bugün

bazısı ufak tefek nedenlerden ama geneli sebepsiz olarak nefret edilen hocanın öğrenciye bir şekilde kıyak geçmesi durumudur. insanın içini buruk bir sevinç kaplar, içten içe bir vicdan azabı çeker, nefret ettiği insanın yaptığı iyilik karşılığında ona karşı güzel duygular beslerken ben ne çıkarcı adamım der kendi kendine yahut nefret etmeye devam eder, nankörlük insanın mayasındadır nede olsa.
(bkz: nefret edilen hocanın kayıp geçmesi)
hele bir de, tek ders sınavı gibi önemli bir sınavda geçilen bir kıyak ise bu, tadından yenmez bir hededir. Ne güzel hocadır bu hoca, ne güzel kıyaktır bu kıyak.. *
hocaya olan nefretin "olm baba adam yaa" daha sonra "olm o adam süper lan" ve en sonunda "hocam daşşaklarına kurban" tümceleriyle sevgiye dönüşmesine neden olan durumdur.
(bkz: kıyak derken)
yanındaki hocanın gözdesi arkadaşının yüzü suyu hürmetine gerçekleşen olay olabiliyor bazen. mesela bahsi geçen kişiyle okuldan kaçılacaktır ve fakat okulun tüm kapıları tutulmuş her bir köşe zapt edilmiştir. o sırada malum öğretmen kapıdan çıkar. küçük bir yavru kedi edasıyla gözlerinin içine bakarsınız hocanın o da insafa gelip sizi arabasına atar. ve kapıdan sırıtarak çıkarsınız. bu kıyağı neden yapar peki? gözdesinin size ders çalıştıracağına inanmaktadır da ondan.
tam anlamıyla ipneliktir.
cünkü hoca her seyin farkına varabilen, öğrencisinin onun hakkında ne bildiğini bilen insandır.
sen benden nefret ettin, al bu da benim sana cevabım. kapak olsun!
kıyak geçme fonksiyonun vardıysa büt'ten önce nerdeydin dedirten durum.. yazın hele tek dersten gelinmişse kafayı yedirtebilir, delirtebilir, vücuda ciddi zarar verdirebilir.. (bkz: hocam madem vericektin niye kıvrandırıyosun)
bu nefret karşılıklıysa öğrenci tarafından hediye olarak algılanan durum aslında hoca açısından bırakır mıyım ulan seni kim uğraşcak senle bi yıl daha şeklindedir.