ofsayt osman

hayatta yaptığı bütün işler ters gitmiş, talih yüzüne hiç gülmemiş ezik bir insandır osman.
(bkz: serseriler kralı) filminin başrol karakteridir. sadri ustanın oyunculuğuyla efsaneleşmiştir.
bir gece yarısı televizyonda denk gelinip izlendiğinde 'nerde o eski filmler' dedirtir.

http://www.youtube.com/watch?v=xQbbFkMbAxo

sadri alışık ustanın kameraya değil sanki seyircinin gözünün içine bakarak " bu da mi gol degil ha soyleyin bunu da mi atamadim" tiradıyla bir nevi arabesk yaptığı, iç sızlatan karakter.

-ofsayt osman diyecek, osman diyecek. bir gol attıracak bana ki herkesin feleği şaşıcak diyorum sana. böyle, ulan yani gayette büyük birşey olacak yani. gazeteler böyle diyecekler,ofsayt osman diyecekler, erkekmiş yani ha. öyle diyecek. herkesin alay ettiği, böyle rakı ısmarlayıp şarkı söylettiğine sonra tekmeleyip de böyle meyhaneden kovduğuna yerlerden izmarit topladığına bakmayın diyecekler. osman yani ya ekstra adammış da biz bilmezmişiz diyecekler. allah be, allah büyük be!

http://www.youtube.com/watch?v=7d-KXg0pSQI

yeni gelmiş, hoş gelmiş beşinci nesil yazar...

"Allah rızası için söyleyin hakim bey bu da mı gol değil? " sorusuyla zihinlerde yer eden sadri alışık karakteridir.

gol oldu çaylak olmuş.

öncelikle zerre tanımadığım kişi.

hemen hemen aynı sözleri ettiği bir başka yazarın aynı başlıktaki ilgili yazısı sadece silinirken, kendisi çaylak yapılmış yazar.

üstelik sadece yazısı silinen yazar hakaret içeren, "x'dir!" tabirini kullanırken, bu yazar "x değildir, y değildir, böyle diyorlar ama ben demiyorum" * gibi etraftan dolanan bir yazı yazmıştır.

moderasyonu tarafsızlığından ötürü bir kez daha kutluyorum!

---spoiler-------

ofsaytım ben
ofsayt
yani hiç gol olmamış adam

----spoiler-----

ben osman
ofsayt osman
söyleyin be
allah rızası için söyleyin be
gene mi atamadım golü
bu da mı gol değil be
adaletine insanlığına kurban olıyim hakim bey
bu da mı gol değil

------spoiler-----

gözyaşıdır, iç ısıtandır, yaşama sevincidir.

(#7471034)

sözlerini de yazayım da tam olsun

ölecekmiş.. ölmesin dedim, bir can kurtulsun dedim.
bütün hayatımda ofsayt dediler; bir işe yaramaz, sümsük dediler; varsın gine desinler dedim.
hayatımda bir defacık bir kız sevdim, onu da kaybedeyim dedim; hayatımda bir kerecik bir şey kazanacak oldum, onu da kaybedeyim dedim.
tek bir can kurtulsun dedim.
çocuğu kurtaracak kadarını aldım, üst tarafına el sürmedim, fena mı oldu ?
sizler, hepiniz, hepiniz hakem olun abiler! ya bu bir maç be tıpkı bir maç!
ama böyle hayat sahasında oynanıyo, oyuncuları bizleriz, topumuz da, namusumuz, vicdanımız, insanlığımız..

ben, ben osman, ofsayt osman.
söyleyin be, allah rızası için söyleyin genemi atamadım golü ha? bu da mı gol değil be

adeletine insanlığına kurban olayım hakim bey, bu da mı gol değil

tabi sadri alışık'ın mimikleri ve oyunculuğu işin içine girince unutulmaz bir sonuç çıkıyor.
http://www.youtube.com/watch?v=NG-tav5_dY4&NR=1

Filmin sonunda bu da mı gol değil, bu da mı gol değil hakim bey diyerek ağlayan, bizim de yüreğimizdeki telleri titreten sadri alışık tiplemesi. Nur içinde yatsın.

bahis olayı noter huzuru ve haberin yayılması 1965 şakayla karışık filmi :
noter : beyler, sizi mantığa davet ederim böyle senet olmaz.
ferhat ağa : sen okumana bak efendi.
noter : allah, allah bahs-i mevzu dünyada berduşların, serserilerin arasında da iyi yürekli, mert ve efendi insan çıkıp çıkmayacağı. taraflar bu bahis için sokaktan seçecekleri 4 başı mağmur bir serseriye tam 1 milyon değerinde bir çek vericekler, serseri 1 ay sonunda parayı iade ederse bahsi hüsrev ağa kazanıcak. on parasını dahi zimmetine geçirir ise bahsi ferhat ağa kazanıcak. tamammı.
ferhat ağa: tamam...
hüsrev ağa : tamam...
noter : hadi atın imzaları...
cellat nuri : harbi bahis ha, ama seçecekleri adamda şöyle harbi, şanını vericek cinsinden ( kendini göstererek ) mangal yürekli bir olmalı...
diğer serseriler : tamam abi.. haklısın abi...
cellat nuri : bana kalırsa bu serseriyi seçme işini bize bırakmalılar, öyle herkeze bırakılamaz bu iş ya hepimizin şerefi mevzu bahis.
diğer serseriler : yerden göğe kadar haklısın abi...
( başka bir meyhanede )
serserilerin başı : yok arkadaşım seçilicek adamı biz seçmeliyiz, öyle berduş, kopuk, serseri ama hepimizin namusu var.
diğer serseriler : doğru haklısın abi....
( daha başka bir meyhanede )
serserilerin başı : yok anam, çoluk çocuk işi değil bu, ya seçilicek herif bizi temsil edicek serseri takımınında bir namusu olduğunu dünyaya ilan etmemiz lazım.

polisten kaçan serserinin ofsayt osmanın odasında gizlenmesi 1965 şakayla karışık flmi :

serseri : ali abi, ali abi polisler abi saklayın beni.
serseri ali : gir osmanın oraya çabuk. ( toparlanırlar serseri osamnın yatağı altına gizlenir.)
polis : bilmiyormuş gibi yapma fena olur sonra.
serseri ali : ne biliyim abicim burda bi kaç temiz arkadaş toplanmış, gayet nezih bir şekilde barbut oynuyoruz.
polis : kim var aşşagıda.
serseri ali : aramaya değmez abi, sümsüğün biri yatıyor, tanırsın canım ofsayt osman.
polis: öylemi olucak iş değil ama, biz genede bir bakalım. ( aşşağıya inerler )
( ofsayt osman uyanmış ve arkadaşı kemalide su atarak uyandırmıştır )
ofsayt osman : kalk ulan mandıra, bak kardeşinin cigara parası bile yok izmaritlen geveleniyoruz.
kemal : rüyanın en tatlı yerindeydim, tam kızı öpüyordum.
ofsayt osman : allah, güzel manzara be peki fakir kardeşin ne yapıyordu orda.
kemal : sende bizim kızın hizmetçisi ile kırıştırıyordun.
ofsayt osman : yok ya, bunada şükür ne yapalım. peki, sonra sonra.
kemal : kız seni sepetledi işte.
ofsayt osman : başlarım öyle rüyaya he.
kemal : hadibe boşversene sende.
ofsayt osman : kız bizi sepetledi he, vay anasını be.
kemal: ee rüyada bile, dalga motorun ters işliyor senin. ne demişler sana ofsayt osman, ömrünce hep ofsayt sın oğlum. hiç bir zaman gol olamazssın.
ofsayt osman : sende yüklen bu fakir kardeşine, sende yüklen. ama allah var yukarda be o bliyor bu berduş kulunun kalbini. bi gün gelicek...( polisler gelir) abicim, hoşgeldin abicim be.
polis : mehmet ali nerde...
ofsayt osman : almanyaya işçi gitti abicim.
polis: kim ?
ofsayt osman : bohçacı şükriyenin oğlu mehmet ali.
polis : nerde ?
ofsayt osman : ayağının altını öpiyim be abi, nerden bilirim ben be.
polis : bende öylesine sordum zaten, ofsayt osmanı ciddiye alıpta sorguya çekicek değilizya.

( serseriler hep bir ağızdan gülüşürler, polisler odayı etraflıca ararlar ve serseri m. aliyi saklandığı yerden çıkarırlar )
polis : vay, vay vay biz görmeyeli ne kadar tüylenmişssin osman. ofsayt osman atın arabaya.
serseri m.ali : boşuna günaha girmeyin, uyurken altına girdim sümsüğün, yoksa nerde onda o cevher. ( tüm serseriler gülerler )
serseri ali : bırak be abi, ofsayt osman bu nerde onda bir arkadaşı saklayacak yürek . ( karakolda )
baş komiser *: bırakın şakayı, ofsayt osman bu be olsa olsa şahit olur bundan.
polis : ifadesini alın bırakın, nezarette beklesin.( akabinde komiserin odasında )
memur : beyler serseri aramaya gelmişler efendim.
baş komiser : hoş gelmişler, safa gelmiş.. ne ?
memur : hani gazetelerin yazdığı, 1 milyonluk bahis varya, işte beyler efendim.
baş komiser : yaa...

(nezarethane de ofsayt osmana tüm serseriler gülmektedir )
ofsayt osman : ne gülüyorsunuz be, bende sizin gibi serseri bende erek değilmiyim be.
1. serseri : git işine be sendeki yürek ancak rakıya meze olur.
2. serseri : hayatta sen hep ofsayt kalıcaksın düdük.
3. serseri bir kere olsun gol olduğunu hiç kimse görmeyecek.
ofsayt osman : hadi be ayva, siz aferin diyeceksiniz diye, ben bankamı soyucam yani.
4. serseri : ne bankası oğlum, sen elma bile soyamazssın.

( o sırada )

hüsrev ağa : kurbanın olayım müdür bey şöyle azılı tarafından olsun.
ferhat ağa : yani bütün serserileri temsil etsin.
baş komiser : pekala, size hakiki bir canavar vereceğim. oğlum getir bana ofsayt osmanı.
memur : baş üstüne efendim.

( nezarette osman ve kemal konuşması )

kemal : ( sigara uzatarak ) al..
ofsayt osman : hıh, yani çok harmanımda ondan alıyorum, yoksa dargınım ben sana.
kemal : yapma be, ben sana inanmasam yanında, peşinde dolaşırmıyım hiç.
ofsayt osman : sahi be, senin bir dümenin var ama anlamadık. kimsin nesin aramızda ne dolaşırsın.
kemal : bende sizin gibi garibim oğlum...
ofsayt osman : yok be, vur bu işte senin bir dümenin ama, şimdilik ayva anlayamadık. polis desem değilsin, şey desem o da değilsin. peki nedir senin aradığın aramızda.
kemal : insan, insanı arıyorum ben.
ofsayt osman : heh... ulan kereviz, insandan bol ne var dünyada.
kemal : yok, ben yüreğinle insan olanı arıyorum. onun neslide tükendi osman. bi tane gördüm yüreği ile insan olan, bi tane adam gördüm. onun için ayrılmıyorum senin yanından inanıyorum ben sana, bakma bunlara insansın sen insan. günün birinde hepsini mahçup ediceksin. yeter ki sağlam kal buranla.
ofsayt osman : sağol be... yani ne tuhaf ya, şimdiye kadar hiç böyle konuşan çıkmamıştıda. yani sahi mi sölüyorsun..
memur : ofsayt... müdür bey seni çağırıyor, işin iş.
ofsayt osman : yapma be abi, ben masumum be. beni ne yapıcak ya.
memur: serseri takımının temsilcisi olucaksın oğlum.
ofsayt osman : ne ?
1. serseri : yok yahu ?
2. serseri : ofsayt osman mı ?
3. serseri : olmaz be !

( hüsrev, ferhat ağa ve ofsayt osman karşılaşması )
hüsrev ağa : şöyle cinayet filan....
ofsayt osman : ohoo... 50, 60 tane falan oldu. ben öldürdüğüm adamın sayısını bile bilmem. unuttum valla.
ferhat ağa : ya soygun ?
ofsayt osman : soygun... ben her sene amerikaya giderim, o chicago da falan bankalarda ne varsa hepsini cebe...( kemala dönerek ) konuşssana ulan deve.
kemal : öyle, öyle
hüsrev ağa : tam aradığımız adamsın.
ofsayt osman : eyvallah, evelallah anladık ama sizin dalganız nedir, söyleyin bizde neşemizi bulalım. oturun be, oturun ulan sende otursana ayva.
( kahve servisi gelir )
ofsayt osman : ( kahveyi alır ) allah ne muradın varsa versin, yani 1 milyonluk kagıt cebimizde durucak, bizde bozdurmadan inek gibi bakıcaz öylemi.
hüsrev ağa : tamam, 10 parasını harcedersen kaybederim oyunu. hem para gider hemde kız.
zühre : (kahveyi kemale uzatır bir süre bakışırlar ) buyrun.
ofsayt osman: iyi, güzel ama yahu ne yer ne içeriz biz be.
hüsrev ağa : aman oğlum 1 milyon bu. kredisini düşün. kafanı işletirsen 1 ayda kendine servet yaparsın tamammı.
ofsayt osman : hani kıyak dalga ama.
ferhat ağa: üstelik bankaya talimat verildi. kim sorar ise para sizindir diyecekler. ne düşünüyorsun be tamam de. tamammı he ver şu elini...
ofsayt osman : tamam be...
( kemal zührenin yanına gider )
kemal : şey.. telefon.
zühre: kullanmasını bilirmisiniz.
kemal : eh sayenizde öğreniriz onuda inşallah.
zühre : ilerde, köşede.
kemal: ( gazeteyi arar ) adanalıların köşkündeyim, şu milyonluk bahis varya o işte tamam seçilen 2 serseriden biride benim.
gazeteci : allah, nediyorsun be yahu sen harikasın be.
kemal : dinle, romanımın bütün notlarını aldım. herşey hazır yanlız bu son fırsatıda kaçırmak istemiyorum. roportaj olarak yazacağım. şimdidebn ilana başlayın. mesela kemal tuncer' in son eseri. senenin en güzel, en orjinal röportajı afişleride bastırın. en kısa zamanda hazır.
gazeteci : tamam, hepsi yapılacak. patronda gözlerinden öper. aslan, aslansın be koçumuzssun.

( 1 milyonluk çek imzalanır ve osmana verilir )
hüsrev ağa : tamam, işte 1 milyon değerindeki çek. tam milyonluk adamsınız şimdi. 1 ay sonra bu bozulmamış 10 parasına dokunulmamış olarak gelicek.
ofsayt osman : oldu, oldu kabul
hüsrev ağa : o zamana kadar krediden ne yiyip içerseniz, ne halt ederseniz helaldir. ama bozarsanız gideceginiz yer polistir. tamam mı
ofsayt osman: tamam abi, tamam
hüsrev ağa : hadi yolunuz açık olsun
ofsayt osman : hadi eyvallah.

( zühre telefonda gazeteyle görüşmektedir )

zühre : gazeteci romancı, hayır hangi gazete olduğunu anlayamadım. roportaj yapıcaklar bizim daha evvel davrandığımızı duyunca amma şişicek budalalar.
gazeteci : yaşa be zühre, tam amerikanvarilik gazetecilik olucak bu, tamam bekliyoruz.

( telefonu kapar. ofsayt ve arkadaşı kemal ise krediyi harcamak için yola çıkarlar )

kemal: ne oluyorsun be...
ofsayt osman: ulan 1 milyon bu be.... 1 milyon, leblebi olsa bu bir senede sayılır. allah inandırsın gülle gibi oturuyor buramda ha vallahi billahi.
kemal: bozup yiyemedikten sonra kenefe at.
ofsayt osman: hadi lan. bunun kredisi bile insanı zengin edermiş yani...böyle... yani sen çakarsın bu dalgalardan ha
kemal: çakarız ama şey.. bozsak yani.
ofsayt osman: allah göstermesin be. yani babamı mezardan çıkartıcak olsalar, genede santimine el sürmem be.. düşün yahu bak kötü tanınan binlerce, milyonlarca berduşun namusu bu be... berduş dedikse yani bizde insanız bizimde namusumuz var. na ofsayt osman bütün dünyaya göstericek böyle, br berduşa milyonda teslim etsen on parasına dokunmaz dedirticek. bütün dünyaya, allah büyük be.
kemal: ee, ne yapıyoruz şimdi..
ofsayt osman: ee, şey... bilmem bir otomobil çekelimmi altımıza.
kemal: yürü ulan.

( ofsayt osman ve kemal araba bakmaktadırlar...)

ofsayt osman: kaça bu...
satıcı : 80 bin.
ofsayt osman: bu kadar ucuza binmek bizim şerefimize dokunur. peki bu kaça ?
satıcı : 110 bin.
ofsayt osman: haa... bu oldu bu oldu, itele bunu dışarı itele.
satıcı: burdan defolurmusunuz, yoksa polisimi çağırıyım.
kemal: yok canım, önce bankayı arayıp şu 1 milyonluk çekin durumunu öğrensen iyi olur.
ofsayt osman: ( çeki çıkarır) okuman yazman varsa al bak, adnan bey sende bak. lan kılık kıyafetimize bakıp bizi kereviz tarlasımı zannetiniz. bankaya sor alo de bakıyım alo de hadi.

( satıcı bankayı arar )

satıcı: efendim, elimizde 1 milyonluk bir çek var, karşılığı olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.
banka müdürü : osman ezik adına yazılmış değilmi. inanmıycaksınız ama karşılığı var. evet muteber kale gibi sağlam.
satıcı : ne, sahi mi ? 1 milyon (gülerek) evet teşekkür ederim.
ofsayt osman: ya naber hanım evladı. milyonluk kağıda eğilirsinde, bu elbiseye bozuk çalarsın he.
satıcı : şey, yani beyefendiciğim.
ofsayt osman: iyi hadi bozun milyonu haydi. haydi adnancığım.
satıcı: ne münasebet efendim, araba sizin hesabınıza geçeriz efendim.

( kemal ve osman mağazadalar giysi almaktadırlar )

satıcı: ne, doğru mu 1 milyonmu allah... buyrun beyfendiciğim.
ofsayt osman: yaa, kalk lan kambur olucaksın ayva.
satıcı: çok şakacısınız beyfendi.
ofsayt osman: hihihihi

( ofsayt osman ve kemal ev bakarlar )

satıcı: nasıl buldunuz burasını beyefendiciğim...
ofsayt osman: şerefimizlen mütenasip değil.
satıcı : ya burası ?
ofsayt osman : aa, bu kofti kofti. yani o biçim o biçim.
satıcı: ya şurası ?
ofsayt osman : ulan bize bu tavuk kümesinimi layık gördün. ne biçim adama çattık ya.
satıcı: peki ya burası ?
ofsayt osman : baksana ulan şuna bi kere... bak ya.
kemal: eh fena değil söyle böyle.
ofsayt osman: iii lamsa, aldık öyleyse be.

( ofsayt osman ve kemal eve yerleşmişlerdir. kapıda uşakları karşılamış ve içeri girerler. karşı evdeki kadın )

hulusi *: ne bakıyorsun orda be...
filiz *: yandaki köşkü tutan, milyonerler, ikisi de genç eni konu yakışıklı.
hulusi : hadi işine, alırım ayağımın altına.
filiz : aa, dağdan inme ayılarımı kıskanıcaksın şekerim.
hulusi : yani, hiç kurtuluş ümidi yok mu ?
danışman : kimse böyle bir madene para yatırmak istemiyor. çıkardığımız hisse senetlerinin biri bile satılmadı. bir haftaya göre borçlarımızı ödeyemeyceğimize göre iflasınız muhakkak.
hulusi : ama o toprakta maden olduğunu biliyorum. işte raporlarla kati ve muazzam bir servet var elimizin altında. sadece elimizi uzatmakla milyonlar akıcak avucumuza.
danışman: ama halk bunu nerden bilsin hulusi bey. hisse senetlerini alıcak olanlar firmamızın itibarına bakarlar. eh iflas halinde olan bir şirkete kimse para yatırmaz. olmaya ki dağdan inme bir ayı...
filiz: ah, buldum buldum ( hulusiye sarılır )
hulusi: neyi...
filiz: para yatırıcak enayileri.
hulusi : kim ?
filiz : yana taşınan milyonerler.
hulusi : bırak yahu şimdi, şakanın sırasımı
filiz : bir tecrübe etsek ne kaybederiz. bugune kadar böyle işlerden az mı faydalandın tecrubemden.
hulusi : ama ben, yahu sen benim...
filiz: canımsın, hayatımsın, ama ortada kazanılcak milyonlar var. görüceksin birkaç güne kalmaz şıp diye düşüverirler avucuma.

ben, ben osman. ofsayt osman. söyleyin be... allah rızası için söyleyin. gene mi atamadım golü ha? bu da mı gol değil be? adaletine, insanlığına kurban olayım hakim bey, bu da mı gol değil ?
- gol be gol!

sadri abimizin unutulmaz eserlerinden mekanın cennet olsun abi.

(bkz: leon osman)

sadri alışık' ın 1965 yılında '' şakayla karışık '' adlı filmde rol aldığı karakterin adı.

dünya sinemasının gelmiş geçmiş en iyi karakterlerinden biridir. sadri alışık'ın oyunculuğuyla can verdiği kişidir.

bu da mi gol degil diyerek bizleri hüzne bogmustur.