bugün

kanıtlanamayacak ilişkidir, ayrıca kendilerini ilgilendirir. *

(bkz: içeri girdiğimde zall ve bluevelve aman tanrım)

edit: bırakıp kaçmış beyler
Farkında olmadan bazı şeylerin açığını belli eden olaydır.
(bkz: yazık la kimin çocuğuysa)
(bkz: baba oğul ilişkisinden türemiş tespit)
(bkz: mevlana seni görse gelme derdi)
Babasi ile arasindaki iliskiye dayanak arayan yazar atmigi...
mevlana'nın aylarca, yıllarca dergahta kadınsız duramayacağının tam kanıtı. dön, dön nereye kadar?
kendilerine ateist diyen bir takım dinsiz imansız serefsizin son moda sıçmığı. ulan allah senin belanı versin aşşağılık insan. onlar ki aşkın şarabından avuç avuç içmişler.ve gerçek olana ulaşmak için ölmek gerekir çünkü ölmek dünya hayatından tamamen soyutlanmaktır diğer anlamda, işte o senin iftira attığın mübarek insanlar allah a ulaşabilmek içinde kapanırlardı odaya.ama sizin gibi cahil götverenler aklınsıra marjinal olacağını, hatta ortamlarda hayyam ın iki rubaisinin ardından bu tür ciddi konuları açarak kız düşürmeyi ilke edinen siklerini sokacaklarını düşündükleri bir delik hasretiyle yanarken, o siklerini çevirip kendi götlerine sokmalarindan mütevellit büyük insanlara iftirayida eklediler serefsizlik kitaplarına.ama unutulmasın ki bu halkın değerlerine küfreden vatansızlar ne ise, sizinde gözümüzde değeriniz evla değildir.
olmayan ilişkidir. bu 2 zat da çok büyük allah aşıklarıdır. birbirlerini bu kadar sevmeleri de, taptıkları yüce'ye aşık olmalarındandır. sevgi, aşk deyince akla hemen, gay veya cinsellik gelmesi, beynin sığ olmasından kaynaklanır. o'nlar derin deryaya dalmış, bizim konuştuğumuz tek şey boyut. mevlana'yı anlayacak tek kişiydi şems-i tebrizi. o yüzden hep o'nunla sohbet etmek isterdi. şems şam'a gittiği zaman mevlana'ya;

--spoiler--
aşk ehli isen sitemin cahili olma. özledim diyorsun mektubundan. sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin. anla mevlâna. bu ayrılık bir dersti anlayana. bu gam sebepti ağlamana. nâdan olma gelir bir aşiyan göz yaşını kurulamaya. ağlama mevlâna’m.

karşılıksız sevgiyi yaşamak gerekiyormuş. birini sevmenin, delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini yaşamanın hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum. meğer hayatta ne çok şey kaçırmışım… ya ben erken geldim, ya sen çok geç kaldın vuslata…

benden çılgın bir gülüş bekleme. acılarımla mutluyum. mutluluk çatık kaşlıdır ve ciddidir. ikimizde fırtınaya yakalanmışız aşk nereye savurur, bilinmez. ayrılığımız kâh asırlar kadar uzun, kâh rüya kadar kısa. asrı, vuslata çevirmek senin yazacağın bir kelimeye bağlı.

bana öyle bir kelime yaz ki dayanamayıp, şam’dan uçup kanatlanayım konya’ya. beni perişan et, pervane et, bir kelime yaz… öyle bir kelime ki lügatlerde geçmemiş olsun. öyle bir kelime ki daha önce kimse kimseye söylememiş olsun. öyle bir kelime ki cehennemi söndürsün… yaz ki gelsin ayağına kapanan turabın olsun şems.

--spoiler--

mevlana'nın şems'e cevabı tek kelime;

"hamuş"...

bu derinlikte boğulmak yerine, "gay" sıfatı takanlara yazıklar olsun.
hiç can dostu olmamış ergen iftirası.
Vardır ya da yoktur orasını allah bilir sadece.

Anlamadığım nokta, gay olmanın asagilayici bir sıfat olarak kullanılması. Tarihe baktiginizda göreceksiniz, neredeyse tüm padisahlar biseksüel. Haremlerinde kadın kadar oğlan da bulunuyor. Adamlar kaç yüzyıl evvel aşmis bu olayı, günümüzde , sözde medeni dünyada gay olmak hakaret olarak kullanılıyor.

4. Murad şair nefi'yi önce bogdurdu, ardından ölüsünü astirdi ve son olarak kafasını kestirdi. Sebebi kıskançlık idi.
(bkz: girilen entrynin yazarların aynası olması)
aklını fikini peynir bulamayıp salt ekmekle yiyen; ama o kadar minik zekaya sahip olduğundan aç kalan kişi söylemidir. (eksile dostum; zoruna gittiyse eksile...)

allah ıslah etsin duasından başka söylenecek birşeyde yok aslında... Ama fikrimce inanmak ya da inanmamak/ savunmak ya da savunmamak kendi özgür iradenizken yadırgamak ve suçlamak konusunda nötr olun.

ikiside allah dostu ve ikiside hak yolunda yürümüs ve hak yolu için çabalamışlardır. Bu tür kötü ithamlar onları karalamaz, düşünenlerini akibetini karalar. Yapmayın...
hadi şems i anlayanlar varmış da mevlana dindar olduğu için ihtimal vermemişler. yani ellerinde ki tek kriter dindar olması. hatırlatayım 2 ay sonra takvimler 2013 ü gösterecek.
iki erkeğin bir arada olmasından dahi orgazm olmaya meyilli abazanların uydurduğu saçma sapan iddia.
döndüre, döndüre sabahlara kadar artık allah ne verdiyse yaşanan aşk'tır.

odaya kapanıp allaha yakın oluyorlarmış, yok artık daha neler.

kapat lan kendini o zaman odaya bakalım nereye yakın olacaksın.
mevlana ve şems'in hayatını, maneviyatını zerre kadar okumamış insanların içi boş tezleri...
malın en önde gideninin düşüncesidir. Sığ beynin ürünüdür. Kendi benliğindeki aşağılık arzuların başkasında da olma isteğidir.
neden kondurulamaz böyle bir şey anlaşılmış değildir.

o dönemde aristokraside modadır eşcinsellik. osmanlı sarayında da yaygındır oğlancılık.
Var mi yok mu orasi muamma, hadi onu gectim velevki gayler bundan sana ne, eline ne gececek, bu mevlananin degerinden bir sey goutrecek mi, adamlarin fikirleri mi onemli tercihleri mi dedirten baslik.
(bkz: allah ıslah etsin e mi)
iddiacılarına "çarşafı da sen mi serdin?" diye sorulası düşük ihtimalli ve acımasızca bir iddia.
başlığı açanın kafasını merak ettirendir.
lan bu adam babasıyla ya da kardeşiyle aynı odada yatamaz. tavsiye asansöre yalnız binilmemeli bu adamla. bilinçaltı düzeyinde değerlendirmek lazım.
KiŞi KENDiNDEN BiLiR iŞi CÜMLESiNi HAK EDEN YAZAR ENTRYSi.
gayet olabilecek bir iddiadır, dahası güçlü bir iddiadır.

zaten mevlana'nın başta oğlu alaaddin çelebi olmak üzere tüm çevresi şems'e şüpheyle yaklaşmaktaydı. alaaddin çelebi'nin şems'i öldürttüğü de bilinen bir gerçektir.

en önemlisi de aralarındaki gay ilişki, her ikisinin de bir birine olan sevgi ve saygısını derinleştirmiş, inandıkları allah'a olan sevgilerini ve aşklarını delicesine perçinlemiştir. sonuçta ortaya insanlık tarihinin en hoşgörülü ve birleştirici felsefesi çıkmıştır.

ha evet gay değillerdi, yok yok gaydiler. siz hala boş boş tartışadurun!
mevlana ve şems'in hayatını, maneviyatını, ideallerini bilmeyen insanların işkembe-i kübra vaziyeti alması durumu...
Aynaya bakan kendisini görür:
Mesnevi de anlatılır: adamın biri yolda bir ayna bulur. Çirkindir, aynaya bakınca kendini görür ve çok çirkin olduğunu anlar. Sonunda aynayı tekrar yere atar ve şöyle der: “Boşuna değil, sahibin seni atmış, terketmiş.”