bugün

doğurup doğurup sokağa salan mültecilerin veletlerine beleş aşıdır.

5 yaş altı olacak ama..

görsel
Aslında mantıklı, denek olarak kullanılabilirler.
yapsınlar tabi. ama içine kısırlaştırıcı bir madde de koysunlar ki üremesinler ileride tavşan gibi.
mantıklı hareket. aşılarını olup bizim çocuklarımıza hastalık bulaştırmasınlar.
aşı lan bu. mülteci çocuklara bmw x5 alınması değil. aşı bu. temel insanlık olayı.

bundan rahatsızlık duyan ırkçılık yapar. "bizim çocuklarımız" kelimesini bulan adamlar ırkçıdır.
hadi bir deli kuyuya taş attı peşindekilere ne demeli ?

kardeşim tamam bizde mültecilere verilen "fazla" değerden şikayetçiyiz ama bu aşı ya bildiğin aşı, zaten türkiye için değil dünya geneli başlatılan bir organizasyon.

5 yaşındaki çocuğun aşısının içine bilmem ne koyalım da böyle olsun demek nasıl bir insanlıktır.

ayrıca aşı olmamaları kendileri için değil yaşadıkları yer içinde tehlikelidir.

http://www.ntv.com.tr/sag...du,PneSuYJO10uc_WWz4s7CNg
Heralde mülteciler konusunda yapılan ilk ve tek mantıklı hareket.
sağlık bakanlığının aşı protokolünde yer alan aşıların çoğu ücretsiz.ücretli olan bir kaç aşı var.

bu aşılama mültecilerin sağlık kontrolü ve sürdürülebilirliği açısından içinde yaşadığı toplumun sağlığını koruması açısından da önemli. bu uygulama daha ilk andan itibaren sınırdan içeri girdikleri andan itibaren yapılması gereken bir uygulamadır.
önleyici sağlık hizmeti belli kapsamda yapıldığında her iki tarafıda koruyan bir girişimdir.

daha evvel sağlık bakanlığı tarafından yapılan eski tarihli açıklamalarda verilen bilgiler.(Umke.Org haberi)

''--Geçici koruma altındaki Suriyelilere, Türk vatandaşlarına benzer şekilde temel ile koruyucu, tedavi edici, acil sağlık hizmetleri şeklinde ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında ücretsiz veriliyor.

Buna göre, sınırdan geçişlerde ilk sağlık değerlendirmesi yapılan bu kişilere, 0 ay-14 yaş için OPV, 9 ay-15 yaş için KKK, yaşına uygun olarak 5'li ya da 4'lü karma, gebelere difteri-tetanos aşıları yaptırılıyor ve sonraki süreçte de Türkiye'deki aşı takvimine uygun olarak aşılama faaliyetlerine devam ediliyor.

3 milyon Suriyelinin yoğun yaşadıkları yerlerde, dil sorununa kalıcı çözüm oluşturmak ve sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla, kültürler arası farklılıkların gözetildiği bir anlayışla birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulduğu "Göçmen Sağlığı Birimleri" oluşturuluyor. Bu kapsamda, 16 ilde açılan 85 göçmen sağlığı biriminin sayısının artırılması için çalışma yapılıyor. ''

bu konuda ilk akla gelen mültecilerin sağlık erişim hakkı ve sağlık hizmeti ihtiyaçlarını nasıl karşıladıkları oluyor.
sağlık ihtiyacını karşılamak büyük bir sorumluluk.hem mülteciler için hem de mültecilerin sorumluluğunu alan ülkeler için.

ilk akla gelen soru;
ülkemizde mültecilerin sağlık erişimi ve masrafları nasıl düzenlenmiştir?

mültecilerin sağlık erişim hakkında merak edenler için;

(kopyala yapıştır ile alıntılanmıştır)

Türkiye iltica sisteminde 4 Nisan 2013 tarihinde, Türkiye’nin ilk iltica kanunu TBMM tarafından kabul edilmiştir. 6458 Sayılı
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) ile birlikte, bugüne kadar yönetmelik ve genelgelerle idare edilen iltica sistemi artık müstakil bir kanunla yönetilmesine karar verilmiştir.

YUKK’un yürürlüğe girmesinden önce mülteci ve sığınmacıların sağlık masraflarının kendileri tarafından karşılanması esasken, YUKK ile birlikte uluslararası koruma başvurusu olanlar 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSK)
hükümlerine göre genel sağlık sigortası kapsamına alınmışlardır. Yeni düzenlemeye göre,mülteci ve sığınmacıların genel sağlık sigortası primleri Göç idaresi Genel Müdürlüğü tarafından ödenecektir.

ve

YUKK’un 5510 Sayılı SSGS Kanunu’nun 60.1.c.2. ve 61.1.b maddelerinde yaptığı değişikliğe kadar Türkiye’de mülteci ve sığınmacılar -Türkiye ulusal mevzuatına göre sığınma başvurusu sahipleri- genel sağlık sigortalı sayılmamaktaydı.

Sığınma başvuru sahibi olarak kabul edilen mülteci ve sığınmacıların, ikamet tezkeresi ve yabancı kimlik numarası olması şartıyla, sağlık giderlerinin SYDV tarafından karşılanabilmesi mümkündü.

Buna karşın uygulamada SYD Vakıfları tarafından yapılan sağlık yardımları, büyük ölçüde mülki amirlerin inisiyatifine göre şekillenmekteydi. Söz konusu dönemde az sayıda uydu kentte –örneğin Isparta ve Erzurum’da- mülteci ve sığınmacıların
sağlık giderleri bu illerdeki SYDV tarafından karşılanmaktaydı. Fakat çoğu ilde sağlık yardımlarının düzenli ve sistematik bir şekilde yapılmadığının ve hatta ölümle sonuçlanan mağduriyetlerin yaşandığının altını çizmek gerekmektedir. BMMYK ise, sağlık masrafları konusunda oldukça ender durumlarda yardımda bulunmakta, bu yardım da genellikle tüm masrafları karşılamaya yetmemekteydi. Sonuç olarak, özellikle 2012 başından 2014 başına kadar geçen dönemde, gerek muayene gerekse tedavi aşamalarında karşılaşılan giderlerin bir kısmını veya tümünü karşılamak zorunda kalan mülteci ve sığınmacıların
sağlık hakkına erişimleri konusunda büyük sıkıntılar yaşanmaktaydı.

devamı için
daha detaylı merak edenler için;

http://www.multeci.org.tr...ler-Izleme-ve-Raporla.pdf
kısırlık aşısıysa yapılmasına destek verdiğimdir, eğer biz şimdi onlara yapmazsak 5-10 sene sonra onlar bize yapmaya başlayacaktır.
Bir toplulukta belirli bir mikroorganizmaya direnc saglanabilmesi icin populasyonun %95 inden fazlasinin asilanmasi gerek. Yani evet, sizin siklemediginiz multeci cocuklarina asi yapilinca sizin cocugunuza da hastalik bulasma ihtimali dusuyor.

Asi insana yapilir ama amac topluma direnc kazandirmaktir. bu yuzden ucretsiz ve mumkun oldugu kadar kapsayici yapilir.

http://wp.production.path...17/02/HerdImmunityGIF.png

Mal mal yorumlar yapilmis yine.