bugün

sivas olaylarında sivasta olduğunu ve sivasta olaylar başladığı zaman kalabalığın arasında kalabalığı kışkırtanları isimleri ve resimleri ile açıklayacağını, madımak otelinin arkasından balyozla delik açıp içeriden adam kurtaran kişilerin başında olduğunu bildikleri için diyorlar,
peki, eşref bitlis, gaffar okan neden öldürülmüştü?
müslümanlar öldürmüştü değilmi gene, yoksa taa menemen olayından bu yana birileri birşeylere sebep teşkil etmek için birilerinin üzerine suç atabilmek ve yaptıklarını meşrulaştırmak için böyle şeyler yapıyorlarmı?
(bkz: gülerek yaktı donarak öldü)
muhsin "yazıcı" değil bir kere, "yazıcıoğlu". ayrıca, şakirtler nedense olay olduğu vakitler hiç oralı olmamışlardı, televizyonlarında belgesel yayınlıyorlardı, şimdi ucu askere değerse diye üstüne atladılar meselenin, ucuz komploları ile. kendi ergenekon ve balyoz davalarına rahmetlinin adını alet etmekten utanmayacak kadar bayağılaştı bu cemaat. amaçları suikastı aydınlatmak filan değil, düpedüz komplo senaryolarıyla askerleri ve dolayısıyla da ergenekonu vs. zanlı duruma getirebilmek. suikast yapılmışsa, arkasında kim varsa, sivil asker fark etmez, hesabını verecek bir gün. şakirtler mevzuyu kendi işlerine meze etmesin, başka ihsan gerekmez.
(bkz: muhsin yazıcıoğlu)
(bkz: muhsin printer)
Taniminda ergenekon kelimesini duydugum an kahkahayi bastigim sorunsaldir. tamam yetti, yetti artik.
bokunda boncuk aramak tabirinin cuk oturacağı faaliyetlere sahne olacak soru cümlesidir. ömrünü ucu bucağı olmayan karanlık işlere vakfetmiş bir adamın ölümü ergenekon meselesine nasıl malzeme edilir, hayretler içerisinde öğreniyoruz.
büyük ihtimal sözlükçüler engin bilgileri, stratejik zekaları ve derinlemesine siyasi tarih bilgileriyle olayı irdeleyip çözsünler diye öldürüldü.

bu kadar basiretsiz gençleri bir arada görmek gerçekten üzücü. muhsin yazıcıoğlu türkiye için çok önemli biri değildir. kendisi bir çok cinayeti suikasti devlet adına üstlenmiştir. en son dink cinayeti ile kendisine yöneltilen siyasi yaptırımlara boyun eğmek istememiş dolayısıyle o da devletin sırlarını ifşa etmekle yani diğer kritik cinayetlerinin üstünü açmakla hükümeti tehdit etmiştir. dolasıyla da yazıcıoğlu'nun kendi meslektaşları devlete karşı görevlerini yerine getirmişlerdir. yani yazıcıoğlu ne ektiyse onu biçmiştir.
valla açık ve net yazıyorum , kimseyle polemiğe girmek istemiyorum, 96 yılından beri gençlik teşkilatlarında da bulunmuş birisi olarak gönülden bağlı olduğum bir dava adamıdır muhsin yazıcıoğlu, gerek öğrencilik yıllarım gerekse zamanında başka sebeplerden bir çok ili de gezdiğim için isminin geçtiği her ortamda her bölgede sonsuz sevgi duyulduğunu görmekle beraber oy verilmediğini çünki siyasetin çirkin alış veriş dönme dolaplarına hiç girmediği, zengin işadamlarından tutun işe ihtiyacı olanları dahi seçim günü oy pazarlığına hiç girmediği ve sadece size adalet vaadediyorum diye ortaya çıktığını seven sevmeyen herkes bilir, vaktiyle 28 şubatın o kirli atmosferinde aydın doğan (ki kendisi başbakanı pijamayla karşılayacak kadar büyüktür) rtük kanununda bir destek karşılığı tüm kanallarında reklamının yapılacsağını söylemesine rağmen eliyle itmiştir, bukadar pazarlık dışı bir insan olan muhsin başkanın yine o dönemlerde askerin uzman çavuş rütbesine kadar sivil iradeye kök söktürdüğü anlarda tv ekranlarında "Namlusunu halka çeviren tanka selam durmam" diyerek iktidardakilerden de cesur olduğunu göstermiştir ki kendisi en büyük cefayı yine ihtilal döneminde görmüştür. bURADA GÖRMEDEN ÇAMUR ATAN SÖZÜM ONA YAZARLARA rağmen birebir bir çok defa görüşen kişi olarak ne kadar alçak gönüllü olduğunu ne burada ben anlatabilirim nede ön yargılı olanlar inanır o konuya hiç girmiyorum, Şimdi dönelim konumuza , neden öldürüldü?
Ergenekon olaylarının ilk patlak verdiği zamandan takriben 1 ay kadar evvel kendisine numarasının izini hala sürülememiş bir net numaradan tehditli mesajlar gelir, 30 sene evveli ne kadar çabuk unuttun diye, sakın bazı olaylara girme furkan ve firuzeyi düşün şekline(çocuklarıdır) kendisi mesaja sadece gülmüş ve bu mesajı da belkide burada bile herkes ilk kez duyacaktır itibar etmediğinden sadece atanı bulmak için gayri resmi ve bazı resmi yollarla aramış bulamamıştır. Ergenekon olayları döneminde ise meclise gelen birisi odasına gelir ve sekreterine başkanla görüşeceğini ve ismi hala gizli tutulan birinden selam getirdiğini söyler, başkan odaya alır, Başkanın elini sıktıktan sonra:
"Fazla durmayacağım beni buraya gönderen kişi size 1km mesafeden adamın alnının ortasından giren keskin silah ve silahçıların yetiştiğini söylememi istedi" der. Başkan neye uğradığını şaşırır zira selamıyla geldiği kişi konusu yalan olduğu gibi umulmadık olay ortaya çıkınca adamın yakasında tutar "Git seni gönderen sahibine deki Muhsin Yazıcıoğlu öyle 1km beklemez, adamın gırtlağını sıkar" der, adam çıkarken kapıyı açan elinde askerlere ait devre yüzüğüne benzer yüzüğünü farkeder. Korkmamaktadır başkan, Geçmişteki kendininde sürekli anlattığı olaylardan mütevellit bazı kişileri yetkileri sonuçları bildiğinden dolayı 30 yıldır aynı kişilerin egemen olduğuy bu topraklarda artık maskelerin de düşmesi gerekmektedir, Bunu mttb içerisinde yetişen ne gül, ne erdoğan nede ömrü üniversitede geçen bahçeli bilir, Bilen kişi muhsin başkandı ve fazla konuşmamalıydı.Bu yeter sanırım.
(bkz: kör ölür badem gözlü olur)
muhsin yazıcıoğlu' nun öldürüldüğü tarihin tam da seçimler arefesinde olması sebebi ile , mevcut oy dağılımını değiştirmek amacı ile yapılması ihtimalide göz önünde bulundurulmalıdır. nihayetinde türk milleti duygusaldır. ve iktidarın oyu ancak bu şekilde tüm sağ seçmenin (akp ve mhp) sempati duyduğu bir isimin farklı bir biçimde gündeme getirilmesi ile bölünebilirdi.

yani bu işi tezgahlayanlar tek taşla iki kuş vurmayı düşündüler. hem iktidarın oyları bölünecek, hemde çok şey bilen adam ortadan kaldırılacaktı.

bu suikaste hala inanmayan insanlara sormak gerek. o subay müsvetteleri düşen helikopterdeki cihazları koleksiyon yapmak için mi söktüler. askeri bir helikopter olsa bir mantık yürütebilirsiniz ama sivil bir helikopterden neden askerler parça söküp götürsünler?
rahmetli ölünce değerlendi.siyasi hareketimizde 2,osman bölükbaşıydı.kendisini bu millet çok severdi ama hiç oy vermezdi.sonuçta şu an hesap için,Allahın huzurunda.onu rahat bırakın siyasi rantçılar!
(bkz: fatmagül ün suçu ne)
siyasi olarak fikrini beğenmeyenlerin kişisel eleştirmelerine maruz kalsa da büyüklüğü cenazesinde ele güne gösterilmiş büyük bir dava adamıdır, adamdır.
eşref bitlis paşa ve gaffar okkan neden şehit edildi ise muhsin baba da bu nedenle şehit edilmiştir.
(bkz: muhsin yazıcıoğlu)
evvelden yediği naneler yüzünden bu zamana kadar yüzlerce kez öldürülmüş olması gereken insandır.

fazla bile yaşamıştır.

ölümü kaza ve türkiyenin kurtarma konusunda etiketi olan yetersizliğidir.

ilginçtir hergün türkiye de onca garip ve aydınlatılamayan kaza ve olay olur..

yazıcıoğlu kazası elbette medyanın balonudur.
öldürülmedi öldü. bir kazaya kurban gitti.onunla beraber helikopterde bulunanlarda aynı onun gibi öldü. muhsin yazıcıpğlu pasif bir kişilikti. onun ölümünden kimsenin bir menfaat sağlayacağını zannetmiyorum.
"ölünce kıybete bindi" diyen sempatizanları sonuna kadar haklıdır. rahmetli oy almasını da bilirdi aslında da siyaseti temizce yapmak isterdi. o yüzden bu millet o'nu sever lakin oy vermezdi.
şehid ediliş sebebi... e malum, muhterem yıllarca ülkücü harekette idi. bir çok tezgahı görmüş olması muhtemel. ergenekon deniyor. ergenekon bunlardan birisidir sadece bana göre. daha başka dolaplar da görmüştür.
ne deniyor başka? madımak olayında halkı kışkırtanları resimleriyle beraber afişe etmekten bahsediliyor. çok mantıklı. sonuçta madımak tellallarının sırtını dayadığı bir minder olmaması imkansız.

halen balon deniyor, halen kurtarma yetersizliği deniyor. tornavidalı kamuflajlı amcalar teknik servis miydi acep? helikopterin bakımını falan mı yapıyorlardı?
ah ulan...
allah rahmet eylesin muhsin yazıcıoğlu bu ülkenin 12 Eylül öncesini ve sonrasını tüm ilişkileriyle çok iyi bilen bir insandı. 12 eylül öncesi devlet desteğiyle gerçekleştirilen pek çok sağ eylemin ya içerisindeydi ya da faaillerini ve azmettiricilerini çok iyi biliyordu. benzer şekilde hrant dink suikastından, malatya zirve yayınevi katliamına, rahip santoro cinayetine kadar pek çok yakın dönem olayda partisinin ve nizamı alem ocaklarının adı olaylara doğrudan karışmıştı. konuşmasın, bildiklerini anlatamasın diye öldürülmüş olması ihtimali oldukça yüksektir. ancak diğer olaylar gibi bu olayların arkasında da sol-ulusalcı-kemalist bir güç mü var, yoksa milliyetçi-mukaddesatçı kesimi türkiye'de iktidara taşıyan kapitalist-sağcı kesim mi var orası tartışılır.

ikinci olarak türkiye'de bir derin yapılanma varsa bu yapılanma içerisinde ülkenin her ilinde, ilçesinde hatta mahallesinde örgütlenmiş olan cemaatin yeralmaması ne kadar inandırıcı bir senaryo olabilir orası da ayrı bir muamma. polisten, orduya, yargıdan, üniversiteye kadar her alanda örgütlenmiş olan bir yapılanmanın, olayların arkasında olmasa bile, failleri bilmiyor olması imkansızdır. eğer bu yapılanma gerçekten bu konularda masum veya bilgi yokusunuysa, bugüne kadarki tüm çabaları fiyasko demektir ki; durumun böyle olmadığını aklı başında herkes kabul edecektir.
Başlığı lütfen düzeltelim.
yani herkesin bahsettiği Muhsin Yazıcıoğlu,
yazıcı değil .
muhsin yazıcı yı bilmem ama muhsin yazıcıoğlu tabiat tarafından, hava şartlarına dikkat etmediğinden.
başka neden aramak öküz altında buzağı aramaktır.akp nin sinekten yağ çıkarmaya çalışmasıdır.
maraş ta katliamına öncülük ettiği onlarca solcu-alevi insanın ruhu şad olsun.
adaletin, hukukun veremediği cezayı tipi ve dağ verdi, hemde maraş a yakın bir yerde.
umarım faşist katiller bir gün hak ettikleri cezayı adaletten alırlar.
bilmemesi gerektiği halde bildiği birşeyler vardı. * *
hala editlenmemesine şaşırdığım başlık. ne zamandan beri muhsin yazıcıoğlu, muhsin yazıcı oldu.
referandumda mhp nin oylarının bir kısmını akp ye aktarmak içindir büyük ihtimalle. çünkü muhsin yazıcıoğlu nun ölmesi akp ye yaramışdır.
ülkenin karanlık dönemlerine ait kara kutulardan biridir yazıcıoğlu. tanık olduğu takdirde birçok kişinin başını yakabilecek birisiydi. bu sebepten ötürü öldürüldüğünü düşünüyorum. öldürülmedi, doğa şartları diye konuşanlar görmek istediği gibi görenler grubundadır. planlanmamasına rağmen o bölgede tatbikat yapan uçaklar var. helikopterin düşüşü esnasında radarlar kapalı, pardon bozuk(!).
ayrıca, maraşta insanları yaktığı söyleniyor yazıcıoğlunun. hiçbir zaman böyle bir iddiaya delil olacak bir şey ortaya çıkmadı. hep iddia olarak kaldı. ama yine de kendisi, "hepimiz hatalar yaptık allah affetsin" demiştir. sanırım en önemli kanıt(!) bu cümledir. o da ne kadar kanıt olursa. aynı yazıcıoğlu madımakta yananların bir kısmının kurtulmasına vesile olmuştur. arif sağ kendisine teşekkür etmiştir.
katliam yaptıracak bir kişi değildi rahmetli.