bugün

bunlar yine şanslı. bizim zamanımızda sadece nokia 3210, 100 kontör ile 20 dk lık konuşma veya 50 sms seceneğimiz vardı.şimdi video fon müziği falan..
bunlar yine şanslı bizim zamanımızda bir mesaj 2 kontördü.
bunlar yine şanslı. bizim zamanımızda anca jetonlu telefon vardı.
ananı avradını sikim ben abdest almaya gidiyorum şeklinde tepki verdim valla billa. tövbe ediyorum. samimiyim.

ahir zaman bu olsa gerek, hayır başka türlü açıklanacak gibi değil. bu dokunmatik telefonların genetik mutasyona yol açtığı söyleniyor ama bu kadar etki etmiş olacağını sanmıyorum.

işin şakası bir yana ama bu yaşlarda ve hele bu teknolojik çağda emrahtan beter gençlerin acıya meyilli oluşu, gençlerin ağlamaya bu kadar meyilli olmalarının nedeni sanırım kültürel çürümüşlüğümüzün kanıtıdır. ne olacak ki, ne bekliyoruz bu çocuklardan ? spor yapacakları, tiyatro yapacakları, sosyal aktiviteleri var mı bu çocukların ? düşünmek hiç öğretiliyor mu çocuklara ! kaldı ki bu ergenler de düşünmeyi öğrenmek gibi bir gayeleri yok. sonuç bunlar işte. normal karşılıyorum amk.
sözlük ahalisinin diline düşmüş genç kızdır.

erkekler bu şekilde yaşamıyor olabilirler aşk acılarını, ancak bu yaştaki kızların büyük bölümü bu şekilde yaşar ve atlatırlar. muhtemelen derslerde de gözyaşı içindedir bu kızcağız. hatta matematik dersinde bile denklemler anlatırken kendisine göre ibrahim ve kendi adına denklemler kuruyordur. 2 kere 2 ibrahimin kareköküne eştir. muhtemelen ibrahim'in o'nu terk etmesinden ya da yüz vermemesinden daha büyük bir dert yoktur yeryüzünde bu kız için. dünya ibrahimdir, bilmem kim kanser olmuşsa olmuşur, ibrahim'in kendisine yüz vermemesinden daha zor bir olay değildir kanser. dünya yıkılsa kanı akmaz hissediyordur. ibrahim, teneffüste yan gözle baktığında kalbi ağzından fırlayacakgibi atıyordur bu kızın.

evet bizim zamanımızda video yoktu çekemiyorduk ama mektuplar yazıyorduk gözyaşları içinde, sigaralar, kolyeler gönderiyorduk bir şehirden bir şehire. okulu ekip de gittiğimiz pastanede arkadaşlarla sohbet etmke yerine sevgilimize mektup yazıyor, nescafe lekesini işaretliyorduk. iki mektubumuza üst üste cevap alamadığımız zaman göndermyeceğimiz mekuplar yazıp, ders kitaplarının arasında saklıyorduk ki, gün gelip de karşılaşırsak eğer "ben sana bunları yazmıştım" diyebilelim diye.

bir büyük jeton 3 dakikaydı ve sevgilimizin annesi evde yokken arayabilirdik ancak,kimse anlamasın diye. "taa o şehirden bu şehire ne diye telefonlaşıyorsunuz" sorularına muhatap olmamak, muhatap etmemek için. ve o telefonlarda birbirimizin sesini duyunca ağlardık biz. o jeton takılsın da, daha uzun konuşalım diye tanrılara adak adamışlığımız bile var bizim.

bizim zamanımızda video yoktu ama 90lık kasetler vardı, kaç tane şarkı aldığını hatırlamadığım. kaç tane alırsa alsın o şarkıların hiç biri bizim duygularımızı tam olarak anlatmaz, "off keşke bunu da koysaydım içine" diye hayıflanırdık.

şimdi o günlerinin unutmuş, büyümüş de hiç ergen olmamış gibi davrananların diline düşmüştür.

kıyamam gözyaşlarına.

edit: bu videoyu da kız kalkıp internetten paylaşmamıştır diye düşünüyorum. videoyu da o ibraaam ya da iprahim denen ahlaksız ergen "ahan da bana da böyle vurulanlar var" egosuyla ifşa etmiştir.
güncel Önemli Başlıklar