bugün

mutlu olmak ve yargilamamak icin gerekli olan eksikliktir.
pozitif bilimin incelemesi altında yer alan, nesnel bir olgudur. yani, doğruluğu kesin olarak belirlenebilen bir kavramdır. ortada bir mantıksızlık varsa bu anlaşılır. bu sebeple, düşünce ve fikirlerin mantıksızlık bağlamında elimine edilmesi, düzenlenmesi gerekmektedir. düşünce özgürlüğünün sınırlarını çizmekte kullanılmaması gereken bir ifade olmakla birlikte, düşünce özgürlüğüne yapıcı eleştiriler yöneltilirken bu ifadeden yola çıkılmalıdır.
aşağıda yazacaklarım tek tek tanım niteliğinde olacağı için ayrı bir tanım yapmıyorum buraya.

-zamanında gelmeyeceğini bile bile duraklara otobüs saatleri çizelgesi asmak,

-sonunda işsiz kalınacağı veya vasıfsız bir eleman olunacağı bilindiği halde üniversite hayatı boyunca derslerden geçmek için ve mezun olmak için heyecan yapmak,

-nitelikli köle olmak için elinden gelen tüm çabayı sarfetmek,

-ender görülen ve yaşama bağlayan güzelliklerin üstüne basıp geçmek çoğu zaman. sana duyulan sevginin ne kadar değerli olduğunu unutmak gibi mesela,

-bakkal olup hayat boyu radyodan maç, televizyondan akasya durağı vb. takip etmek,

-farkındalık sahibi olduğunu düşünüp, reklamlarda sana tüketmen gereken şeyler gösterildikten sonra markete gidip özgür iradeni kullanarak alışveriş yaptığını sanmak,

-üniversitelerde hatta tüm eğitim hayatı boyunca işine yaramayacak bilgi yığınını dönemlik olarak alanında uzman kişiler kadar bilmenin gerekliliği (gereksizliği daha doğru olucaktı sanırım),

-zaten kısıtlı bir ömrünün farkında olmayıp akşamları o değerli vakitlerini televizyon başında hürremin ayşenin alinin bitmek bilmeyen dramları arasında kaybolarak harcamak ve bundan sıkılmamak,

-okumadan etmeden her şey hakkında yorum yapabilecek kapasiteye sahip olmak, hem de "her şey" hakkında. fikirlerin aksi savunulduğunda ise avazı çıktığı kadar bağırmak, gerektiğinde şiddete başvurmak,

mantıksızlıktır.
insanın hayatında dönem dönem etkili olan şeydir.
mantıksız olduğu bilinmesine rağmen devam edilir.
ed gein filminde ed gein'nin yaptıklarıdır.
(alıntıdır görmek isteyenler müslüman sözlüğe girip domuz eti başlığına bakabilirler)

birçok müslümanın savunma alanındaki en büyük problemi; ikinci adımı düşünmeden ya da gelecek tepkileri hesap etmeden savunma mekanizmalarını çalıştırmalarıdır.

domuz eti ya da diğer kur'anî haramlar da "sebep" ya da "mantık" aramak (örneğin, domuz dişisini kıskanmaz, etinde tenya var vs..) tek kelimeyle acziyettir.

müslüman, islam'a bağlanmış olan; mü'min ise allah'a ve vahyine koşulsuz iman etmiş olan kişidir. allah'ın "haram" dediklerinde mantık aramak ya da bu haramlara çeşitli sebepler bulmaya çalışmak doğru değildir. şayet allah varsa ve biz onun bu varlığını hissediyorsak; emirlerini sorgulamak ve bu emirlere bizi tatmin edecek sebepler aramak doğru değildir.

müslüman, domuz eti pis olduğu için değil! domuz etini allah "yeme" dediği için yemez!

"allah neden yeme demiş?"

müslümanın böyle bir derdi ve sorusu yoktur! allah'ın neyi, neden haram ettiğinin sorgulamak ya da ona sebepler bulmak zorunda değildir. şayet allah varsa ve ben onun varlığını hissediyorsam... sorun yoktur!

adam allah sıçtığını ye dese yiyecek durumda bunu böyle yapan sistem utansın.
inanıyosan da bari önce sorgula sonra inan.
neden mi bu başlığı seçtim başka başlığa gitmiyor çünkü bu düpedüz mantıksızlık.
allaha insan acizliklerini yüklemeye çalışmak zamanı ve mekanı yaratanı bu zaman ve mekanın içine sığdırmaya çalışmak. allahın yarattığı büyük evreni görüp bu düşünceleri tekrarlamak, var olan mükkemmel düzeni görmezden gelip her şeye tesadüf diyebilmek. sırf uçkur sevdasına dinini allahını terketmek kendini ateşe atmak. evrenin bir başlangıcı olduğunu kabul etmemek Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi hadiseler, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor.

hayran hayran baktığın doğa sanatının bir sanatçısı olduğunu kabul etmemek.alfabenin 29 harfinin hiçbir dış etki olmadan tesadüfen yan yana gelip anlamlı bir cümle oluşturmasını beklemek (tesadüf).

bir ağacın düşünemiyor olduğunu görüp bu ağacın meyvesinden, oksijeninden faydalanırken bunu insanı tanıyan bir varlığın yaptığını düşünmemek tesadüf demek. bir elmayı yaratmak için koskoca bir baharın yaratılması gerektiği gerçeğini göremeyip düzen ve sistemi inkar etmek.