bugün

zordur. nitekim bizim bir kıza hasret türk erkeklerimiz paris hilton'u gördüğü yerde ağzından kilolarca su akıtacaktır. ama tabii fikrini ortaya koyup, 'seni beğenmiyorum git' diyebilecek cool, zengin ve kültürlü erkeklerimiz de bulunmaktadır. en azından ben öyleyim, geçen gün ünlü bir iş adamının davetindeydik, yemekleri yemiş birer kadeh içki ile birlikte kamboçya'nın geleceği hakkında bir şeyler tartışıyorduk. o sırada yanıma paris hilton geldi, sürtüne sürtüne yanaştı yamacıma, içkimden bir yudum alarak 'i love you' dedi naciz sıfatıma. direkt seni beğenmiyorum diye girdim olaya ve zengin kalbini orta yerinden ikiye ayırdım. kendisi bu gibi durumlara alışık değildi ve ağlamaya başladı. duyduğuma göre de ben gittikten sonra 3 gün daha ağlamış, yazık.

+ dogo argentinona paris'in köpeğini yedir cool.
paris hiltonun güzelliği nesneldir... göreceli değildir...
türkiyenin başkenti bence ankara değil demek gibi birşey olurdu herhalde.
kolayca denir. zira kendisi hiç güzel olmamakla beraber, orta malıdır aynı zamanda.
twitter aracılığı ile rahatlıkla yapılabilecek olan eylemdir. neye yarar, orasını bilmem.
gerçek olarak söylenebilecek bi cümledir.
hem salak hem çirkin sevmiyorsa insan, kolayca yapılabilecek eylemdir.
paris hilton'u güzel zanneden yazar söylemi. daha güzeli mevcuttur.

(bkz: adriana lima)
söyleyen kişinin brad pitt ayarında biri değil ise tam bir çelişkidir.
bunu söyleyen arkadaşınızın muhtemelen o an kafası güzeldir.