bugün

milletlerarası bir menfaat şebekesidir. her türlü yıkıcı eylemleriyle kendi üyelerine ikbal kapılarını sonuna kadar açarken, gerçek türk insanlarının arzuladıkları mevkilere gelmesini her zaman ve her devirde engellerler. bu nedenledir ki mason localarının varlığına son vermek ülke insanlarımızın asli görevi olmalıdır.
herkesin çok konuştuğu ama kimsenin bi sikim bilmediği grup. deminden beri ntv'de tartışılıyor tartışanlar da bir sikim bilmiyor. bana sorarsan bende bi şey bilmiyorum ama müslümana düşman yahudi ye dost olduğuna eminim.
dünyanın düzenini değiştirmek isteyen, sermayeyi ve sermayenin hakim olduğu iş gücünü elinde tutmak isteyen, güzel ve iyi olanı öğütlemek yerine türlü türlü ketum anlayışla insanları bir birine kırdıran dünyanın en zararlı örgütüdür. örgüt 15. dereceden sonra alenen yahudilik propagandası yapmaktadır (yahudi kardeşlerimi tenzih ederim).

üstad : kime karşı korunmalıyız?
1. nazır : kardeşlerimizden ve düşmanlarımızdan.
büyük üstad : kardeşlerimizden neden sakınmalıyız?
1. nazir : israiloğulları esirdir. onlarin kurtulmaları amacını takip edeceğiz. yeni kardeslerimiz bizim bu projemizi anlamayacaklar ve tatbikini engelleyeceklerdir.
büyük üstad : kardeşlerim nizam vaziyeti alalım, yahudi diyarının kurtaracısını selamlayalım.
türkiye şubesinin başkanı için:
(bkz: fethullah gülen)

zamanın ötesinden gelen edit: bu girim 2010 yılında 3 artı ve 9 eksi oy almış şimdi eksi oy veren 9 kişiye sorsan fetö'nün en büyük düşmanı onlardırlar. işte bu ülkede bazı insanlar böyle dönek ve şerefsizdirler. unutulmasın bu kaypak millet.
Masonluğun kökenlerini, Masonluk tarihinden elde ettiğimiz belgelerden çıkarıyoruz. Bu belgeler Pitagora kadar dayandırılıyor. Pitagorun Kroton Okulu dağıldıktan sonra, öğrencileri Orta Doğu ve Avrupada, bilhassa Romada çok sayıda Pitagor okulları kurdular. Kollegia adı verilen ve içinden Yeni-Pitagorculuğun çıktığı bu okullar yetiştirdikleri sanat üstadı mimarlar sayesinde Romada saraylar, mabetler, binalar inşa ederek sanat harikaları yaratmışlar ve bilhassa Sezar ve Romanın ilk imparatorlarının koruyuculuğu altında gelişerek, gerek okul, gerekse üye sayısı itibarı ile kısa sürede gelişmişlerdir. 476 yılında, Roma imparatorluğunun yıkılışından sonra ortaya çıkan kaos içinde Kollegia üyesi inşaatçılar yaşamlarını sürdürebilmek için tüm Avrupa'ya dağıldılar ve çeşitli ülkelerin şantiyelerinde iş bulabildiler. Mimari bilgileri ve Pitagorun ezoterik görüşlerinden öğrendikleri Allaha iman, ahlaklı olma, karşısındakine sevgi ve saygı ile yaklaşma gibi özellikleriyle, Orta Çağda bugün herkesin hayranlıkla seyrettiği Gotik sanatın kiliselerini, saraylarını, şatolarını inşa ettiler. Halk bu kişilere inşaatçı anlamına gelen Mason adını vermiştir.
Masonları göç ettikleri ülkelerde örgütlenmeye iki faktör zorlamıştır. Birincisi; Masonlar çalıştıkları şantiyelerin değişmesine bağlı olarak sık sık yer değiştirmek zorundaydılar. Bu nedenle birbirlerini tanımak için özel işaretler gerekli olmuş ve bunlar nesilden nesile taşınmıştır. ikincisi; şantiyelerde çalışanların tümü Mason değildi. Bu nedenle, diğer işçiler arasında örgütlenebilmek için şantiyelerde gruplar oluşturmak zorunda kalmışlardır. Başka bir deyişle Masonları şartlar zorlamamış olsa bir kuruluş haline gelemeyeceklerdi. Kısaca, Roma imparatorluğunun yıkılışından sonra çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalan sanatkarlar, gittikleri yörelerde bir araya gelmeye çalışmışlar ve 11. ve 12. Yüzyıllardan itibaren el emekçilerinin bir araya toplandığı Kardeşlikler adı altında özgür topluluklar kurmuşlardır. Bunlar zamanla gereksinmeler sonucu birbirlerini koruyan ve yardım eden Kardeşlik toplulukları durumuna geldiler ve birbirlerine kenetlenmenin gücünü arttırıcı kurallar geliştirerek gerçek profesyonel gruplar oluşturmayı başarabildiler.
Free-Mason (Hür-Mason) sözcüğüyle ilk defa 1376 yılında, sanatkâr, kaliteli (yetenekli) inşaatçı anlamında karşılaşılıyor. Ham taşı yontma becerisi olan anlamı doğru gibi görülüyor. Bunun yanında operatif (el sanatkârı) masonlar krallardan aldıkları yetkiyle tüm Avrupa da pasaportsuz dolaşabilirlerdi. Sahip oldukları bu özgürlük anlamı da teknik anlam üzerine eklenmiş bulunuyor. Bunların yanında Masonlar bir sanat eserinin inşasını kabul ederken, inşaatın yeri ve biçimine kendi özgür iradeleriyle karar vermeyi şart koşarlardı.
Mason örgütünün varlığını ilk defa 1350 yılında Kral III. Edwarda atfedilen bir genelgeden öğreniyoruz. Masonların hep birlikte en önemli davranışları, altını çizerek söyleyebileceğimiz Allaha olan imanlarıydı. Ayrıca, bulundukları ülkenin Krallarına ve Bölgesel yöneticilere de hep sadık kalmışlardır. Diğer masonlara kardeş gibi davranmışlar ve ahlak kurallarına uymaya büyük özen göstermişlerdir.
Profesyonel Operatif Masonluğun yüzyılların getirdiği deneyimler sonucu oluşturduğu dayanışma, ahlaklı olma ve ağırbaşlı davranma kuralları 18. Yüzyılda Spekülatif Masonluk kurulurken çok uygun görülmüş ve bu kurallar operatiflerin eski yazılı belgelerinden ayıklanarak Masonluğun düzenini oluşturmak için hazırlanan Anayasada Eski Yükümlülükler ve Landmarklar halinde kodlanmıştır. Yani düşünsel Masonluğun yönetimsel gelenek ve düzeni büyük ölçüde operatif masonluktan aktarılmıştır.
Ancak günümüz Spekülatif (düşünsel) Masonluğunun kuruluşundaki en önemli faktör, Hür ve Kabul edilmiş adı altında, özgür düşünceli ve doğru davranan ahlaklı kişilerin Operatif Mason localarına kabul edilmesidir. Sözcüğün kökeni, sanatkar olmayan kişinin Operatif Masonluğa kabulü anlamınadır ve başlangıç tarihi saptanamasa da, çok eski tarihlerden beri Operatif Mason localarına sanatkar olmayanların kabul edildiği biliniyor. Örneğin 1459 da Ratisbonne bildirgesi adıyla yayınlanmış genelgede; Masonluğa saygı ve sevgi duyan ve kutsal hizmete katılmayı arzu eden sanatkar olmayan kişileri, aralarına kabul edeceklerinden, fakat bu kişilerin operatif çalışmalara katılamayacaklarından bahsediliyor.
Kabul edilmenin başlangıcı iskoçyaya ve Kral V. Jamese (1513-1542) dayanıyor. Marie Stuartın babası olan bu Kral, iskoç ve italyanlardan oluşan bir Loca kurmuştu. 5. Jamesin torunu, VI. James 1603 de I. James ünvanıyla ingiltere Kralı oldu. Kral ingilterede mimari gelişime çok önem vermiş ünlü ve kültürlü kişilerle iletişim kurma gereğini duymuştur. ingilteredeki Devrimden sonra ise Masonlar çeşitli yörelere dağılmışlar ve buna bağlı olarak Localardaki spekülatif sayısı hızla artmaya başlamıştır.
Kısaca Kabul Edilmişlik Spekülatif Masonluğun kökenidir ve 1717 yılında ilk Spekülatif Loca olan Londra Büyük Locasının kurulmasındaki en önemli faktör, ingilterede önceden kurulmuş olan düşünsel topluluk üyelerinin mason localarına girerek, buralarda etkinlik kazanmalarıdır. ingilteredeki bazı mason localarının 17. Yüzyılda meslekten olmayanları onur üyesi biçiminde kabul ettiği 1619 yılında London Masons Company (Londra Mason Birliği) nin Kabul Edilmişler için hazırladığı genelgede de açıkça görülüyor. Genelgeye göre, giriş ücretinin iki katını ödeyen spekülatifler localara adaylık için başvurabileceklerdi. ilk kabul edilen masonlardan Elhias Ashmole ve Dr. Robert Moray aynı zamanda British Royal Society (Britanya Kraliyet Akademisi) üyesiydiler. Bu dernek günümüzdeki TÜBiTAK gibi, devletin desteklediği ve koruyuculuğu altına aldığı bilimsel ve düşünsel bir kuruluştur.
Spekülatif masonluk, Batı ülkelerinde Rönesans ve Reformdan sonra oluşan aydınlanma çağının, toplumda özümlenmesiyle, orta çağın dini baskısına karşı, akıl çağının nasıl yönlendirileceğini düşünenlerin toplumda giderek artmasının bir sonucudur. Örneğin; 1645 yılında yayımlanan Baconun Mutlular Adası kitabında, bugün kurmayı amaçladığımız insanlık mabedi anlatılır. Bu fikrin Baconla ortaya çıkmadığını, çok daha öncesinden, aydınlanma görüşünü savunanların zamanla, içinde Dekart ve Baconında bulunduğu Görünmeyen Kolej topluluğunu oluşturduklarını ve bunların bir bölümünün 1666 da ingiltere de, Kralın maddi ve manevi desteklediği, Royal Societyyi (Kraliyet Akademisi) kurdukları kesindir. Akademi üyelerinin büyük bölümü aşağıda söylediğim gibi, aynı zamanda Mason Localarına da üye idiler.
Neden? Çünkü Masonik gelenek ve görenekler bir taraftan bilgi ve düşünceye saygıyı gerektiriyordu, öte yandan Masonik bir ilke olan Tesviye insanlık Mabedine etkin hizmetleri kolaylaştırıyordu. Locaları oluşturan, çok değişik yerlerden gelmiş çeşitli mevkideki kardeşlerle , tolerans ve söz özgürlüğü içinde konuşma, tartışma ve bu kişilerin çevresindekilere edindiği pozitif görüşleri anlatma ve uygulama olanağı doğuyordu. Soylular, yüksek düzey devlet adamları, din adamlarıyla, başka hiç bir kuruluşta beraber ve tesviyede eşit olma ayrıcalığı bulunamazdı. Ayrıca masonların bilgin kişilere olan saygısı ve geleneklerden gelen alçak gönüllülükleri, Kraliyet Akademisi üyelerinin Loca yönetimlerine geçirilmelerini sağlamış ve sonunda, kardeşlerin insanlık Mabedi inşası yolunda daha etkin, daha düzenli ve uyum içinde çalışma arzusu 1717 yılında ilk spekülatif Büyük Loca olan Londra Büyük Locasının kurulmasını sağlamıştır.

1717 de kurulan spekülatif (düşünsel) Masonluk devrin aydınlanma görüşünün topluma yansıtılmasını amaç edinmişti. Bu durumda yapılacak ilk uygulamanın ise, birlikteliği güçlendirmek için operatiflerin geleneklerinden yararlanma, eski yükümlülükleri bir araya getirerek bir anayasa hazırlamaktı. Çünkü orta çağdan beri kurulmuş tüm örgütlenmeler yıkıldığı, dağıldığı halde, operatif masonluk; koyduğu yönetimsel kurallar, Allaha inanç ve bağlılık, gerekli erdemleri özümleterek oluşturduğu ağırbaşlı ve vakarlı kişilikli üyeleriyle varlığını sürdürebilmişti. Bu nedenle Oxford da Felsefe ve Deneysel Bilimler Profesörü olan Désagulier ve papaz olan Anderson operatiflerin eski yükümlülüklerini toplayıp, düzenleyerek oluşturdukları Anayasa ile düşünsel bir kardeşlik topluluğu kurabilmişlerdir. Bu kişiler önce ingiliz toplumuna, daha sonra da tüm dünyaya o zamana kadar görülmemiş bir felsefi prensip sunmuşlardır. Bu kişiler, devrin temel mistik metinlerine saygı göstererek çevrelerini etkilemişler, soyluları, burjuvaları, din adamlarını, bilim adamlarını, filozofları bir araya getirebilmeyi başarmışlardır. Hazırladıkları Anayasa kurallarıyla çeşitli güçleri tesviyede birleştirerek, örgüt içinde yerli yerlerine yerleştirebilmişlerdir.
Ancak, çok çeşitli eğitim ve yörelerden gelenlerin oluşturduğu kuruluşun amacı doğrultusunda ilerleyebilmesi için, bu girişimlerin yeterli olamayacağı açıktı.
Çünkü Masonluğun; amacı doğrultusunda üyelerine kulluktan çıkıp, asıl kimliği olan birey sıfatını kazandırmayı, yani insanı insan yapan ahlak ve erdem öğretiminin yanında, gerek bireysel, gerekse toplumsal bazlarda özgürlük ilkesinin öğretimini de üstlenmesi gerekiyordu.
Çünkü; Masonluk en başta gelen kavram ve ilkesi olarak akıl ve bilime değişmez iki unsur olarak öncelik vermeli ve insanlığın yücelmesi için gerekli tüm erdemleri bu kapsamda vazgeçilmez kriterler kabul etmeliydi. Çünkü; Masonluğun doğrudan hedefi birey, dolaylı amacı toplum ve evrensel boyutta tüm insanlık olmalıydı. Ve Masonluk pratik olarak siyasetin dışında kalarak, fakat insan özgürlüğü ve onurunu hiçe sayan modellerin karşısında durarak, kişisel ahlak, toplumsal erdem ve evrensel kardeşlik sevgisi ilkelerine dayanan özgün bir karizmaya sahip olmalı ve bunu sürdürmeliydi. Ve; insanlığın mutluluğu için gereken fiziksel ve ruhsal olgular arasında sağlanacak uyumlu denge Masonluğun öğretisinin baş konusu olmalıydı.
Çünkü Masonun kendini toplumda kabul ettirebilmesi için ağırbaşlı ve vakarlı olması, liderlik vasfı kazanması, bunun için de tüm felsefe, bilim ve dinlerin içeriklerini çok iyi özümlemesi gerekliydi.
Çünkü Masonun insanlığın yücelmesi için yapacağı girişimlere gönülden inanması ve özverili bir biçimde, hiçbir şeyden yılmadan girişimlerde bulunması gerekiyordu.

http://www.mason.org.tr
Türkiye'de Ünlü Masonlar

33.Osmanlı Padişahı V.Murad,
Şehzade Kemalettin Efendi,
Şehzade Nurettin Efendi,
5.Murad’ın Başmabeyincisi Ahmet Seyid,
Sadrazam Koca Mustafa Reşit Paşa,
Sadrazam Âli Paşa,
Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa,
Sadrazam Ethem Paşa,
Sadrazam Tunuslu Hayrettin Paşa,
Sadrazam Mithat Paşa,
Sadrazam Ahmet Vefik Paşa,
Sadrazam ibrahim Hakkı Paşa,
Sadrazam Talat Paşa,
Maliye, Maarif ve Evkaf Nazırı M.Raşit Erer,
Bahriye Nazırı Cemal Paşa,
Maliye Nazırı Cavit Bey,
Maliye Nazırı Tevfik Bey,
Hariciye Nazırı Ahmet Nesimi Sayman,
Nafia Nazırı Ali Münif,
Postane Nazırı Kirkor Agaton,
Devlet Adamı ve Yazar Ethem Pertev Paşa,
Devlet Adamı ve Musikişinas Prens Mehmet Abdülhalim Paşa, Prens Aziz Hasan Paşa,
Devlet Adamı ve Şair Süleyman Asaf,
Şam Valisi ve Abdülhamid’in Damadı olan Damat Ahmet Nami Bey,
Ankara Valisi Reşit Paşa,
ittihat ve Terakki Fırkası Umumi Katibi Mithat Şükrü Bleda,
Maliye Müsteşarı Faik Süleyman,
Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi,
Büyük Millet Meclisi Reisi Kazım Özalp,
Başbakan Hasan Saka,
Başbakan Suat Hayri Ürgüplü,
Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen,
Başbakan Yardımcısı Akif iyidoğan,
Dışişleri Bakanı Bekir Sami Daça,
Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras,
Dışişleri Bakanı Selim Sarper,
içişleri Bakanı Mehmet Cemil Uybadın,
içişleri Bakanı Şükrü Kaya,
Adalet Bakanı Hasan Menemencioğlu,
Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar,
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati,
Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel,
Milli Savunma Bakanı Münir Birsel,
Milli Savunma Bakanı Hulusi Köymen,
Tarım Bakanı Reşat Muhlis Erkmen,
Çalışma Bakanı Mümtaz Tarhan,
Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe,
Ticaret Bakanı Ahmet Dallı,
Bakan, Milli Emniyet Başkanı Celal Tevfik Karasapan,
Atatürk'ün Yaveri, Bolu Milletvekili Cevat Abbas Gürer,
Humbaracı Ahmet Paşa (Comte de Bonneval),
ingiliz Amirali ve Türk Müşiri olan Hobart Paşa,
Abdülaziz’in Başmabeyincisi Namık Paşazade Hüseyin Cemil Paşa,
Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa,
Müşir Fuat Paşa,
Cihan Harbi'nde Kafkas Cephesi'nde şehit olan Hüseyin Hüsnü Paşa,
Birinci Ordu Komutanı Ali ihsan Sabis Paşa,
Jandarma Genel Komutanı Ali Remzi Yiğitgüder Paşa,
Hava Kuvvetleri Komutanı Zeki Doğan Paşa,
Münakalat Vekili Yümni Üresin Paşa,
Yüksek Şura Üyesi Eşref Manas Paşa,

Gazeteci ve Yazar Şinasi,
Şair ve Devlet Adamı Ziya Paşa,
Gazeteci ve Yazar Teodor Kasap,
Büyük Vatan Şairi Namık Kemal,
Tiyatrocu ve Yazar Güllü Agop,
Yazar Mehmet Emin Bey,
Yazar ve Gazeteci Ahmet Rasim,
Lügatçı ve Yazar Diran Kelekyan,
Milli Şair Mehmet Emin Yurdakul,
Yazar ve Filozof Rıza Tevfik,
Yazar ve Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın,
Yazar ve Sosyolog Ziya Gökalp,
Şair ve Noter Mithat Cemal Kuntay,
Yazar ve Gazeteci Ahmet Emin Yalman,
Yazar ve Öğretmen Reşad Nuri Güntekin,
Yazar ve Gazeteci Agah Sırrı Levent,

Müzisyen Şükrü Şenozan,
Ressam Ali Sami Boyar,
Ressam Nazmi Ziya Güran,
Ressam, GSA Müdürü Namık ismail,
Sahne Sanatçısı Behzat Butak,
i.Galip Arcan,
Karikatürist Ramiz Gökçe,
Opera Sanatçısı Nurullah Şevket Taşkıran,
Müzisyen Mesut Cemil Tel,
Piyanist Mithat Fenmen,
Sinema Sanatçısı Ayhan Işık,
Orkestra Şefi Orhan Tanrıkulu,
Heykeltraş Haluk Tezonar,

Mason Din Adamları:

Şeyhülislam Musa Kazım Efendi,
Şeyhülislam Hayri Efendi,
Berlin Sefareti Baş imamı Mustafa Hafız Şükrü,
Sefaret imamı Haşim Veli,
Müderris Mahmut Esad Efendi,
milletimizde genel olarak masonluk dinsizliğe tekabül ediyor sanırım. ama müslüman masonlar da var yani masonluk dinle bağlantılı bir kurum değildir diye düşünüyorum.
türkiye'de son derece yanlış bir kanı var: mason = ateist/yahudi.

bu son derece çarpık bir düşüncedir çünkü masonlar'ın ibrahimi dinler'den birine ya da bu dinlerde anlatılan tanrıya inanmaları şarttır. bu şartı yerine getirmediği açık olan kimseler mason locası'na alınmazlar. haaa, bu önşartı yerine getirmediklerini belli etmeyen kişiler girebilir mi? girerler. orası ayrı.

bugün yahudi bezirgan ya da takikâtçi tüccarların uyguladıkları "adamından al herkese sat" usûlünü de yapar masonlar. bana sorarsanız türkiye'deki eylemleri yasaklanmalıdır hatta tekke ve zaviyelerin yasaklanması kanunu uyarınca kapalı kalmaları gerekmektedir. çünkü, masonluk da din temelli bir oluşumdur. ancak günümüzde nasıl ki tüm tarikât ve cemaâtler işlerini açık açık, hükûmetin koruması altında yapıyorlarsa mason localarının açık kalması da eşitlik ilkesine aykırıdır.

not: bir tümcede bu kadar mantık hatası olamaz: akp hükümeti ve eşitlik aynı tümcede geçti lan!
durup durup yobazların nefret ettikleri Masonların ne idüğü belirsiz internet sitelerinden aldıkları Ünlü Türk masonlar listelerini çevirip çevirip gündeme getirdiği yapılanma.

Arkadaş "kürt çalar çingen oynar" sizin bu liste ve bilimum propaganda işleri de o hesap Mason çalar yobaz oynar. Akıllı Çalar cahil oynar.

nasıl cahil oynar?

Mithat Paşa'nın idam edilmesini isteyenlerden hatta hararetle savunanlardan biri Gazi Osman Paşadır.

Mason der ki ey yobaz, Türk düşmanı ol, al sana Türk düşmanlığı yapabileceğin listeler. Yobaz da atlar tamamdır olayım ver listelerini bol bol Türk düşmanlığı yapayım.

Ahmet Vefik Paşa Tek başına türklüktür
NamıK KEmal Tek başına Türk vatanıdır.

bu listeyi uzatmaya gerek yok.
yeni dünya düzenine hizmet eden siyonizm hareketinin sadık köpeklerine verilen ülkemiz ve dünyada gizli bir biçimde örgütlenen özellikle medya sektörünün duayen isimlerini içinde barındıran satanist örgüt.
üstad, kalfa, çırak diye 3 mertebesi vardır.musevilikle alakalı değil derler bazıları ama işaretlerinin yahudiliğe yakınlığı ve kurucusu hiramın yahudi olması akla soru işaretleri sokuşturuyor.bir çok ünlümüz mason imiş vakt-i zamanında.namık kemal, ziya paşa, şinasi, ayhan ışık ilk aklıma gelenler.tuhaf ritüel ve törenleri var.
görünüşte çok sempatik temel ilkeleri olan oluşum.
temel ilkeler

hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası, aşağıdaki hususları temel ilkeleri olarak kabul eder:

* masonluk, allah’a inanan bir kardeşlik kurumu’dur. masonluk çalışmalarını, hakikat’in araştırılması yolunda yoğunlaştırır.

* bütün insanlar arasında, sevgi, hoşgörü ve kardeşliğin kurulmasını hedefleyen masonluk, tüm insanların özgürlük, barış, adalet ve huzur içinde gelişmesini amaçlar.

* masonluk, tüm insanlar için ortak bir insanlık ülküsü’nün gerekliliğini kabul eder. bu ülkünün gerçekleştirilmesi için şu noktaları önemli sayar:

- insanlar arasında sevgi, saygı ve hoşgörü.
- insanın temel hak ve özgürlüklerine saygı; insanın ahlâki sorumluluğu.
- insanlar arasında hak ve vazife eşitliği.
- insanlar arasında evrensel kardeşlik.
- bilimsel gelişme.

* masonluk, vicdan, inanç ve düşünce özgürlüğünü temel bir hak olarak kabul eder.

* masonlar, birer vatandaş olarak ülkelerinin yasalarına uymak ve vatanlarına sadakat ve şerefle hizmet etmek zorundadır. masonlar için, ülkelerinin bağımsızlığı kutsaldır.

* masonlar için çalışmak bir hak ve bir görevdir. masonlar, insanlığa yararlı eserler meydana getiren beden ve fikir işçiliğini aynı derecede onurlu sayarlar.

* masonlar, loca adı verilen birimler halinde çalışırlar. loca, insan hırslarının giremeyeceği tarafsız ve huzurlu bir ortamdır. localarda din ve politika tartışmaları yapılamaz.

* masonluk, üyeleri arasında din, mezhep, ırk, dil, inanç, unvan ve makam ayrımı yapmaz. üyelerini, inançlı, özgür, iyi ahlaklı, namuslu, şerefli, haysiyetli ve aydın erkekler arasından seçer. hiçbir inancı ve ülküsü olmayanları arasına kabul etmez.

* masonun amacı her bakımdan gelişmiş bir insan olmaktır. her mason bu amaca aklın rehberliğinde sevgi, gönül, hoşgörü, güzellik ve kardeşlik duygularını yücelterek ulaşmaya çalışır.

* masonluk, hiç kimseyi mason olması için, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde zorlamaz. mason sıfatını kazananlar, istedikleri an üyelikten ayrılmakta serbesttir.

* masonluğun amacı her masonun kendini geliştirebileceği ideal bir ortam yaratmaktır. bu çerçevede masonluk, toplumsal değil, bireysel bir öğretidir. üyelerini toplu ya da tek tek, bir kanaat veya fikri kabul etmeye ve açıklamaya asla zorlamaz, her mason, bu temel ilkeler ışığında izleyeceği yolu, kendi aklı ve vicdanıyla saptar.

* masonluk, bu ilkeleri benimseyip kabul eder ve bu amaçlara kendini adamak isteyen insanların çabalarını bir araya getirir.

http://www.mason.org.tr/i...w&id=16&itemid=31

not: yaratıcıya allah diye hitap etmeleri ilginç.
masonluk kısaca ve aslında bir "biraderlik" sistemidir. çeşitli çevrelerden insanların bir biraderlik kültürüne sahip olmaları ve biraderlerini diğerlerine karşı kayırma prensibi uygulanır.
ritüelleri ile koskoca adamları maymun etme sanatı.
tarihi çok eskiye dayandırılmakta olan bir örgüt. ( m.ö. 950) hiram adında bir duvar işçisinin süleyman mabedinin yapımı sırasında sırlarını paylaşmadığı için öldürülmesi üzerine duvar işçileri tarafından kurulmuş bir yapıdır. mason kelimesinin ingilizce karşılığı bricklayer; o da türkçe olarak duvar işçisi anlamına gelmektedir. hiramın öldürülmesiyle birlikte diğer usta duvar işçileri kendileri de aynı şekilde öldürülmemek için böyle bir örgüt kurmuş ve sırlarını korumuş ve sadece kendi aralarında aktarmışlardır. masonluğu temsil eden simgelere bakarsanız, bunlardan en önemlisi pergel ve gönyedir, duvar işçiliğiyle alakalı olduklarını anlayabilirsiniz. resmi olarak masonluk 1717 yılında ingilterede kraliyet ailesinden birini de aralarına alarak kurmuş oldukları ingiltere büyük locasıyla dünyaya varlığını bildirdi.

yukarıdakiler hikaye kısmıydı, herhangi bir internet sitesinden daha detaylı olarak bilgi edinebilirsiniz.

gelgelelim bu masonların asıl emellerine:

gizli dünya devleti

1933 yılında roosevelt tarafından amerikan doları üzerine ehram (sözlükte günlerdir dolaşmakta olan üçgen içindeki göz) yerleştirilmiştir. bu aslında dünyayı nasıl kontrol ettiklerini gösteren bi şema.

görsel

masonluğun siyonizmle neredeyse eş anlamlı olduğunu bilmeyeniniz yoktur heralde.. siyonizm üstün ırk anlayışına dayanan bir dünya görüşü benimsemiştir. bu görüşe göre bu üstün ırk tanrı tarafından dünyaya hakim olması için gönderilmiştir ve diğer bütün insanlar ancak ve ancak kendilerine hizmet etmekle yükümlüdür. burada yahudilere bir gönderme yapmış bulunmaktayım. tabii siz dikkatli arkadaşlar, eğer yeterince dikkat ettiyseniz, zaten yukarda ilk cümlelerimde masonluğun doğuşunun süleyman mabedi yapımı sırasında olduğunu belirtmiştim ki süleyman yahudiydi ve ona inanlar da yahudiydi doğal olarak. zaten yahudilerin üstün ırk olduklarını iddia ettiklerini hemen hemen hepimiz biliyoruz. neyse, bunların hahamları tevratı tahfir etmiş, kendi kafalarına göre yorumlamış ve gönülden inanaları da kendi yaptıklarını onamaları için bu yolu seçmişlerdir. buyrun bir iki örnek:

"siz allahın, rabbin oğullarısınız.. çünkü sen allahın rabbe mukaddes bir kavimsin ve rab üzerinde olan bütün kavimlerden olarak kendine has bir kavim olmak üzere seni seçti" (tevrat, tesniye bölümü, 14/2)

"ve allhın rabbin sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara acımayacak." (tesniye bölümü, 7/16)

"ve onlardan nefret ettim, fakat size dedim: siz onların topraklarını miras olarak alacaksınız ve ben size onu mülk olarak vereceğim. ben sizi milletlerden ayırt eden allahınız rabbim." (levililer bölümü, 20/25)

"ben dedim, siz ilahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız. kalk ey allah, yeryüzüne hükmet, zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın." (mezmurlar bölümü,82/6-8)

şalom gazetesinin 8 mart 1989 tarihli gazetesinin bir bölümü:

"tanrıya inanmak yahudiliğin temel başlangıç noktası değildir. resul jeremiah bile israilin başkaldırısını tanrının ağzından şöyle anlatır: 'beni terk ettiler ve kanunlarımı uygulamadılar.' eski hahamların bu sözü yorumlama şekli ise: 'inançlarından vazgeçsinler, ama kuralları uygulasınlar.' şeklinde olmuştur."

burada yahudi dinini ya da ırkını lekelemek değil amacım, gönülden inanan ve bu masonik safsataların hiç birinden haberi dahi olmayan pek çok yahudinin olduğunu bilmekteyim ki bir zamanlar bir yahudi arkadaşım bile olmuştu. ama kendilerini nasıl üstün ırk olarak gösterdiklerinin güzel bir kanıtı olduğundan değinmekte fayda olacağını düşündüm.

yahudi hahamlar tevratı değiştirmiş ve tevratta bulunan bütün hükümleri bir araya getirmiş, yorumlamış, detaylandırmış ve talmud yasaları adı altında toplamışlardır. m.s. 2 yy.da yahudi haham nasi yuda bu yasaları yazılı hale getirmiş ve talmudu oluşturmuş. iki bölümden oluşur, asıl kısım mişna, yorum kısmı gemara. bugün yahudi okullarında tevrat ile birlikte okutulmakta olan talmud büyük önem taşıyan bir yasa niteliğindedir. bunun ne kadar önemli olduğunu şuradan daha iyi anlayabiliriz:

"her yahudinin öğrenimini üç kısma ayırması ve üçte birini tevratın eğitimine, diğerini mişnanın eğitimine ve diğerini de gemaranın eğitimine ayırması gerekir." ( ibrani edebiyatı, s.14)

talmud yasalarından daha da önemlisi kabbaladır. tevrat inmeden çok önceleri yahudi ruhban sınıfının geliştirdiği büyü ve şeytani güçlerle bağlantı sanatıdır.

"modern masonluk kabbalist esasları muhafaza etmiştir. bundan başka mason sistemleri, tamamıyla kabbalist fikirlere ve ilme dayandırılır.

temelinde şeytanın dininin tüm özelliklerini içerir. kelime anlamı gelenek ya da ağızdan öğrenilen olan kabbala sır öğretilerine dayanır. bu sırların tamamı jerusalem lodge (kudüs locası)nın üç kabbalisti tarafından ezberde tutulur. bunlardan biri öldüğünde, 70 bilinmeyenler olarak bilinen sanhedrin meclisinden seçilen bir aday bilgeliği devralır.

"kabbalist kitapların metinleri sembollerle doludur. her devirde, bunların manasını bilen üç yahudi bulunur. bunlardan ölenin yerin bir alt kademeden en iyisi seçilir, diğer ikisi tarafından sırlara vakıf edilir." /türk mason dergisi, sayı 21, s. 1095)

faal, kara büyü ve şeytanlarla ilişki kurma ilgili bilgileri kapsayan bu kabbalist eğitimle yetiştirilecek adaylar mason üstad-ı azamları tarafından seçilir ve bir kademenin bilgileri tamamen kavramadan level atlanmaz. bu taktiğe mason dilinde "uykulu gözlerle ışığın yavaş yavaş verilmesi" denir.

peki bu masonların amacı nedir? asıl amaç büyük bir siyonist devlet kurmak ve insanları kendi köleleri gibi kullanmaktır. bunun için de yapılması gereken ilk adım kendilerine vaadedilmiş toprakları alarak büyük israil devletini kurmaktır. burada kurulacak olan devlet, büyük dünya krallığının merkezi ve idare yeri olacaktır.

"ve senin gurbet diyarını bütün kenan diyarını sana ve senden sonra zürriyetine edebi mül olarak vereceğim. bütüm bu memleketleri sana ve zürriyetlerine vereceğim ve senin zürriyetini göklerin yıldızları gibi çoğaltacağım." tekvin bölümü, 17/8)

eveet gelelim şu meşhur mason yıldızına, bir doların üzerindeki üçgen ya da piramidin anlamına.. bu piramit aslında bir taksonomiyi yani sosyal bir sınıflamayı sembolize etmektedir. aşağıda linkini vereceğim resimde daha iyi görebilirsiniz (resmi ben hazırlayacağım o yüzden pek de düzenli olmayabilir).

görsel

gelin hep birlikte bu mason piramidinin içindeki kuruluşları tek tek inceleyelim. en tepeden başlayacak olursak:

üçgen içindeki göz
lüsifer/lüzifer olarak adlandırılan mason ilahı, nihai amacı sembolize etmektedir. her nasıl ki bizim tanrımız her şeyi görüyorsa bizim ilahımız da her şeyi görür, hatta çok daha iyi görür iddiasını temsil etmektedir. eğik bakmakta ve şaşıdır. masonlar da kalabalık bir ortamda birbirlerini tanımak ve birbirleriyle tanışmak için bu parolayı kullanırlar. karşılaştıklarında tokalaşırken bir yandan sağ elin başparmağı diğerinin eline özel bir şekilde bastırmakta ve gözlerini de bu resimde olduğu gibi eğik tutarak aşağı doğru bakarlar. lüsiferin şeytan tanrı olduğunu pek çoğumuz biliriz. siyonizme göre, şeytan cennetten kovulduktan sonra yeryüzünde i̇srail oğulları aracılığıyla tanrıdan intikam alacakmış.

rt

en üst kademe olan rt kabbalist sırların tamamını bilen bir baş hahamın ve diğer kademelerle temayüz ederek en üst makama ulaşmış iki yardımcı kabbalist, yani kabbalayı tam olarak bilen hahamlardan oluşmaktadır (iktibaslar,siyonizmin emir komuta zinciri, s.257). rtnin altında bir diğer en üst kademe olan sanhedrin bulunmaktadır. üç kabbalist, rt ve sanhedrin bütün siyonist organizasyonların, israil devleti dahil, bağlı bulunduğu haham topluluklarıdır.

sanhedrin

sanhedrin üyeleri kabbala eğitimi almış olan hahamlar arasından seçilirler. sanhedrindeki kabbalist hahamlara bağlı olarak çalışan ayrıca bir yeminli 70ler grubu vardır ki bunlar siyonizm adına dünyanın yönetimini yapmaktadırlar (bugün zeitgeistde falan anlatılan yüzyıllık planlar falan hep bunların başının altından çıkmaktadır panpalar). siyonizmin diğer bütün alt kademeleri bunlara itaat etmeye zorunludurlar. abd'de rockfeller, ingilterede rothshild bu yeminli grubuna dahildir (rockfellerin ne kadar zengin olduğunu duymuşsunuzdur. adamın kendine özel adası, adasında kendisine ait sarayı, yüz km özel otobanı ve bir de yer altı şehri bulunmakta. adaya basın girmesi yasak, yanlış hatırlamıyorsam 1995 ya da 1997 yılında jr rockfellerin düğün töreninde yalnızca bir kere girmişler, ondan sonra girmişler mi bilmiyorum) grubun japonya ve avrupada da bağlantıları vardır. kısacası tüm dünya ülkelerinde teşkilatlanmışlardır (özet geçersek; derin devlet denilen şey işte). sanhedrine mensup 70 kabbalist haham ve 70 yeminliler grubu bütün dünyayı kendi politikları doğrultusunda yönlendirmekte/yönetmektedir.

bna'i b'rith

amacı siyonizmin dünya çapındaki menfaatini gözetmek ve siyonizmin hedeflediği dünya hakimiyetini sağlamak olan bu teşkilat bugünkü birleşmiş milletlerin beynini teşkil etmektedir. bm'nin bütün kilit noktalarındaki üyeleri sayesinde uluslar arası kararları istediği şekilde yönlendirmektedirler. bu kuruluşa bağlı olan "aleph zadik aleph" adlı teşkilat 12-13 yaşındaki gençlere siyonizm düşüncesinin aşılamak üzere kurulmuş ve geniş faaliyetlerde bulunan bir teşkilattır.
türkiye ayağı "fakirleri koruma derneğidir."

bilderberg

1954 mayısında hollandanın osterbeek kentindeki bilderberg otelinde toplanan bir grup yahudi tarafından kuruldu. grubu tasarlayıp oluşturan asıl kurucu isveç franmasonluğunda üstad-ı azam, yahudi din adamı joseph retinger'dir. bu gizli grubun finansmanı abd'deki yahudi rockfeller vakfıdır. çok uluslu bir hükümet gibi olan bu grubun gizli yönetim merkezi diğer yahudi örgütlerinde olduğu gibi israildedir. grubun başında yahudilerden oluşan 25 yönetici vardır ve sanhedrin hahamlarından aldıkları emirleri dünyanın pek çok yerinde önemli kariyerlere sahip üyeleri aracılığıyla kolaylıkla uygulamaya geçirirler. toplantılara kadınlar giremez, göstermelik olarak demir leydi margeret thatcher toplantılara çağrılmıştır. bilderberg, pek çok kaynakta "dünyanın efendileri" olarak tanımlanır. geçmişine ilişkin tek bir kaynak bulma imkanı yoktur, bulunan kaynaklarda ise kurulduğu yer, tarih ve toplantılara katılan bazı önemli şahısların isminin dışında bir bilgi bulmak mümkün değildir. kurulduğundan bugüne yapılan toplantılar basına ve kamuoyuna gizli olarak yapılmıştır. son yıllarda ise dünyanın pek çok ülkesinden göstermelik üyeler davet edilmiş, bunlarla yapılan görüşmelerden sonra asıl üyeler yine gizli toplantılarını aynı gizlilikle yapmışlardır. ne hikmekse toplantılara bıyıklı katılmak da yasak gibi bir şey, türkiyeden de zamanında davet alan bir şahsiyet, toplantı öncesi yıllardır kestirmediği bıyıklarına kıyıverdi hemencecik.

örgüt; kara para, siyaset, gizli örgütler ve iş dünyasının ünlülerini bir araya getirir, yılda üç gün toplanır. görüşmelerden sonra sadece katılanlara özel bir rapor dağıtılır. bu örgütle ilgili en detaylı bilgi i̇spanyol istihbarat örgütünün üst düzey yönetici luis gonzales mata'nın "dünyanın gerçek efendileri" isimli kitabıdır (1975 yılında pariste bernard grassed yayınevi tarafından basılmış, fakat piyasaya çıkmadan toptan satın alınmış ve okuyucuya ulaşması engellenmiştir. bilderbergin dünya çapındaki her büyük olayda çok büyük etkisi ve yönlendirmesi vardır. amacı dünya ekonomisini ve siyasetini siyonizmin amaçlarına ve çıkarları doğrultusunda planlamaktır. pek çok zengin ülke, mason liderler önderliğinde başlatılan sözde bağımsızlık hareketleri ile sömürgelikten kurtarılmış gibi gösterilmiş, daha sonra başa getirilen bu mason liderler aracılığıyla bu ülkelerin servetlerinin sömürülmesi daha da artmıştır (bkz: ırak)
eisenhower, bilderbergin kendisi üzerinde bıraktığı etkiyi kendi sözleriyle şu şekilde dile getirmektedir:
"bilderberg toplantıları beni oldukça aydınlattı, resmi kanalların dışında da bakış açıları edindim." (people's almanac, s.81)
bugün girmek için kıçımızı yırttığımız avrupa birliği de bu adamların şaheseridir:
"siyonizmin en büyük amacı olan yahudi egemenliğinde birleşmiş bir dünyanın ilk basamağı olan ortak pazarı ortaya çıkaran roma anlaşması da bilderberg toplantılarında kararlaştırıldı." (a.g.e, s.81)

bu kademelerin altında bir yandan yukarıya bağlı ve onların emirlerini yerine getirmekle mükellef olan mason locaları ve bu localara eleman yetiştiren rotary, lions, diner, propeller, ymca gibi teşkilatlar siyonizmin dünya hakimiyeti için çalışmakta diğer yandan da bu ara yönetim kademesin bağlı bir çok önemli alt kuruluş faaliyet göstermektedir.
şimdi de gelin bu alt kuruluşlara bir göz atalım:

avrupa birliği

normal olarak bir yönetimde parlemento ve icra komitesi yani bakanlar kurulu kafi olurken araya siyonistlerin her şeyi kontrol ve yönetebilmesi için komisyonlar kademesi de eklenerek üç kademe olarak tanzim edilen avrupa birliği bu komisyonlar tarafından tanzim edilen gündemlerle çalışır ve yalnız komisyonlardan gelen raporları müzakere edebilir. parlemento, bakanlar kuruluna direkt olarak gidemez, önce parlementonun kararları komisyona gelir, komisyon konuyu istediği gibi bakanlar kuruluna götürür, bakanlar kurulu ancak ve ancak komisyonun raporlarını müzakere edebilir.

nato (north atlantic treaty organization)

"natonun kurulmasında amerikada en güçlü yahudi lobilerinden olan cfr toplantılarında karar verilmiştir." (memoires, jean monnet, s.419)
kurucuları arasında bilderberg üyesi joseph luns, yahudi ve bilderberg üyesi george marshall, hem cfr hem de bilderberge üye olan dean acheson bulunur." (memoires, jean monnet, s.49)
"1991 yılında new yorkta yapılan bilderberg toplantısına nato genel sekreteri manfred wörner, nato müttefik kuvvetleri komutanı john galvin, belçika başbakanı masonwilfred martens, fransa savunma bakanı jean pierre chevement, portekiz dışişleri bakanı joa de deus pinherio, yunanistan dışişleri bakanı antonis salaras, abd dışişleri bakanı yardımcısı lawrence eagleburger katılan ünlü yöneticilerdendir." (2000'e doğru dergisi)

cfr (counsil of foreign relations/ dış ilişkiler konseyi)

cfr, dünya politikasını kendi kontrolleri amacıyla walter lippman önderliğinde kurulmuştur (lectures françaises, sayı 214,s.31-34). bu kuruluşun bütün maddi giderleri j.p. morgan & co, carneige vakfı, rockfeller ailesi ve öteki wall street bankerleri tarafından karşılanır.
"37 daimi üyesinin 10 tanesi yahudi, diğerleri ise yüksek dereceli masondur. i̇lk başkanlığını amerikalı senatör yahudi rudy boshwitz yapmıştır." (they dare to speak out, s.180)
washingtondaki dışişleri bakanlığı göstermelik bir bakanlıktır. amerikanın gerçek dışişleri bakanlığı cfrdir. amerikanın 6 başkanının dışişleri danışmanlığını ve cfr başkanlığını yapan john mcloy bu konuyu şöyle ifade etmiştir:
"yeni bir isme ihtiyacımız olduğunda cfr üyelerine bir göz atmamız ve new yorku aramamız yeterliydi." (people's almanac, s.87)
i̇kinci dünya savaşında yüzbinlerce insanın ölmesine neden olan atom bombası da amerikan siyonis lobisi tarafından planlanmıştı, yani perde arkasında cfr bulunmaktaydı.
"konsey ikinci dünya savaşı sırasında 118.000 kişinin ölümüne neden olan atom bombasının kullanımı konusunda kilit rolü oynadı. 1945 yılında bomba hakkında kararları alan komite cfr üyelerinden oluşmaktaydı. ayrıca konsey ikinci dünya savaşı sonrası da yönetici bir güce sahipti." (people's almanac, s.86)
"ikinci dünya savaşı döneminde manhattan projesi kod adıyla siyonist bilim adamları tarafındab yapılan atın bombası, abd başkanı yahudi harry solomon trumanın emriyle japonyaya atılmıştır." ( masonluk ve kapitalizm, s.495-496)

cia

"cia'i kuran ve kırk yıl süreyle cfr direktörü olan allen dulles, richard helms, william colb, george bush ve masan william casey de dahil olmak üzere bütün cia başkanları cfr üyesidir." (people's almanac, s.87)

diğer kuruluşların sadece isimlerini yazacağım panpalarım.

business round table
aipac (american-israel public affairs committe/amerikan-israil halkla ilişkiler komitesi)
trilateral

abd merkez bankasının kurulması

bugün, küçük bir araştırma yaparsanız dünyadaki neredeyse tüm merkez bankalarının bulundukları ülkeye ait olmadığını görürsünüz. türkiyedeki merkez bankası da diğer ülkelerde olduğu gibi türkiyeye ait değildir. bunun en basit ıspatı cebinizden çıkaracağınız herhangi bir banknotun üzerinde yazan "türkiye cumhuriyet bankası" ibaresidir. sahiplik eki olan 'i' nedense burada kullanılmamıştır. tabiiki avrupa ülkelerinin merkez bankalarını kontrollerine almış kişiler benzeri bir müessesenin amerikada da kurulmasını istiyorlardı. başkan jefferson, john adams'a bir mektubunda şöyle demişti: "bankaların ordulardan daha tehlikeli olduğuna inanıyorum."
başkan jackson 136 yılında amerikan merkez bankasını lağvetmiş olmasına rağmen, avrupalı sermayedarkar ve bunların amerikalı ajanları yine de amerikanın para sistemini büyük ölçüde kontrolleri altına almayı başarmışlardı. gustavus myers, history of the great america isimli kitabında şunu itiraf ediyor:
"perde arkasında rothschild''lerin amerikan mali kanunlarını dikta etmekte uzun zaman tesirleri olmuştu. kanun tutanaklarında, amerikanın eski bankasında güç sahiplerinin kendileri olduğunu ortaya çıkarmakta."
i̇şte bütün bu merkez bankaları vasıtasıyla yeryüzündeki ülkelerin dünya bankası, imf aracılığıyla aldığı borçlar, sonunda bu siyonistlerin parasıdır ve böylece ülkeler dış borç faizi olarak bu siyonistlere milyarlarca dolar ödemektedir.
gelin bu faiz konusuna biraz eğilelim ve amerikanın devlet borçlarına bakalım (özel borçları hariç)
1980 yılında 980 milyar dolar
1988 yılında 5 trilyon dolar
bu yıllar arasında geçen sürede takriben 4 trilyon dolarlık borç da eski devlet borcu gibi uluslararası bankalardan yani rockfellerden yani siyonistlerden alınmıştır. böylece 1989 yılında devletin borçları için ödediği yıllık faiz 500 milyar dolar olmuştur.

dolar=yeşil kağıt, tahviller=sarı kağıt, rezervler=beyaz kağıt
yukarıda belirtilen kağıtlar ile takriben 3 trilyon dolarlık sömürüye ilaveten, bu sömürünün sonucunda bütün dünya bu mekanizmayla aldatılarak bu kıymetler karşısında alınmış malların bir yıl süreyle kullanılması dolayısıyla en az her yıl ilave olarak %10 hesabıyla 300 milyar dolar sömürülmektedir,
ekonomil krizler ve borsada dalgalanmalar
ekonomik krizler planlı olarak çıkarılmakta (isteyen olursa delillerle kanıtlarım), böylece bütün insanlık astronomik ölçüde sömürülmekte ve yine dünya borsaları kontrol altında tutulmakta, periyodik olarak istediği zaman borsaları düşürüp hisse senetleri toplanmakta, sonra borsalar yükseltilip bunlar satılmaktadır. böylece borsa dalgalanmalar dolar pompalayan bir emme basma tulumba gibi çalışmakta ve yeni dünya düzeni için çalışan siyonistleri daha da zengin yapmaktadır.
uluslararası bankalar, uluslararası dev sanayi kuruluşları, petrol ve ticaret şirketleri, harp sanayi gibi unsurlar aracılığıyla insanlar, devletler, ülkeler milyarlarca dolar sömürülmektedir.

benim en sevdiğim bölüme, yani sembollere geldik, bu kısımda sembolleri ve ne anlama geldiklerini siz değerli panpalarıma açıklamaya çalışacağım:
beş şualı yıldız (pentagram) (büyüye karşı korunma işareti)
görsel

haçın muhtelif çeşitlerini bertaraf ederek beş şualı yıldız (pentagram) ile insanlığın büyük kısmı lüsiferin (parlayan yıldız, ışık taşıyıcısı) simgesi altına sokulmuştur. fransız ihtilalinden sonra kurulan devletlerin işareti, birçok markalarda bilinçli veya bilinçsiz olarak "iyi yıldız" olarak konmakta.

mitolojide, babylonlardan beri bilinen pentagram kendisini her türlü verasetten kurtaran (tanrıdan) insanın, en yüce varlığın temsilidir (açılmış bacak ve kollarla).

i̇ki ayak üzerinde durarak varlığın insan temelli olduğunu ifade eder (eğer bir ayak üstünde durursa şeytan merkezli). leonardo da vinci tarafından tarafsız modülatör olarak kullanılıp, masonlar tarafından üstlenilerek yukarıda belirtilen anlamıyla kullanılmıştır. lenin tarafından sovyet bayrağına alınıp, masonlara komünizmin büyükler tarafından kabul edildiğini ("bilenler") simgelemek için kullanılmıştır.

eski cermen harfi (rune)
görsel

pek şaşırtıcı anlamlarından dolayı anglo-sakson rum alfabesinden alınmıştır ve birçok kez "nero-haçı" olarak hafife alınmaktadır.
anlamları:
a) huzur, bereket, barış, haçın yedek sembolü
b) bağlılık, dünyeviliğin tasvibi, materyalizm
(blachetta, simge kitabı, hermann-verlag, frankfurt am main, s.68)

orak ve çekiç güç (çift sembol)
görsel
a) orak; masonik hilal, kıyamet ayı (vahiy 12)= felsefe burada mutlaklaştırılmış din karşıtıdır.
b) çekiç; masonik ve komünist güç ve zorbalık simgesi. yumrukla eş anlamlı ve bu da aynı zamanda masonların açık eliyle eş anlamlıdır. otokratik prensibe genelleştirilmiş, bundan dolayı sözde imparatorluğun sembolü.
"bilenlerin kabul ettiği şekliyle "kıyamette" çekiç, hayvan (zorba devlet); orak, fahişe (sözde karşı kilise). vahiy 17de fahişe (masonik gnosis/tanrı bilgisi) hayvana yani komünist emperyalizme binmektedir. kıyamete göre hayvan, fahişeye karşı koyacaktır. (komünist emperyalizm masonik mesihliğe karşı).

dolar sembolü (çift sembol)
görsel

a) çubuk: idare, hakimiyet
b) yılan: dünya hakimiyetini garanti eden, her şeyi kaplayan ve içine alan paranın gücü. "yılan kendi kuyruğunu ısırınca" dünya hakimiyetini garantilemiş olacaktı. bir doların üzerindeki bu sembolün gayesi, dolar dünya parası olduğu zaman bu güç artık gerçekleşmiştir.

uno amblemi
görsel

a) yerküre: dünya hakimiyeti. bu sembol hem masonların çalışma tahtlarında hem de sovyetlerin resmi amblemlerinde vardır. gizli tanrı bilincinin kavranılmasında hiçbir şey tesadüfi değildir. yerküre üzerindeki 33 derece alanı dünyayı saran eski kabul edilmiş i̇skoç ritüelinin 33 yüksek derecesini simgelemektedir. bu ritüele dahil olanlardan bazıları şunlardır: churchill, roosevelt (32. derece) ve truman (hiroşimanın kaygı verici olmadığı raporundan sonra 33. derece)
b) buğday başakları: tohum, ürün. bu sembol de hem masonik hem de komünist semboller arasındadır. tahıl demeti ve dalgalanan buğday tarlası sembolleri bu sembollerle eş anlamlıdır. uno ambleminin her kenarında 13 yaprak vardır. bu sayı yahudilere göre uğurlu sayıdır ve bununla da uğursuzluğuna dair kanının alakası vardır. amerika devletinin armalarında da 13 sayısıyla alakalı hayli sembol ve işaret bulunur.

yumruk
görsel

çekiçle aynı şeyi sembolize eder yani yumruk= hayvan= emperyalizm.

birbirinden ayrık parmaklar (zafer işareti)
görsel

aslında çarpıtılmış isa veya papaz işaretidir. hristiyanlıkta birbirine kutupsal-diyalektik oranda zıt olan şeyleri (erkek ve kadın, gökyüzü ve dünya, vücut ve akıl gibi) daha yüce bir birlikteliğe doğru koordine etmek ister. ancak gnosis kutupsal diyalektikte bölünmüş olanı, mutlaklaştırmak veya nefyetmek ister. i̇kisi de bölünmeye ve yıkılmaya götürmekte. birbirinden ayrık parmaklar en nihayetinde bunu ifade etmektedir.
1940 yılına kadar bu, en yüksek sır sahipleri tarafından bilinmekteydi. masonik sihirbazlıkta tecrübeli olan yüksek dereceden mason vinston churcill 1940 yılında, ingilterenin hitlerin başarılı el sihrinin (alman selamı) kurbanı olmasından korktuğu için ve hitlerin manş denizinden geçişi serbest bırakacağından korktuğu için, sihirde üstadı olan şeytanperest alister crovley birbirinden ayrık parmaklar sihriyle karşı koymasını tavsiye etti. bu sembol "victor" işareti olarak piyasaya sürüldü.

bir dolar üzerindeki mason piramidi
görsel

bu işaret illuminatinin kurulduğu 1 mayıs 1776 yılında sembol olarak alınmıştır. bu tarihe atıfta bulunmak için piramidin en alt katının üstünde mdcclxxvi tarihi bulunmaktadır. bu, bilmeyenlerin zannettikleri gibi bağımsızlığın tarihini simgelemez. 1782 yılında vilhemsbader kongresinde masonların illimunatlarla birleşmesinden sonra bu tarih masonlar için önem kazanmıştır. i̇şaretin üstünde "annuit coeptis" yazmaktadır, bu da "bizim meselemiz/planımız başarıyla tamamlanmıştır" anlamına gelir. yine alt kısımda "novus ordo seclorum" yazmaktadır, bunun anlamı ise "yeni dünya düzeni"dir.
bu biraz daha detaylı bir resim:
görsel

edit: imla

edit2: açıklama: bu yazıyı inci sözlükte bir ara mason piramidinin tepesinde yer alan üçgen içindeki gözün her entryde bulunması ve illimunati geyiklerinin hat safhaya çıkması üzerine yaklaşık 6 saatte bizzat kendim hazırlamış olup inci sözlükte paylaştım. daha sonra inci sözlükten buraya aktardım, eğer uslubu biraz argoya kaçıyorsa sebebi inci sözlük için hazırlanmış olmasıdır.
bizim ülkemizdeki gelenekte kadınlar mason olamıyorlar. her ne kadar bir gelenek olursa olsun, sevgi mabedi, ülkü mabedi gibi bir idealleri olan ve iyi insanlar olarak çıktıkları bu yolculukta yanlarına kadınları almamaları bir cinsiyet ayrımcılığı yapmanın ötesinde başka birçok soruyu da akıllara getirmektedir...
(bkz: esastır)

(bkz: remzi sanver)
bu adamlar şu anda kış uykusundadır, eğer nur cemaatinin bir planı yoksa seyrederiz olacakları.
Kainatın Ulu Mimarı tanımlaması ile masonlar, maddesel hayali bir varlığı ifade etmektedirler. Söz konusu açıklamalarda muğlak ifadelerle tanımlanmış olan bu varlık, üst düzey masonların ritüellerine ve sözlerine bakıldığında açık ve net şekilde ortaya çıkmaktadır. Masonlar, Kainatın Ulu Mimarı tanımlaması altında, tek bir şeye tapar ve yalnızca ondan emir alırlar. Masonları yönlendiren bu güç, ŞEYTANDIR.
aleni islam düşmanlığıdır. 4 yıl yanında çalıştığım patronum eski bir masondu. her toplantıda birbirimize girerdik. ama en çok kazandıran elemanı olduğum için kovamazdı da.
zamanında büyük britanya'da duvarcı ustalarının meslek odası olarak başlayıp felsefe ve bilime verdiği önemle ivme kazanan sıfat. asıl amacı ilim bilim ve dünya gelişmelerine ayak uydurmak ve bu gelişmeleri paylaşmaktır. günümüzde localıktan ziyade ağır lobilerdir diyebiliriz.

müslümanlığa düşmanlıkları yoktur aslında, çünkü müslüman üyeleri ve locaları vardır.ama önyargıları vardır. fakat mason locasında bile müslüman olanlar tüm dünya da olduğu gibi geriden gelmektedirler. bu yüzden ileri gelenleri çok istemezler müslümanları. petrollerini, madenlerini sağarlar he canım tabi canım diye geçiniyormuş gibi yaparlar idare ederler müslümanları.
ortamda "o kadar da kötü bir şey değil yeaa" diye çıkışan tipler tezlerini kuvvetlendirmek için hemen "masonluğa kabul için ilk şart tanrı inancıdır" derler. doğrudur da.
bildiğimiz gibi mason yapılanmada bir mason yalnızca 1 kademe üstü ve 1 kademe altıyla iletişim halinde olabilir. yani masonlukta alt derecelerde olan insanların tanrı inancı önemli değildir. hatta insanları masonluğa çekmek için gereklidir bu reklam. yeni adam isterse namaz kılsın amk sonuçta söyleneni yapan biri o. ama iş üst derecelere geldiğinde olay değişiyor. aytunç altındal bu konu hakkında "masonlukta tanrı inancı 27. dereceye kadardır. ondan sonra ihtiyaç olmadığını düşünürler" der. 27. ve 33. arasındaki o elit tabakanın hizmet ettiği varlık da ortada.*
lions, rotary kulüpleri de kesinlikle bir yardımlaşma kulübü değildir sadece. bu kulüplerin içinden bir çok tanıdığım masonlara asla laf söyletmezler ve hemen sizi masonluğu anlamamakla suçlarlar. bunların alayı gerçekten çok tehlikeli. eğer aramızda ar-ge yapan sözlük yazarları varsa bu tiplerden uzak dursunlar ve kesinlikle hiç bir bilgi vermesinler bunlara. hatta bahsetmesinler bile. yoksa bir bakarsın bir sabah intihar etmişsin hiç belli olmaz. (bkz: aselsan şehitleri)
en kısa tanımı ile ihanet şebekesidir.
Muhteşem binaları tasarlayan mimar'ların, tanrısal olarak muhteşem dünyayı tasarladığını öne süren, gizli gizemli kendi sırları olan tarikattır, kardeşliktir.
evreni yaratan ulu mimar'ın seçilmiş ustalara (duvarcı) öğrettiği teknklerle kendi evrenini yaratma imkanı vermesidir.
güncel Önemli Başlıklar