bugün

başbakan'ın sarıkamış harekatında şehit olduğunu iddia ettiği kişidir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Ocak Cumartesi günü Sarıkamış şehitleri için yapılan kardan heykellerin açılışını gerçekleştirdikten sonra yaptığı konuşmada "Dedem Kemal Mutlu burada şehit düştü" demişti.

Erdoğan yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

"Büyük dedem, Rize Güneysulu Kemal Mutlu, burada, Sarıkamış'ta şehit düşerek Hakkın rahmetiyle kucaklaştı. Büyüklerim anlatırdı, derlerdi ki: Tüfeğine sarılı olarak, donarak şehit olduğunu gördük ve adeta gözlerindeki soğuğun verdiği gözyaşları buz damlacıkları gibi, damlamış halde şehit olmuştu."

Evet, Erdoğan'ın "Sarıkamış'ta şehit düşen büyük dedem" diyerek andığı Kemal Mutlu ile ilgili haberlerin özeti bu.

Peki, Milli Savunma Bakanlığı'nın arşivleri bu konuda ne diyor?

Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) resmi web sitesinin http://www.msb.gov.tr/arsiv/phpscr/Sehitler.php adresli linkinde arama yaptığımızda, Sarıkamış Şehitleri'nin yer aldığı 1. Dünya Savaşı kategorisinde 276 Rizeli şehidimizin ismi çıktı.

Ancak Sarıkamış Harekatı'nda şehit olan 4 Rizeli içinde Kemal Mutlu diye bir isim yok.

Milli Savunma Bakanlığı'nın "Şehitlerimiz" adlı 5 ciltlik yayınına da bakıldığında görülüyor ki; MSB kayıtlarında Bayram isminde 2 şehit, Bekir isminde 1 şehidimiz var, 4. şehidimizin kimliği ise bugüne kadar tespit edilemedi.

işin garip yanı, buna rağmen...

2008 yılında bazı işadamlarının Rize'nin Güneysu ilçesine yaptığı bir okulun adı; Şehit Kemal Mutlu Anadolu Öğretmen Lisesi kondu, Başbakan Erdoğan da açılışını gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz yıl da; Kars'ın Sarıkamış ilçesinde Belediye Caddesi'nin ismi, 'Şehit Kemal Mutlu Caddesi' olarak değiştirildi.

Ayrıca, 1914 yılının son günlerinde gerçekleşen Sarıkamış Harekatı sırasında soy isim kanunu henüz çıkmadı. Yani, o yıllarda Mutlu diye bir soy ismin olması da mümkün değil. ilgili kanun tam 20 yıl sonra, 1934 yılında yürürlüğe girdi.

Velhasıl, Başbakan Erdoğan "büyük dedem Sarıkamış'ta şehit oldu" dese de, devletin resmi kayıtlarında Kemal Mutlu adında Sarıkamış'ta şehit olmuş bir isim yok.

not: işbu entry yüksek dozda alıntı içermektedir.
(bkz: zamanda yolculuk)
(bkz: soyadı kanunu)
ha bir de mutlu kelimesi son otuz kırk yılın kelimesi .eski zamandaki kullanımı için:
(bkz: mesut)
nobrain.dk

not: işbu görünmez bakınız yüksek derecede dede içermektedir.
90 bin kişi şehit oldu ve yaşayanlar(ki çok azdır)tesadüfe bak tayyip'in dedesini görüyorlar.
recep in babasının genlerini vererek neden bu hata zincirini devam ettirdiğini
sormak istediğim insan.
şaşırmadığım bir durumdur. nelerini gördük;

bifor :

-şehit kanıyla beslendi ve besleniyor bu ülkücüler.

aftır :

- mustafa pehlivanoğlu bizden değilmiydi? bakın okuyorum; annemin gözlerinden öper, nişanlıma selam ede.... ühhühühüü.. !
(bkz: kazıklı voyvoda)
şöyle bir link ile kapaklanilmasi gereken muvzudur:
http://www.odatv.com/n.ph...imde-sehit-yok-1101111200.
sayın başbakanımızın dedesinden bahsedilince, rahmetlik dedemin sadece ismini öğrenebildiğim babası mustafa dedem geldi aklıma.
sayın başbakanımızın dedesi ile yaklaşık aynı yıllarda askere gitmiş dedemin babası, nam-ı diğer pehlivan mustafa.
dedem anlatırdı;
'' yıl bilmem, evin penceresinden el salladıydım. olsam olsam 5 yaşındaydım. öyle bir gülümseyip, eli havada kaldıydı da, ardına baka baka yitiverdiydi. tabii harp zamanı, balkan harbi, 1. dünya savaşı, kurtuluş savaşı, savaşlar bitmek bilmezdi, babamda gelmek bilmedi tabii.
sonra, vardım 14 lerimde, anamla zor, güç samsun a askeriyeye gittik. savaş bitmiş, ülke kurtulmuş, bizim pehlivan mustafa nın ne ölüsü var ne dirisi. anam bir subay a sorduydu. bir süre beklettiler bizi. sonra bir omzu yıldızlı geldi. anacığım başınız sağolsun. terhis edilmiş. tabii imkan yok, yol yok. yürüye yürüye aç bitap cepheden sinop a kadar ulaşabilmiş. bitten, pireden, hastalıktan ölmüş. ne mezarı bilinir, ne de bir emaneti vardır. anam vatan sağolsun dediydi de, ben hiç birşey diyemediydim. sonra anacığım dayanamadı. rica minnet, ağabeylerine bir mezar kazdırıp, bir işareti olsun istediydi. hani gidersiniz ya başucuna köy mezarlığında, taşı toprağı kaymış, mahsun bir mezar vardır. işte o babamın olmadığı, olamadığı kabridir.''
içim cız ede ede dinlemiştim dedemden.
anası ölmüştü ama o gün kendime söz vermiştim, ne yapıp edip dedemi babasına kavuşturacaktım. ne fayda ki dedem öleli 6 yıl oluyor, ben 32 yaşına geldim hala hiçbir iz yok.
düşünürüm de 1910 lu yıllarda evinden balkan savaşına giden ve bilinen tüm o savaşlarda savaşıp ölmeyen, kimbilir ne kahramanlıklar yapan, ne acılar çeken büyük dedem, onca badireyi atlatıp da nasıl oluyor da sinop a kadar yürüyüp, eşine, çocuğuna sarılamadan pes ediyor. allahın takdiri tabiki ama insanın babasına dair tek bir satır, tek bir eşya sahibi olamadan 98 yıl yaşayıp ölmesi de çok acı bir şey be sözlük.
allah rahmet eylesin benim dedem çelikten bir adamdı.
50 yıl demircilik yapmış. demir döverken sanırım kendi yaralarına da demire verdiği sudan vermiş, kendini de kat ve kat çelik gibi bir iradeyle donatmış.
vatan derdi de, babamın hesabı demezdi.
sayın başbakanım allahına dua etsin ki bu vatan uğruna canından fazlasını feda etmiş milyonlarca vatan evladının, tanıyamadığı, sarılamadığı, koklayamadığı çocuklarından birinin oğlu ya da torunu değil.
belki öyle de kendisi bilmiyor.
kemal ve mutlu olarak iki ismi olduğu düşünülmesi gereken kişidir. (bkz: soyadı kanunu)
o zamanın şartlarında kayıtların çok da iyi tutulamadığını söylemek yanlış olmaz herhalde. buna rağmen başbakanın dedesinin orada şehit düştüğüne dair kendi ifadesi dışında bir delili de en azından ben görmedim, duymadım. büyüklerinden duyduğunu iddia ettiği betimlemeler de çok güvenilir değil. ayrıca çoğunlukla tifo nedeniyle ölümler olmuştur.
şehit olsa ne olur olmasa ne olur orası da ayrı. herkesten birileri bir yerlerde şehit düşmüş olabilir.
muhtemelen ebesinin kocasıdır.
(bkz: ebe)
debreli recep'in dedesidir.
kendisinin iki oğlu gibi çürük raporu almamasıyla saygıyı hakeden dededir.

lakin dedesinin 100 sene evvelki asker kütüğünü çıkarana kadar üniversiteden iki tane arkadaşını bulun da rte nin üniversite anılarını dinleyelim.
1918 yılında doğmasına rağmen Tayyip Erdoğan'a göre 1914'te Sarıkamış'ta donarak ölmüştür.
Kendisi doğmadan şehit olacak kadar mübarek bir insandır. *
Anafartalar kahramanıdır

görsel