bugün

dünyanın en iyi oyuncularından biridir,türk sineması kendisini kullanmayarak çok büyük bir hata yapmıştır..
şimdilerde bakırköy belediye tiyatroları'nın genel sanat yönetmenliğini yapmaktadır...
dalgaci mahmutun seslendirmesine hayran birakan etkileyici sese sahip, tonlamasi mükemmel, tiyatro sanatcisi..
sesinin naçizane güzelliği yüzünden en çok reklam seslendirmelerinde duyulsa da başarılı
bir tiyatrocudur. ayrıca kendisi Yıldız Kenter'in kardeşi olur
askı en iyi ozumsemis kisiliklendendir kendisi turkiyede ''sizin askınıza bugun layık olmayan 10 sene sonra yine olmayacaktır...bırakın gitsin'' gibi efsane bir özdeyis bırakmıstır puslu akıllarımızda.
bir onur caymaz dizesiyle şöyle de denilebilir:

'hep orhan veli sanmıştım müşfik kenter'i'
bir garip orhan veli'de orhan velinin şiirlerini okumuş,her mısrda tüyleri diken diken etmiştir.sesine kattığı anlam ve duygunun yanında,insana inanılmaz bir rahatlama hissi vermektedir.
1932 istanbul doğumludur. 1955 yılında ankara devlet tiyatrosu'na girmiş; 1959'da ablası yıldız kenter'le birlikte buradan istifa ederek istanbul'a gelmiştir. 1962 yılında yıldız kenter ve şükran güngör'le birlikte kent oyuncuları'nı kurmuştur. halen bakırköy belediye tiyatroları genel sanat yönetmenidir.
gençlik yıllarında hatrı sayılır bir dönem boyunca, alkolle yakın arkadaşlık yapmış, sonrasında da bu dertten ya da güzellikten kurtulmak için tedavi görmüştür.
şapkadan babam çıktı dizisinde pişman bir babayı da oynamıştır.
(bkz: dalgacı mahmut)
(bkz: yıldız kenter)
doçenttir kendileri... haliç üniversitesi konservatuarı tiyatro bölümünün de başkanıdır.
orhan veli siirlerini en guzel seslendiren oyuncu. orhan veli yi cok guzel oynuyabilen sanatci. bir album de yapmistir ki gidip almak farzdir.
harika bir yazısı için :

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

Müşfik kenter.
Yalnız Olanlara;
Aşk bir kelebek gibidir, peşinden koştukça hep senden kaçar..En iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna dokunuverir...Aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir,aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
Sevgilisi Olanlara;
Aşkın amacı birileri için "mükemmel insan" olmak değildir.Seni mükemmelliğe en çok yaklaştıracak insanı bulmaktır..
Çapkınlara;
Sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme.içinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme. Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme. Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme, çünkü birine verebileceğin en büyük acı, aşık olmadığın birini kendine aşık
etmektir...
Evli Olanlara;
Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir... neredesin" yerine "ben buradayım" diyendir... "nasıl yaparsın" yerine "niye yaptığını anlıyorum" diyendir...
ve aşk "keşke" yerine daima "iyi ki" diyendir...
Kalbi Kırık Olanlara;
Kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıya alışmak değil, ondan ders çıkarabilmektir.
Aşık Olmaktan Korkanlara;
Aşka düş ama tökezleme, anla ama bekleme, paylaş ama isteme,yaralan ama asla acıyı içinde büyütme...
Sevdiğini Fazla Sahiplenenlere;
Sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa,o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..
Aşkını itiraf Etmeye Çekinenlere;
Sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir..
Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere;
Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır...
Senin aşkını şu gün hak etmeyen, bil ki 10 sene sonra yine hak
etmeyecektir...
Bırak, gitsin...
tiyatro oyuncusu ve yonetmeni. ankara devlet konservatuarı' nı bitirerek sahne yaşamına başladı.
sesiyle insanları kendisine aşık eden, aşka inandıran, güzel insan. kendisini sahnede izleyen insanlar için bunun tanrısal bir armağan olduğunu düşündüğün büyük oyuncu.
usta tiyatrocu, tiyatro yönetmeni, aynı zamanda çok iyi bir seslendirme sanatçısı, bir dönem ilgiyle izlenen alf dizisinde uzaydasn gelen yaratık olan alf'i seslendirmiştir.
bir insan kötü denilebilecek ses tonunu konuşmasıyla ne kadar karizmatikleştirebilir? sorusuna verilebilecek cevaptır.
zamanında kendisine verilen devlet sanatçısı ünvanını reddetmiş gerçek bir sanatçıdır.
an itibariyle avrupa yakası dizi ekibine katılacağını öğrenip sabah sabah mutlu olmamı sağlayan üstat.
avrupa yakasında makbule'nin babası yani tevfik eniste rolünde oynayacak tiyatrocu. ses insanı.
türk degil de amerikali olsa bütün dünyanin sanati karsisinda onu yere mi göge mi koyacagini bilemeyecegi büyük deger. en büyük tiyatro sanatcisi. bir dille yapilabilinecek en zor isi, siir okumayi beceren, ama aslinda tiyatro oyuncusu olan büyük adam. itiraf edeyim, ölmesinden korktugum en önemli sahislardan birisi su an türkiye cumhuriyetinde. türkiye´nin en büyük degerlerinden biri, sanat alaninda türkiye´nin yetistirdigi en ciddi tiyatro ögretmeni, türk diline, türk edebiyatina, türk kültürüne en büyük hizmetleri yapmakta olan büyük adam. hic ölmesin hep yasasin istedigimiz büyük insan. onun o sesi var ya...o sesin kullanilisi var ya....ben hayatimda kenter tiyatrosunda kendisini nazim ´in "memleketimden insan manzaralari" yla izleme serefine nail olmustum. bir masa bir sandalye, bir kücük raki, ve bir bardak´la bir kücük kase de leblebi vardi sahnede, sohbet eder gibi cikti ve siirleri okudu. ben hayatimda ondan sonra da önce de cok sahne gördüm cok sanatciyi sahnede izledim, müsfik hoca´nin oradaki büyüklügüne hicbiri erisemedi... alcak gönüllü durusuyla büyüdü hoca,cok büyüdü en son sahneye sigamaz oldu. öyle ki tiyatro meraki olmayan halkimdan herkes oyun bittiginde agliyordu, bak allah bilir ya o an simdi gene aklima geldi, bogazima bir yumruk dügümlendi...o ses, o insan hala kulaklarimdadir, hicbir zaman unutmadim, ve hicbir zaman da unutmayacagim. müsfik hoca "memleketimden insan manzaralari" ni kaset ya da cd´ye okumadi, ben bilmiyorum, eger bilen varsa, o kaydi hic kaybetmesin...sahip olabilecegi en degerli seylerden birisi o kayit o arkadasin hayati boyunca...
harika bir konuşma sesi olan, şiir okuma işini kendisinden daha iyi yapabilen kimse olmayan sanatçıdır.
güncel Önemli Başlıklar