bugün

türkiye'de sayıları fazla olan kişilerdir.kendi istediği yönde bir iş bulması için kararlı ve biraz da sabırlı olması gereken kişidir.

nihayetinde yapmak istediği tarzda bir işi zamanla bulacaktır.
önü açık olmayan bir bölüm okumuş,kendini geliştirmemiş ve kişi kendine hedef koymadığı için de mezun olunca sudan çıkmış balık gibi kalmış olabilir.
üniversitelilerin alayıdır.

(bkz: beni tanıdılar iş vericekler galiba sen git)
(bkz: ne iş olsa yaparım)
iş değil dünya kaynaklarındaki hakkımı istiyorum demesi halinde ne olacağı öngörülemeyen öğrencidir.
dil edebiyat mezunu olması muhtemel öğrencidir. lök gibi kalır da ortada ne yapacağından haberi olmaz.
(bkz: ne iş yapacağını bilemeyen öğrenciye tavsiyeler)
kesinlikle uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisidir.
mezun olduktan sonra diplomasında yazacak olan uluslararası ilişkiler uzmanı ibaresi ise tam bir muammadır. *
sosyolog olması büyük bi ihtimaldir ya da matematikçi. matematik öğretmenin ne iş yaptığı bellidir de, fen-edebiyat bölümü mezunu matematikçi naapar? ya da sosyal hizmet uzmanının naptığı bellidir de sosyolog nerde nasıl çalışır işte.. bütün mesele bu.
her yere üniversite açıp da 22 - 23 yaşına gelmiş fakat elinden bir iş gelmemiş bir nesli yetiştirme amacında olan sistemin ürünüdür. maksat sadece hayal kırıklığını ertelemektir. bu çocuk 17 - 18'inde öss'yi kazanamadan ortada kalacakken açılan bölümlerle 4 yıl kadar daha baba parası yemiş ve sonunda daha olgun bir yaşta ortada kalmıştır. son kontenjan artırmalarla çığ gibi büyüyecek kitledir. ama olsun türkiye nüfusunun bilmem ne kadarı üniversite mezunu ya...
ülkemizde ne yazık ki çok sayıda olan öğrencilerdir.

bu sınıflamanın dışında kalan bir kaç öğrenci: tütün eksperliği öğrencisi ( tütün eksperi olur ), inşaat mühendisliği öğrencisi ( inşaat mühendisi olur ), diş hekimliği öğrencisi ( diş hekimi olur ), eczacılık fakültesi öğrencisi ( bunu da siz tahmin edin, heyecan olsun ).
(bkz: iş işte öğrenilir)
genellikle üniversite hayatı verimsiz geçen öğrencidir. gerçi burası türkiye dimi unuttum lan, verimli geçirenide aynı bokun laciverti.
eğitim sisteminin dişli çarkları arasında, okurken beyinsel fonksiyonlarında ne yazık ki kayıplar olmuş, kriz ülkesinin üzerine çöreklenmiş olan öğerncidir. belirsizlikler içindedir, ya nasip denir, diploma ele alınınca...
kesinlikle işletme mezunu öğrencidir.

abi ben taksicilik yapan adam gördüm, işletme mezunu. ne yaparız biz mezun olunca diye sorarlar adama. ama burası türkiye ya, bi' şeyler yapacağız artık...
türk dili ve edebiyatı okuduktan sonra diplomanda "türkolog" yazar. hımm.. peki!
yaşlı teyze sorar:
+ "sen mezun olunca ne olacaksın?"
- "türkolog" teyzecim!
+ iyi bir şey olsa gerek içinde türk mürk geçiyor...

baba der: "okul bu sene bitiyor haydi hayırlısı..."
yok baba daha tezsiz yüksek lisans var, formasyon almam lazım. yoksa ne iş yaparım ben?
adam söylenmekte haklı tabi bu üniversite dört yılda bir meslek sahibi yapamıyorsa ben öyle sistemin ta...
muhtemelen mezun olduğu bölümle, uzaktan yakından bir alakası olmayan bir işte çalışacağı gerçeğine biran evvel alışması gereken öğrencidir.
(bkz: felsefe öğrencisi olmak)
bu öğrenci belki de iletişim fakültesini bitirdikten sonra işsizlik sendromuyla saçma sapan bi call center da çalışmış olmasına rağmen, 'mesleğiniz ne' sorusuna mantıklı bi cevap veremeyen öğrencidir.
aile zoruyla içinde bulunduğu bölüme itilmiş zavallıdır.*
genelde bölümün ne sorusundan sonra ee seçtin kazandın da bitince ne iş yapıcaksın derler. öğrencide bunu bilmediğinden tercih yaparken okuduğu yerlerdeki ya da hep söylenen ezbere bildiği cümleleri sıralar. sonuçta 4 senesi okul bitince napıcam diye düşünmekle geçer.
endüstri mühendisliği öğrencisidir.
bir endüstri mühendisini kilitlemek istiyorsanız "sen şimdi mezun olunca ne iş yapacaksın" diye sorun,
o, verimlilikti bilmemneydi diye açıklamak için çırpınırken, alın patlamış mısırınızı kolanızı geçin karşısına izleyin, o derece.
(bkz: kendinden bilmek)*