bugün

Ege Denizi'nde Marmaris'e sadece 45 km. mesafede bulunan Yunanistan'a bağlı yaklaşık 130.000 nüfusa sahip turistik bir ada. 1522 yılında rodos'un fethi ile Osmanlılar'a geçen ada 1912 yılında italyan'lara ve 1945 yılında da Yunanistan'a bağlanmıştır. Dünyanın 7 harikasından biri olan rodos heykeli ile ün yapmıştır.
yaz aylarında marmaristen rodos'a yapılan seferlerde vize gerekmemektedir.
bütün yazlarım marmariste geçmesine rağmen hiç gitmediğim ada,ama bu yaz gitmek istiyorum merak bastı nedense birdenbire *
burnumuzun dibinde olmasına rağmen yunanistan'a ait olan başka bir ada daha.
girişinde "hoşgeldin gönüllerin şampuanı" yazan ada!...
şuan baykalın yüzerek gittiği ada.
Deniz Baykal'ın yüzmek zorunda kaldığı ada
ege denizi'nde bulunan ve şövalyeleri ile meşhurlaşmış yunan adalarından bir tanesi. tarihi geçmişine bakıldığı zaman sık sık el değiştirmiş ve şu anda yunanistan'a hizmet vermektedir.
marmaris'te kalıyorsanız ve rodos'unuz gelmişse feribotla 1 saatte bu eşsiz adaya gidebilirsiniz. hatta marmaris kalesi rodos'un fethi için kanuni tarafında inşa edilmiştir ve takvimler 1522'yi gösterirken, osmanlılar tarafından fethedilmiştir.

güneş adası olarak da bilinir. beton yığınları arasında kalmasına rağmen latin mahallesi adı verilen bölge gezilmeye değer bir bölgedir ve 250'yi aşkın türk bu adada yaşamaktadır.
mübadeleye katılmadıklarından dolayı büyük ve güçlü bir türk nufusu olan ada. türkler, ticarette önemli bir yere sahip olup, kültürlerini korumuşlardır. yunan halkı'da türkleri çok sever, hayatımda en rahat ettiğim yerlerden biridir. çok az zaman kalmama rağmen hala kontakta olduğum kişilerle tanışmışımdır. ayrıca rodos kızlar diye bir realite de mevcuttur.
italyanların "rodi" dediği ve 1912-1943 arası italya'ya bağlı ege adaları ilinin merkezi olmuş ada. burası 1943-1945 arası alman, 1945-1947 arası ingiliz işgaline girmiş ve 1947'de imzalanan paris anlaşmasıyla italya'dan yunanistan'a geçmiştir.
ege denizinde bulunan oniki adaların en büyüğüdür.
keyif adasıdır.daracık sokakları kendine çeker insanı, Hafız Mehmet Ağa kütüphanesi ve ismini hatırlamadığım 2 camisi bulunmaktadır.çarşı esnafı arasında türkler bulunmakta,kütüphanenin bekçisi bize anavatandan gelmişsiniz hoşgeldiniz girizgahı ve türkiye özlemlerini anlattıktan sonra en son 23 yıl önce gittiklerini söyleyerek bizi yarmışdır zira 1 saat 15 dakikada feribotla ulaşmak mümkündür.Osmanlı izlerini her tarafta görebilirsiniz pasha diye bir lokanta vardır gideceklere önerilir,iğrenç küçük gazinosunda selamun aleyküm diyerek sizi karşılayan salak bir yunanlı bulunmaktadır.2 gün yeter hatta 36 saati artar bence.
http://www.zaman.com.tr/h...nistandan-acilim-bekliyor
marmaris'ten katamaranla 1 saatte varılabilen yunan 12 adalarının en büyüğüdür.

adaya yaklaşırken insanı harika surlarla karşılayan o koca kalenin içine kurulu şehre hayran bırakandır. tarihi yapıların nasıl özenle korunduğuna tanıklık edilir ve niçin tüm ege kıyılarının 3 ayda anca çektiği turisti bu küçük adanın bir ayda çektiğini anlamakta zorlanılmaz.

ayrıca osmanlı'dan kalma cami, kütüphane vs ile murat reis türbesi de halen ayakta olan ada, memleketim olur.
sokakta pelikanların gezdiği muhteşem yer.
mitolojik tanrılar girit'te doğmuş ama en şerefli şovalyeler ve savaşçılarda burda yetişmiş diye rivayet edilir.
yaklasik bir haftadir yunanistan genelindeki taksi grevinden dolayi turizm felaketi yasayan guzel adadir. burdaki turklerin turkcesinden anlayabildigim kadariyla * yeni bir kanunla ozel araclara ticari tasima izni verilmesi grevin nedeni. sali gunu muhtemelen grevin son gunu.
'bu güzelim adayı nasıl olur da yunanlara kaptırırız' repliğini defalarca söylememe sebebiyet vermiş ada. 12 yunan adasının en büyüğüdür.
büdüt: imla
osmanlı devleti'nin son yıllarında italyanlara kaptırdığımız ege adalarının en büyüğüdür. daha sonra yunanistan'ın eline geçmiştir.
ak parti hükümetine kadar aydın doğan, tüsiad ve genelkurmay üst kademesi tarafından türkiye'de kurulacak hükümetlerin kararlaştırıldığı ada.
sultan süleyman'ın feth ederek türk yurdu haline getirdiği adadır. ve fethi çok şiddetli çarpışmalar sonucunda gerçekleşmiştir. St. Jean Şövalyeleri'nin iyi savaşçılar olmasından kaynaklı kıç kadar ada 6 ay direnmiştir türk ordusuna ve 30.000 askerimiz şehit düşmüştür bu adanın fethinde.

gel gelelim 1.dünya savaşının sonunda italyan hakimiyetine geçen bu ada 1948 yılında türk hükumetine iade edilmek istenmiş ancak ismet paşa "ne yapacağız o taşlık yeri" diye istememiştir ve italyanlar bu adayı yunanlılara vermiştir. turizm cenneti ve ata yadigarı toprağımız böyle sığ bir düşüncenin adamı olan kişi tarafından istenmemiştir.

ve rodos türkleri hiç bir hükumet tarafından sahiplenilmemiş, hatırı dahi sorulmamış yalnız bırakılmıştır.
günübirlik gidenler hariç vize hala gerekli. artık adaya girişte vize alınabiliyor ama avantajı pek yok, aynı belgeleri hazırlayıp yanınızda götürmelisiniz.

adanın doğuya bakan plajları keyifli. yeme içme fiyatları neredeyse her yerde aynı: salata hemen her yerde 6 avro civarında.

pide arası dönerleri pek hoş."pita gyro" diyorlar. bizden farkları; bizdeki gibi döneri tombik pidenin içine koymuyor, bizde çorba yanında servis edilen tırnak pide üzerinde, kuru cacık, soğan ekleyerek, rulo halinde servis ediliyor. porsiyon isterseniz, iki pide döner ve bolca patates kızartması, neredeyse iki kişilik bir yemek. dana, tavuk ve bir de domuz dönerleri var.

feribot veya katamaran teknelerle yapılan günübirlik simi adası turuna katılın. simi'yi de görmüş olursunuz.

oto ve moto kiralamak diğer adalardaki gibi kolay ve ekonomik.

alışveriş ve yeme içme işlerinde türkçe biliniyor, konuşuluyor. adada mübadeleye tabi tutulmamış 3-4 bin kişilik türk yaşıyor. hemen her restoranda ki taverna diyorlar, türk bir garsona denk geldik. eski şehirdeki sarris restoranda türkçe menü bile gayet düzgün.
Gidip gezdiğim, aman aman beğenmediğim, araba kiralanırsa Lindos'a mutlaka gidilmesi gerektiğini düşündüğüm yunan adasıdır.
zamanında fethiye valisinin ülke topraklarına katmak için girişimde bulunup durumu ankara'ya bildirdiğinde, ankaranın ne bir karış toprak alırız ne de bir karış toprak veririz cevabıyla suya düşen girişimdir. ada haliyle yunanlılara kalmıştır.
Savunma ve güvenlik konularında değerli görüş ve bilgilerinden istifade ettiğim Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Rodos’tan yeni geldi. Ümit Yalım, Rodos’taki Türk camisinin nasıl meyhane haline getirildiğinin fotoğraflarını da gönderdi.

Demokrat Parti Yüksek Danışma Kurulu üyesi Ümit Yalım öfkeliydi;
" Gezi Parkı’nda meydana gelen olaylar sırasında, göstericilerin Dolmabahçe’deki camiye girerek içki içtikleri iddia edildi ancak bu iddia doğrulanamadı. Peki içerisinde içki içilen cami var mı? Evet var! Halihazırda Yunanistan’ın egemenliğinde bulunan Rodos Adası’nda, Osmanlı’dan kalma Türk camisinde içki içiliyor. Cami, Rodos limanının hemen yanında, surlar ile çevrili olan Eski Kasaba’nın merkezinde bulunuyor. ibadete kapalı olan cami iki katlı ve caminin birinci katı alışveriş merkezi haline dönüştürülmüş. Caminin birinci katında çeşitli eşya satan dükkanlar ile kafe bar da bulunuyor. Kafe barda her cins içki mevcut ve müşteriler içki içiyor. Cami 2004 yılında, Avrupa Birliği tarafından restore edilmiş. Caminin girişine konulan levhada, Syntrivan Mosque yazıyor. Yani Avrupa Birliği, Osmanlı’dan kalan Türk camisini, 2004 yılında restore ederek AVM ve meyhaneye dönüştürmüş. "

Peki Rodos’a gidip de bu acı fotoğrafı gören bir yetkili olmamış mı? Ümit Yalım’dan dinlemeye devam edelim;
" AKP Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 2010 yılının Ağustos ayında Rodos Adası’na gidiyor ama Türk camisinin içinde işletilen meyhaneyi görmezden geliyor. Rodos Adası’nda T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın Başkonsolosluğu görev yapıyor. Başkonsoloslar da bu durumu görmezden geliyor. 2012 Eylül ayından bu yana Başkonsolos Hakan Aytek. Anlaşılan o da bu durumu görmezden geliyor.
Bugünlerde Avrupa Birliği’ne posta koyan AB Bakanı Egemen Bağış da AB’nin, Rodos’taki Türk camisini meyhaneye çevirdiğini görmezden geliyor. 2013 Yılı Haziran ayı itibarı ile Rodos Adası’nda 4 bin soydaşımız yaşıyor. Adada 27 Türk camisi var. Camilerden bir tanesi, sadece Cuma günleri ibadete açık. Cami müezzininin minareden ezan okumasına müsaade edilmiyor. Diğer 26 Türk camisinin kapısına kilit vurulmuş, hem ibadete hem de ziyarete kapatılmış. Soydaşlarımızın çocuklarının eğitimi için bir tek Türk okulu yok. 1972 yılından beri adada müftü de yok. "

Yalım’ın Diyanet işleri Başkanı’na da sorusu var;
" Yunanistan topraklarında bulunan Türk ve Müslüman soydaşlarımıza her türlü eziyet ve zulüm yapılırken, camilerimiz AVM ve meyhaneye dönüştürülürken Diyanet işleri Başkanlığı ve Başkan Mehmet Görmez ne yapıyor? Diyanet işleri Başkanlığı ve Mehmet Görmez bütün bu olup bitenleri görmezden geliyor ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına destek veriyor. "

ahmet takan, 19 Haziran 2013, yeniçağ gazetesi.

http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=27175
http://ajan.tumblr.com/rhodes