bugün

rezil olduğunu düşündüğün andır. rezillik insanın kendine yakışanı giymesidir. gerisinin ko götüne rahvan gitsin.
kişinin adını söylemek yerine lakapla konuşması ve kişinin bunu duyması.

adı mesudeydi bi an unuttum. boyu küçük olduğu için küçük teyze dedim ablamla konuşurken. meğer isem içerdeymişmiş. çok utanmıştım. ben utanınca kalakalıyorum.*
(bkz: rezil olmak)
otobüste bir bayana yer vermek için ayağa kalktım ve yanına gidip " buraya oturabilirsiniz " dedim, demez olaydım. " ben oturmayacağım " dedi. bir an öyle kalakaldım. sonra bir daha yerime de oturamadım öyle rezil bir pozisyonda kaldım.
otobüste osurduğun andır. herkes kim yaptı lan diye birbirine bakar camlar açılır ama kimin osurduğu asla bulunamaz, bulunamamıştır.

eğer olur da bulunursa linç edilip otobüsten atılmayla sonuçlanan bir epic fail durumu oluşur ki para da gider.
(bkz: katy perry olmak)
http://www.youtube.com/wa...g4ld24m&feature=share
http://tinyurl.com/7kl95mg
sosyal fobi hastalarının en büyük korkusudur. örneğin dışarı çıkıyorsunuz ve içinizde hemen şu soru beliriyor. ulan tipim nasıl acaba millete rezil olmasak bari.
otobüste paso kullanmak yerine öğrenci kimlik kartını kullanmak .
üstelik makine onaylamayınca sövmeek .
arkamdaki insanın uyarmasıyla olduğum rezillik .
O sıralar giyim mağazasında çalışıyorum ve müdüre sinirlenmişim. Molaya çıktık arkadaşımla tuvalete gittik. Arkadaşım içeride ben dışarıda. Nasıl söyleniyorsam müdüre artık. Müdür daha donunu çekemeden çıktı tuvaletten "bana mı diyorsun" dedi. Evet müdürde tuvaletteymiş. Dedim içimden en iyisi xx mağazanın teklifini değerlendirmek.
Ama sonra beklenen olmadı, kovulmadım. Hatta müdürle kanki olduk.Faceden eklemiş beni az önce.

Dipnot: O gün bugündür saydıracağım zaman mutlaka sağımı solumu kolaçan ederim.
diş teli takıyorsunuzdur. içi domatesli tavuk ekmek yemişsinizdir. ve hoşlandığınız kızdan inanılmaz bir iddia gelir.

-dişinde domates kabuğu var *
kronik grip olduğum dönemlerde, sol elimdeki peçete yerine sağ elimdeki telefon kılıfına burnumu silmek için niyetlenmiştim.
yol yakınken döndüm sansam da yol çok yakın değilmiş, izleyici reaksiyonları bu yönde oldu.
evet iğrenç. ama cidden silmemiştim. *
dip not: telefon kılıfı kullanmayı bırakalı çok oldu.
sözlükte anonim diye rahat rahat girdiğiniz müstechen entryleri önem verdiğiniz bir kişinin okuması örnek olarak verilebilir.
seminer çıkışı angut bir arkadaşa uyup rock bara girmek en ağır dozda olanıdır.
kravat olmayaydı iyiydi.
yanlis otobuse binip, yolculari yanlis yonlendirmektir bazen.

bu ogle sicaginda acele acele derse gitmeye calisiyorum. bir kez yanlis otobuse bindim neyse bildik bir yerde indim. sonra dogru otobus geldi. bindim sevincle.

bi kadinin basinda dikiliyorum. capitolu gectik mi diye sordu. "ohooo cok oldu geceli" dedim kendime olan sonsuz guvenimle.

sonra arkadan gurultuler gelmeye basladi. "ama o bayan bize capitolu gectiniz dedi" ben de en onden orta tarafa seslendim: "cok geride kaldi" dedim.

ve sonra tebessumlerle doldu etraf. (kahkaha diyemiyorum, rezil oldum cunku) capitole daha en az 7 durak varmis meger...

meger ben ters yone binmisim. neyse indim filan. koca istanbul onlarca yolcudan biri bile beni hatirlamaz diye dusunerek arkamda biraktim her seyi.

not: kadini yanlis yonlendirip, aceleyle koltugundan kalkmasi ve yerine benim konmam da yalnizca bir tesaduf olarak algilanmistir insallah.
kredi kartini akbil diye basmaktir bazen.

bir gunde bu kadar mi rezil olur insan? olabiliyormus.

otobuse bindim. kredi kartimi uzattim akbil basilan yere. sofor dedi "yalniz o kart gecmiyor" "hi?" dedim. baktim karta...

sofor guldu, arkamdaki yolcular guldu, ben de tebessum ettim napiyim.
hem aglanıp hem gülünen olay.
gelişmiş bir insan eylemi.
yoksa imkansıza yakındır,
şehirdeki köylü ya da köydeki köle asla beceremez.
sıcak bir yaz günüydü finaller bitmişti ve tatildeydim. normalde anneannem de kalıyordum ama teyzemlere gitmiştim o gün ve orada kaldım. haliyle pijamam falan yanımda değildi benden çok daha iri olan kuzenin ergenlikten kalma şort ve atletini giymiştim. rengi 90 larda moda olan sıçık bir maviydi atlet o kadar büyüktü ki erkek halimle dekolte sahibi olmuştum. şortsa boy olarak normaldi ama çapı bir hayli geniş olduğundan ipi iyice bağlamak zorunda kalmıştım. kısacası ağzı bağlanmış bim poşeti gibiydi. ertesi sabah erkenden uyandım teyzem güzel bir kahvaltı hazırlıyordu. hadi oğlum ekmek almaya git sende dedi bana. kotu gömleği giymeye üşendim ve öylece ineyim aşağıya dedim zaten bakkal hemen altındaydı apartmanın. bu saatte kim görecek dedim ve 41 numara ayaklarıma kuzenin 45 numara terliklerini giyip fırat karikatürü gibi çıktım evden. dışardaki dolaptan ekmekleri aldım bir tanesinin dibini koparıp yiyerek bakkaldan içeri adımımı attım. ve karşımda eski sevgilim... şık bakımlı ve makyajlıydı. sigara alıyordu tamda. ben ise kucağımda 4 tane somun ekmek ağzımda lokmam çiğniyor ve ona bakıyordum. önce yüzüme baktı sonra birde tipime hafiften buruk bir ifadeyle ( ulan bu adamla mı çıkmışım ben ifadesi belki de) "samet" dedi. "aa merhaba ne arıyorsun burada" diyerek mekan bizim ondan bu kadar rahatım normalde böyle gezmiyorum deme çabası içinde bir cümle kurabildim. ondan sonra bir kaç yarım ağız hal hatır cümlesi ve gitti. cebimde sallanan bozukları bakkala verip hızla apartmana girdim asansördeki aynada sakalıma ekmek kırıntısı yapışmış halimle birkaç saniye bakıştım. önce üzüldüm... sonra güldüm... daha sonra amaan rezil olduysam oldum deyip menemene yumuldum.
olunca görmezden gelen insanlar vardır. benim gibi. sevin onları.
ben garsonken basima geldi. iki musterinin benden kahve istemesiyle baslamisti olay. ben servis ederken kahvelerin birini doktum bi bayanin israrla dokulen kahveyi istemesi biraz tuhafti . icinde iyi kismetler varmis dedigini duydum bende yaninda oturan erkek arkadasina verdim ve " abinin kismeti acilsn "dedim. bu espirime hic gulmemeleri utanc verici bir olaydi. Ondan hemen sonra iki bayanin kahve istemesi ve benim tekrar bir tanesini dokmekle basliyo rezil olma anim .servis ederken bir bayan aynen su sekilde " her bedense bilmiyorum ama bana surekli dokulmus kahve geliyo hep " var bende biraz gulerler diye yada az bi sohbet olsun diye " dokulen kahvede iyi kismet var " dedim tabi soylerken biraz gulumsedim .isin ilginc tarafi beni hic siklememeleri oldu . amk musteri bari tepki verseydi.
Lise 2'de iken bir kızı seviyordum. Bizim karşı sınıftandı. Sürekli bakışırdık. Benim için hep bizim sınıfın bulunduğu koridora gelir pencereden bakardı. Ben bir yıl boyunca benim için oraya geliyor zannediyordum. Tam çıkma teklifi yollayacağım gün yine aynı pencereden birine baktığını gördüm. O baktığı bir 12. Sınıftı. Meğer bir yıldır çıkıyormuşlar.

Arkadaşlarım benimle uzun bir süre dalga geçtiler. Şimdi hatırlayınca bende kendimle dalga geçiyorum.

Sonra her zaman ki cümle vay amk.
Çok sıkışık bir zamanda bir kamu kurumunun tuvaletine girivermek. içerde pisuvar görememek. Ortamın tuhaf parfüm kokması. Kokuyu kamu kurumunun hijyenikliğine pisuvarın olmamasını ise son yıllardaki siyasi trende vermek. Sen içerdeyken dışarıdan takkudu tukkudu sert tabanlı ayakkabı sesi gelmesi. Ayakkabının sesinin tokluğundan dışardakinin gayet önemli birisi olduğu sonucuna varmak. Hadisenin nihayetinde kabinden çıkınca her halinden devlet memuresi olduğu belli bir kadınla karşılaşmak. Fukara herhal yanlış girdi diye düşünmek. Elini yıkayıp çıkarken gayri ihtiyari tuvaletin girişindeki tabelaya bakıp topuklu ayakkabıyı görünce lan acep kimse gördü mü deyu götten soğuk terlerin akması.
sonucu çoğunluk için komik gelen yada dalga geçilecek bir durumun gerçeklemesinin kişide yaşattığı duygu bütünüdür. bazen cevap veremez, kendinizi koruyamaz duruma gelirsiniz.

eğer bu durumun sizin için yönetilebilir bir durum olduğu hakkında bir duruş gösterebilirseniz sizin üzerinize pek gelinemez ve konu hızlıca unutulur.
olayın üstünden yıllar geçse de o rezil olma anınızı hatırladığınızda içinize bir anda bir öküz oturur, sanki yakın bir akrabanızı kaybetmiş gibi hissedersiniz. sürekli o anıyı aklınızdan çıkartmaya çalışırsınız.