bugün

74 jailbreak albümünden bir acdc şarkısı. sözleri şöyle.

You learn to sing
You learn to play
Why don't the
businessmen
Ever learn to pay

That's show
business [Show business]
Show business [Show business]
Show business
That's the way it goes

You
play in halls
Play in bars
You're climbin'
walls
Chasin' stars

That's show
business [Show business]
Show business [Show business]
Show business
That's the way it goes

You
pay the man
You pay your dues
When it's all gone,
ooh
You sing the blues

Show business [Show
business]
Show business [Show business]
Show
business
That's the way it goes

You wanna
roll
You wanna rock
You find it hard
If your
guitar's in hock

That's show business [Show
business]
Show business [Show business]
Show
business
That's the way it goes

You're
smoking butts
They smoke cigars
You're drown in
debt
They drown in bars

That's show
business [Show business]
Show business [Show business]
Show business
That's the way it goes

You
pull a chick
Take her home
No use, man
You're worn out to the bone

That's show
business [Show business]
Show business [Show business]
Show business
That's the way it goes

That's show business, show business
That's show
business, show business, show business
That's the way
it goes
Know what I mean
her ne kadar "şov dünyası" ya da "şov işi" olarak çevrilse de ihtiva ettiği anlam farklı olan kalıplaşmış sözdür.

genelde aklındaki ile zikrindeki farklı olan insanların eylemleri için kullanılır.
bizim güzel ülkemizin güzel polemik insanlarının, anlamını bilip bilmedikleri bile tartışılır, devamlı içinde bulunduklarını iddia ettikleri dünya.
(bkz: showbiz)
Evet, brad Pitt bir markadır ve aynı zamanda cansız ve elde edilemeyen ama tüketilebilinen bir üründür de... şöyle ki; Pitt ile Beckham arasında esasen hiçbir fark yoktur, ikisi de aynı işi yapmaktadırlar; show business... show business dediğin şeyde de ortada dönen şey emekten ziyade bir emek ortaklığıyla oluşturulmuş bir nevi hayalettir... Dokunulamaz, elde edilemez anca taklit edilir ve tüketilir bir şey (!)... Pitt'in karısı, Beckham'in saçı, Britney'nin kıçı, Paris'in memeleri (ya da aynılarının yerli versiyonları) derken ortada oluşan ağır mı ağır bir hiçlik ve üzerinden dönen onlarca sektör... Sanırım show businessi tanımlarken son on yıldan daha evvelki kaynaklar bile eski kalabilir...
Güzel bir ac dc parçası.
Bir sürü ahmet Kaya şarkısının arasına nereden karışmış bilmiyorum ama iyi oldu. *
gösteri dünyasında şöhret ve para sahibi olmak için kişiyi hedefe ulaştıracak şahıslarla birlikte olmak gerekir. bu tip şeyler çok yaygındır. küresel ölçekte böyledir, hatta eğer seçilen kişi için yukarılardan gelen emir demiri kesmiyorsa bir kuraldır. the godfather'da mafyanın dayattığı aktörü kabul etmeyen yönetmenin atının başını yatağına bırakmışlardı hani. işte çok güçlü yapılar tarafından desteklenmiyorsan ve güzel/yakışıklı biriysen ve gösteri dünyasına aktör, model, şarkıcı veya sunucu gibi mesleklerde ilerlemek istiyorsan işte bedeli bu şekillerde oluyor.

güzellik kraliçesi, model kralı/kraliçesi gibi müsabakalarda ilk üç önceden belirlenmiş olur. (bkz: torpil) sonuçlar sürpriz değildir. eğer kızı ya da erkeği arka planda güçlü biri seçtiriyorsa bu kız ve erkek yarışmacı bu yarışmaları düzenleyen organizatör ve diğer yetkili isimlerle düşüp kalkmak zorunda kalmaz. şayet durum başkaysa yani yarışmacının arkası sağlam değilse, o zaman organizatörle bir münasebet gerçekleşmeden dereceye girmek söz konusu bile değildir.

nihayetinde kimseye zorla bir şey yaptırılmıyor. çünkü çarkın işleyişi bu ve kimse değiştiremez. gönül isterdi ki her şey güzel olsun. ama nedeni olan nasıla katlanır. şan, şöhret, para isteyen ve buna razı gelen bedeli öder, yoluna devam eder. bize gelmez diyen de gider asgari ücretle çalışır.