bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- ali erbaş12
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- icardi190516
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
orjinal ismi prozac diary olan psikolojik icerikli bir kitap.
yazar, lauren slater 26 yasindadir. depresif yakinmalarla psikiyatre gider ve onerilen ilac prozac'i kullanmaya baslar. ve olaylar gelisir.. *
yazar, lauren slater 26 yasindadir. depresif yakinmalarla psikiyatre gider ve onerilen ilac prozac'i kullanmaya baslar. ve olaylar gelisir.. *
toplum ilişkilerinin gitgide kopuklaştığı ve toplum katmanları arasındaki farkların durmaksızın arttığı günümüzde, gencecik insanların sessiz ve çaresiz yardım çığlıklarını anlatan nefis bir film. christina ricci başrolde döktürmektedir.
elizabeth wurtzel'in kaleme aldığı ve amerikan toplumundaki bağımlılık sorununu eleştirel bir bakış açısıyla işleyen roman.
elizabeth wurtzel in otobiyografisi olan süper kitaptır. bir dahinin hayatındaki iniş çıkışları bunalımları depresyonunu ve prozaclı yaşantısını anlatan kitapta akılda kalan şeylerden biri de müzikler. kitap müzikleri. özellikle johny cash bu kitapta en çok etkileyen şarkıcı. kitabın filmi de yapılmıştır. sana gül bahçesi vadetmedim i okuduysanız ve sevdiyseniz tavsiye edilebilir. ya da tam tersi eger prozac toplumunu okudunuz ve sevdiyseniz sana gül bahçesi vadetmedim i de sevebilirsiniz.
bir türlü bitmeyen filmlerden, kazayla kiralandığında izlemesi bir iskenceye dönüsen uyarlama.Kitap iyidir belki ama film izleyip izleyebileceginiz en sıkıcı film.
bayıcı da olsa zorlayınca izlenebilen bir uyarlaması mevcuttur bu romanın: http://www.imdb.com/title/tt0236640/
(bkz: united states of depression)
ucuz diye alınan izlerken bayan film. x32 yapıp hızlı hızlı geçseniz bile konuyu anlıyorsunuz.
--spoiler--
garip bir şekilde depresyonuma aşık olmuştum. dr.sterling haklıydı. tek varlığım olduğuna inandığım için ona aşık olmuştum. depresyonumun kişiliğimin bir parçası olduğuna ve beni değerli kıldığına inanıyordum. kendimi o kadar değersiz buluyordum ve dünyaya sunabileceğim o kadar az şey olduğuna inanıyordum ki, varlığımı haklı çıkartabilecek tek şeyin çektiğim acı olduğunu düşünüyordum. hayata karşı aşırı duyarlı bir tavır almak, her şeye boş veren duyarsız yığınlara katılmaktan, çok daha saf ve dürüst görünmeye başlamıştı. her şeyi yürekten hissedersem sonunda tamamen hissizleşeceğimi ise artık anlamaz olmuştum...
--spoiler--
garip bir şekilde depresyonuma aşık olmuştum. dr.sterling haklıydı. tek varlığım olduğuna inandığım için ona aşık olmuştum. depresyonumun kişiliğimin bir parçası olduğuna ve beni değerli kıldığına inanıyordum. kendimi o kadar değersiz buluyordum ve dünyaya sunabileceğim o kadar az şey olduğuna inanıyordum ki, varlığımı haklı çıkartabilecek tek şeyin çektiğim acı olduğunu düşünüyordum. hayata karşı aşırı duyarlı bir tavır almak, her şeye boş veren duyarsız yığınlara katılmaktan, çok daha saf ve dürüst görünmeye başlamıştı. her şeyi yürekten hissedersem sonunda tamamen hissizleşeceğimi ise artık anlamaz olmuştum...
--spoiler--
en dibe vurmadan, en tepeye çıkılmadığını anladığım filmdir. özellikle depresyondaki insanların izlemesini tavsiye ederim. bi nebze olsun daha iyi hissedeceklerdir kendilerini.
kendisi ile ilgilenen birileri olduğunda sorunları büyütmeye ve hata yapmaya hakkı olduğunu düşünen bir insanın izlemesi gereken filmdir.
sikintilarina bir turlu cozum bulamayan ve psikiyatr a da gitmeye gotu yemeyen kisilere tavsiye edebilecegim filmdir. ben denedim ise yaradi bir nebze de olsa.
esasinda film bana sunu anlatti ne kadar tedavi gorseniz de kendiniz yuzleserek bazi seyleri cozmeniz lazim sorunlardan kacarak cozumleme yapmak mumkun degil..
ernest hemingway ustadin da dedigi gibi; bir sorun varsa onu cozmeye calisin, fakat endise duymamaniz icin kendinizi egitin. cunku endise hicbir seyi cozmez...
esasinda film bana sunu anlatti ne kadar tedavi gorseniz de kendiniz yuzleserek bazi seyleri cozmeniz lazim sorunlardan kacarak cozumleme yapmak mumkun degil..
ernest hemingway ustadin da dedigi gibi; bir sorun varsa onu cozmeye calisin, fakat endise duymamaniz icin kendinizi egitin. cunku endise hicbir seyi cozmez...
kitabını okumadım lakin filmini merak ediyordum, bana yetersiz geldi.damakta eksik bir tat bırakıp, ee sonra ne oldu diye sordurttu ve kitabını daha çok merak ettim. bir çok sahne üstünden geçilmiş ve birden sona varılmış.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar