bugün

yazarların okuduğu kitaplarda derinden etkilendiği vurucu ve bir o kadar da çarpıcı cümlelerdir.
püro içen şapkalı adam, bazen sadece püro içen şapkalı bir adamdır.

-sigmund freud-
bu çizdiğiniz cümleleri not etmek paha biçilemezdir.
hiç bir yerde erinç bulamadım, bir kitap ile altına oturduğum ağaç dışında.

(bkz: simyacı)
Aşk mücadelesi uzun sürerse mücadele aşkına dönüşür.

Peyami SAFA-Yalnızız
seninle ben bir ve beraber olamasak bile; aynı hedefi döven bir çift kurşun gibi; bir namluda, sırt sırta yatabilseydik keşke.

(bkz: sier nacobi)
anlamaktan sonra gelen bir hal vardı: Kavramak. Anladığının bütün ağırlığını beyninde duymak, ellerinde, kollarında, damarlarında duymak.

Ada-Bilge Karasu
bilir misiniz, eskiden hanımlar her yere yelpazeyle giderlermiş. eğer sağ elinizde yüzünüzü kapatacak şekilde tutarsanız, bu 'peşimden gel' demekmiş, eğer aynı şeyi sol elinizde tutarak yaparsanız, 'peşimi bırak'.
eğer göğsünüzün üzerinde genişçe açarsanız 'aşığım' demekmiş, güle güle kullanın. *
Gerçekten birine aşık olur muyuz?
Yoksa o birinin düşüncelerimizdeki haline mi aşık oluruz?
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin

(bkz: kürk mantolu madonna)
Kibarlıklarıyla tanınan burjuva sınıfına ait barışçı egemenlerin terör döneminde kana susamış fanatiklere dönüştüğünü görürüz.

(bkz: devrim psikolojisi).