bugün
- ali erbaş10
- akp seçmeni13
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- sivasspor'a verilen penaltı26
- anın görüntüsü17
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük11
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
bu yüzden bozulacak diye bakkala göstermeden dikkatli dikkatli eve taşınır poşetler.
Çilingirci fişteklemiştir.
bi de pis pis bakar. tanıdıksa parmak sallar. kaş çatar. "sen görcen oluum" bakışındadır.
manavcı da bozulur keza..
-naber kamil abi?
+iyi...
-abi ne oldu bozuksun sanki?
+yok bişey...
-abi söyle işte naz yapma...
+duymayacağımı mı sandın?
-demek öğrendin...
+evet... bunu bana nasıl yaptın? nasıl bitirdin karşılıklı ilişkimizi? nasıl ha nasıl?
-ne dememi bekliyorsun? onca alışverişten sonra herşey eskisi gibi olabilir dememi mi? evet kamil abi... yaptım, üstelik zevk aldım yaparken...
+ssuuuusss... git burdan git..
-ühhüüüüü...
+ühüüü...
+iyi...
-abi ne oldu bozuksun sanki?
+yok bişey...
-abi söyle işte naz yapma...
+duymayacağımı mı sandın?
-demek öğrendin...
+evet... bunu bana nasıl yaptın? nasıl bitirdin karşılıklı ilişkimizi? nasıl ha nasıl?
-ne dememi bekliyorsun? onca alışverişten sonra herşey eskisi gibi olabilir dememi mi? evet kamil abi... yaptım, üstelik zevk aldım yaparken...
+ssuuuusss... git burdan git..
-ühhüüüüü...
+ühüüü...
bir arkadaşım vardı bakkal amca üzülecek diye elinde market poşetiyle girmezdi asla bakkala. insanın üzerinde böyle bir sorumluluk duygusunu yükler bakkallar işte.
bim'den alışveriş yapınca trip atan mahalle bakkalıdır.
dolabın kapağını kapattım ve derhal evden çıktım. kafamda küçük bir liste oluşturmuştum bile. bir ekmek, büyük dost yoğurt, barbunya pilaki, dolma, bitter gofret, bi şey daha vardı ama hâlâ hatırlamıyorum. bim'e girdim. kapıyı açtığım gibi yüzüme bir serinlik geldi. irkildim, içim bi hoş oldu.
o elde taşınan sepetler yerine alışveriş arabasını aldım. alacaklarımı arabaya yerleştirdim. hazır gelmişken beyaz peynir de aldım. geçen akşam aldığım karpuz soğumuştur akşama yerim, dedim. eve varınca farkettim karpuzu dolaba koymayı unutmuşum.
arabadakileri kasaya bıraktım. kasiyer seri hâlde hepsini kasadan geçirdi. para verdikten sonra ben daha poşetleyemeden bir arka sıradaki kadın elindeki bir kutu yarım yağlı süt ile kapıdan çıktı. bir poşet yetti ama yine de yedek olsun diye bir tane daha poşet istedim. güler yüzlü kasiyer hemen uzattı. aynı kasiyerin çıkarken ''iyi günler'' temennisine cevap vermedim.
dönüşte iki buçukluk kola almak için bakkala girdim. bakkal poşetlere odaklandı.
''ooo alışverişten mi?'' dedi, sorgularcasına.
''evde akşamlık bi şey kalmamış da, alayım tek başıma yerim'' dedim, arkadaş arar gibi peynir karpuz ve mezelerin olduğu soframa.
''bu bim de baya iş yapıyo, he?'' dedi, sanki ne sıklıkla oradan alışveriş yaptığımı sorarcasına.
''doğru, her yerde var bi şubeleri'' dedim, tedirgin bir tavırla.
çıkarken bi de kısa lm istedim.
''bim sigara satmıyor mu?'' dedi, ''allah belanı versin. paran olunca ordan alışveriş yapıyosun, olmayınca gelip veresiye istiyosun!'' dercesine ya da ben iyice paranoyaklaşmıştım.
''yok galiba'' dedim ve derhal evime gittim.
bi daha da elimde hiçbir marketin poşetiyle mahalle bakkalının önünden geçmedim.
şimdi düşünüyorum da keşke ekmeği de bakkaldan alsaydım. o zaman ayıp olmazdı herhâlde.
dolabın kapağını kapattım ve derhal evden çıktım. kafamda küçük bir liste oluşturmuştum bile. bir ekmek, büyük dost yoğurt, barbunya pilaki, dolma, bitter gofret, bi şey daha vardı ama hâlâ hatırlamıyorum. bim'e girdim. kapıyı açtığım gibi yüzüme bir serinlik geldi. irkildim, içim bi hoş oldu.
o elde taşınan sepetler yerine alışveriş arabasını aldım. alacaklarımı arabaya yerleştirdim. hazır gelmişken beyaz peynir de aldım. geçen akşam aldığım karpuz soğumuştur akşama yerim, dedim. eve varınca farkettim karpuzu dolaba koymayı unutmuşum.
arabadakileri kasaya bıraktım. kasiyer seri hâlde hepsini kasadan geçirdi. para verdikten sonra ben daha poşetleyemeden bir arka sıradaki kadın elindeki bir kutu yarım yağlı süt ile kapıdan çıktı. bir poşet yetti ama yine de yedek olsun diye bir tane daha poşet istedim. güler yüzlü kasiyer hemen uzattı. aynı kasiyerin çıkarken ''iyi günler'' temennisine cevap vermedim.
dönüşte iki buçukluk kola almak için bakkala girdim. bakkal poşetlere odaklandı.
''ooo alışverişten mi?'' dedi, sorgularcasına.
''evde akşamlık bi şey kalmamış da, alayım tek başıma yerim'' dedim, arkadaş arar gibi peynir karpuz ve mezelerin olduğu soframa.
''bu bim de baya iş yapıyo, he?'' dedi, sanki ne sıklıkla oradan alışveriş yaptığımı sorarcasına.
''doğru, her yerde var bi şubeleri'' dedim, tedirgin bir tavırla.
çıkarken bi de kısa lm istedim.
''bim sigara satmıyor mu?'' dedi, ''allah belanı versin. paran olunca ordan alışveriş yapıyosun, olmayınca gelip veresiye istiyosun!'' dercesine ya da ben iyice paranoyaklaşmıştım.
''yok galiba'' dedim ve derhal evime gittim.
bi daha da elimde hiçbir marketin poşetiyle mahalle bakkalının önünden geçmedim.
şimdi düşünüyorum da keşke ekmeği de bakkaldan alsaydım. o zaman ayıp olmazdı herhâlde.
Her bi siki iki kati fiyatina satsin sora surat yapsin beyefendi he? yarrami yesin afedersiniz ama.
eldeki poşetler saklamaya neden olan bakkaldır. poşetleri görünce yandan yandan bakış fırlatırlar.
(bkz: aaa bu benim lan)
markette satılan ürünleri daha pahalıya sattığı için bozulmaya mahkum olan bakkaldır ya radikal değişiklikler yapacak ya da sinek avlamaya devam edecektir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar