bugün

ateist bir arkadaşın copy/paste çalışması. kendi düşüncelerini fikirlerini paylaşmasını dilerdim eğer ki varsa.
bu dine inanan benim sen değilsin. o inanç benim yüreğimde ve sana hiç zararı yok. o halde benim yüreğimdeki inanç seni neden bu kadar rahatsız ediyor. bu benden başka hiç bir insanı ilgilendirmez. senin inançsızlığın sandır benim inancım bana.
inancım bana ait seni ilgilendirmez mantığını ben anlamıyorum. bizi ilgilendiren şu gün türkiyede din yüzünden insanların özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. biz de kimsenin dinine meraklı değiliz ama gelin görün ki müslümanların sayısı arttıkça onlar herkes kendi dediklerine uyusun istiyor, öbür taraftan eskiden din için öldürülen insanlar da vardı. bu iş böyle olmuyor dindar insanlar ve dinsizler asla beraber yaşayamıyor. o yüzden herkesin inancı ne yazıkki herkesi ilgilendiriyor ve bir şekilde etkiliyor, ne kadar böyle olmasın istesek de tarihe bakarsak böyle.
sert uslup kullanarak dile getirilmiş eleştiridir.

lakin islam dini inanç(boyun eğmek) mantığına göre işediğinden ve eleştiriye kesinlikle kapalı olduğundan ölüm tehtitleri alması mıhtemel kişidir eleştiri sahibi...

lise belki ortaokul temel bilgisine bile sahip birisi; dinin gereklerini ve kitabını okusa bu yazının ana mantığını çıkartabilir...
herhangi bir tanrının var olmadığından kesinlikle emin bu yazar için allah, noel baba, spiderman, zeus, cennet, cehennem, yehova, ahiret, askard, thor vb. aynıdır. gerçek dışı, insan uydurması hayali mefhumlar.
ilginç ve çelişkili yaklaşımları içeren yazının başlığı. tüccar zekasına sahip olan muhammed! mevcut konjonktor içinde zengin kadınla evlenmiş, serveti ve itibarı kazanmış halde iken ne diye sonunda hiçbir maddi menfaat sağlamadığı böylesine çileli ve çetrefilli bir olayın içine girdi. bu harekat sonunda saraylarda oturan bir imparator olmadı. bir suud kralı gibi servet de yığmadı. bu harekatın maddi anlamda kazananı kesinlikle o değildi. muhammedin amacı neydi? neden onun için herşey tıkırında ilerlerken, şehrin ileri gelenlerine, güç ve iktidar sahiplerine top yekun bayrak açarak yıllarca süregelen bir sefaletin içine girdi. bunun tek açıklaması olabilir o da sömürü düzenine karşı çıkma dürtüsü. bu dürtü kırk yıl sonra niçin birdenbire ortaya çıktı. bilimsel olarak düşünülecekse böyle düşünülür.
boş eleştiridir.

önceki dinlerden ilham almış (arkadaş bunlara semavi diyor demek ki öncekileri kabul ediyor bu durumda ateist değil) diyor ya. işte
türk ateisti burada yanılıyor. islam'ın iddiası zaten gelen tüm dinler birbirine bağlıdır ve tüm peygamberler aynı şeyleri tebliğ etmiştir. ne buyuruyor Allah (cc) meryem süresinde
30 - (Allah'ın bir mucizesi olarak isa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."

31 - "Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti."

32 - "Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni zorba ve isyankar yapmadı."

33 - "Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."

bugün din yüzünden ülkenin ya da islam dünyasının bu halde olduğunu zanneden avanaklara ise sözüm yok. Tarih, sosyoloji ve en önemlisi insanın aç gözlülüğünü unutup işi dine bağlamaları komik. 90 yıl da kemalizm diye sözde akılcı bir ideoloji ile yönetildik lakin olan ortada. güç tutkusunu insanda söküp alamazsın.
muhammed dava adamıydı. kendi dinini yaratıyor... elbette çoğu şeyde fedakarlıkta bulunacaktı. tamamen zalim ilan eden yok onu.
Çamur atanlara bakıyorum da, hakaretten öteye gidememiş bir yığın yorum var. adam araştırmış, çözümlemiş, çabalamış. eğer siz de dininize sahip çıkma adına oturduğunuz yerden böyle sert savunmalar yapmak yerine, azıcık araştırsaydınız en azından temellendirebilseydiniz, o zaman münakaşa yerine insan gibi beyin fırtınası olurdu.
milyarlarca insana göre muhammed yazdığım gibidir. size göre peygamber, milyarlara göre şarlatan. sizin dogmatik gerçeğiniz o. bizim için aklın gerçeği olan şey pekala sizin için hakaret olabilir. muhammed'inizin bana kafir demesi, kafirleri tehditkar ayet ve hadisleri de bize hakaret.
muhammed peygamberlik iddiasıyla çıkan her sahtekarı islam peygamberi göstermiştir kur'an'da. bu gayet normal, eğer herkes kendi yarattığı dine yönelsin istiyorsa.
öncelikle tanrının varlığını sicim teorisiyle bilim adamları ister istemez ispatladılar. big bang'in oluş mekanizmasında başlatıcı bir kuvvet gerektirmektedir. bundan kurtulmak için paralel evren teorisi ortaya atılmış olsa da stephen hawking kendi ağzıyla paralel evrenler teorisinin tanrının varlığından kaçış olduğunu belirtmiştir. en son makalesinde ise kara deliklerin aslında gri delik olabileceğinden ve bunun için yeterli fiziğin quantum fiziğinde bulunduğundan bahsetmiştir. tanrı ile ilgili bilimsel bilgileri geçelim.
*söylediğin gibi kur'an-i kerim'de anlatılanlar daha önceki kavimlerde de bulunmaktaydı. allah kur'an'da sık sık muhammmed'e gelenlerin daha önceki kavimlere gelen ile aynısı olduğunu belirtmiştir.
*gezegenlerin ve yıldızların belirli bir hesap dahilinde hareket ettiği de sık sık geçmekte.
*söylediğin gibi güneşle ilgili ayetin bir çok yorumu var, açıkcası tam olarak ben de anlamadım ama madem bilimsel konuşuyoruz şuanki bilgiler ışığında evrenin düz olduğundan, yuvarlak olmadığından bahsedelim.
*ayrıca 65.000 yıl yaşında, iran'da, araştırmacılar tarafından bizim ile aynı görünüşe sahip 6 yaşında bir kız çocuğu bulundu. çocuğa ışık anlamına gelen büşra ismi konuldu, araştırırsan bulabilirsin.
kısacası güzel kardeşim, herşeyin bir açıklaması var. ayrıca yaptığın tahlillerin çoğu güncel bilim teorilerine dayanıyor ki yukarıda birkaç örnek verdim bir çoğu zaten çürütüldü lakin, eğer bugünün doğru saydığımız bilgileri yarın değiştirebiliyorsak temelini nasıl böyle bir tabana oturtabiliriz.
-
not: açıkcası ben, senin geçtiğin yollardan, araştırmalardan geçtim. hakikatin bu olduğunu bulduğum için, sorguladığım için, kur'an-i kerim'in akletmez misiniz? ayetlerine istinaden gerçeğin sorgusunu yaptığım için inanıyorum. herhangi bir şekilde merak ettiğin birşey varsa yardımcı olmaya çalışırım.
zaten allah da ölüyordu şu uludağ yazarları bana iman etse diye . lan muhtaç değil zaten kanka rahat ol ya kasma kimse seni zorlamıyo. en azından allahın taahhüdü budur dinde zorlama yoktur. diğer akp gibi radikal islam topluluklarına kızarak allaha çatma allah demiş ki dinde zorlama yok. yani tatava yapma bi git zorla iman et diyen yok . alalaaaaaaa. saf la bu gerizekalı .
hristiyan yaratılış ve akıllı tasarımcı radikal dindarların asparagas, bilim dışı, safsata ve kurgudan ibaret dökümanlarıyla konuşanları görmek çok acı.
kur'an, bir pozitif bilim kitabı değildir. ancak bazı bilimsel verileri kullanır.

kur'an, allah'ın insanlara gönderdiği rehberdir.

kur'an'da çelişki yoktur. yıllardır tüm islam karşıtları bunu araştırıyor ancak hiç bulamadılar bulamayacaklar çünkü o her şeyin yaratıcısı olan allah'ın sözüdür.

allah rasulü, okuma yazma bilmezdi. bu allah'ın, siz bilime tapan malların iftiralarına karşı biz müslümanlara bir nimetidir.

buna kur'an dan örnek ayet vereceğim ama zaten kur'an a inanmıyorsunuz.

sizin kur'an da çelişki olarak gördüğünüz herşey de düşünen insanlar için ibretler vardır.

hiç bir kitapta kur'an daki kadar "düşünün" ibaresi geçmez. ama düşünmek için önce insan olmak gerekir. insanı bir hayvan soyu olarak gören zihniyettende düşünmesi beklenemez.

atılan her iftira sadece ve sadece inananların imanını artırır.

sırf insanlar düşünmesin diye orta çağ avrupa kiliselerinin yaptığı baskı ve aşağılamalardan başka yapacağınız bir şey yok.

islamı bilimle zıt gösterme gayretiniz boş.

bilim her geçen gün islamı doğruluyor.
Kuran'da dusunun ibaresi gecmez.
Hatta onemli islam alimlerinden Hz Sinan " Kuran sizin yerinize dusunur, yalnizca itaat edin" buyurmustur.
Kuran biattir. Elestiriler son derece yerinde.
Kuran'da düşünün ibaresi geçmez diyenleri de bize göstermiştir.

BAKARA SÛRESi(63) Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve "Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab'ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)" demiştik. 
BAKARA SÛRESi(73)"Sığırın bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (Denileni yaptılar ve ölü dirildi.) işte, Allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.  
BAKARA SÛRESi(164)      Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.      
BAKARA SÛRESi(219)      Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahiri) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "ihtiyaçtan arta kalanı." Allah size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.                    
  BAKARA SÛRESi(220)      Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor... 
BAKARA SÛRESi(221)      ... O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.                      
BAKARA SÛRESi(242)      düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.                     
 BAKARA SÛRESi(266)      Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.                     
 ÂL-i iMRÂN SÛRESi(7)           .... ilimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.      
ÂL-i iMRÂN SÛRESi(65)        Ey kitap ehli! ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, incil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?                     
 ÂL-i iMRÂN SÛRESi(118)      Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık. 
ÂL-i iMRÂN SÛRESi(191)      Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler."Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler.                      
NiSÂ SÛRESi(82)        Hâlâ Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.                        
EN'ÂM SÛRESi(126)      Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.      
EN'ÂM SÛRESi(80)        Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki: "Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbim'in bir şey dilemiş olması başka. Rabbim'in ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?" 
EN'ÂM SÛRESi(50)        De ki: "Ben size, ‘Allah'ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum." De ki: "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?"                      
A'RÂF SÛRESi(176)      Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. işte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.  A'RÂF SÛRESi(169)      Derken, onların ardından yerlerine Kitab'a (Tevrat'a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap'ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Halbuki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?      
A'RÂF SÛRESi(57)        O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. işte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.                      
A'RÂF SÛRESi(184)      Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle içiçe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber'de) delilikten eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır.                     
A'RÂF SÛRESi(201)      Şüphe yok ki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler(derhal Allah'ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.                             
 YÛNUS SÛRESi(24)        Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. işte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz. 
YÛNUS SÛRESi(16)        De ki: "Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu bildirmezdi. Ben sizin aranızda bundan (Kur'an'ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?"                      
YÛNUS SÛRESi(3)           Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş'a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah'tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. işte o, Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz? 
HÛD SÛRESi(24)        Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu?Hâlâ düşünmez misiniz?                      
HÛD SÛRESi(30)        "Ey kavmim! Eğer ben onları kovarsam, beni Allah'tan kim koruyabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?"                       
RA'D SÛRESi(3)           O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.                      
HiCR SÛRESi(75)        Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.       
iBRÂHiM SÛRESi(52)        Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.                 
NAHL SÛRESi(11)        Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır.  
NAHL SÛRESi(17)        Şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?           
NAHL SÛRESi(44)        (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. insanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik      
NAHL SÛRESi(69)        "Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.                     
 NAHL SÛRESi(90)        Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.                      
iSRÂ SÛRESi(41)        Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur'an'da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu onların ancak kaçışlarını artırıyor.            
MERYEM SÛRESi(67)        insan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?      
HAC SÛRESi(46)        Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur. 
MÜ'MiNÛN SÛRESi(68)        Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?         
 MÜ'MiNÛN SÛRESi(85)        Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de.                      
NÛR SÛRESi(1)           Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik. 
NÛR SÛRESi(27)        Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.   
NÛR SÛRESi(61)        .... işte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.      
FURKÂN SÛRESi(50)        Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.                        
ŞU'ARÂ SÛRESi(28)        Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi. 
NEML SÛRESi(62)        Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!                      
KASAS SÛRESi(46)        Yine biz (Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman Tûr'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. 
KASAS SÛRESi(51)        Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur'an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık.                      
ANKEBÛT SÛRESi(43)        işte bu temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.                      
RÛM SÛRESi(8)           Onlar, kendi nefisleri(nin yaratılış incelikleri) hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. Şüphesiz insanların birçoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar. 
RuM SÛRESi(21)        Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. 
RÛM SÛRESi(28)        Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.                      
SECDE SÛRESi(4)           Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş'a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?                
SEBE' SÛRESi(46)        (Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum.Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."  
FÂTIR SÛRESi(37)        Onlar cehennemde, "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim" diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) "Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." 
YÂSÎN SÛRESi(62)        "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"                      
YÂSÎN SÛRESi(68)        Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi? 
SÂFFÂT SÛRESi(138)      Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?                      
SÂFFÂT SÛRESi(155)      Hiç düşünmüyor musunuz?                      
SÂD SÛRESi(29)        Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. 
ZÜMER SÛRESi(42)        Allah (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.                      
MÜ'MiN SÛRESi(13)        O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O'na yönelen, düşünüp ibret alır. 
MÜ'MiN SÛRESi(58)        Kör ile gören, îman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.                  
MÜ'MiN SÛRESi(67)        O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. içinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar. 
DUHÂN SÛRESi(58)        (Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. 
CaSiYE SÛRESi(13)        Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır. 
CÂSiYE SÛRESi(23)        Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?                      
AHKÂF SÛRESi(7)           Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur'an) için, düşünmeden "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.      
MUHAMMED SÛRESi(24)        Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?                  
ZÂRiYÂT SÛRESi(49)        düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.                      
KAMER SÛRESi(15)        Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?                      
KAMER SÛRESi(17)        Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? 
KAMER SÛRESi(22)        Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
KAMER SÛRESi(32)        Andolsun, biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? 
KAMER SÛRESi(40)        Andolsun, biz Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?     
KAMER SÛRESi(51)        Andolsun, biz sizin gibileri hep helak ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?                      
VÂKI'A SÛRESi(62)        Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!                      
HADÎD SÛRESi(17)        Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık. 
HAŞR SÛRESi(21)        Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. işte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.                      
HÂKKA SÛRESi(42)        Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!       
Cehalet dolu saçmalıklar.
kimler gelid neler neler istediler, hepsi de bu dünya'yı bırakıp gittiler. sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi ya, işte o gidenler de senin gibiydiler. ömer hayyam.
o allah ın elçisi son peygamber özel yaratılmış eleştirilecek bi yanı yoktur..
dna'da allah'ı gördüm. (ateist dr. collins).
yanılmışım, allah varmış. (dünya'nın en ünlü ateist filozofu antony flew).
Elestiri ile yergiyi ayirt edemeyen bir insanin beyanatlaridir.

Ateizmin temelinde ne var? Her seyi akil yoluyla anlamak, cozmek, elestirmek, arastirmak vs. Var. Tabii bir de objektiflik var. Objektif bir dusunce yapisina sahip biri nasil olur da baskalarinin inancina hakaret etmek suretiyle kendini hakli cikarabilir? Bu kendi dusunce yapisina aykiri degil mi her seyden once?
Hz.muhammed'e, islama, kur'an'a hakaret ederek mi kendi dusuncelerini kabul ettirecek bu aklin ustunlugunu savunan bunye.
Iste tam olarak bu gibi hadsizlikler yuzunden insanlar ateistlerden nefret ediyor. Daha kendi dusuncenizi savunmayi bile beceremiyorsunuz. Hakaretle, kufurle dusunce savunulmaz. Nefret duygusu arttirilir sadece.

Ayrica bunu yazan arkadasin kur'an, incil ve tevrat'i okumadigi cok acik. Once bi' oku neye karsi durdugunu ogren o zaman belki daha inandirici olabilirsin.

Son olarak dikkatimi cekti.
"Sukur ki ateistim."
Neye sukur? Kime sukranlarini sunuyorsun? Hakaretler yagdirdigin muhammed'in el-lah'ina mi?
Cunku bilirsin sukur islam inancinda allah'a edilir.
inanmasanız da böyle saçmalıklar yazarak çok bilmişlik yapmayın bakın ayetne diyor 'Şüphesiz her beden ölümlüdür' ölünce gerçeği anlarsınız.
--spoiler--
bakara sûresi(63) hani, (tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, tûr dağını da tepenize dikmiş ve "sakınasınız diye, size verdiğimiz kitab'ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)" demiştik.
bakara sûresi(73)"sığırın bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (denileni yaptılar ve ölü dirildi.) işte, allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.
bakara sûresi(164) şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.
bakara sûresi(219) sana içkiyi ve kumarı sorarlar. de ki: "onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahiri) yararlar vardır. ama günahları yararlarından büyüktür." yine sana allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. de ki: "ihtiyaçtan arta kalanı." allah size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.
bakara sûresi(220) dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor...
bakara sûresi(221) ... o, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.
bakara sûresi(242) düşünesiniz diye allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.
bakara sûresi(266) herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? allah düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.
âl-i imrân sûresi(7) .... ilimde derinleşmiş olanlar, "ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır" derler. (bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
âl-i imrân sûresi(65) ey kitap ehli! ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. oysa tevrat da, incil de ondan sonra indirilmiştir. siz hiç düşünmüyor musunuz?
âl-i imrân sûresi(118) ey iman edenler! sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. hep sıkıntıya düşmenizi isterler. onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.
âl-i imrân sûresi(191) onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken allah'ı anarlar. göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler."rabbimiz! bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. bizi ateş azabından koru" derler.
nisâ sûresi(82) hâlâ kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? eğer o, allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.
en'âm sûresi(126) bu, rabbinin dosdoğru yoludur. şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.
en'âm sûresi(80) kavmi onunla tartışmaya girişti. dedi ki: "beni doğru yola iletmişken allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak rabbim'in bir şey dilemiş olması başka. rabbim'in ilmi her şeyi kuşatmıştır. hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?"
en'âm sûresi(50) de ki: "ben size, ‘allah'ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. ben gaybı da bilmem. size ‘ben bir meleğim’ de demiyorum. ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum." de ki: "görmeyenle gören bir olur mu? siz hiç düşünmez misiniz?"
a'râf sûresi(176) dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. fakat o dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. onun durumu köpeğin durumu gibidir: üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. işte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler. a'râf sûresi(169) derken, onların ardından yerlerine kitab'a (tevrat'a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan kitap'ta söz alınmamış mıydı? onun içindekileri okumamışlar mıydı? halbuki allah'a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. hiç düşünmüyor musunuz?
a'râf sûresi(57) o, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. işte ölüleri de öyle çıkaracağız. ola ki ibretle düşünürsünüz.
a'râf sûresi(184) onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle içiçe yaşamış olan) arkadaşlarında (peygamber'de) delilikten eser yoktur. o ancak apaçık bir uyarıcıdır.
a'râf sûresi(201) şüphe yok ki allah'a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler(derhal allah'ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.
yûnus sûresi(24) dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. işte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
yûnus sûresi(16) de ki: "eğer allah dileseydi, ben size onu okumazdım, allah da size onu bildirmezdi. ben sizin aranızda bundan (kur'an'ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. hiç düşünmüyor musunuz?"
yûnus sûresi(3) şüphesiz ki rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da arş'a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan allah'tır. o'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. işte o, rabbiniz allah'tır. o halde o'na kulluk edin. hâlâ düşünmüyor musunuz?
hûd sûresi(24) bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu?hâlâ düşünmez misiniz?
hûd sûresi(30) "ey kavmim! eğer ben onları kovarsam, beni allah'tan kim koruyabilir? hiç düşünmüyor musunuz?"
ra'd sûresi(3) o, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. o geceyi gündüze bürüyor. şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.
hicr sûresi(75) şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.
ibrâhim sûresi(52) bu kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.
nahl sûresi(11) allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır.
nahl sûresi(17) şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? artık siz düşünmez misiniz?
nahl sûresi(44) (o peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. insanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu kur'an'ı indirdik
nahl sûresi(69) "sonra meyvelerin hepsinden ye de rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. onda insanlar için şifa vardır. şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.
nahl sûresi(90) şüphesiz allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. o, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
isrâ sûresi(41) andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu kur'an'da değişik biçimlerde açıkladık. fakat bu onların ancak kaçışlarını artırıyor.
meryem sûresi(67) insan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?
hac sûresi(46) yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (dolaştılar, ama ibret almadılar). çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.
mü'minûn sûresi(68) onlar bu sözü (kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
mü'minûn sûresi(85) allah'ındır" diyecekler. "öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de.
nûr sûresi(1) bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
nûr sûresi(27) ey iman edenler! kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. bu davranış sizin için daha hayırlıdır. düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
nûr sûresi(61) .... işte allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.
furkân sûresi(50) andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
şu'arâ sûresi(28) mûsâ, "o, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de rabbidir. eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi.
neml sûresi(62) yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? allah ile birlikte başka ilah mı var!? ne kadar az düşünüyorsunuz!
kasas sûresi(46) yine biz (mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman tûr'un yan tarafında da değildin. fakat rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.
kasas sûresi(51) andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (kur'an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık.
ankebût sûresi(43) işte bu temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.
rûm sûresi(8) onlar, kendi nefisleri(nin yaratılış incelikleri) hakkında hiç düşünmediler mi? hem allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. şüphesiz insanların birçoğu rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar.
rum sûresi(21) kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
rûm sûresi(28) allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
secde sûresi(4) allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da arş'a kurulandır. sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?
sebe' sûresi(46) (ey muhammed!) de ki: "ben size ancak bir tek şeyi, allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum.arkadaşınız muhammed'de cinnetten eser yoktur. o şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."
fâtır sûresi(37) onlar cehennemde, "ey rabbimiz! bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim" diye bağrışırlar. (onlara şöyle denilir:) "sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? size uyarıcı da gelmişti. öyle ise tadın azabı. çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."
yâsîn sûresi(62) "andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. hiç düşünmüyor muydunuz?"
yâsîn sûresi(68) kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). hâlâ düşünmeyecekler mi?
sâffât sûresi(138) şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. hâlâ düşünmeyecek misiniz?
sâffât sûresi(155) hiç düşünmüyor musunuz?
sâd sûresi(29) bu kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.
zümer sûresi(42) allah (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
mü'min sûresi(13) o, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. ancak o'na yönelen, düşünüp ibret alır.
mü'min sûresi(58) kör ile gören, îman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. siz pek az düşünüyorsunuz.
mü'min sûresi(67) o, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. içinizden önceden ölenler de vardır. allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
duhân sûresi(58) (ey muhammed!) biz onu (kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
casiye sûresi(13) göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.
câsiye sûresi(23) nefsinin arzusunu ilah edinen, allah'ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? şimdi onu allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
ahkâf sûresi(7) âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, küfredenler kendilerine geldiğinde hak (kitap kur'an) için, düşünmeden "bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
muhammed sûresi(24) onlar kur'an'ı düşünmüyorlar mı? yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?
zâriyât sûresi(49) düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.
kamer sûresi(15) andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. var mı düşünüp öğüt alan?
kamer sûresi(17) andolsun biz, kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. var mı düşünüp öğüt alan?
kamer sûresi(22) andolsun biz, kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. var mı düşünüp öğüt alan?
kamer sûresi(32) andolsun, biz kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. var mı düşünüp öğüt alan?
kamer sûresi(40) andolsun, biz kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. var mı düşünüp öğüt alan?
kamer sûresi(51) andolsun, biz sizin gibileri hep helak ettik. fakat var mı düşünüp öğüt alan?
vâkı'a sûresi(62) andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. o halde düşünseniz ya!
hadîd sûresi(17) bilin ki allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.
haşr sûresi(21) eğer biz, bu kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. işte misaller! biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
hâkka sûresi(42) bir kâhinin sözü de değildir. ne de az düşünüyorsunuz!
--spoiler--
he yavrum he he denilesi ateist orgazmıdır... haşa mübarek peygamber o zaman google varmış da etrafında kimseye çaktırmadan hem okur yazar olduğunu saklamış, hem de tüm dinleri tarihi bilgileri araştırıp, öğrenip kendince bir din uydurmuştur. eğer sen buna inanıyorsan, asıl mucize budur. benim bildiğim ateistler ise mucizelere inanmazlar. dikkat et de dinde... şeyy.. pardon ateistlikten çıkma!