bugün

halı'dır. halı'nın altına süpürülmüşleri pek öğretmezler. zaten biz de pek öğrenmek istemeyiz.
sistemin çıkarlarına zarar getirecek tarihi gelişmeleri yok sayarak veya kırparak insanına öğreten ülkelerin ortaya çıkardığı eksik, yanlı, yanlış, topal tarihtir.
insanlarımızın %99.9 unun siyasi düşüncesidir.
yalan,iftira ve karalamalarla doludur.
bir devlet veya topluluk yönetimi tarafından (ya da bir muhalif görüşün liderleri tarafından) empoze edilen ve genelde nadiren alenen yanlış bilgi vermekle birlikte neyi söyleyip neyi söylemediğine dikkat edildiğinde daha iyi anlaşılan tarih anlatısıdır. amacı tarih öğretmek veya tarih bilimi yapmaktan çok, belli bir ideolojiyi genç beyinlere empoze etmektir. bununla birlikte, eleştirel gözle okunduğunda genelde epeyce bilgi edinilebilir.
zamaninin butun katillerini, barbarlarini, zorbalarini, isgalcilerini gunumuze; kahraman, lider, muhtesem kisilik, hayat kurtarici olarak tanitan tarihtir.

bu dedigim tabiki de sadece turkiye icin gecerli degildir..
Devletlerin gerçekleri çarpıtması, olmuş olayları olduğundan daha başka türlü anlatması ve onlara tarihin gerçekleriyle bağdaşmayan nedenler uydurmasıdır; Çünkü halkların gerçekleri öğrenmesi, hem devlet kavramını hem de geçmişteki yöneticilerle birlikte yöneticilik kavramını sorgulamaya başlamalarına yol açar.
Bu durum, devlet denilen aygıtı yönetenlerin belki de en korktuğu durumdur. Çünkü yöneticiler, devlet kavramının yalanlarla örülmüş duvarların arkasındaki bir kutsallığın içinde durmasını isterler. Bu kutsallığı sağlayabilmek için efsaneler yaratırlar, bu yalanlar içinde kendi halklarına da bir övgü payı ayırıp, o övgülerle halkın gözünü kamaştırarak onların sorgulama yeteneklerini budarlar.
Resmi tarihlere göre kahraman olmayan halk yoktur.
Amerikan halkı, ingiliz halkı, Fransız halkı, italyan halkı, Alman halkı, Yunan halkı, Türk halkı kahramandır.
Bu kahraman halkların, kahramanlıklarına uygun imparatorları, kralları, padişahları, büyük komutanları olmuştur.
Çocuklar okullarda tarih diye birçok yalanı ve şişirilmiş efsaneyi okurlar; parçası oldukları halkın kahramanlığına, eski yöneticilerinin parlak başarılarına inanır, başka halkları küçümseyip onlara düşman kesilirler. Bütün bu yalanlardan 'dostluk ve barış çıkmaz' çünkü! ..
Toplumlar geliştikçe, 'kahramanlığa' ihtiyaç duymayan başarılar kazandıkça, bilimde ve sanatta ilerleyip kendilerine güvenleri sağlamlaştıkça resmi tarihe olan ihtiyaçları da azalır.
Böyle toplumlarda aydınlar resmi tarihi sorgular, yalanları ortaya çıkartır, devletlerin hatalarının altını çizer, bu hatalardan dersler çıkartılmasına yardımcı olur, çocukları kendi halklarına hayran 'başka halklara düşman' tuhaf yaratıklar olmaktan kurtarmaya uğraşırlar... Gelişmemiş toplumlar ise 'kahramanlık' dışında bir başarı sağlayamayıp kendilerine güvenlerini tazeleyemediklerinden 'resmi tarihe' ve yalanlara daha çok bağlanırlar, günün gerçeğinden kaçmak için geçmişin yalanlarına sığınırlar, yavaş yavaş bütün dünyaya düşman olmaya başlarlar. kendi geri kalmışlıklarının, fakirliklerinin, mutsuzluklarının kabahatini başkalarına yüklerler..
-her yeni iktidar kendi meşruiyet zeminini oluşturmak; bu zemini sağlamlaştırmak için kendi iktidarından önceki dönemleri kötüleyip kendi iktidarına hayatiyet kazandırmak ve varlık nedeni olan kurucu ideolojinin sürekliliğinin sağlanıp yeniden üretilmesi amacını gütmüştür. ideolojinin yeniden üretilmesi okul, aile gibi devletin ideolojik aygıtlarıyla sağlanırken ideolojiden sapmalar ise polis, ordu gibi devletin baskı aygıtlarıyla kontrol altında tutulmaktadır.

-türkiye'de ki resmi tarih de yukarıdaki çerçevede ele alınmalıdır. siyasi iktidarı elinde tutan cumhuriyetin kurucuları da yeni kurulan devletin haklılığını göstermek ve halk nezdinde meşruiyet kazanmasını sağlamak amacıyla osmanlı devleti'nin varlığının haksızlığını gerekçelendirmişlerdir. ideolojinin yeniden üretilmesi ve toplumsal bütünlüğün sağlanması amacıyla bu haksız gerekçelendirmeler, yanlış, eksik, taraflı ve birçoğu uydurma bilgilerden oluşan yapay bir resmi tarih ortaya çıkarılmıştır. üretilen suni tarihi bilgiler bir ulus yaratmak ve topluma ulus bilinci yerleştirmek amacıyla eğitim kurumları vasıtasıyla topluma benimsetilmiştir. yeni cumhuriyetin, çok uluslu bir imparatorluk bakiyesini devralmasına rağmen bu yapıya ters olan ulus devlet ideolojisini benimsemesi ve bu ideolojinin otoriter uygulamalarına hayatiyet kazandırması, siyasi iktidarın uygulamalarının toplum nezdinde karşılık bulmamasına neden olmuştur. günümüzde, cumhuriyetin kurulması esnasında meydana gelen bu doku uyuşmazlığının tezahürleri gün yüzüne çıkmakta, bir toplumsal refleks olarak gerek akademik, gerek siyasi, gerekse toplumsal alanda farklı çeşitlerde ve yoğunlukta tartışılmaktadır.

-tek doğrunun olmadığı, her şeyin sorgulandığı postmodern dönemde bu tarz sorgulamalara alışmamız gerekmektedir. kutsal olduğuna ve insan ürünü olmadığına inanılan dinin de içinde bulunduğu herşeyin sorgulandığı, akılcı bilimin bunu gerektirdiği söylemine inanıp; resmi tarih sorgulanınca onu sorgulayamaya cesaret edemeyen ve düşünme becerisinden uzak bir zihniyetin, kendine atfettiği ilericilikten ne kadar uzak olduğu ortadadır. istesek de istemesek de artık bir dönem kapanıp yeni bir dönem başlayacaktır. bu yeni döneme hakaret içeren düşünceler beslemek ya da deve kuşu gibi başımızı toprağa gömmek yerine bu sürece hazırlıklı olup bu süreci yönetebilmek gerekmektedir.
türkiye'deki resmî tarih sanıldığı gibi türkler'in pohpohlamak için değil yatıştırmak için kullanılmıştır.

örn-1: resmî tarih, türkler'in islamlaşmalarıyla ilgili iki satırlık veri içerir. bunun nedeni türkler'i inançlarına düşman etmemektir. yoksa bu ülkede müslüman oranı %30'lar civarında olurdu.

örn-2: resmî tarih, kürt isyanlarından hiç söz etmez. bu durum bölücü-gerici toplulukların saçmalamalarına ortam yaratmış, bilgiyi devletten alamayan salaklar da bunlara inanmıştır. bunun nedeni ise türkler'in kürtler'in üzerine yürüyüp analarını bellememizi engellemektir. bir türk, tüm o isyan ve ihanetleri bilip de "türk kürt kardeştir" demez. diyorsa anguttur.
bir milletin yazı dilini,tarihini,yaşama,inanma ve düşünme biçimini kanun,dipçik ve tehditle kazımaya çalışanların manipüle ettikleri temel olgudur.
bu tekrarın tekrarı olan bir yazıdır;ancak buraya da eklenmesi zaruriyattandır.
resmi tarihi en önemli dayanağını tümüyle çökerten,ecdada küfrederek,onları suçlayarak ilerleyeceğimizi sananların, beklenen kıyameti olan iki haber için:
lütfen, bkz...(#11660847)
Örneğin:
--spoiler--
1453 yılında, istanbul'un fethi sırasında, ayasofya'ya giren osmanlı askerlerinin önce esir pazarlarında işe yaramayacağı için ihtiyar ve bebekleri kestikten sonra kilise içindeki oğlan ve kız çocuklarını sunak masası üzerine yatırıp tecavüz etmesidir...

bu olay birçok belgede de mevcuttur.

tarih profesörü andrew wheatcroft'ın "the ottomans- disolving images" kitabının 22. sayfasında bu konu belgeleriyle açıklanmaktadır.

http://www.amazon.com/Ott...-Wheatcroft/dp/0140168796

"ben bilmiyorsam ya böyle bir şey olmadı ya da yalandır" diyebilecek atgözlüklülere not: bağırsak-ı kübranızdan atmadan önce andrew wheatcroft'un belgelerini yalanlayan belgeyle gelin. veya susun artık. resmi tarihle dumura uğramış beyinlerinizle daha da dibe vuracaksınız ve komik olacaksınız.
--spoiler--
milli mücadele yılları ve cumhuriyet dönemi olayları görsel ve yazılı hatta yer yer canlı tanıklarıyla ortada olduğu halde; şakirt ve akp medyasının çamur atmak adına saldırdığı tarihtir.

adamların tarih tutmak ve kayıt altına almak anlayışı gizli kaset çekimleri, dinlemeler ve hurafe üzerine kurulu olduğu için arşiv ve gerçek bilgi, belgeler kendilerine bir anlam ifade etmemektedir. iş bu sebepten resmi tarih düşmanları dolayısyla cumhuriyet ve laiklik düşmanları girdikleri her tartışmada en az beş yiyip mosmor olmaktadırlar.
beyaz propagandadır. ne kadar iranik birşey lan, beyaz propaganda.
ilkokuldan, hatta ana sınıfından itibaren ülke insanına siz "2+2=5" derseniz o insanımız matematik tahsili görmediği takdirde 2+2 yi 5 zannedecektir.

bunun bir benzerini de hitler yapmıştır. bilirsiniz, evlenen çiftlerin hepsine mein kampf'ı veriyordu zat-ı şahaneleri.
bir an önce bilimsel kurallara göre yeniden yazılması gerekendir.
ancak türkiye'de bulunan tarihtir. başka yerde yok. ulan tarihin resmisi olur mu be.
Resmi ideolojinin başarısızlıklarını örtmek, gerçeği gizlemek için kahramanlık öykülerinden oluşturduğu büyük bir masal külliyatı gibidir gerçek tarih.
sarıkamış faciası
türkiye'de inandırıcılığı azalmıştır. Giderek daha da azalıyor.
'yalan söyleyen tarih utansın' cümlesi, tam da onun için söylenmiştir. resmi tarih'ten başka bir kaynağa ulaşamadıysanız, tarihle ilgili büyük yanılgılar yaşamaktasınız. basit bir örnek, hatta uzağa gitmiyorum, kendi tarihimle ilgili. annemin resmi doğum tarihi ile, gerçek doğum tarihi arasında tam 6.5 yıl fark var. sadece bu durumu baz alarak, siyasi tarihimizde dönen dolapların, yalanların, resmi tarih olarak önümüze koyulmasını beklemek, veya doğru olduğuna inanmak, saflıktan öte ahmaklıktır...
500 yıllık koskoca tarihi anlatırken bir kere bile Kürtlerden bahsetmeyip ilk Kürt kelimesini uyduruk bir cemiyette kullanmaktır bu yönden inkârcıdır.
30 yıllık diktatörlük dönemini yok efendim toplumun demokrasiye alışması lazımdı ile geçiştirip şapkadan devrim çıkartır. Kafasındaki yarım kilo kıymayı çalıştıran her insanın reddedeceği koca bir safsatadır.
dileyenin işine geldiği gibi yazdırdığı tarihtir.
o hain, bu kalleş bu bilmem ne... böyle yazdırırsan öyle olur tabi.
şükür ki bu saçmalık da yıkılıyor artık.
eksikleri vardır. örneğin türkler'in islamlaşmalarından ya da osmanlı sarayı'nda dönen dolaplardan bahsetmez.

gelin gelelim yanlış, hatalı ya da yalan bulundurmaz.
Gencecik beyinleri afyon verilmiş farelere çeviren, sorgulamaktan ziyade tekrar etme üzerine kurulu yine sorgulamaktan habersiz öğretmenlerin ilköğretim ve lise yıllarında öğrencilerin beynini yıkamakta kullandığı araç.

Hayır anlamadığım utanç dolu bir tarihimiz yok ama abarttığınız kadar mükemmel bir tarihimiz de yok. Birçok milletin geçtiği evrelerden geçmişiz inişler çıkışlar yaşamışız, haksızlık yapıp haksızlığa uğramışız. Bize neler olduğunu tarafsız olarak anlatın ne olduğunu biz yorumlayalım. Neden hala tartışmaya kapalı tek tip insan profili yaratmaya uğraşıyorsunuz.
Cumhuriyet düşmanlarının Atatürk'e yüklenmek için atıp tuttuğu tarih. Evet en doğru tarihi siz biliyorsunuz.

Tamam anlatılmayan bölümler olabilir ancak bu yanlış olduğunu göstermez.
yine de okunmalıdır. ancak alternatif kaynaklardan da yararlanıp makul bir sentez oluşturmazsanız sizi aşırı şartlandırabilir ve yanlış yönlere de sevkedebilir.