bugün

bıyığın çene ve yanakta çıkmış hali. (bkz: kıl) (bkz: bıyık)
(bkz: kabasakal)
(bkz: at bi sakal)
(bkz: pis sakal)
(bkz: kirli sakal)
(bkz: keçi sakal)
(bkz: çember sakal)
yanak ve çene çevresinde çıkan kıl.
ilk çıkmaya başlandığında kesmesi cok zevkli olan daha sonraları işkence halini alan kıl
(bkz: avanta)
koyuverildiği zaman "ne o lan hacıya mı gitçen" geyiğine maruz kalınan durum
bir orhan veli şiiri. şöyledir:

sakal

Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerle, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yılın Halimesi'ni
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?

Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
ankara'da bulunan, soğuk kış günlerinde müthiş ısıtmasıyla insanı mayıştıran ve gidildiğinde mutlaka ıhlamur içilmesi gereken, sıcacık bir cafe.
(bkz: sakal traşı)
kesildikçe daha gür çıkam meret.
romalılar yas tutarken sakal bırakırlardı, yunanlılar tersini yaparlardı...
başkentin sahaf-cafesi, aralarda bir yerdedir, ancak azimli iseniz bulunabilir.
uzattığınız takdirde,sormadan çevrenizdeki insanların siyasi düşünceleri hakkında ipuçları elde edebilirsiniz.* öyle ki;
şeriatçiler "komünist"
sol devre bütünüyle "hacı" (dinci)
ülkücüler "terörist"
derler.
(bkz: mavi sakal)
bırakılması sünnet denilen suratta yumak hali..
bazı balıkların ağızlarından ileriye doğru uzanan dokuynma organı.
saktan gelir.
yapılan herhengi bir işe hiçbir şekilde katkısı / emeği olmadığı halde kazanıma ortak olma beklentisi içinde yapılan at bi sakal şeklindeki yalakalık. çok sevimsiz.
(bkz: sakallı bebek)
koyverildiği zaman,sakalı bırakan kişinin bazı lavuklar tarafından "kılda keramet olsaydı götte çıkmazdı ehe ehe" şeklinde şakalara maruz kaldığı kıl bütünü. *
kızların pek hoşlanmadığı, yüzde oluşturulan kıl yumağı.
erkeğe en çok yakışan kıl tüy grubu.