bugün
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- icardi1905 silik olsun kampanyası25
- karınıza range rover alır mısınız23
- evlilik13
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- kent lokantası niye bedava değil demek16
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
otogardaki lokantalardır ha.
setcardı uzatıp, pasajın dışına açılan kapısından kafasını uzatıp ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' diye, hepimizin bileceği üzere, bi lokantada özellikle otogardaki bi lokantada, lezzet ne kadarsa, o kadar olacağı bi gerçek olan lokantaya, davet adı altında, işini seven, iyi yapan adam yavşaklığıyla, gelen geçene, karı kız geçiyorsa daha da bi höyküren, klasik siyah kumaş pantolon, beyaz gömlekli ve zırt pırt masaları silermiş gibi yapacağı elindeki sarı bezle deli dana gibi ortada dolanan genç irisi adama, ''şurdan alır mısın'' diyorum? Ses etmiyor!
'Mönü gibi bişii yok mu, fiyat listesi falan' diyecek oluyorum, pis bi gülücükle 'liste benim abi' diyor. kapalı ağzın sadece bi kulağa doğru götürülmesi ile yapılan alaysı bi gülümseme ile karşılık veriyorum. ''Ne alırsın'', ''ne yiyeceksin'' ''yardımcı olayım'' ''çok güzel kurum var abi'' gibi yaklaşımına fırsat vermeden bi kuru, bi pilav bi de salata alayım diyorum. Cevap vermesini beklemeden, özneyi çoğullayamayı da ihmal etmeden, 'dışarıda oturabiliyomuyuz?' diye sorup gereksiz kibarlığı elden bırakmayarak pasajın dışına açılan kapısından görece daha temiz olan masaya konuçlanıyorum. sarı bezden olur olmaz nasiplenen masanın bi ayağa daydaya selavat veriyor. Biraz çekiştirmeyle ayaklarını yere sağlam basmasını sağlıyorum.
Kartın içindeki para bana ait olmasına rağmen, 'e ama karttan gidiyo nihayetinde' düşüncesiyle pasajın içinde setcard geçen yer arıyorum. ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' e kulak kabartırken camekandaki setcard amblemi görüyorum. Amblemi görmeme rağmen sedcard geçiyo dimi sizde diye sorarak işimi garantiye alıyorum.
Geçireceklerini bildiğim halde 'ne kadar geçirecekler ki lan!' iç sesime karşılık bulmam için bi kaç dakika beklemem gerekiyor. 'Liste benim adamı' nı, birer kaşık alıp bıraktığım kuru, pilav, salata triosu ile bekliyorum. kartımla beraber gelen fişe büyük bir merakla bakıyorum. 'Hayırdır abi yemeklerde bi sorun mu vardı?' demek olan gözlerine gözlerimi dikip, ben sizin g.tünüze koyim emi g.tünüze demek yerine 'kuru ne kadar ki sizde?' diyorum. Önüme koyduğu kurunun o kadar etmiyeceğine dili varmıyor olacak ki avuç içini bana doğru çevirerek diliyle varamadığı fiyata parmaklarıyla varmaya çalışıyor. Pilav ne kadar peki diyorum. Bu sefer parmakları da varmıyor. bende burda çalışıyom işte abi diyor. Siktirme abini şimdi bana demek varken tamam diyorum.
Bi elimle gelen fişi baş ve işaret parmağımla ufalıyor diğer elimle de sedcardımı masada bi kibrit kutusu çevirir gibi çeviriyorum. Tekrar, 'tamam' diyorum, 'sorun değil, kolay gelsin!' diyerek uzaklaşıyorum. Daha bi kaç dükkan geçmemiştim ki ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' burdayı duyuyorum. Dilimin varmakta çokta güçlük çekmiyeceği bi kaç şey mırıldanmak yerine orta parmağımı ufaktan hareket ettiriyorum.
setcardı uzatıp, pasajın dışına açılan kapısından kafasını uzatıp ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' diye, hepimizin bileceği üzere, bi lokantada özellikle otogardaki bi lokantada, lezzet ne kadarsa, o kadar olacağı bi gerçek olan lokantaya, davet adı altında, işini seven, iyi yapan adam yavşaklığıyla, gelen geçene, karı kız geçiyorsa daha da bi höyküren, klasik siyah kumaş pantolon, beyaz gömlekli ve zırt pırt masaları silermiş gibi yapacağı elindeki sarı bezle deli dana gibi ortada dolanan genç irisi adama, ''şurdan alır mısın'' diyorum? Ses etmiyor!
'Mönü gibi bişii yok mu, fiyat listesi falan' diyecek oluyorum, pis bi gülücükle 'liste benim abi' diyor. kapalı ağzın sadece bi kulağa doğru götürülmesi ile yapılan alaysı bi gülümseme ile karşılık veriyorum. ''Ne alırsın'', ''ne yiyeceksin'' ''yardımcı olayım'' ''çok güzel kurum var abi'' gibi yaklaşımına fırsat vermeden bi kuru, bi pilav bi de salata alayım diyorum. Cevap vermesini beklemeden, özneyi çoğullayamayı da ihmal etmeden, 'dışarıda oturabiliyomuyuz?' diye sorup gereksiz kibarlığı elden bırakmayarak pasajın dışına açılan kapısından görece daha temiz olan masaya konuçlanıyorum. sarı bezden olur olmaz nasiplenen masanın bi ayağa daydaya selavat veriyor. Biraz çekiştirmeyle ayaklarını yere sağlam basmasını sağlıyorum.
Kartın içindeki para bana ait olmasına rağmen, 'e ama karttan gidiyo nihayetinde' düşüncesiyle pasajın içinde setcard geçen yer arıyorum. ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' e kulak kabartırken camekandaki setcard amblemi görüyorum. Amblemi görmeme rağmen sedcard geçiyo dimi sizde diye sorarak işimi garantiye alıyorum.
Geçireceklerini bildiğim halde 'ne kadar geçirecekler ki lan!' iç sesime karşılık bulmam için bi kaç dakika beklemem gerekiyor. 'Liste benim adamı' nı, birer kaşık alıp bıraktığım kuru, pilav, salata triosu ile bekliyorum. kartımla beraber gelen fişe büyük bir merakla bakıyorum. 'Hayırdır abi yemeklerde bi sorun mu vardı?' demek olan gözlerine gözlerimi dikip, ben sizin g.tünüze koyim emi g.tünüze demek yerine 'kuru ne kadar ki sizde?' diyorum. Önüme koyduğu kurunun o kadar etmiyeceğine dili varmıyor olacak ki avuç içini bana doğru çevirerek diliyle varamadığı fiyata parmaklarıyla varmaya çalışıyor. Pilav ne kadar peki diyorum. Bu sefer parmakları da varmıyor. bende burda çalışıyom işte abi diyor. Siktirme abini şimdi bana demek varken tamam diyorum.
Bi elimle gelen fişi baş ve işaret parmağımla ufalıyor diğer elimle de sedcardımı masada bi kibrit kutusu çevirir gibi çeviriyorum. Tekrar, 'tamam' diyorum, 'sorun değil, kolay gelsin!' diyerek uzaklaşıyorum. Daha bi kaç dükkan geçmemiştim ki ''bereket buyrun.. bereket, lezzet burda lezzet'' burdayı duyuyorum. Dilimin varmakta çokta güçlük çekmiyeceği bi kaç şey mırıldanmak yerine orta parmağımı ufaktan hareket ettiriyorum.
çoğunda çöp çiş satılır.
pilav üstü diyeceğime teker üstü demişim.
hijyen namına beklentiye girilmemesi gereken ama doyuran lokantalardır.
33 yıllık hayatımda deneyimlemediğim lokantalardır.
motor yağı, ucuz işçilik, kasabalı nezaketi. afiyet, bal, gastrit, kanser olsun!
Mutlaka panzehirle girilmesi gereken lokantalardır, Her mide kaldıramaz.
güncel Önemli Başlıklar