bugün

'küçük aptalın büyük dünyası' sloganını seçmiş, blog aleminin açık sözlü, kendisi dahil herkese giydiren, karmaşık aşk hayatıyla her daim merak edilen, şimdilerde pekmezden sonra erik adını taktığı sevgilisiyle mutlu olan zaat-ı muhteremdir. an itibariyle 2330 izleyicisiyle blog aleminin celebritysidir.
http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/ adresinden ulaşılabilir.

PS: her ne kadar ukte doldurduğunuza dair yazı eklemeyin ibaresi belirse de, uktecinin hakkını yememek adına ukteyi veren: gsvvne selam ederim.
1 Haziran'da Cem Mumcu işbirliğiyle Küçük Aptalın Büyük Dünyası isimli kitap çıkarıcak olan ablamızın blog adresidir.Dizüstü Edebiyat adı altında tanınan blogculara kitap çıkarılmaya devam edilecektir.Mantıklı ve para kazandıran eylem olduğu aşikardır zira 15-20 yaş arası ergenler Pucca'nın daha -de da bağlacını ayıramadan yazdığı Sex and the City tarzı güncelerini,kız arkadaşının bekaret zarı gibi gayet edebi meselelerini oldukça merak etmektedirler.
tüm gazete ve dergilerde bangır bangır reklamı dönünce,internette bir pucca manyaklığı görünce dün gittiğim kitapçıda en çok satanlarda görünce ..önyargılı davranma twor al bakalım bi oku dediğim kitap.sonuç olarak.
-20 tl verdim kitaba.. ki o parayla neler yapılmazdı.
-evet kasmadan bi gecede okuduğum kitap.
-evet eğlencelı dobra falan fıstık ama bunun gibi zilyon tane örnek var neden bu pucca dememe sebep olan kitap.
kısaca benim gibi bos bi pazar günü öldürmek istediğiniz bir geceniz varsa okuyun derin.ama almayın.söyleyin .ben gönderiyim.yazık 20tl lan.
okumadan kötü olabileceğinden emin olduğum tek kitap.. bu kadar netim..

-kapitalizmin amına koyim ben!!
cinselliğini pazarlayan insandır gözümde kendileri.
tamamen gelişi güzel yazılmış *, kendini deşifre etmek için büyük çaba harcayan kim olduğu belli olmayan hatun kişisinin günlüğü.
sevgilisinden ayrılan bir insanı güldürmek için tasarlanmıştır. edebi değeri yoktur.
edebiyatla alakası yoktur.
günlük gibi birşeydir, her sevgilisine veriyor kadın bir de. Bir yazısında babasıyla halasının sevgilisiyle olan resimlerine kızdığı görülür. resime kızıyorlarsa sevişmeye ne derler bilemeyeceğim garip.
9 yaşındaki bir çocuğun günlüğe yazış şekliyle eşdeğer, tek farkı içinde anlatılanlar olan günlük. Tek marifeti eski aşklarını anlatmak olanların böyle prim yapması acı, ama daha da acısı benim bu kitabın 50 sayfasını okumuş olmam.
author dan 52 kat daha kaliteli, ve dolu olan bir yazar olan pucca nın blogunun http://passiflora-rapunzel.blogspot.com giriş yazısıdır.

son bir aydır neredeyse yaptığım tek şey bu günlüğü okumak.
hani farklı pencereden bakmak gibi duruyor, olaylara bir de öbür açıdan göz atmak gibi.
iyi bişey, okuyun, ama bok atmayın.
sevmediysen okumayacaksın it, ne bok atıyosun!! deyin bok atana da..
kitabı, "küçük aptalın büyük dünyası"nın film hakları cem yılmaz tarafından satın alınmış olup, filmleştirilecek olan internet celebrity'si pucca'nın kişisel blogu.
geç kaldın be güzelim senden önce yatmadan önce 100 fırça darbesi diye yazdılar.
ilk defa uykusuz yaz sayısında gördüğüm yazı. uzun uzun yazmış. zamanımı bu kaşarın aptallıklarını okumakla geçirdiğim için kendime kızıyorum. ayrıca kızların ne kadar saf olduğunu daha iyi anladım yazısıyla sağolsun. ha bi de erkeklere cinsellik düşünüyor diye kızan kızların aslında nasıl abaza olduğunu gösteriyor. genelleme oluyor farkındayım ama biliyorum bütün kızlar pucca işte.
ayrıca çok sevdiğim uykusuz dergisine böyle aptal bir yazıyı dergiye almayı hiç yakıştıramadım.
türk kızını gözler önüne sermiş, tezlerimi doğrulamış günlüktür. okumak tahammül ister elbette.
can sıkıntısından yaklaşık iki saat boyunca okuduktan sonra bilinçaltıma işlemiş blogdur. sayesinde yıllardır aklıma gelemyen eski sevgilimi rüyamda gördüm. üstelik başka bir eski sevgilisi ile görüp kıskançlık krizlerine giriyor, kızı kenara çekip türlü tehditler savuruyordum. ama o nasıl bir öfkedir anlatamam, hala da geçmedi. haddinden fazla rahat bir kişilik olarak ilk kez anladım kıskançlık krizinin nasıl bir duygu olduğunu. rüyamda yarattığım kızı paralarım şu an o derece. neyse işte derdini-kendini iyi anlatıyor bu kız.
bazı aptal ergen kızların hayatını okuyup kendi hayatlarını onun gibi yapmaya çalıştıkları kadın bozuntusu.
şimdiye dek hiç okumadığım, okumayı da düşünmediğim blog. kitap falan oldu sonra, satış rekorları kırdı vs. türk dilinden, türkçe'nin kurallarından bihaber insanlara da "yazar" deniyor ya utanıyorum ben. bir de yazar(?) kişisi çok agresif. twitter'da kendisine yöneltilen en ufak eleştiriye sinirleniyordu, hemen bir laf sokma çabası içine giriyordu falan. hiç hoşlanmıyorum.
uykusuz yaz özel sayısında tatlini anlatan hatun. bildiğin 5 arkadaşıyla abazalık yapmaya gitmiş. hatta bir arkadaşı ilk gece barda düşürdüğü bir erkekle sevişmiş tek odalı pansiyonda. bunu yapablilecek bir türk kızı var mıdır hadi kız yapar da diğer 4 kızdan hiç biri mi ne bu hayvanlık demez. bi de vajinayı kötülemiş içi et dolu bir delik işte demiş her şeye bu kadar düz bir mantıkla bakıyosa yazmasın zaten hiç bişey.
(bkz: pucca)

çok severdim. böhü.
son zamanlarda deliler gibi yayılan blog ve bloggerlardan biri. hatun kişi kimdir nasıl birşeydir merak etmiyor değilim ama araştırdım bulamadım.

herneyse sözlük yazılar şahane en azından benim hoşuma gitti akıcı fakat sıkıcı değil, günlük olan hikayeler okuyun derim.
"sevgilisi olan erkeklerin arkadaşı olmaması gerekli" gibi tespitlerin olduğu blog.

ay bana bir şeyler oluyor.
feminist takılan sevişemeyen kişilerden. her seviştiği insan tarafından yarı yolda bırakılmış kişilik. gerçek kimliği de belli olmuş ama hala garip garip takılmakta.
bi ton insanın zaten yaptığını, bir diğer ton insanında yapmak istediklerini blog ortamına döken yazar. o kadar küfrü aşşağılamayı yemesine rağmen dedemmi alıp okuyo kitaplarını diye haykırasım var. madem tü kaka ne diye prim yaptırıyosunuz hatuna o zaman? biz millet olarak sırf gösteriş olsun diye birilerini kötülemeye bayılırız, pucca adlı blogcumuzda bundan nasibini alanlardan. ha stilini seviyomuyum, sevmiyorum. ama yayın evini kafalayıp genç kızların harçlığını kendine yatırım yapmayı başarmış mı başarmış.
güldüren bir kitap ama kalıcı bir eser niteliğine sahip degil tabi ki.
yazar oldukca argo yazmıştır ve ilişkisine kadar her şeyi apaçık anlatmıştır.

nereye gidiyoruz böyle...
ülkenin en büyük gazetelerinden birinde kendisine pazar ekinde nasıl olup da yer kaptığını anlamadığım kişinin anlamsız günlüğü.

ne olduğunu anlamak için bugünkü yazıyı okudum ve cahiliye devri'nde yaşayan bu kızın ne demeye
"köşe yazarı" yapıldığını cidden anlamadım.

hürriyet, kendine gel.