bugün

öncelikle;
korkmayın la.
var yani böyle birşey.

aşkla ilgili olarak sizlere öyle aksakallı dede edasında alengirli cümleler kuracak değilim. beceremem zaten, saçmalarım. lakin biraz sonra saçmalamayacağımın garantisi yoktur!! ramazan geldi "aşk"ı kesin olarak gözlemledim gördüm diyebilirim . öyle "ramazan" dedim diye de sufi bir yaklaşımla saçmalayıp elif şafak edasında, manevi aşktan bahsederek "aşk"ı özetleyecek değilim şimdi burada. yalnız, belki "dalyarak" diye bir roman yazabilirim şu an. zira çok iyi satıyor. terbiyesizlikle suçlayacak olanın alnını karışlarım. hoppp..beş karış!!

bu ramazan ayında, daha iki gün oldu lakin. kısa bir süre olsa da, aşkı gözlerimle görmeme bi miktar aracılık etti. neyse canım evladım, anlatıcam yahu. bir dur, az sabret, anlatıyorum!

şuan çalıştığım daha doğrusu çalışmaya çalıştığım işyerinde bir çift var, her dakika birlikteler sabah işe gelirken, giderken, molalarda yemeklerde falan hep beraberler. sabah oğlan izmir'in bir ucundan bir ucuna gidip kızı metro istasyonundan alıp işe beraber geliyor, akşamda aynı metro istasyonunda bırakıp oradan evine dönüyor o derece, her neyse balım böreğim. resmi bir ortamda olmalarından mütevellit pek sarmaş dolaş oldukları yok ama, birlikte oldukları aşikar. zaten kimseden, gizlemiyorlar. çok fazla da tanımadığımdan nasıl bir duygu düzeyinde aşk yaşadıklarını bilmiyorum. lakin ramazan geldiğinden beri, özellikle erkeğin bünyesinden taşan bir aşk gördüm. şöyle ki;

erkek oruç tutuyor. lakin kız tutmuyor. bunları, dini yönlerini göstermek için söylemiyorum. insanların inandıkları dinlerle gram ilgili değilim. "uludağ sözlük dini" diye bir dine ya da inanca gönül ver, o da zerre umrumda değil. bunu, yalnızca anlattığım şeyin bir parçası olduğu için söylüyorum. her neyse mevzuya dönüyorum bebeğim.

hanım kızımız oruç tutmadığı için öğle yemeğini ofisin yemekhanesinde yiyiyor. erkeğin de, oruçlu diğer ofis çalışanlarının öğle arasında yaptığı gibi, fosur fosur uyumasını beklerdim ama o öyle yapmıyor. kızla beraber yemekhaneye gidip sıraya giriyor, herkesin yemek yediği o kalabalık yemekhaneye gidip masada karşısına oturuyor, kız yemek yerken gözlerinin içine bakıyor ve kız yemeğini bitirdikten sonra kızla beraber dışarı çıkıyor. ramazanın ilk iki günü böyleydi. eleman ne kadar aşıksa artık, kızı bir dakika bile yalnız bırakmak istemiyor, aç ve susuzken bile yanında olmak istiyor. kızın gözlerinde de aynı duygu var sanki. azıcık onu da dikizleyince fark ettim(yakalasalar sikecekler belamı). burada sadece erkeğe yüceltmeyelim şimdi. kız tam tersi durumda olsa bunu yapar mı acaba diye düşünüyorum? yapar lan belki. hatta yapsın lan. eee bana ne lan!!

eee bende ramazanı böyle geçiriyorum işte. dikizleme, dedikodu, gıybet, haset, zin...o yok o yok, nerdee??? lütfen kayıtlara geçmesin. ancak, diğer hepsi diz boyu. yapacak çok bi şey yok. sevap da, günah da, kara murat da benim. haydi allah kabul etsin!