bugün

daralma ve kendinden geçme durumlarıdır.

örnek olarak:

- herkesin otobüsün ön tarafında toparlanması ve arka tarafa doğru yürümemesi.
- şehir içinde sıkışan trafikte, sıcak havada, klimasız otobüste ve ayakta yolculuk ederken camların açılmaması.
önde oturan kişinin koltuğunu tam yatırıp yolculuğunuzun içine etmesi .
sabahın beşinde önünüzdeki koltuğa çocuklu bir ailenin oturması ve çocuğun sanki boğazını kesiyormuşcasına bağırması, ağlaması.o anı anlatmak, tarif etmek imkansızdır.çocuğa kızamıyorsun, sus diyemiyorsun.bu işkencenin yaklaşık 5 dk sürmesi.babasının biçare susturma çabaları, allah'a susması için dua etmesi.tam kriz sebebiydi allah'tan uyudu.
40 dereceye varan izmir sıcağında 525e binip, 300-400 kişinin arasında 15 dakika yolculuk etmek, eğer yanınıza iri yarı kilolu, leş gibi terleme potansiyeli olan birisi gelirse yolcuğun ilerleyen safhalarında beraber ıslanırsınız, kendisini ıslattığı yetmez; sizin bünyenizede tesir etmek suretiyle kendisi gibi sizinde ıslak ve iğrenç kokmanızı sağlar. otobüsten inmek istersiniz ama arkanızda ve önünüzde duran kişilerden sıyrılmak zorunda kalırsınız. sırtı leş gibi terleyen kişiye temas etmeden geçmeniz imkansız bir hal almıştır, neyse o kişiyi geçtiğiniz sırada kolunuz ve kıyafetiniz yapış yapış ter olur, otobüsten indiğiniz gibi kusma refleksiniz çalışır, ilk dakikalarda böğürürsünüz biraz, daha sonra açık havanın verdiği rahatlama hissi ile kendinize gelirsiniz. tanrım sen bizi 525 in lanetinden koru. amintobello
Herkesin oturduğu otobüste ayakta gitmek olabilir mesela. Kendini aptal gibi hissettirir. Aman derim.
otobüse çok yaşlı biri bindiğinde oturan bilimum gecin bilhassa kızların kılını kıpırdatmaması.(kızların kollarındaki kılları) aynı şekilde küçük çocuğunu kucağına almayıp. yaşlı insanları ve bilimum yorgun argın yolculuk yapanları mahvedenler tam anlamıyla sinir krizi geçirme sebebidir.
ödemişteki patates tarlasını anlatan adam.
(bkz: 45 dakika aralıksız ağlayan psikopat bebek)
otobüsün içinden (bkz: apış arası) kokularının direkt beyin hücrelerini bypass ettiği an.
ne zaman binsem geçiriyorum zaten.en çok da otobüsün kalabalık olduğu zamanlar.bir de,otobüsün yolcu kapasitesinden fazlasını aldığı, yazın ortasında, sanki kar fırtınası varmış gibi tüm camların kapalı olma durumu vardır,en dayanılmaz olanıdır.
ilk defa gittiğin bir yerde ve bir daha hiç gitmeyeceğin bir yerde öğrenci parası ödemek isterken red cevabı almak ki kimliğinin olmasına rağmen bulunduğun yerin belediyesinden onaylı paso istenmesidir.
ergenliğe koşar adım girmiş her kızın ses tellerini de beraberinde incelterek yaptığı erkek muhabbetleri,freni keyfine göre kullanan şoförler,120yle giderken,durağa 10 metre kalmışken,şoför e5'te kaptırmış giderken düğmeye önceden basmayan zeka küresi yolcular,insanın üstüne oturan yaşlı teyze populasyonu,mevsimine göre üreyen,insanın her boşluğuna girmeyi görev bilmiş sineğimsi varlıklar ve bir türlü varılamayan duraklardır.lanet olsundur.
Şehirler arası otobüs yolculuğunda yanıma oturan cocuklu bayanın istifra etmesi sonucu oluşan durum. Dayanılmaz koku ve öğürme sesine maruz kalmanın yanı sıra cocukla da ilgilenmek zorunda kaldığımı hiç unutamıyorum.
cama sülük gibi yapışmak
şehiriçi otobüslerde bazı şoförler frene nası basıyorsa artık, otobüste bi ileri bi geri sallanmaktan mideniz altüst olur, şoförün de bol bol kulakları çınlar.*
arkadaki dayının rulo haline getirdiği broşürü bir, iki, üç derken defalarca seninle bütünleştirmesidir.belki istemeyerek oluyordur ama sinirleri bozar.
yaşlı bir teyzenin sosyal mesajlar vermeye başlamasıdır.
yaz günleri serin serin cam açıkken ve suratınıza güzelce rüzgar vururken camın yanındaki kıl adamın veya kadının camı kapatması.
muavinin, yol ortasında binmiş 3 kişilik oturan amcaya senin koltuğunu göstermesi. camla bütünleşmek takdir edersiniz hoş bir durum değil.
kıyafet ve saçı süzen kadınlar, günden gelip yer isteyen teyzeler, çantasını beraber taşıyormuşuz gibi duran insanlar... örnekler çoğaltılabilir.
bundan yaklaşık 6 ay önce eve gitmek için bindiğim otobüsde bazı matematiksel hesaplamalar sonucu yüksek ihtimalle 65 yaşında olduğunu kestirdiğim bir bayana yer vermek için ayağa kalkıp :
*Buyrun hanfendi oturun isterseniz? dedim.. kadın ise.:

-yok canım ben almıyım sen başka teyzelere ver o yerini ayaklarım tutuyor çok şükür ..( ama kadın da öyle bir hava vardı ki sanki 20 yaşında çıtır amk ..yaşlısın lan işte yaşlı ..bildiğin ölmüşsün.)

..dediğinde inanın o kadar sinir oldum ki tüm otobüsün içinde bu sebepten dolayı terslenmek bana epey koymuştu. sinir krizi geçirmedim belki ama sağlam küfür etmişimdir kadının arkasından.zaten sonra ilk durakta inip arkadaki otobüse binmiştim.
balık istifi olunmuştur ve acayip ağır parfüm kokuları vardır. bu durumda parfümü sıkanlar hariç herkes sinir krizi geçirmelidir insan doğasına göre.
Daha binemeden otobüsü hareket ettirmesi şöförün sinirlenmeye ilk adımdır. Ardından başlayan ani frenler, Puştun tekinin istemeden bana dayaması krize yol açmaktadır. Toplum sizsiniz taşıma araçları size girsin.
şöför'ün araba ağzına kadar dolu olmasına rağmen her duraktan yolcu alması ve arabanın balık istifi haline gelmesi.
bu yetmiyormuş gibi bu sıkışıklığın sebebi yolcularmış gibi onları azarlaması.
yaşlı, tontiş teyzenin binip, sanki sen onu bekliyormuşçasına bi kalksada ben otursam şeklinde davranması. farketmediğin için de senin hakkında ileri geri konuşması. bu gençlerde bi acayip büyüklerine hiç saygısı yok oysa be yaşlı, muhtaç bi kadınım..