bugün

Ortalama olarak mart ortasında girdik izole hayata.
Bu dönemden beri sosyal ilişki, iş bir çok şey çıktı hayatımızdan.
Eziyet gibi görünen trafikte vakit geçirmiyoruz.
Hatta yeri geliyor ellerini sallayarak sokağa bile çıkamıyoruz.
Bu hepimizin ruh halini etkiledi.
Hayal edin; hani denizleri besleyen akarsular, dereler ve kaynak suları var ya...
işte onlar gibiydi bugün yapamadığımız şeyler.
Trafikte beklemek bir akarsu idi,
iş yerindeki arkadaşlarınla sohbet bir dere idi,
Sokakta yürürken minik flörtleşmeler dere gibiydi,
Arkadaş sohbetleri kaynak suyu gibiydi...
Bunların hepsi kesilince , denizin su kalitesi bozulur ya...
Onun gibi ruh halimiz bozuldu,
En yakınımızda ne varsa ona sarmaya başladık.
Normalde düşünmeyeceğimiz şeyleri düşünüyoruz.
Geçim kaygısı.
işini kaybedermiyim kaygısı,
Yarın ne olacak bilememek
Hiç bir şey yapmasanda özgürlüğünün kısıtlı olmasını bilmek bile stres kaynağı oldu.
Normal bir insanın hayatında en fazla bir kere yaşayabileceği bir durumu yaşadık.
Psikolojimiz bozuk sözlük, dikkat edin kendinize.
Ruhumuz kanıyor, onu tedavi etmek gerek.
Sevdiklerimize sarılmak , sohbet etmek, dost meclisinde hasbihal etmek gerek.
Çok özledik insanlığı...
Çok.
görsel
görsel
herkesin psikolojik olarak acaba bende koronami var kaygısı ve beraberinde getirdiği korku, araştırma ve ardından sadece bekleyiş.
ruh halini bilmemde uyku durumum çok bozuldu. depresyondan zerre belirti yok. maşallah kafam rahat ama uyku düzenimi geri istiyorum.
(img:#2027092)
yıkılmadım ama ayakta da değilim.
her günüm dejavu amk.
Haftaya başlayarak sırayla heryer açılıyor. Sokağa çıkmak da serbest olacak. Istefiginizi yapabilirsiniz. Sonra neolur bilemem.
Abarttikca abartilan durum.
Ulan biz korona vakaları arttığından beri 12 saat geceli gündüzlü çalışıyoruz, yorgunluktan kalan vaktimiz uyumakla geçiyor da bütün gün online oyun oynayan veletler kadar ya da sanki çok sosyal hayatı varmış gibi inat yapan ihtiyarlar kadar mızırdanmıyoruz.

Ruh halimiz berbatmiş. Siktir oradan!
Eski nasılsam şimdi hala aynıyım, sadece hijyen olarak tedbirlerim arttı, onun dışında yaşam tarzımda değişiklik yok, işime gelip gidiyorum, dışarıda geçirdiğim süre zarfında da evde vakit geçiriyorum.
çorabını top yapıp oynadıktan sonra burnundan sokup kulağından çıkarmayı düşünmek...
herkese renkli günler
Biyolojik bir savaş altındayız. Top tüfek yok virüs var, yalnızlaşma, saklanma, korunma, delirme, ekonomik darboğaz var.
Tamamen can sıkıntısından başka şikayet edebileceğim bir şey yoktur sayın sözlük. Sokağa çıkma yasağı olmasa o da olmayacak fakat evde yapılabilecek şeyler kısıtlı olduğu için elden bir şey gelmiyor.
Ben zaten böyle yaşadığım için pek tınlamıyorum.
Amk ezikler gibi akşama kadar dizi mi izleyeceğim derdim, izliyorum.
Yapılacak çok işim var gibi meşgul hissediyorum ancak hiçbir şey yapmıyorum. Meşguliyetim, hiçbir şey yapmamak.
görev yaptığım ilçe ile beraber sinir kat seviyemi fersah fersah arttıran lanet olası bir süreçten geçiyorum. biran önce haziran gelse de en azından şu ucube yerden uzaklaşsam bir tık kendimi toparlayabilirim.
Hala alışamadım. Arada bir hüngür hüngür ağlayasım geliyor
pandemistler hayatımıza karışmasa benim ruh hâlim eskisinden hiç farklı olmayacak.

bu da böyle bir entry'dir.
görsel
bir yılı geçti pandemi süreci izlenimlerim;

- insanlar kaygılı, sürekli korunma hali çok yordu psikolojileri.
- ekonomi çok sıkıntı bir çok insan iş sıkıntısı yada geçim sıkıntısı yaşıyor, hayat pahalılığı çok yükseldi, zamlar oranında gelirler artmadı hatta işsiz kalan, çalışamayan insanlar çok.
- insanların hayatı tek düze ve sıradan oldukça, coin yada bahis gibi sanal şeylere yönelim arttı, buralardan para kazanma ve heyecan dürtüsü almaya çalışıyorlar.
- sosyal medya bir bağımlılık oldu, yalnızlaşan insan sürekli internet ve sosyal medyada karşılık bulmaya çalışıyor
- toplumun psikolojik sağlığı çok kötü, herkes fiziksel sağlık ve ekonomi tarafına odaklanmış durumda ama ruh sağlığı hepsinden daha kötü.
- insanlar sürekli bir çatışma halinde.
- pandemi sonrası hatta süreci için, abd 'nin savaş sonrası toplum psikolojisini düzeltmek için yaptığı gibi şeyler yapmak lazım.
PANDEMiNiN ilk yılında müzik dinlemek kaygı seviyemi azaltıyordu şimdi ise daha çok sinirimi zıplatıyor. sabah sılanın kafa nereye biz oraya şarkısını duyunca radyoya tekme atasım geldi.
şahsım olarak beklemekten ruhen çok yoruldum artık.
bu sene mezun olmayı ve dişarıdaki hayatıma geri dönmeyi arz ediyorum.
benim durumumda olan birine göre salgının beni daha fazla mağdur ettiğini düşünüyorum. 11 ay olmayan hayat düzeni ve yorulamamaya bağlı uyku probleminden imanım gevredi, uykumu az çok normale döndürünce sinirlerim biraz yatıştı, geceleri sinir stres bozukluğuna bağlı kaşıntıdan ölüyordum eskiden.
odamda buzdolabı olması gibi sebeplerle sinirlerim iyice bozuldu, haliyle kişisel yaşam alanının olmaması çok berbat bir durum.
aşı sıram gelirse en önde vurulmaya koşarım, türkiyede yaşayıp da sinir bozukluğu yaşamamak çok zor.

yaşadığım ülkeden de yaşadığım kıytırık apartmandan da iyice bıktım, nefret ettim.
eğer çoluğu çocuğu çok bir sitede oturuyorsanız her gün hafta sonu temposunda ve gürültüsünde geçer.

çocukların oynamasını vesairini geçtim ellerinden geldiğince bağırmalarını ebeveynlerinin tabi ki umurlarında bile olmaz. nasılsa evde değiller, kimin kafasını isterlerse sikebilirler.

hasta mı var, yaşlı mı var... kimse kimseye dert değil.

sonuçta hamilelik zamanından, avm’de pusetle yapılan katliamlara, gürültülere, umuma açık yerlerde istedikleri terörü yaratma özgürlüklerine kimse ağzını açamaz.

açın kardeşim şu okulları. aşı mı yapıyorsun napıyorsan yap bitir artık. illallah.