bugün

iş merkezi.
kaç tane kapıdan girilip çıkılıyorsa, her seferinde elde dot dot diye okutulan giriş kartları, işçilerin bir örnek giydikleri mavi tulum yerine takım elbiseli, man-woman in black tadında etrafta dolaşan tiplerin bulunduğu, hööttt 1 dk geciktin işe diye uyarıların gırla gittiği, herkesin birbirine ayılıp bayılıyomuş gibi yaptığı, insanı insanlığından çıkaran modern kafestir.
her türlü elbisenin veya baska herbişeyin bir arada bulundugu alış veriş merkezi
postmodern tapınaktır.

devasa bina kavramı: efendim devasa bina dediğimiz olay bir toplumdaki her bir bireyin önce cemaatleştirilmesi ve ardından o cemaatin sindirilmesi amaçlı ortaya çıkmıştır.
psikolojik temel: birey tek başına dünyanın merkezidir, ancak o birey ki kendisini hakim otoriteye ve hakim değerlere karşı küçük hissetmezse tehlike yaratır(otorite açısından). yani bu sebepledir ki bir devasa mekana bir anıta girdiğimizde içimiz uhreviyat dolar, o figür karşısından küçük hisseder ve ardından o figüre sığınan değerlerin de hakimiyetini kabul ederiz.

tarihten örnekler verelim; din egemen toplumlarda(roma-yunan-mısır) tapınaklar devasadır. çünkü bireylerin tanrı-kral karşısında küçük hissetmeleri istenir. ayrıca anıt-mezar anlayışının da neden önemli olduğuna değineceğim.
sparta kentinde en önemli yapı ordugah idi. çünkü sparta militarist bir otoriteye sahipti.

ortaçağda şatoların ve devasa kiliselerin ortaya çıkışı da bize aristokrasi-ruhbanlar işbirliğini göstermektedir(zaten ne zaman bu iki godoş kavga etti tarih değişti)

modern dönemlerde, yani fordist 1900-1960 arasında fabrikaların ve üretime dayalı figürlerin devasa oluşu da gözden kaçmaz. yine aynı dönemin ilk yarısı içindeki totaliter arayışlar zamanında(nazi almanyası,sscb,italya) anıt-mezarların önemi ortaya çıkar. bu da tek lider kültü ile işleyen bir babacılık yani paternalizm işaretidir. babacılık(?) kısaca, liderin halkın tüm ihtiyaçlarından sorumlu oluşunu ifade eder. oysa pratikte bu halkın lider önünde küçük hissetmesine sebep olur.

postmodern topluma(yani günümüze) geldiğimizde ise üretimin yerini tüketimin, totaliterizmin yerini demokrasinin aldığını görüyoruz. lakin bu kapitalist toplum diğer anıtsal değerleri dalga geçerek alaşağı etse de kendisi bir başka devasa tapınak yaratmıştır: plazalar.

yani plazalar paranın tapınağıdır, bu sebeple bireyler plaza önünde küçük hissetmekte onu temsil eden parlak takım elbiseli adamlardan-kadınlardan çekinmektedir. o yüzden eski toplumlarda en önemli şey ibadet yahut lidere bağlılık iken bugün bu kariyer olmuştur. kariyer yapmak ve o sayede daha fazla tüketmek elzem olmuştur.
Çok da süslemeye gerek yok..içinde birden çok işyerinin ya da mağazanın bulunduğu çok katlı binadır.işmerkezidir en nihayetinde,ama plaza deyiverince daha da bir havalı oluyor galiba..
Bir de bunlar,plansızca, aynı cade üzerine üç beş tane serpiştirilince trafiği felç eden binalar da oluyor..
istanbul'da Büyükdere Caddesi buna en iyi örnek..
Daracık caddeye Maslak'tan itibaren dizi dizi dizdiler,sonra da günün her saati adım adım ilerleyen trafiği bizlere hediye ettier..Sırada daha meşhur 'Dubai Kuleleri'..vs var.Hadi hayırlısı...
(bkz: zafer plaza)
asansörlerinde yapmacık tebessümlerle 'günaydın' 'iyi günler' sosyalleşmesinin yaşandığı yüksek bina, sevimsiz mekan.
eğer ofisiniz 26'ncı kattaysa çıkmadan önce trafiğin durumunu görebilmenizi sağlayan gökdelen.

(bkz: maslak trafiği)
venezuela'nın eyaleti olan miranda'da bir şehir (Municipio).

eyaletin tüm yerleşim birimleri için:

(bkz: miranda/#8668155)

- tageo
- instituto nacional de estadistica
iş hayatının döndüğü koccaman binalardır.

güzeldir aslında ama insanı tüketen bir yanı da yok değil. bir izole etme çabası, bir yabancılaştırma efekti. öyle bir şey işte. *
itaat beklediğimiz için taktığımız kravatlar, sürüklenmemizi kolaylaştırmaktan başka ne işe yarıyor acaba? Saygı beklerkenki histerik halimiz çok acıklı görünüyordur muhtemelen kural belirleyenler için. Giyim, saç-sakal kuralları, saygı görmemiz için değil; evcilleştirilmiş birer düşünebilen hayvan olduğumuz için... \"Merhaba\"sız başlayıp, \"Saygılarımla\" biten maillerim buna tek tepkim olabiliyor, \"Normal şartlarda seninle işim olmazdı fakat, etik gereği sana saygı göstermeye çalışıyorum.\" formatlı maillerimle. Formal mailler attığımız bir iş sahibi olduğumuzda, saygıdeğer bir işimiz olduğu sanılsa da, aslında hep biz saygı göstermek zorunda kalıyoruz. Herkese saygı duymak zorunda kalan kuklalarız...Kapitalizm kakadır demiyorum; hayat böyledir diyorum. \"Kendini statü sahibi sanıp, kibirlenmek niyedir, Sayın Maşa?\" denesi insanlar barındırır...

http://kermitiye.blogspot...nrken-aslnda-plazann.html
Sanki nasada çalışıyormuş hissiyatı oluşturulmaya çalışan giriş kartları. Doğadan komple uzak camekan fanustur. Çalışanlar kibirli yaratıklardır. Siyah kıyafetler makyajlar tıraşlarla çalışanlar kendilerini özgür sansalarda birer modern köledirler.
calisanlarin hayat enerjilerini, yasama sevinclerini emen, insanlari oldurmeyen, ancak yasamasina da izin vermeyen 21. yuzyilin vampirleri.
güncel Önemli Başlıklar