bugün

yalan dolanlara inanmış ve aptalca bir isyan çıkarmış bir millete gereksiz kin besleyen bir osmanlı torununun nefret içerikli sözü. sanırım müslümanlar diye araplar ın isyanı daha bir kızdırıyor bizi. ama unutmayalım ki osmanlı ya isyan edip ayrılmayan millet kalmamıştı o zamanlar.
şu an eskiye olan kızgınlığı üstümüzde taşırsak nihal atsız dan farkımız kalmaz. her halk provokasyona gelir, belki de biz araplardan daha fazla açığız öyle şeylere.

düzenleme: çok şükür ki bir milleti diğerlerinden üstün kılan yahut o milleti aşağılayan zihniyetten değilim.
arap dünyasına bok atma yönündeki türk kurnazlığı. diyarbakır'a kadar tüm topraklarını kaybeden bir millet ve buradaki halkların kendi kaderine terkedildiği bir ortamda onları emperyalistlerle işbirliği yaptınız diyerek tu-kakalamanın verdiği dayanılmaz eziklik. kanal harekatı gibi bir hayalin ardından ancak suriye'de ordusunu toparlayan, suudi arabistan topraklarındaki birkaç kabilenin eylemlerini kuzey afrika'dan urfa'ya bütün araplara atfeden müthiş ilerici ve aydın zihniyet. kendi kaybettiği savaşın suçunu başkasına atmayı adet edinmiş bir milletin kafasına resmi ideolojiyle sokulmuş yalan, yalan, yalan...

çanakkale'de, sarıkamış'ta, kanal harekatı ve galiçya'da öz türk evladıyla yanyana çarpışmış, ölmüş, öldürmüş milletlere duyulan anlamsız öfke. yedi düvelin petrole hücumunda iki arada bir derede kalmış halkları suçlu bulmak, sosyolojideki "kurbanı suçlama" aptallığına düşmek...

ve tabii bir de, bütün silahlar osmanlı devleti'ndeyken, onlar ordusuz bir milletken o halkları bir kurtuluş savaşı yapmamakla, yapamamakla suçlamak. en basitinden ömer muhtarları bilememek, bilmemek ya da görmezden gelerek türklüğü yücelteceğini sanmak.

ve sonunda, 70 yıl sonunda tekrar türk'ün türk'ten başka dostu olmadığına kanaat getirerek rahatlamak, işte bizim hayat hikayemiz...
Arap götünü kutsal sayıp yalamayı seven ümmetçilerin hoşuna gitmeyen ifade.
araplar bu ihanetlerinin sonucunu düşünmemiştir. hatta daha sonra şerif hüseyin in pişmanlık dolu sözleri vardır bu konuda. ama iş işten geçmiştir.
bugünlerde kürtler de abd'ye güvenip aynı tavrı sergilediklerinden, 50 sene sonrası için kafalarda soru işaretleri belirten başlıktır.
osmanlıya karşı isyan eden haşimoğullarından hüseyin isyanlarının sebebini izah ederken "bizim isyan ettiğimiz halife efendimiz değil; bozkurda tapacak kadar kendini kaybetmiş ittihat terakkidir" demiştir. ürdün kralı hüseyin geçtiğimiz ay türkçeye çevrilen osmanlı ya neden ihanet ettim adlı otobiyografik kitabında, isyana girişmelerinin büyük bir hata olduğunu kabul ederek, sonradan çok pişman olduğunu eklemiştir. bu ihanetlerinin bedelini ne yazık ki önce ingiltere sonra, 60 senedir israil ve amerika ile boğuşarak ödüyorlar. fakat onlar bu kadar hatalıyken bizim de hala 1918'de kalmaya ısrar etmemiz asla kabul edilemez.
arap isyanının önderi ve ingiliz kuklası şerif hüseyin, birkaç kabilenin değil, mekkenin şerifi ve valisidir. peygamber soyundan geldiği söylendiğinden tüm arap aleminin o dönemki lideridir. bu zat ürdün kralının büyük dedesidir ve bugünkü ürdün bayrağındaki Kırmızı üçgenin simgesi Haşimiler ve Arap isyanları'dır. Ürdün Bayrağını Arap isyanları'nın simgesi olan bayraktan ayıran tek fark, kırmızı üçgenin uç kısmında bulunan küçük yıldızdır. Ki bu da tüm arapların birleşip tek devlet olma hayalini sembolize eder. Tüm müslümanların değil, tüm arapların...

Ayrıca osmanlı padişahı savaşta cihad çağrısı yapmıştır. Bu çağrıya uymak bir yana, ingiliz altınları Mü-(!)-min kardeşlerimize baldan tatlı geldiğinden, kutsal topraklara türk kanı dökmüşlerdir.

Dahası, bu arapların ilk kanlı isyanı değildir. bu günlerde sıkça pompalanan ümmetçilikten biraz arınmak ve objektif bakmak mümkün olursa, arkadaşların osmanlı'nın gerileme dönemini ilber ortaylı hocamızdan okumalarını tavsiye ederim.
potansiyel bir zirve adı.
"ne şamın şekeri ne de arabın yüzü" bu olaylardan sonra ağızlarda sakız olmuştur.
arapların osmanlı'yı satmalarına gösterdikleri aşırı tepkiyi, tarihte nice türk boyu'nun birbirini arkadan vurmasında, arap devletleri'nde komutanlık ve valiliğe yükselen türklerin birbiri ardına yaptıkları isyanlarda, tabi oldukları devletlere isyan ederek "bağımsızlık" gibi hep övündüğümüz bir olgunun peşinde yapılan "ihanetlere" gösteremeyen zihniyetçe ortaya atılmış içi boş iddialar bütünüdür. bu zihniyet tarihte sadece türklerin devlet kurma hakkı olduğunu, sadece türklerin kendi kaderlerini belirleme dürtüsüne sahip olmuş olageldiğini düşünmekte tabii ki. bu zihniyete göre yunan şehir devletleri birleşip perslere kahramanca karşı koymuş da değildir, kahramanlık ne zaman başka milletlere has bir şey oldu ki?

dolayısıyla ittihat terakki'nin milliyetçi zulmü altında inlemiş araplar da göstermelik bir cihat çağrısına uymak zorundaydılar, sanki 6 yıl boyunca türkçülük politikasıyla her türlü dışlamaya maruz kalmış araplar zorda kalınca ilan edilen bir cihada katılmalıydılar.

hiç kusura kalınmasın ama türkçülük yapıp sonra cihad ilan etme komikliğini biz gösterdik, sonuçta da güney cephelerindeki bu durumu biz hazırladık. bugün yine benzer birşeyler yaşıyor ama yine akıllanmıyoruz. tarih tekerrür eder miydi acep ders alınsaydı demek geliyor insanın içinden.

türk milleti isyan da eder, savaş da açar, arkadan da vurur, merkez yönetimini de yıkar, gider devletini kurar. zira bağımsızlık sadece türklerin hakkıdır bu dünyada ve herkes türklerin emri altında yaşamaya mahkumdur.

değil mi?
maksadın arabı savunmak değil, araba söverken bugün yunanla dostluk konseri düzenleyen zihniyetin, çağdaşlaşacağız diye daha dün çanakkale'de birbirimizi boğazladığımız milletlerin donuna kadar taklit ettiren zihniyetin araplara olan bitmek bilmez kinini eleştirmek olduğunu anlayamayan beyinlerce söylenen sözdür.
güncel Önemli Başlıklar