bugün

ölüm korkusu olmamakla beraber eğer kişiye belirli bazı ön bilgiler verilir, kendisine yol gösterilirse, bu hayattan ötekine geçişin çok daha kolay olacağına inanılan ana vatanı tibet olan bir tür ayin.

Bir reis tarafından yönetilen rahipler ilahi okurlarken, lamalarda sıkıntı içerisinde bulunan ruhlarla telepatik bir bağ kurmaya çalışırlardı.
"Siz sınır bölgesinde rehbersiz, şaşırmış gezinen hepiniz, ruhlarımızın sesini duyunuz. Yaşayanlarla ölülerin dünyaları ayrıdır. Onların yüzleri nerede görülebilir, sesleri nerede işitilebilir? Başı boş gezen bir ruhu, kendisine yol göstermek için çağırıyor ve ilk tütsüyü yakıyoruz."
"Siz yollarını şaşırmış gezinenler, ruhlarımızın sesini duyunuz. Bu bir hayal dünyasıdır. Hayat bir düşten başka bir şey değildir. Doğmuş olan herkes ölmek zorundadır. Yalnızca Buda'nın Yolu sonsuzluğa açılır. Başıboş gezinen bir ruhu, ona yol göstermek için çağırıyor ve ikinci tütsü çubuğunu yakıyoruz."
"Siz hayatlarında büyük güçlere sahip olanlar, buyruğunuz altındaki insanlar, dağlar ve ırmaklarla en yüksek yere ulaşmış sizler, hepiniz ruhlarımızın sesini duyunuz. Dünyadaki egemenliğiniz çok kısa bir zaman sürdü, oysa uluslarınızın dertleri daha sona ermedi. Dünya kanla taşıyor, ağaçların yaprakları ıstırap çekenlerin iç çekişleriyle oynaşıyor. Kral ve diktatörlerin ruhlarını kendilerine yol göstermek için çağırıyor ve üçüncü tütsü çubuğunu yakıyoruz."
"Siz işgal etmiş yaralamış, öldürmüş olan tüm savaşçılar, ruhlarımızın sesini duyunuz. Ordularınız şimdi nerede? Toprak inliyor, savaş alanlarında artık tohumlar büyüyor.Generallerin ve soyluların yalnız ruhlarını, kendilerine rehberlik etmek üzere çağırıyor
ve dördüncü tütsü çubuğunu yakıyoruz."
"Siz, resim yapmak ve yazı yazmak için çalışmış olan tüm sanatçılar, öğrenciler, ruhlarımızın sesini duyunuz.Boş yere görüşünüzü zorladınız. Sizden kalan hiç
bir şey hatırlanmıyor artık. Ama yinede ruhlarınız devam etmek zorunda.Kendilerine rehberlik etmek üzere sanatçı
ve öğrencilerin ruhlarını çağırıyor ve beşinci tütsü çubuğunu yakıyoruz."
"Gençlikleri taze bir bahar sabahına benzeyen yüksek sınıftan hanımefendiler ve güzel genç kızlar, ruhlarımızın sesini duyunuz. Aşıkların kucaklaşmasının ardından, kırılan kalpler gelir.Sonbahar giderken kış gelir, ağaçlar ve çiçekler solar, tıpkı güzelliğin solduğu gibi, ve birer iskeletten başka birşey olmazlar. Yüksek sınıftan hanımefendilerin ve genç kızların başı boş gezinen ruhlarını, dünya ile olan bağlarını kopartmada kendilerine yol göstermek üzere çağırıyor ve altıncı tütsüyü yakıyoruz."
"Bütün dilenciler ve hırsızlar, diğer insanlara karşı suç işlemiş olan ve şimdi huzura kavuşamayanlar, ruhlarımızın sesini duyunuz. Ruhunuz dünyada dostsuz, başıboş dolaşıyor; sizin içinizde doğruluk yok. Günah işlemiş ve şimdi tek başına dolaşan bütün bu ruhları çağırıyor ve yedinci tütsü çubuğunu yakıyoruz."
"Kendilerine karşı suç işlemiş olup şimdi ruhlar ülkesinde yalnız dolaşanlar, ruhlarımızın sesini duyunuz. Dünya ile olan bağlarından kurtulmalarında rehberlik etmek üzere kendilerini çağırıyor ve sekizinci tütsü çubuğunu yakıyoruz"

Yağmur Düşleri
Üçüncü Göz *
bedenden çıkıyor ruh bildiğimiz üzre insan ölünce. işte tam bu çıkış esnasında yolunu şaşırabilir gayet. bu nedenle önemli bir iştir ruha yol göstermek.
*gel abi gel burdan
*sağ yap, tam kır, tamam düz gel, evet.