bugün

kadınların tamahkarlığıdır. şimdi bakınız kısacık anlatıcam lütfen olayı kişiselleştirip eksi butonuna tecavüz etmeyin.

saygıdeğer kadınlarımız, ağzını yidiklerim, erkeği, hem güçlü hem oturaklı, hem kültürlü hem eli ayağı düzgün hem de statü sahibi istiyorlar. hatta modern dünya, günümüz çok daha ileri gitmiş durumda. kadınlar, toplumların fransızlaşması ile (gelir dengesinin düzensizliği) daha da statüye önem verir hale gelmişlerdir. her aradığını bulduğu bir erkekle, sırf statüsü yok diye geçinemeyebiliyor. mesela, kış uykusu filminde gözümüze çarpan o entelektüel kadın bile sırf statü ve korunma içgüdüsü ile sevmediği bir adamla yaşamıyor muydu? evet yaşıyordu.

durumu daha da açmak gerekirse, sırf para meselesi yüzünden haftasonu evde oturmak zorunda kalan bir kadın, zaman geçtikçe kocasına olan saygısını yitiriyor. bi bakıma haklı aslında diğmi? eeh. tabii ki haklı değil. sizi denedim küçük kevaşeler. hemen kandınız. haklı falan değilsiniz. neyse ya uzatmıyorum daha fazla;

kısacası hanım kızlarımız, yaşamaktan çok düşünen, mantıklı makul, ve aslolanın manevi hazlar olduğunu savunan adamları itip, daha büyük hırsaları olan düşünmekten çok yaşayan, hatta yer yer aldatan erkekleri tercih ediyorlar.

sonuç olarak: insanız, insansı özelliklerimizi ilişkilerimizin başında unutuyoruz karşımızdakini ilahlaştırıyoruz. bu ilahlaştırmanın süresi bitince de gerçeği kabul etmiyoruz. bu babanın fakir olmasını yedirememek gibi bişiy. ya da sikiniz ufacıktır ve karınız yine de sizi seviyordur mesela, ama karınıza kızarsınız en ufak fırsatta çünkü ne olursa olsun bunu kendinize yediremezsiniz. kabullenilse dahi.

düdüğüt: şunu da söylemeden edemeyceğim, işte bu yüzden erkeğin kadınını seçtiği değil de kadının erkeğini seçtiği ilişkiler daha başarılıdır. çünkü kadın erkek seçeyim diye gezmez sokakta. siz aklına sokarsınız ve bi şekilde etkilersiniz. oysa kadın sizin farkınıza varır da sizi seçerse daha oturaklı bir ilişki olur. kadın egemen toplumda yaşamak isterdim. kadın güçlü olduğunda size yanaşıyorsa, gerçekten seviyor demektir çünkü. ve bu durumda erkekten çok daha adil, çok daha korumacıdır üstelik. ay bu kadar feminenlik yeter ayol. ayol mu? am göt meme, am göt meme... noluyo lan bana... gidiyom ben.
Kadının erkeği değiştirmeye çalışması, kaynanası ile yitişmesi.
cinsel seks.
çiftlerin manevi yönden eksik kalmasıdır. geliştirmeleri lazım kendilerini.
(bkz: erkek avcısı cici kız modeli)
Bununla ilgili güzel bir söz vardır,kadınlar şairlere asik olur fakat mutahitlerle evlenir.

Kadinlarin geneli güce tapar istisnalar tabiki vardır, romantiklik falan hikaye yani bi kadini mutlu etmek istiyorsan ek kartin limiti yuksek olacak.
başlık temel sebebi dediği için cinsel uyumsuzluk olduğunu düşünüyorum. evliliğin en az yarısı cinsel uyumdur bana göre. ister kafa uyumu olsun adı ister ten uyumu sonuçta bir çekim yoksa ya da olan çekim zamanla sona ermişse diğer şeyler bahane edilebiliyor çünkü onları konuşmak daha kolay.
anlayış ve hoşgörü kıtlığı en basitinden.
Mutsuz evliliktir. Mutlu olamayacagin insanla sirf ihtiyac ya da karsilikli cikar amaci guderek (para, cocuk vs.) evlendiysen mutsuz evlilige mahkumsundur. Bitti.
Mantik evliligini de az mantiklica dusunerek yapin. "Lan uc bes yil sonra ben bu adamla/kadinla mutlu olabilir miyim?" diye.
Şerefsiz ve bekar baldızlar ve onların ağzının içine bakan kaynanalardır.
Evliliği toplumsal bir görev gibi görmek.
(bkz: mutsuz insanlar)
(bkz: evlilerin adetlerden doğan görev ve yetkileri)
ulan insan babasından bile iki saat bir araya gelince sıkılıyor ! insanın doğasında sıkılmak var... evlilik gibi bir kurum aşkı heycanı her boku öldürüyor doğal olarak... karınla kanka oluyorsun bildiğin, sevişen kankalara dönüşüyorsun... e haliyle mutlu olmak zorlaşıyor bir insanı her gün gördüğün ve sıkıldığın için... o yüzden evliliklerde sık sık eşler birbirlerinden uzaklaşmalı ve sonra bir araya gelmelidir... örneğin kadın ayda bir hafta annesinde felan kalmalı... her gün bir araya gelince en deli aşıklar bile düşmana dönüşebilir...
Saygı, sevgi ve güven eksikliği.
kadinlarin bitmek bilmeyen bas agrilaridir.
aptal karılar, bencil kocalar.
evlenmenin kendisi mutsuzluk için başlı başına yeterli bir sebeptir.
bencillik ve empati eksikliği bi de üstünlük kavgası.
Görücü usulu evlilik ve eşlerden herhangi birinin vurdum duymaz oluşu.
Tanimdan da anlasildigi uzere mutsuzluktur. Mutluluk hayat gayesi oldugu surece, insan hicbir zaman mutlu olmayacaktir. Hayatin herseyi barindirdigi gercegini kavradiginiz gun ; bilincli bireyler olarak mutlu ya da mutsuz hissederek bunun degisen ihtiyaclar gibi degisen duygu donguleri oldugunu anlayip evlilikte de uygulayabilir hale geleceksiniz. Baskalariyla degil kendinizle tanisin, icinize donun.
aniden verilmiş kararla yapılan evliliklerdir.
evliliğin insanların elinden en önemli şeyini alması. özgürlüğünü.
görselliğe aldanmaktır. karakter evlilikte en önemli unsurdur.
Aşkın olmaması.