bugün

daima geçmişi özleyen, geçmişte kalmak isteyen insanlarn tepkisidir.sadece ramazan için geçerli değildir.80'ler geyiği de almış yürümüştür.bunun karşısında; "anı yaşamak" "günü yakalamak" gibi fikirler de mevcuttur.
(bkz: aynı nehirde iki kez yıkanamazsın)
ramazan ayının eskisi kadar tad vermediğini düşünen insan söylemi. herkes bu cümleyi bir gün söyleyecektir. çünkü bugünler hep dünün eksilmişi olmuştur.
yakında yine bol bol duymak zorunda kalacağımız geyik. aha gel bak cebimde eski ramazanlar. eğil biraz daha eğil. yahu allahın mubarek zaman dilimi her zaman mubarek. sen nasıl yaşarsan öyle. kalbin hissin irtibatın ramazanı anlamlı kılarsa kılar. yoksa kültür müslümanı kültür ramazancısı dolaşır durursun ortalıkta milletin de hevesini kırarsın.
her döneminde bir pişmanlık,bir doyamamışlık ve bir eskiye özlemin,hasretin bulunduğu insan bünyesinin bu hislerinden birini dışa vurarak sarfedeceği cümle.
(bkz: buralar eskiden böylemiydi evladım tarlaydı heryer)
geçmişe özlemin sembol cümleleridir. ancak onu bir daha yaşamak imkansızdır, aramak ise gereksiz.
bir ramazan ayını daha idrak ettiğimiz şu günlerde sık sık duyacağımız cümle.
aradığımız eski ramazan değildir, eski bizizdir. *
(bkz: nerde o eski ramazanlar artık edebiyatı)
- nerde o eski ramazanlar?
- o ramazanlar atlarina bitti gittiler, kalan ramazanlar ise romeo oldu beyamca.
- evladim nediyorsun sen?
- bence hover süpürür döver.
- sen benle dalga mi geciyorsun?
- gayet tabi.
- höyt kırarim boynuzunu iblis.
- zwht zwht
birbirimize gün be gün yabancılaştığımız şu zamanlarda söyleme yaşı 60'dan 20' ye inen cümle. biz küçükken anneanne dedelerimiz derdi - nerede o eski ramazanlar diye şimdi biz diyoruz , bizi geçtim yaşı 20 henüz olmuşların bile dilinde nerede o eski ramazanlar ? peki hiç düşünüyor muyuz ramazanlar mı değişti yoksa bizim mi tadımız kalmadı diye ?
eski ramazanlar öldü, nerde diye sormayın.
-nerede o ramazanlar
-hangileri usta
-eski ramazanlar. bir ara bu dükkanda çalışan ramazan vardı ya len.
-recep ile şaban geldi biraz önce, kavga varmış herhalde, ramazanı da alıp gitiler
-alla alla, ne kavgası la
-kız meselesi diyorlar. ramazan abi pek karışmaz gerçi bu olaylara ama vardır bir bildiği.
- nerde o eski ramazanlar.
+ yapmayın şu espiriyi artık ya. yeter yaaa.
- şiit tamam lan, ramazan. tamam olum valla bak. dur nereyeee...
ağız tadıyla bi ramazan yaşatmayan cümle. lan ben 20 küsur yıldır duyuyorum bunu ve ramazanlarda büyük eziklik yaşıyorum. aynı şey bayram için de geçerli tabii. bi bırakın da kendi ramazanımızı/bayramımızı yaşayalım yaa! herkes sizin çocukluğunuzu yaşamak zorunda değil ki. carpe diem arkadaşım!
- nerde o eski ramazanlar.
+ şurda.
- harbi pislik bir insansın.
hep buyuklerimizden duymaya alıstıgımız, fakat her sene gittikce daha da derinden hissederek soyledigim soz. kabul, cocuklugumdan beri cok sey degisti, ben de aynı yerde degilim, sevdiklerim de. fakat nerde o eski ailecek yapılan kalabalık iftarlar, nurhan damcıoglunun kantoları, iftar oncesi hacıvat karagozlu, turk sanat muzigi fonlu programlar diye aramıyor musunuz? yaslı buyuklerin sarı ampul yanan evlerinde toplanmak hos gorunmuyor mu artık gozunuze? gecmisi ozlemek gecmiste kalmak mıdır sizce? buyumek ve yuvadan ayrı yasamak belki de en cok ramazanda dokunur insana. ne sahuru ne iftarı hazırlayan kimse olmaması, anne corbasından icememek, dort gozle bekledigin sıcacık ramazan pidesiyle tahin helvası, peynir, pastırma yiyememek baska aylarda dusunmedigimiz seyler cunku. yurtta kalmak da mahrum kalmakla aynı seymis, bu ramazan yine bunu hatırladık, huzunlendik, orucun bu sekilde ne anlamı var dedik*.
günlerin kısacık olduğu 2 3 yıl önceki o eski ramazanlara serzeniş biçimi.
hic memnun olamadigimiz bir simdiden ve ne olacagi, bize ne verecegi belirsiz bir atiden ise, iyisiyle kotusuyle bizim olan bir dunu yad etme temayulunun getirisi soz obegi.
mokar hastası nihanin tokmakcilarina ramazan ismi takmasindan mutevellit eski tokmakcilarini sekte-i kalpten gümbürdüğünden dolayi maziyi esefle anma esnasinda kullandiği söz öbeği.

(bkz: ramazan muhabbetinin böggggk getirmesi)
bundan 50 yıl önce bile edilen muhabbet. çocukken ki ramazan aylarını arar dururuz.
on sene sonra bugünkü ramazanlar için söylenecek sözdür.
'nerde o eski ramazanlar' derken aslında hangi yıla ait eski ramazandan bahsedildiği bir türlü belli olmayan, her yaştan insanın sarf ettiği, her ramazan duyduğumuz klişeleşmiş sözdür.
(bkz: küpecik)
dedelerimizin babalarımızın yaptıgı gereksiz geyiktir. "Onlara biri geçmişin geçmişte kaldığını hatırlatmalı" dedirten geyik.
çocukken hayatımızdaki her şey daha anlamlıydı. en büyük sorunumuz koca bir hafta sonu bittiği halde pazar akşamına kaymış ev ödevleriydi. ödememiz gereken faturalar, kiralar; okutmamız gereken çocuklarımız yoktu.

ramazan sofraya her zamankinden güzel yiyeceklerin geldiği gerçekten mübarek bir ay; bayramsa cici kıyafetlerin alındığı, şeker yiyip, büyüklerimizden harçlık alabileceğimiz, belki uzun zamandır görmediğimiz büyüklerimizin elini öpeceğimiz zamanlardı.

herkes büyüklerinden duymuştur nerde o eski ramazanlar cümlesini belki hayatının bir döneminde kendisi de sarfetmiştir de aynı cümleyi. nerde o eski ramazanlar derken aslında hayatın içine tam olarak dahil olduğumuz, sorunlarla boğuştuğumuz yetişkinlik dönemini değil her şeyin daha güzel olduğunu düşündüğümüz çocukluk günlerimizin ramazanlarını anıyoruz. çocukken güzeldi her şey gerçekten de.