bugün

ruh adam romanının baş karakteridir.güntülünün aşkından melankolisi daha da artmıştır.
yeni gelmiş nesildaş yazar.

(bkz: hoş gelmiş)
aramiza yeni katilmis nesildasim*. (bkz: hosgelmis)
merhum hüseyin nihal atsız, ruh adam romanında kendisini anlatmıştır, selim pusat karakterini kendisiyle özdeşleştirmiştir. hatta bazı makalelerinde selim pusat imzasını da kullanmıştır. yazar olanı ise hoşgelmiştir.
kanımca "saf moğol-türk" tarihi hastası ve anladığım kadarıyla nihal atsız jenerasyonu temsilcisi. (bkz: (#4183100) ve (bkz: (#4183099)
nihal atsız'ın kendisidir intibaı uyandıran, ruh adam'ın esas karakteri.

gercekten de atsız'ın hayatı ile selim pusat karakteri arasında büyük benzerlikler vardır. romanı okuyup, atsız'ın hayatı hakkında kıyıdan köşeden de olsa bir takım bilgilere sahip kimse bunun farkına varacaktır.

selim pusat karakterinde her erkek bünye kendinden bir şeyler bulabilir. olaylar karşısında aldığı pozisyon, takındığı tavırlar beni de zamanında çok etkilediydi. hah ben de olsam tam da böyle yapardım demişimdir çok defa kitabı okurken.

bir de bir yazar arkadaş sanırsam. selamlarım kendisini burdan.
tarih bilgisinin oldukça zayıf olduğunu düşündüğüm yazar.

"dersim'i tunceli yaptık, geri getiremezsiniz" diyor. benim bildiğim dersimliler oraya dersim diyor, dersim tarihini bilenler de öyle. tunceli diyene de kimsenin "neden dersim demiyorsunuz" dediğini duymadım. harita üzerinde ismi değiştirilmiş olsa da ismi dersimdir ilgili yer için. harita üzerindeki değişiklikleri gerçek sandığınız için ortaya bir kürdistan haritası çıkınca kırmızı görmüş boğaya dönmüş olmayasınız? dikkatli olalım, motorları yakmayalım. henüz maviliklere sürmedik zîra.

ikincisi de sabiha gökçen'le ilgili. kendisi sabiha gökçen'i nene hatun'a benzetmiş ama sabiha gökçen'in menşeinin ermeni olduğu konusunda ciddi iddialar var. bu iddiaları dillendirdiği için "ihmaller sonucu" öldürülen ermeni gazeteciyi de hatırla: hrant dink

(bkz: seyit riza/#4244920)
tarih bilgisi çok zayıf olan yazardır. iptidai kavimlerin uydurma tarihlerini bilmez mesela,

sabiha Gökçen ermeni iddiasını da çok umursamayan yazardır, yaptıklarına bakar. kimin uçağını kullandı, Kimin devleti için gereken harekatlara katıldı ve suçluları cezalandırdı hepsinden de ötesi Başbuğ Mustafa Kemal'in kızı olması ilgilendirir,
ister ermeni olsun ister rum hatta Kürt olsun.

Ama hepsinden öte bu gibi iddialara Gökalp'in ünlü şiiriyle yanıt verir

Türk olsam olmasam ben Türk dostuyum,
Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
Çünkü benim gayem Türkü yaşatmak,
Seninki öldürmek her yaşatanı!

Türklük, hem mefkurem, hem de kanımdır:
Sırtımdan alınmaz, çünkü kürk değil!
Türklük hadimine 'Türk değil! ' diyen
Soyca Türk olsa da 'piçtir', Türk değil!
atsız'ın yazarken kendinden bir şeyler kattığı muhtemel karakterdir. ordudan atılışı, insanlara bakışı, harp ve orduyu kutsal görmesi, her şey buna işaret ediyor.
üzerine yazdığı konuları gerçekten anlamış ve sindirmiş olduğunu düşündüğüm, sabırlı üslûbuyla dikkatimi çekmiş, aynı anda herkes tarafından alkışlanmadığı için kendisi adına mutlu olduğum, omurgalı yazar arkadaşımızdır.
(#4322919) harikasın diyorum.
(bkz: faşist)
(bkz: şarlatan)
allah diyeni nurcu ilan ederek cehaletini ortaya koymuş yazar. dostum cemaatçi olmadan da müslüman olabilir insan.
pusat isimli tv dizisini aklıma getiren taze kan yazar, hoşgelmiştir.
2 kere okumama rağmen hiçbir şey anlamadığım atsız kitabı ruh adam'ın garip karakteri. diğer bir garip karakter için (bkz: açığma kün)
ayrıca necip fazıl'ı ezebilmiş yazarımsı. * * *
atatürk'e başbuğ demesine kızılması anlaşılamamış yazar. zira herkes bu konuda düşünmelidir. alparslan türkeş'e başbuğ dediler diye başbuğ kelimesinin anlamını unutanlara tokat gibi çarpan yazardır.

zira benzer bir şey ergenekon kelimesinde yaşanmıyor mu? bir türk destanı adıyla daha var olduğu belli olmayan, yargının karara varmadığı sözde terör örgütü yaratılmıyor mu? bu dava yüzünden ölen 2 masum insanın masumiyeti yargıca karara bağlandı bile. her gün kasası değişiyor medyaca bu sözde örgütün. kuddusi okkır öldü, ondan sonra 3 isme de kasa dendi ve boş çıktı.

herkes oturup düşünmelidir.

ayrıca necip fazıl kısakürek büyük bir yazardır. buna kimsenin lafı yok. lakin necip fazıl'ın bu ülkenin menfaatine olmayan düşünceleri, yönlendirmeleri de neden es geçilmelidir? ayrılıkçı düşünceleri, radikal islamcıları hoş gösteren tavırları ve ingilizlerle anlaşılmaz yakınlığı neden es geçilmektedir? iyi bir yazardır eyvallah. lakin akıl bulandıran birçok yönü de es geçilmemelidir. bir yazara bok atmak kolay lakin önce bir durup düşünün. bir öğrenin. bir soruşturun ne diyor, niçin diyor diye. ha bana göre terörist değildir, lakin kafa bulandıran birçok eylemi vardır necip fazıl'ın. iyi bir yazar olmak demek, her anlamda mükemmel olmanın garantisi değildir unutmayın.
bu gece bazı tartışmaların odağı olmuş yazar. zira iki taraf da boş yere birbirine fazlaca yüklenmekte.

Gabriel Sharlson'un eleştirilerinde atatürk'e başbuğ denmesindeki tek bir sakıncada haklılık payı ciddi derecede vardır. o da başbuğ kavramının ırk kökenli kurulan devletlerin/beyliklerin komutanlarına veriliyor olması. evet türkiye, salt ırkçılıkla kurulan bir devlet değildir. zira atatürk'ün türklük kavramı ırkçılık temellerine bağlı değildir. lakin selim pusat'ın da çoğunluğun türk ırkı olduğu bir ülkede ırkçılık yapmak için atatürk'e başbuğ demediği de aşikardır. nasıl ki mahur kalemkarı hazretleri adlı yazarımız edebiyata ilgili ise, selim pusat da tarihimize ilgilidir. mahur kalmkarı hazretleri'ni selim pusat atatürk'e ayar veriyor sanmış yanılgıya düşmüştür. eski kelimeleri sık kullanması selim'de yanlış intiba uyandırmıştır. işte hep dediğim noktaya geliyoruz. iyice okumadan hüküm giydiriyoruz. selim pusat'ın necip fazıl için terörist açıklaması belki ağır kaçmıştır. lakin unutulmaması gereken gerçekler de var. necip fazıl ayrılıkçı ve radikal islamcıdır. ayrılıkçı düşünceleri ve ingilizlerle birçok ilişkileri kürtlerin bölücü faaliyetlerinin işine gelmektedir. bunları da gözardı etmemek gerek. herkesin hassasiyetinden dolayı fevrileşmesi, anlaşmayı da güçleştiriyor. sevgi ve saygı ile üstesinden gelebileceğinizi düşünüyorum.
Hüseyin Nihal Atsız'ı Ata olarak gören Türkçülüğü yüzünden Atsız'ı internet üzerinden Atsızcılar.com da saçmalayanların yazdıklarından değerlendirildiği için kimi ülkücü kökenli veya da Dini hasasiyetleri yüksek olan milliyetçi çevreler tarafından yanlış anlaşılan yazardır.

Öncelikli olarak bendeniz Selim Pusat ki formata uygun olması açısından Pusat diye kestirip atacağım.

Atsız'dan öğrendiği üzere Türk tarihini bölüp parçalara ayırmaz. Yıldırım beyazıd'ın varna savaşında Hunyadi yanoş'a karşı yaptığı kahramanlıkları bir kenara koyup da Büyük Türk ve Anadolu'nun tam manasıyla Türkleşmesine ön ayak olan Moğol Türk imparatorluğunun Liderlerini yüceltmez.
Ama bunun yanında müslüman değil diye de Türk-Moğol imparatorluğunu da bir köşeye koyamaz.
Yavuz Sultan selim'in büyüklüğü Sina çölünü tek bir kayıp bile vermeden aşabilmesi olması bile yeterlidir onun için.Ama bu zamana kadar bize öğretilen şekilde Sünni bir tarih sistemiyle de Safevileri acem diye kestirip atamaz.

Tanrıkut tanımını kullanması ise genel Türk devlet geleneğiyle ilişkilidir. Türk devlet geleneğinin liderleri Tanrı'dan iktidarı alırlar. bu Hunlardan Osmanlı'ya kadar böyledir ve en saf ve türkçe haliyle bu genellemeye varılabilir. Mustafa Kemal de o kahramanlaştırdığımız Tanrıkutlar kadar Türk devletinin iktidarına sahip olma hakkı ve en az onlar kadar hatta onlardan daha fazla buna sahiptir.mitolojik olduğu için de rejim için bir tehdit oluşturamaz.
Sultan, padişah vb tanımlamalar ise o veya bu şekilde daha dünki yönetim şekli tanımlamalarıdır siyasal rejim tanımlamalarıdır ve yeni osmanlıcı akımının canlandığı şu dönemde tanımlamalarda kullanılmaması doğaldır ve yanılmıyorsam bir başka kullanılmama tercih nedeni olarak Türkçe değillerdir.

Kaan, hakan ve yabgu da tehlike ve yanlış anlaşılma içermemesi gerekse bile bunlara gerek duymaz.

Mustafa Kemal'i ilhan olarak da tanımlayabilir çünkü il Türkçede Barış demektir
il-Hanlıklar da Barış hanlığı ve bu hanlığın sağlayıcısıdır ki Türk tarihinin en büyük barış hanlarından biridir.

Son söz olarak Selim Pusat Siyasal islamcılardan zerre hazetmez, Siyasal islamdan rahatsız olmayanları da her daim ön yargılı bakar çünkü siyasal islam'ın Milliyetçilik gibi güçlü ve baskın bir ideoloji içerisine girdiğinde bile o ideolojiyi ne hale geldiğini en yakın arkadaşlarından, çalıştığı teşkilatlardan ve farklı il teşkilatlarından görmüştür.

ek: Bahsi geçen siyasal islamcı ve rahatsız olmayanalr necip fazıl ve koruyucularıdır.
iyi yazar. entryleri emek dolu.
#4733868 hakaret etmeyi kendine bir borç bilmiş, kalitesinden ödün vermemesini dilediğim yazar.**

burası ortak fikir paltformu değildir. en azından bunu anlamasını bekliyorum.
(#4752778) numaralı entrysiyle koparmış yazardır. halk kabul etmiş? izmir'de kabul etmişler herhalde.
ayrıca kendisi türklük kriterlerini belirleme komisyonu başkanıdır. beni türklükten aforoz etti. canı sağolsun.
türkçe sevdalısı bir arkadaş.
selim ismi arapça mesela ama mühim değil.
dil üzerine konuşurken "yobazsın, düşünme yetin yok" gibi göt edici cümleler kuruyor. bunlar karakterle alakalı meseleler tabi ki. hele karşındaki insanın konuya yaklaşımı nedir, ne değildir bilmezken böyle saçmalamak biraz eksikliktir.

muhammed'e muhammet diyeceğiz diye tutturdu.
dese umrumda olmaz lakin işin aslı nedir onu anlatalım derdiyle bir şeyler söylüyoruz, onu da anlamak istemiyor.
bu nasıl bir türkçe hassasiyetidir aklım almak bilmedi.
o zaman hatice'ye de hadice diyelim gibi çok güzel önerilerde bulundu. ama kullandığı "kaide" kelimesine nedense "kaite" demiyor. oysa "kaide" kelimesi de arapça.

bunu da geçelim.
t'ye d'diyenler için şöyle diyor: "dil konusunda cahil cühela zihniyettir"

cühela, cahilin çoğuludur. cümleyi düzenlersek: "dil konusunda cahil cahiller zihniyettir"

ne oldu hassasiyetimize?
yoksa uğraşımız dille alakalı değil mi?

selam eder, seviyeli günler dilerim. en azından deniz seviyesinde.