bugün

varoluşsal bulantı ile bir versus yapılsa başa baş gidecek şiddette sancılı bir bulantıdır.

hani zaten başlangıcını, ilk kramplarını, tabi ki varoluşsal boşluğa da borçludur da zaten. boynuz kulağı geçer misali kendisini türetene kafa tutar.

toplumsal olma kaygısı gütmemeye ve kendi kabuğunuza çekilmeye başladığınız o en bireyselci anda artık tek arzunuz nedenselliği yıkmak olur. ve bu istek sizi bedensel isteklerin anlamsızlığına ve gereksizliğine uyandırır.

birey tarafından toplumsalın dayattığı fetişler, artık birer 'robotlaşma' kalıbı olarak tanımlandığı an itibariyle, dış çevrenin olaylara salt bedensel arzularla yaklaşması da sizi tamemen bu bulantıya itikler. bilahare türk kızının muhafazakar kültür ezikliğiyle günden güne kezbanlaşması da size seçenek bırakmaz. erircesine yok olursunuz doğal seçilim karşısında.

genetik olarak güdülerinize döşenmiş am/sik gerekliliğini unutur. romantik olandan koparsınız. artık sürrealist bir seks anlayışı hakimdir. am/sik görmeyerek aseksüaliteye minik adımlar atmaya başlarsınız ya da dürüstçe 0-5 yaş grubunda edindiğiniz garip fetişlere yönelir bir kadının ayağını yalarsınız.

bulantıya en iyi çözüm fransaya göçmektir.

ah ulan gözün çıksın nagehan.