bugün

o kadar muhafazakar insanlar var ki, ayranı bile kapalı içiyorlar.
türk yorumuna göre muhafazakarlık; dini ve örfi adetlerini devam ettirmek, yabancı kültür akımlarını kendi dünya görüşüne göre kodlayarak bünyesine katmaktır.
(bkz: dindar)
Milleti muhafaza etmediği sürece bir boku muhafaza edemeyecek kişidir. Ulan adam Milletin malını satar muhafazakar olur. Adam Milletin oğlunu göz göre göre dağda karakollara tıkar pkklılar gelsin vursun diye muhafazakar olur, Milletin öğretmenini ücretli öğretmenliğe mahkum eder, Muhafazakar olur. Milletin işçisini çok uluslu sermayenin kölesi yapar muhafazakar olur. Milletin vergilerini uydurma ihalelerle taşeron firmalara yedirir muhafazakar olur.
eski uludağ sözlük versiyonunu kullanmak isteyen kimselerin vasfıdır.

ama bir türlü eski hale sokamamaktayız.
bazılarının sandığı gibi aklında ve bilincinde kilit olması değildir.
muhafazakar, kendini sakınan, istikameti arayan demektir.
ota boka ''müstehcen'' der. çünkü erişemez.

(bkz: muhafazakar ulaşamadığı şeye müstehcen der)
etimolojik çarpıklıkların bir diğer örneğidir.
algılarınız da muhafazakar deyince ne canlanıyor. dindarlar değil mi?
aranızda kimi aptallara göre ''dinciler'.
muhafazakarlık nefsi bir durumdur. tabi muhafazakar olup uçkuruna sahip çıkamayanla, bir muhafazakarın gayrı ahlaki tutumundan dolayı bok atma meraklısı sözüm ona ahlaklı sekülerlere (ki bunlar her boku yerler ve adına özgürlük, yaşam tercihi derler) sadece acıyorum.

bir muhafazakar erişemediğine neden müstehcen desin ki, neden erişemesin. o sizin ter kokan götünüz mü cazibedar? bu kadar mı değer biçiyorsunuz kendinize?
muhafazakar yapamadıklarına değil, yapılan sapkınlığın ''özgürlük'' addedilmesine müstehcenlik der. gerçek muhafazakar gerçek dindar ama.
sizin bahsettiğiniz gibi ''dinci'' olanlar değil.
aziz nesin'le dünya görüşlerimiz uymasa da, türkiye tespitlerine her zaman katıldığım tek adamdır.
türk insanı değil de, şu zamanın gençliğinin % 100'ü aptal. özellikle seküler olanları.
değerlerinin bilincinde, onları dış mihrakların tecavüzlerinden korumayı bir ödev edinmiş ve hayata dair görüşleri bu değerler etrafında dallanıp budaklanan insanlardır.

liberallerin veya devrimciler, muhafazakarları ''yeniliklere açık olmamakla, gericilikle, çağdışı olmakla'' suçlarlar. aslında bu itham, oldukça yanlış bir anlaşılmadan ileri geliyor kanımızca. çünkü bu iddiada bulunan mefhumlar açıkça ifade edilmiş değil. mesela birkaç laf etmek gerekirse;

a) minvalde bahsi geçen 'yenilik' kavramı, tam olarak neyi ifade ediyor? yenilik vardır, yenilik vardır. mesela bu toplumu bilerek ve isteyerek 'avrupaileşme' kılıfı altında açılıp saçılmaya teşvik, bir yeniliktir. buna muhafazakarların karşı çıkması zaten normaldir. ancak bu milletin değerlerine aykırı olmayıp, faydalı olan bir inovasyona neden muhafazarlar karşı çıksın? buradaki tespitten anladığımız, seküler kesimin muhafazakarlara karşı kullandığı argüman olan 'yeniliklere kapalı olma' argümanı, muhafazarların reddedeceği zaten bilinen bir yenilik hakkında söyleniyor olması halinde gerçektir. yani seküler kesimin getirdiği yenilik(yukarıda bahsi geçtiğinden söylüyorum) açılıp saçılmaksa şayet; bu 'yeniliklere kapalı olma' vaziyetininin müsebbibi muhafazakarlar kadar, bunu ithal eden seküler kesimindir de. çünkü onu reddeceğini biliyorsunuz ve ona rağmen getirip 'normal' olarak sunuyorsunuz. biz buna takiyyecilik deriz. anlamayan çok ilericiler için günümüz lisanında tekrar edelim: ikiyüzlülük, sahtekarlık.

b) bu 'yenilik' kavramını ortaya atanlar kimler? bana göre en mühim mevzu burası. zira konu burada başlıyor. bir toplumda meydana gelen bir değişik, önce o toplumun değerleriyle çarpışmak zorundadır. eğer değerlere aykırıysa, toplumun bir kesimi o değişikliğe karşı direnç gösterir. bu da toplumdan topluma göre değişir elbette. mesela türkiye'ye şeriat getirmek bir devrim midir? evet. onu yapanların siyasi görüşü, genel olarak kabul gören 'devrimci' portresine uygun mudur? yüzbinlerce defa hayır. aynı şekilde bu devrime karşı direnç gösterenler, o toplumun halinden hoşnut olan kimseler olacaktır. peki o zaman bu şeriata direnç gösteren insanlar, alışılagelmiş muhafazakar tasvirine uyuyor mu? hayır... kısacası; ilerici-gerici, yenilikçi-muhafazakar, şucu-bucu gibi tanımlamalar, toplumdan topluma ve olaydan olaya değişir, biri diğerine uymaz. siyaset bilimciler bu durumu anlamak için bir siyasi spektrum kullanırlar. en sağdakiler ve en soldakiler vesaire diye. arabistan'daki muhafazakarlar ile türkiye'deki muhafazakarlar açısından konu tetkik edilirse, arada dağlar kadar fark olduğu görülür. olayların bu denli değişken olduğu, yeniliklerin neye yol açacağının kestirilemediği günümüzde; muhafazakarları tekelden ''yenilik düşmanı'' olarak ilan edemezsiniz. özet olarak temel düstur bu.

öte yandan bir şey daha eklemek istiyorum. geçen gün thomas hobbes'un leviathan isimli yapıtı geçti elime. bakın, senelerdir siyasi doktrinlere ilgi duyan ve bu konuları araştıran bir insan olarak ifade ediyorum ki; muhafazakar kesimin temel değerleri asla değişmemiş thomas hobbes'tan bu yana. hatta thomas hobbes'un leviathan'ı ile, imam gazzali'nin yöneticilik babı hakkında yazdığı risaleler, neredeyse aynı. aynı şeylere vurgu yapılıyor. imam gazzali, ''bir hükümdar bizden dinden dönmemizi isterse..'' diye bir başlık atmışken thomas hobbes, ''bir kral bizden hristiyanlığı terk etmemizi isterse..'' diye bir başlık atıyor. sundukları çözüm önerisi ise aynı: ''en makulu itaat etmiş gibi gözüküp, itaat etmemektir. bu hem isyan değildir ve karışıklığa yok açmaz, hem de bu münker emre başkaldırılmış olunur.''

bunu neden ifade ettim? muhtemelen 1600'lerde de hobbes'a atar yapılıyordu, fikirleri eleştiriliyordu, yeni bir çağın başladığı ifade ediliyor, kendisinin fikirlerinin artık tutulmayacağı söyleniyordu. imam gazzali'ye de batıniler ''devir bizim devrimiz'' gibisinden şekil şekil konuşmuşlardı. aradan geçen yüzyıllar, gelen onlarca yenilik ve hala daha değişmemiş, temel hedeflere bağlı bir muhafazakarlık anlayışı.

boşuna uğraşmayın, biz mağlup edilemeziz.

not: şöyle de bir şey ekleyeyim: muhafazakarlık doktrini hep aynı hedeflere bağlıdır. ancak toplumun 'muhafaza ettiği şeyler' farklıysa, o toplumun muhafazakarları da, başka toplumlardan farklı düşünebilirler, bu gayet doğaldır.
gün boyu allah, kitap, muhammed, tayyip naraları atan ancak dışarıda gördüğü dekolteli kızları gözüyle yiyen hatta bisikletten düşme pahasına dönüp arkasına bakan bunun yanı sıra eşine de çok düşkün kuzenimdir.
kelime anlamı olarak bakmak gerekirse; koruyucu, koruyan, tutucu gibi anlamlara gelir. ülkemizde çok farklı bir manada kullanılır. genellikle dini bir kesim olarak kullanılmakta ve bir kesim insanların, müslümanlara karşı kullandıkları terimdir.
Muhafazakar sadece islami ile ilişkili değildir.muhafaza etmek yani bir kültürü devam ettirmektir
bazı yavşak gazetelerin hazırladığı bulmacalarda karşılığı yobaz olarak verilen terim.
(bkz: hürriyet)
(bkz: posta)
edmund burke'ün ifadesiyle, ''yüzyıllardır oluşturulan birikimle başarısı ispatlanan kurumların, kafasının yüzyıllar boyu bu kurumları onaylayan herkesten daha çok çalıştığını düşünen genç insanların aptallıklarından korunması gerektiği idrakine varmış topluluk''tur.

temel olarak muhafazakarlık, uzun zamandır var olan kurumların korunması gerektiğine inanır. çünkü bu kurumlar eğer başarılı olamasalardı, bu zamana kadar taşınamazdı diye düşünülür. 'kurum'dan kasıt da; soyut ve somut toplumun kullandığı her birimdir. din de bir kurumdur, sosyal sigortalar kurumu da...
bu dönemde kendine bu sıfatı yakıştıranların samimiyetini anlamak için yine döneme bakmak gerek. neyi/neleri kimler muhafaza ediyor. gördüğümüz yalnızca cüzdanlarındaki kağıt parçalarını muhafaza eden bir grup yalancı.

kendisine yakıştırdıkları muhafazakar kelimesinin kasada para saklamak ile alakası olmadığını anlatmak lazım. hem cahil hem arsız hem küstah.. muhafaza edebildikleri hiçbir iyi değer yok. hep kaybetmişiz.
yıllardır aynı profil fotoğrafını , bozulmadı sürece telefonu kullanan, sürekli aynı tarzda ve aynı renkleri giyen kimselerdir.
Olmasi gerekendir. Ne aksam giris saati 6-7 olacak ne de efem bar disco pub gezilecek. Oyle birsey iste olmasi gereken.
dini anlamda düşünmeyin. var olan şeyini korumaktan yana tavır sergileyen her insan muhafazakardır.
içinde piçin de kaşarın da en kralı, hasosu bulunabilir.

iyilik de kötülük de insanlar içindir. insan boktan oldu mu, muhafazakarlık de, özgürlükçülük de, her şey de dostlar alışverişte görsün niteliğinden başka bir şey değildir.
sağcı, dindar, bağnaz, gerici vs. şeklinde yanlış tanımlanan insandır. aslında muhafazakar demek kabul ettiği değerleri, geleneklerini koruyan ve bu alanlarda yeniliklere elinden geldiğince kapalı olan demektir. bizim ülkemizde dinini, gelenek ve göreneklerini, diğer toplumların gerisinde kalmış düşünce yapısını koruyan insanlara muhafazakar dendiği için, biz bu kelimeyi genelleştirmek gibi bir hata yaparız. oysa ki başka bir ülkede süre gelmiş olan komünist sistemi korumaya çalışan insan da o ülkenin muhafazakarıdır. zaten adı üstünde, kelime "muhafaza etmek" ten gelir. yani alışılagelmiş sistemi korumak üstünedir.
geleneksel sosyal etmenlerin muhafaza edilmesini destekleyen politik ve sosyal felsefedir. daha belirgin bir anlamda toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan sağ kanat siyasi ideolojidir.
sığ düşünceli olup olaylara at gözlüğü ile bakmak. Adım başında gidebileceğin bir camii var, televizyonlarda seni rahatsız etmeyecek programlar dışında bir şey yok, etrafındakiler günah işlemesin diye içki fiyatları tavan yaptı, istediğin yerde istediğin dalda çalışabiliyorsun ne de olsa artık devlet kurumlarında bile üst düzey yöneticiler senin kardeşlerinden, diğer insanların çok çalışarak girdiği, sonuçları yüzünden intihar edenlerin bile bulunduğu sınavlara şifreyle cevaplarla giriyorsun bu ortaya çıktığında bile suçlanamıyorsun, senin gibi düşünmeyen kişileri fikirlerini beğenmediğin için hapse attırabiliyorsun, devletin her makamında senin gibiler ve "abiler"in var, lider dediğin cemaat önderi gayet rahat bir şekilde kafir dediğin kişilerin arasında yaşıyor, her yıl diyanete hayvan gibi para akıtıyorsun, sermayeyi elinde tutuyorsun, adeta ikinci bir peygamber olarak gördüğün bir başbakan tarafından yönetiliyorsun ama yine de ne hikmetse mağdur olabiliyorsan sen gerizekalının önde gidenisin sikik muhafazakar!
hayvanların bile sevişmesine karşıdırlar.
http://t2.gstatic.com/ima...oETJc-B13s_ye80GUzOw7C-UE
on birinci nesil çaylaktır. sözlükte muhafazakar kesim azdı sende gel tam olsun.
fakirlerin beynini mahvedip kendine köle ederek geleceklerini muhafaza etmektedirler. ama bu ülkede ona göre kötü olan dinsizlerdir.