bugün

kendisinin telefonuna 100 adet seni seviyorum msj' ı gönderilebilir. özellikle bedava sms' iniz varsa ve öğrenciyseniz ucuz ve hoş bir yoldur.
aniden yanağından öpmek. sevgili ne yapacağını şaşırır ve siz de bu arada ne yapayım kızım sen de bu kadar güzel olmasaydın gibilerinden laflar ettiğinizde sevgilinizin çoktan ağzı kulaklarına varmış ve herşeyi unutmuştur.
(bkz: dün gece seni rüyamda gördüm)

(bkz: rüyamda seni gördüm yalanı)
yer öğrenci evi. yeni batan bir güneşe günaydın denilerek uyanılır. dünden kalma rakı artıkları toplanır. kahvaltı için sevgili ile bir şeyler hazırlanmaktadır. meyve suyu almak için dışarı çıkılır. telefon çalar:

vendetta: alo.
arkadaş: vendetta hemen internete girsene.

koşa koşa bi internet cafeye gidilir. msn'e girilir.

vendetta: noldu lan?
arkadaş: ortak bi iddaa sayfası açsana. 411 kodlu maça baksana sence nolur?
vendetta: lan salata bunun için mi koşturdun beni cafeye?
arkadaş: evet.
vendetta: (maça bakılır. maça bakılmışken iddaa programı gözden geçirilir) lan o maç üst olur. peki şu maç ne olur?

maç maçı takip eder. yaklaşık bir saat boyunca iddaa çalışılır. telefon çalar. evde bekleyen sevgili yeni akla gelmiştir.

vendetta: (lan ne bok yesem) alo. (en iyisi kafa karıştırmak)
sevgili: hayatım nerdesin 5 saattir. bir meyve suyu almak bu kadar mı sürer?
vendetta: aha. işte hep böyle yapıyosun daha bir saat oldu hep abartıyorsun.
sevgili: ya hayatım saçmalama. lafın gelişi o. merak ettim sadece. nerdesin bir saattir?
vendetta: ya var ya, milletin kız arkadaşı böle erkek arkadaşını sorgulayamaz. sen çok şanslısın heee. bazen abartıyorsun sanırım bu durumu.
sevgili: ne diyorsun vendetta? ayrıca kız arkadaş ile nişanlı arasında fark vardır. hatırlatmak isterim ben nişanlın oluyorum.
vendetta: bir de senin dediklerin anlaşılmıyo, benim seviyemde değilsin demek istiyorsun yaaa. yeter artık bu böyle olmaz.
sevgili: ya ne diyorsun aşkım ne saçmalıyorsun?
vendetta: (ulan başladık ama sonunu bağlayamadık) saçmalıyorum hee, demek ben saçma adamım. (yuh amk. nerelere geldim lan)
sevgili: ya eve geliyor musun, gelmiyor musun? hem o klavye sesleri ne?
vendetta: yaa demek eve gelmesem hiç yokluğumu hissetmeyeceksin.
sevgili: hem senin yüzüğün neden evde? ayrıca o yüzüğün tam olarak tuvalette olmasının altında yatan anlam nedir?
vendetta: altında yatan anlam insan tuvalette de yüzüğünü unutabilirdir. daha fazlası yok yani. bir insanın sıçarkende bir şeyler unutmaya hakkı olmalı bence. mesela geçen günde sifon çekmeyi unutmuştum da sen kızmıştın ya. aynı onun gibi.
sevgili: senin canın kavga istiyor heralde, ama bir sebep bulamadın şu anda imal etmeye çalışıyorsun.
vendetta: vaay demek kavgacıyım haaa. tamam. tamaaam. geliyorum eve bekle.

sıçılmış, sıvanmış, üstüne boyanmıştır. nasıl bir açıklama yapılacağı düşünülür. bir buket çiçek alınıp eve gidilir. sevgili kapıyı açar.

vendetta: aşkım bak sana çiçek aldım. aldım yani. mezarlıktan falan toplamadım bu sefer. para vererek aldım. para çiçek eğrisi.
sevgili: ...
vendetta: çiçek aldım sana çocukkk çiçeekkk.
sevgili: çok romantiksin vendetta.
vendetta: yok romantik olayım diye değil. az önce ki anlamsız gecikmemi affet diye aldım.
sevgili: yani karşılık bekleyerek aldın.
vendetta: hayır ya ne alakası var. yani bu çiçekleri alırken affetsende iyi olur diye düşündüm.
sevgili: affedecek bir şey yok. ortada aslında hiç bir şey yok. sadece senin yine yaptığın bir şeyi, yeni bir şeyler yaparak üstünü kapatma çaban var.
vendetta: affettin mi? affet.. hadi affet. bak tuvaletten yüzüğümü de alcam. hadi affet.

biraz düşünür...

sevgili: ya hayatım, sen bu çiçekleri romantikleşmek için almadım dedin. en son ne zaman romantik bir şeyler yaptık sence?
vendetta: ... dün.
sevgili: aşkım dün ne yaptık? tv izledik, sen rakı içtin. bu mu romantiklik?
vendetta: ama fenerin maçını izledik.
sevgili: ya bunun nesi romantik? aa ayrıca son romantikliğini hatırladım ben bu arada hayatım.
vendetta: neymiş?
sevgili: benim öğrenci evime dicitürk bağlatma ikna çalışmaları için beni yemeğe götürmüştün.
vendetta: kahvaltı yapcaz mı?

kahvaltıya oturulur. gergin bir hava esmektedir.

sevgili: vendetta, ilk tanıştığımızda üstümde ne vardı?
vendetta: (sıçtık) eee. gömlek vardı hayatım. bal yer misin? affeder misin?
sevgili: ...
vendetta: neden sinirli sinirli bakıyorsun hayatım? ne? peynir al bebeğim. affet..
sevgili: evet hayatım. sadece gömlek giyip gelmiştim.
vendetta: ya dur hatırlıy... söylüyorum yavaş yavaş. bi çay daha koyar mısın? kot pantolon vardı ayrıca. salam ye aşkım onu seversin. affettin mi?
sevgili: neyse hayatım boşver.
vendetta: ya neyi boşver? benim üstümde ne vardı? nolur yeter artık altı üstü bir saat.
sevgili: kot pantolon, spor ayakkabı, sweat.
vendetta: aha. valla bilemedi. ahahaha. valla bilemedin aşkım. spor ayakkabı yoktu. hahaha. affetmek zorundas..

sevgili bir anda kalkar sarılır:

sevgili:ya ben sana neden kızamıyorum? neden böle sinirli kalamıyorum sana? böle işlerden hiç anlamasan da bunun için çaba göstermen çok değerli benim için aşkım.

fazla sorgulanmaz. einstein'in dediği gibi:

--spoiler--
Bazıları hayatlarını kadınları anlamak için harcarlar, bazıları ise benim gibi daha basit şeylerle uğraşırlar, izafiyet teorisi gibi.
--spoiler--
büyük bir hatalarda kullanılması için önerdiğim etkisi süper olan taktik. güzel bir aşk kitabı alınsın (mümkünse ayrılık veya kavga sebebine uygun) o kitaptaki güzel ve etkileyici yerleri belirtmek örn: 'ayşe ahmet'e seni seviyorum dediğinde ahmet'in mutluluğu gözlerinden okunuyordu' bu bölümün altı çizilip bir işaretle aynı senin bana seni seviyorum dediğinde ki benim gözlerimin geldiği durum bu işte ! vb. şekilde küçük hoş notlarla oluşturulabilecek gayet romantik, manevi bir hediyedir.
adam gibi karşısına çıkıp haykırın sevdiğinizi. melankoli yapmaya gerek yok.
(bkz: yerim)
(bkz: hep özeldin hep özelsin)
gözlerinin içine baksanız yeter.
montum sen de kalmış.

(bkz: Başka deilde aşk)
uğraşmamaktır. sadece bir şey yapıyor gibi göstermektir. en güzel taktiktir kanımca.
yaprak sarması yapıp ona götürmek.
Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur!
başka bir facebook hesabı açıp, kendinizi övmeniz durumudur. çok uğraştırır; beş ay bilemediniz altı ay ama sonuçta gülen taraf olursunuz. uğraştıran en zahmetli yolu sizin yazı karakterinizi tanımasın diye ecel terleri dökmenizdir.
gayet basittir efendim.
suyuna gidin pişmanlığınızı belirten yazılar paylaşın görün ilgiyi hissedince yumuşayacaktır.
Kavganin siddetine baglidir.
elbetteki birçok yöntem vardır. akıl akıldan üstündür diyerek arkadaşla kafa patlatırken aynen şöyle bir öneri geldi;

''ara bence, hiç konuşma telefonun üstüne otur sonra ararsa geri yanlışlıkla aramışım de. bence mükemmel bi fikir''

akıl akıldan üstün müdür bilmiyorum ergen ruhlu arkadaşlarım var amk. biri bana böyle bişey yapsa kaba etimle güler sie go derim.
Adam gibi konuşun. Adam gibi dinlettirin sarılın.
yok olm öyle bişey seni kandırmışlar :/
doğalgaz ya da elektrik faturasının acısını bölüşmek için barışanlar da var.
Rüyamda seni gördüm iyi misin?