bristol'da geçiyor ve 16-18 yaşındaki çocuklardan oluşan bir arkadaş grubunun yaşadığı karmaşık olaylar bütününü anlatıyor. diğerlerinden farkı ise tamamen gerçekçi olması, klişelerden tamamen ayıklanmış olması. her karakter birbirinden çok farklı ama amerikan dizilerindeki klişe karakterlere rastlamıyoruz pek. zengin kız, fakir oğlan tarzı şeyleri göremiyosunuz. bütün çocukların aile hayatları berbat. nerdeyse hepsinin ailevi sorunları var. partiden partiye koşup; içkinin, otun ve seksin dibine vuruyolar. ama film öyle ilk bölümde, ilk sahnelerde görüldüğü gibi bir komedi, eğlencelik gençlik dizisi değil. dizi tam bir drama. oyuncular 25 yaşındaki aktörler değil gerçekten 18 yaşındaki bristoldan seçilmiş daha önce deneyimi olmayan çocuklar. ve gerçekten performansları etkileyici. her bölümde farklı karakterler başrol pozisyonuna geçiyor ve hikaye bunun üstünden anlatılıyor. karakterlerden bahsetmek istiyorum bunu spoiler vermeden yapamıcam sanırım.

--spoiler--
tony: bu arkadaş dizimizin piç karakteri. ilk bölümden itibaren bu anlaşılıyor. adam her şeyde yetenekli. dersleri süper, çok güzel şarkı fln söylüyor. ama asıl olayı tam bir "fucker". kızlar bu arkadaşa hasta. tabi piçliklerinin cezasını ilk sezonun sonlarına doğru çekiyor ama senaristlerimiz cezasını yeterince çekmediğini düşünüyor ki ilk sezonun sonunda arkadaşa bir otobüs çarpıyor ve her şeyini kaybediyor.

sid: dizimizin "loser" karakteri. tony'nin en yakın arkadaşı. aslında bütün olaylar bu bakir arkadaşa kız ayarlamaya çalışmalarıyla başlıyor. kendisi tony'nin sevgilisi michelle'e aşık. loser dediğime bakmayın ilerki bölümlerde michelle'i de elde ediyor ama ilk başta umursamadığı cassie'nin peşinden amerikalara bile gidiyor dizinin sonunda. muhteşem bir ingiliz aksanı, kafasından asla çıkarmadığı şapkası olan bu arkadaşımız şahsi düşünceme göre dizinin en karizmatik karakteri.

cassie: oynayan hanımkızımız hannah murray dizideki en parlak performans gösteren oyuncu şahsımca ve izleyen çoğu kişiye göre. anorexia nervosa hastası olan bu kızımızın hayatının yarısı hastanelerde, tımarhanelerde geçmektedir. çok güzel oh, wow der ve çok şirin gülümser. sid'e aşıktır. ama gerçekten çok tatlıdır. bütün dizi boyunca sid'e sktr et michelle'i burda cassie dururken dedirtir. biraz tırlatmış karakterdir, bazen (genelde kafası iyiyken) deli yürekteki kuşçu tadında laflar etmektedir.

michelle: dizinin taş hatun kontenjanını doldurmakla birlikte, çok hoşlandığım bir karakter değildir. tony'ye aşıktır ama sid'in kendisine olan ilgisinin de farkındadır. otobüs kazasından sonra tony'nin iktidarsızlık problemi sonrasında tony'yi bırakıp sid'e koşarak kaşarlığını göstermiştir.

jal: dizinin siyahi karakteri. babası meşhur bir rapçi olan bu kızımız rapten fln nefret eder. gülünesi kardeşleri vardır. mc lik peşinde koşmaktadırlar ama biraz morondurlar. bu jal klarnet çalar hem de çok iyi çalar, dizi boyunca müzik yarışmalarına fln katılır. dizinin en aklıbaşında karakteridir.

chris: dizinin eğlenceli adamıdır. partiden partiye koşar, hayvan gibi içer. sürekli ot içer. hep neşelidir ama asıl acıyı o çekmiştir. dizinin daha başlarında annesi ona 1000 ingiliz lirası bırakıp terkeder. bu da evinden ayrılıp kolejin "yurt"larına yerleşir. önceleri hocasına aşıktır. sonradan jal ile ilişki yaşar ve dizinin sonunda abisi gibi beyinsel bir hastalıktan hakkın rahmetine kavuşur. sürekli "fuck it" demesiyle meşhurdur, lakabı maymun adamdır.

maxxie: çok yakışıklı olan bu sarışın arkadaşımız belki de tonyden daha kolay kız götürebilecek durumda olmasına rağmen gaydir. gerçekten çok iyi dans eder. en iyi arkadaşı dizinin belki de en abazanı türk ergeni gibi hareket eden pakistanlı anwardır.

anwar: slumdog millionaire'den tanıdığımız dev patel'in canlandırdığı bu pakistanlı ingiliz arkadaşımız zorla müslümandır. zaten dizide ilk namazda telefonla konuşurken görülür ve camiden kovulur. içer, ruslarla düşüp kalkar her türlü pislik vardır tek farkı müslümandır.

sketch: diziye ikinci sezonda katılan bu arkadaşımız maxxie'ye aşıktır, bu aşk biraz da sapıkçadır. uzun süre maxxie yi izlemiş fotoraflarını çekmiştir. evine girip odasında mastrubasyon bile yapar. maxxie buna tabii ki yüz vermez ve bu anwarla aslında cinsel içerikli bir ilişki yaşarlar. dizinin son bölümünde anwar anlık karar alıp maxxie'yle londra'ya gider ve sketchi durakta unutur. bu da bizi dumurlardan dumurlara sürükler.

effy: tony'nin kardeşi. geceleri hep dışardadır, partilerde fln sürter. tony hep bunu korur yeri gelir sabahleyin türlü numaralarla eve girebilmesini sağlar, yeri gelir çorabını giyip onun yerine onun yatağına girer. effy ilk sezonda nerdeyse hiç konuşmaz, ikinci sezonda da tek tük. ama üçüncü sezonda başrole geçip bize yeni heyecanlar yaşatacaktır.

--spoiler--

dizi her ne kadar artı 18 olsa da her 16-20 yaş arası insanın kendinden kesinlikle bir şeyler bulacağı ve etkileneceği bir dizidir. ingiliz gençliğinin halini ortaya koymaktadır. nasıl çocuk yetiştirilmez diye bize gösterir ama aslında bu yolla belki de çocuklar daha erken olgunlaşıyor diye düşündürür. çünkü karakterler gerçekten dizi boyunca oldukça olgunlaşıyor ve farklılaşıyorlar.
not: bu değerlendirmeler ve yorumlar tamamen ilk 2 sezon için geçerli. üçüncü sezonda bence doğru bir kararla oyuncular ve karakterler değiştirilmiştir. ilk iki sezondan sadece tony'nin kardeşi effy ve ikinci sezonda bir süre görülen effy'nin salak arkadaşı pandora devam etmektedir.
benzerleri arasında en iyi olan izleyen herkezin kendinden bişeyler bulabileceği mütiş ama kısa ingiliz dizisi.

(bkz: its like hazy days) (bkz: you know)

soundtrack: http://www.youtube.com/wa...8izDc&feature=related diziye çok yakışmış bu şarkı.
ilk iki sezonunu çok beğendiğim ama üçüncü sezondakilere pek ısınamadığım harika ötesi sınırları aşmış bir dizi.
son yayınlanan bölümü ile resmen can yakan dizidir. yapılır mı bu be ?

--spoiler--

freddie ölüyor.

--spoiler--
--spoiler--

ve 4. sezonu bitmiş olan dizi. ağlamak istiyorum sayın seyirciler effysiz cooksuz jj'siz ne yaparız? 1-2. sezon sonrası düştüğüm tony, maxxie boşluğuna alışsam da bu olmasın ya. keşke diyorum 5. sezon herkesin birlikte olduğu bir sezon olsa.. ama son bölümden anladığım kadarıyla herhalde freddie'nin kardeşi üzerinden devam edecek dizi. freddie ve chris'i sırf seyirci acı çeksin diye öldürdüklerini düşünüyorum ayrıca, evet. ama 4. sezon finalinde cook'un doktorun ağzına sıçtığını bilmek öyle bir rahatlık getiriyor ki tarif edilemez.
--spoiler--
hiçte fena değildir.izlenmesi tavsiye edilir.(2. sezon sonunda kadro değişse de izlenir .)
dizi tam bir zeki demirkubuz tarzındadır. hayatın içinden kopmuş gelmiş herkesin yaşadığı parçalar bulunmaktadır. diyaloglar günlük hayatta yaptığımız gibidir. 'fuck off, fucking' tadında. dizinin kişi üzerindeki etkisi ise yapmacık olmayışındandır. bir bakıyoruz taş gibi hatun, rezil rüsva olmuş sağda solda kusuyor. yada sağlam küfrediyor. kendinden çok emin oğlan çocuğu tamamen yalnız kalabiliyor.
pembe panjurlardan dibi gösteren bir dizi.
ilk 2 sezon da karakterlere alıştığınız için 3. sezonda bir bocalama yaşıyorsunuz. diziye baştan ısınamayıp tony' nin bir yerden çıkacağını hayal ediyorsunuz.

şu varki kesinlikle bir drama dizisi. çarpık ilişkiler, ailevi sorunlar hat saffada. hap, içki, ot iyice işlenmiş durumda.

müziklerine hasta olacağınızı garanti verebilirim.

bir de şu var tabii:
--spoiler--
freddie nasıl öldü lan öyle. şaştım kaldım bilgisayarın karşısında. dizideki tek 'iyi' (yani ailevi sorunları fazla olmayan, psikolojisi ötekilere nazaran iyi olan) karakterdi. 'tamam bu effy ile mutlu mesut yaşar' dediğimiz anda....demekki bu dizide iyiye yer yok abi. tony ile michelle içinde geçerli. tam iyi oldular. bu sefer okullar yüzünden tekrar ayrıldılar. ama fred... yok abi ya çok fena oldum lan cidden.
--spoiler--
yeter bu kadar. dağılın şimdi.
kısa bir süre önce dost tavsiyesi ve ısrarlarıyla başladığım güzel dizi. her şey süper fakat koskoca ingiliz dizisinde bir gram futbol geçmez mi arkadaş? birinci ve ikinci sezon daha durgun olmasına rağmen daha kral olduğunu düşünüyorum karakterlerin 3. ve 4. sezona karşın.
(bkz: april pearson)
uyruk değişimi can yakmaktadır, 5. sezondan izleyici tatmin olmayabilir.
içerisindeki birçok oyuncunun tormented adlı film'De de oynadığı dizidir. mesela april pearson!*

edit : aerika'da, "dizi demişsiniz ama bu çocuk pornosu" denilerek yumuşatılması istenmiş
ilk dört sezonu bir çırpıda izlediğim içerisinde herşeyden kararı ile olan dizi sex, alkol, ilşkiler ne abartı şekilde var ne de korkup sahnelerden kesinti yapılmıs neyse o ama 5. sezon tatmin etmemiştir.
her 2 sezonda bir biri öldüğünden seyircinin çok canını yakan bir E4 dizisidir.Ve bence senaristler dizide en sevilen kişinin kim olduğunu bulup onu öldürtüyorlar .
komedi dizisi olarak başladığım sonradan hiç bir tat vermeyen dizi. öncelikle belirtmeliyim ki 5. sezona başlamadım. ancak ilk iki sezonun tadını alamadım diğer sezonlardan. ha belki ben gülmek eğlenmek için izliyorum ondan olabilir. ama ilk sezonda ki o samimi hava yoktu devamında. sid in salaklıkları olsun cassie olsun maxxie olsun mükemmeldi. ama sonrası olmadı olmamış...
ilk 2 sezonu hayranlık izlememe rağmen 3. sezonda batıran 4. sezonda iyileşmeye başlayan dizi.
3.sezonundan devam ettiğim dizi.

imdb den anladığım kadarıyla kadro 2 sezonluk..yani aynı kadyorla peşpeşe 3.sezon çekilmio.

edit:4.sezonda bitti...nedense bana 3 ve 4.sezonlar ilk 2 sezondan daha başarılı geldi.
komedi ile uzaktan yakından alakası olmayan dizi. gayet başarılı bir dram* dizisidir.

ayrıca dizi aslında ilk iki sezondan ibaret olup; diğer sezonlar sadece bu dizi ile aynı okulda geçen, aynı şekilde ilerleyen farklı dizilerdir. yani bu dizi iki sezonda bir yenilenen bir dizidir.

efsane olan kısmı sadece ilk iki sezonudur.
ilk jenerasyonu ço....ok iyi olan, ikinci jenerasyonda ilk önce batırıp sonradan toparlayan, üçüncü jenerasyonda batırmış dizi. üçüncü jenerasyonda, yani 5. sezonda kesmekle çok iyi yapmışlar bence.
ilk iki sezon muhteşemdi.üçüncü sezonla karakterler değişti gelen yapmacıklıkla gerçekçiliğini kaybetti dizi.
ilk iki sezona göre yorum yapıcağım.dizide çok uyuşturucu var,çok seks var,çok bunalım var ama hiçbir zaman dizi uyuşturucu veya bunalım dizisi olmadı tam bir gençlik dizisi.
bir süre izledikten sonra kabak tadı veren dizi. *
6. sezona başlamış dizidir.

edit: (bkz: bilgi içeriklii entry nin eksilenmesi)
büdüt: inanmayanlar için:
http://yabancidiziizle.com/dizi/skins-6-sezon
son sezonundaki karakterlerine ne yapacağını bilmediği için hepsini birbiriyle seviştirmiş, ikinci jenarasyonda jenerasyondaki gibi bir cook-effy-freddie üçlemesi oluşturmaya çalıştırmıştır yazarları. s06e06'daki 48 saatlik partideki dj Jamie Brittain'miş mesela. adam maskenin arkasında olsa dahi kendisini görüntüye dahil etmek istemiş olacak, ne de olsa son sezon gibi gözüküyor. boşa saracağına bitirilmesi en iyisi, oth* gibi olmasında.
(bkz: kaya scodelario)