bugün

ing. fare
bugün bozulunca degerini anladığım teknoloji harrikası alet bozulmadan önce fare sesi cıkarıyodu birara.
yokluğuyla klavyedeki kısayollara çabuk alışmanızı sağlayan geç bulup çabuk kaybettiğimiz yüreğimizde yaşattığımız her bilgisayara lazım nesne.
bazen ilerlememekte direnirler. aslında kendileri ilerler de imlece "birader gel yukarı çıkıyoruz" demez. puşt aslında her şeyin farkında olur ama sırf ibnelik olsun diye yapar. bu durumda klasik kullanıcı tepkisi "mouse"u bulunduğu yerden 2 ila 4 santim kaldırarak hızla olduğu yere koymaktır. başka bir deyişler vurmaktır. bu aynı bir annenin çocuğu yaramazlık yaptınığında kıçına hafifçe vurması gibidir. asla zarar görmesi istenmez ama "bak kardeşim, git dedim mi, imleç midir ne boktur onu da alıp gideceksin" mesajını vermektir. bu ultimatomu alan "mouse" derhal işinin başına döner alır imleç kankasını hayatına devam eder. gel gelelim; çok sevdiğimiz, normalde gözümüz gibi baktığımız mouse bu kısa süreli ibneliği yaptığında, yaptığı latife olarak algılanmalı, lisede sıraya yaslanmış dururken pandik atan arkadaş gibi düşünülmelidir. nasıl arkadaşı alıp duvardan duvara vurmayıp sadece "senin mına korum" diye ufak bir tepki gösteriyorsak, "mouse"a da benzer bir tepki gösterilmeli ya da "blöfünü gördüm" diye kendisine bu "bozulma numarası"nın yenilmediği açıklanmalıdır.

hadi her şeyi geçtim, o "mouse" alınıp fatura ele geçtiğinde bir nevi evlilik sözleşmesi yapılmış olmuyor mu? o "mouse"a "iyi günde, kötü günde" diye söz verilmiyor mu? her şey tıkır tıkır işlerken o "muhteşem" mouse, en ufak bir hatasında neden bu hareketlere maruz kalıyor?

işte bu sorular "mouse"a yapılan o vahşi ve cani "masaya vurma" hareketinden önce düşünülmeli ve ona göre yapılacak harekete karar verilmeli. ayrıca son olarak; güzel kardeşim sen öyle pat pat vurursan o "mouse" daha çabuk bozulmaz mı?
http://www.komikler.com/komikresim/resimler/:4819/ *
bilgisayar kullanımını en basit hale getiren , oradan oraya , oradan oraya sürüklenen giriş birimidir.
bilgisayar kilitlendiğinde ya da bir web sayfası açılmadığında refleks olarak şiddete maruz kalan, masaya kısa aralıklarla defalarca vurulan edevat.
bilgisayarların en mazlum girdi cihazı. zira herhangi bir olumsuzlukta tepeine tepesine vururuz. ayrıca ucuz olmalarından dolayı duvara fırlatılması da mümkündür.
gittiğiniz her yere cebinizde götürdüğünüz, yokluğunu düşünmek dahi istemediğiniz teknoloji harikası.
yoklugunda denetim masasi na girip erisebilirlik seceneklerinde fare tuslari ozelligini acarsaniz [ozellikle pc lerde daha rahat oluyor cunku numpad ayri bir yerde] numpad ile mouse u en azindan lazim oldugu yerlerde kullanma imkaniniz olabiliyor.

en yakin yardimcisi icinse (bkz: alt tab)
(bkz: maus)
(bkz: deadmau5) *
(bkz: mause)
(bkz: yuhh)
dünyadaki ilk mouse, 1963 yılında douglas c. engelbart tarafından tasarlanmıştır ve sadece tek bir doğrusal yönde hareket edebimekteydi.
sol tuşu bir yazının üzerinde 3 kere arka arkaya tıklayınca bütün satırı seçiyormuş. bir yaşıma daha girdim.
1964'te ilk prototipi bill english* tarafından yapılmış olup adını turtle koymak istemişler ancak çalıştırıp ekrandaki hızına bakınca bu ad kabul görmüş.

(bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/SRI_International)
bilgisayar kullanımını kolaylaştıran araç.
bilgisayarın vazgeçilmez donanımlarından biri.
şu anda *sağ elinle tuttuğun bilgisayar kullangacı.
kısa bir zaman dilimi içinde birden çok mouse'ye dokunulması salgın mevsimlerinde risk taşır, eller iyice yıkanmalı dikkat edilmelidir.
(bkz: modest mouse)
Uludağ sözlükteki online olanların elinde olan şey.
bilgisayar derslerinde düzgün durmayan öğrenciye tehdit unsuru olan imge.
(bkz: kablosuz mouse kullanmanın zararları)
gecenin bir yarısı bozulduğu taktirde hayattan soğutur, touchpad mıdır nedir ona muhtaç eder insanı. tabi eğer laptop kullanıyorsa.
(bkz: kabir azabı)
Bir tür mikrop taşıyıcı. *
güncel Önemli Başlıklar