bugün

yaptığı kadın heykeline aşık olan kıbrıs kralının adı.
(bkz: pygmalionizm)
kıbrıs adası'nda yaşamış bir heykeltıraş. pygmalion işini çok severdi. insanlardan uzak,kendi halinde yaşar, tüm ilgisini ,dikkatini heykellerine verirdi. yeni yeni heykeller yapar ,onlara isimler verir,konuşur, dertleşidi.

birgün pygmalion fildişinden çok güzel bir kadın heykeli yaptı ve ona galatea * adını verdi. heykel o kadar etkileyici ,güzel ve alımlıydı ki..tıpkı canlı gibiydi.heykeli bir kadın gibi giydirip, süslerdi. pygmalion kendi yaptığı heykele aşık oldu. onu tüm kalbiyle sevdi. artık diğer heykelleri de bırakıp hayatını galatea'ya adadı. onunla ilgilenir, süsler,sarılır ,okşar öperdi. bu durum o'na gün geçtikçe acı da vermeye başladı.

birgün tanrıça afroditpygmalion'un acısını,yakarışlarını duyup o'na acıdı ve fil dişinden yapılmış galatea'yacan verdi. ( pygmalion ,heykeli öperken heykel de ona karşılık verir)
bunun üzerine pygmalion ve galatea afrodite şükranlarını sundular ve afrodit de onlara sonsuz mutluluk ve huzur bahşetti. pygmalion da insanlardan kaçmayı bırakıp onların arasına karıştı.
ek$i'ye transfer olmayı bekleyen yazarımız. * *
13 ocak 2007 leman kültür bursa zirvesi' nde tanışacağım yazar. * * *
mitolojik karakterini mitolojideki bir karaktere dayandırdığım yazar arkadaşımız, cankuş.
adini telafuz edemesem de kisiligi on numara iyi insan. sozlukte daha uzun sureler beraber yazmak dileklerimle birinci yil seysii kutluyorum.
nickini telefuz etmekten vazgeçtiğim ilginç yazar. neden ilginç? nickin hikayesi çok uzunmuş sonu gelene kadar sarhoş olduk da ondan.
hani kağıda yazmışsın ya nickini kimse anlamıyor diye, bence pygmalion'dan sonra iki nokta üstüsüte koy hikayesini yaz fotokopi çektir.*
bernard shaw klasiği olan tiyatro eseridir. aslında hüzünlü olarak da değerlendirilebilecek olan eserdir.
eşcinsel olmayan yazar.
kıbrıslı yontucu pygmalion kadınlardan nefret edermiş. hiçbir kadınını sevmemeye, kendisini yalnız ve yalnız sanatına vermeye yemin etmiş. kuşkusuz böyle bir karar sağlıklı değildi ve sapık bir kararın tanrılar tarafından kabul edilmesi olnaksızıdı. pygmalion bir gün kusursuz güzellikte bir kadın heykeli yapmaya karar verir. yapmış olduğu heykel öylesine canlı ve güzeldir ki pygmalion yaptığı bu heykele aşık olur , onu öper, onunla konuşur ve onunla yatar...
bütün bu olup bitenleri aşk tanrıçası aphrodite hafif alayla karışık bir anlayışla izler ve pygmalion un bu sapık karar ve ilişkisinden vazgeçmesini bekler. nitekim aşk tanrıçası adına düzenlenen bir bayramda herkes aphrodite den isteklerde bulunurken hayatında hiçbir zaman kadın sevmemek üzere ant içmiş olan pygmalion da tanrıçadan, cansız bir nesneyi sevmenin manasızlığını anladığını söyleyerek kendisini affetmesini ancak yaptığı heykele benzeyen bir kızı yoluna çıkartmasını diler. evine döndüğünde her zaman yaptığı gibi heykeli cansız dudaklarından öptüğünde o soğuk ve cansız dudakların, o vücudun canlandığını görür. pygmalion böylece kendi yapmış olduğu kadına, galateia ya sahip olur.
hep yakın yazar.yeri apayrı, sapasağlam.
aslı isimli hatun kişisine abayı yakmış ve bunu sarhoş olmasına rağmen çok sevimli bir dille anlatmış yazar. *
öyleyse allah kavuştursun diyoruz.
bir senedir tanıştığım ilginç espriyle günüme bazen neşe, bazen de keder katan ve van entryleri serisi ile beni bir hayli şaşırtan yazar arkadaşımdır. kendisini son gördüğümde kaslı bir vücudu olmamasına karşın siyah renkli, sıkı bir atlet giyiyordu; arkama bakmaksızın koşarak kaçtım. ama ne yalan söyleyeyim entrylerindeki o ince zeka parıltılarını gördükçe seviyorum lan ben bunu.
mesela şu fildişi heykel muhabbeti bunda da var ama bunun galatea sı plastik. son sevgilisinin kıyafetlerini giydirip salonda sergiliyor. afrodit bizim pygmalion ını da görür umarım.
espri anlayışına kurban olduğum yazar. süper insan. komik ve kültürlü. ayrıca şanlı ve kılıcı kanlı... selamlar olsun.
birkaç entrysine bakılınca kelime dagarciginin ne boyutta büyük oldugu ortaya cıkan güzide bursalı yazarımız. * * *
muhabbetlerdeki sıradanlığa cephe almış olan yazardır. Herkesin kendisi gibi derin olamayacağını anlayamayacak kadar derindir. * Sınavları bitsin, zirveden zirveye koşacağızdır. ayrıca, Fazlasıyla sarhoş muhabbeti yaptığımdır. Sabırlıdır oldukça.
kendisini bağğyan sanıp iki saat yavşadığım, erkek olduğunu öğrenince mecburen arkadaş olduğum yazar. takipçisiyim.
yunan mitolojisinde yaptığı heykele aşık olan pis sapık. *
yunan mitolojisinde kıbrıs'ta yaşayan pygmalion adında bir heykeltraş, fildişinden, güzel bir kadın heykel yapmış vakti zamanında. ve zamanla ona aşık olur, cansız oluşuna isyan edermiş günden güne. bu duruma üzülen aphrodite güya bu heykele can verirmiş te * onlar mutlu mesut yaşarlarmış. mış mış ta mış mış...
saçmalığın diz boyu olduğu uydurmalardan biri.
ayrıca, birçok üniversitenin ingilizce öğretmenliği bölümlerinde okutulan, Bernard Shaw'un 1912'de yazmış olduğu sıkıcı, saçma ve gizli kapaklı kadını aşağılayan oyunun adı.
girdiği entryler ile sağduyulu akıl sahibi ve objektif entel havasına bürünen, ve yine aynı maske ile birkaç pkk ve dtp küfürüm ile beni nefret ettiği adam statüsüne koyan bilirkişi. olmuyor ama pygmalion, biraz daha rol..
Kafasında her zaman bir şeyler var. Ceplerinin derinliklerinde bizlerden parçalar... güldürür, güler, geri adım atar... yaralar kendini hiçler uğruna. sabrı taştığında ise durur, düşünür ve yine yaralar... Size, sizin kendinize verdiğiniz değerden daha fazlasını verir. Size, sizin hakkınızda sizden daha çok şey anlatır... Dosttur...
ovidius'un anlattığı güzel bir öykünün kahramanıdır....pygmalion aşk tanrıçasının tapınağına giderek, karşısına yaptığı heykele benzeyen bir kız çıkarmasını diler. sonra evine dönüp fildişi sevgilisinin karşısına geçer...uzun, uzun ona baktıktan sonra eğilip o cansız dudaklarından öper. ansızın geri çekilir: öptüğü dudaklar her zamanki gibi soğuk değil, ılıktır. bir daha öper, o ılık dudakların gittikçe ısındığını, yumuşadığını hisseder. büyük bir sevinçle heykele sarılır: venüs, bu büyük aşkı karşılıksız bırakmamış, sevgilisini canlandırmıştır...

öykünün bundan sonrası anlatılmamıştır. yalnız sevgililerin evlendiği, heykelin galateia adını aldığı, bir de çocukları paphos'un bir şehre isim babası olduğu bilinir.
Bernard shaw'un tiyatro oyunuyla ün kazanan ovidius öyküsüdür.
bu cumartesi besiktas sahilde cay icelim zirvesi ne şöyle bir uğrayan yazar.
19.yy da beyoğlu nda istiklal caddesi üzerinde bulunan ve devrin en erotik iç çamaşırlarını satan mağazanın adı.
güncel Önemli Başlıklar