bugün

erkek ve zayıf, omuzları geniş olmayan biriyseniz giyeceğiniz kazak, parka gibi kışlık giysilerin sizi daha iri göstermesi ayrı bi özgüven verebilir, birde kayak snowboard poşetle kaymak gibi eğlenceler kış olmadan zor.
buz gibi dışarıdan sıcacık eve gelince ki rahatlık. kalın kazaklar. ohş.
Kar yağarken sevgilinle el ele yürümek.
Mandalina.
Kestane değilse hiçbiri değildir.
Yorganın altında 31 çekebilmek. Şimdi eksilersiniz. Sevişmek desem debeye girerim.
Dinlenen müziklerin anlam kazanması.
Sanki dünya kefen giymiş gibi.

Sessizlik, soğuk ve ilkbaharın ölümü.

Bunu seviyorum.
yağmurla yıkanmış, ferah yollardan koyu kahverengi yüksek botlarla şemsiyenin altında yürümek. deri ceketine sıkıca sarılmak. havanın gri rengini ve arabaların ıslak ferah yollardan gidişini seyretmek ve geniş kaldırımlarda insanların ıslak ferah zemine basarak yürümelerini izlemek.
modası.

gelse de montlar, atkılar, ceketler, botlar giysek.
kalorifere sırtını yaslayıp mandalina yemek.
her şeyin günlük güneşlik olmadığını anlamak.
uzun kollu kiyafetleri giyebiliyor olmak, pofuduk montlarin icinde yuvarlanmak, gecenin sogugunda tarcinli salep icebilmek ve daha nicesi olan detaylardir benim acimdan. mesela yazin kadikoy sahile bir kere bile inmem ama kisin kar yagdiginda buzlarin arasinda debelene debelene gezmek hic sorun yaratmiyor bana.
Okuldan gelirken eve girdiğim anda annemin yaptığı tarhana kokusunu içime içime çekmek.

Kokusu bile insanın içini ısıtıyor.
Hiç basılmamış kara basmak.
Eldiven atkı şapka üçlemesini tek geçerim.
yaz diye bir mevsimin olması.
Şömine karşısında kitap okurken kahveden yudumlamak ve ara ara ateşe odun atıp ateşi izlemek. Hiç hepsini aynı anada yapamadım ama ufak ufak denemişliğim var o bile zevk veriyor.
Bere takıyoruz.
en rahat bulduğum ayakkabı çeşidi olan botları giyebilmek. vücudumun bir parçası gibi hissediyorum giyince ama yazın sıcaktan giyilmiyor.

ayrıca soğuk ve yağışlı bir havada dışarıda donarken kapalı bir yere girip çay/kahve ve sigara kombosunu yapıp ısınmaya çalışmak, onun verdiği zevki ve rahatlamayı yazın hissetmek imkansız. hele yanınızda hoşsohbet biri de varsa paha biçilemez*
akşamları sevgiliyle bir kafede oturup salep içmek.
ankaranın kuru ayazında rüzgara karşı yürürken kızaran burnunuzu çeke çeke gözünüzün yaşarmasıdır.
Mont, atkı ve bot.
Yılbaşı ve doğum günümdür. Onun dışında kıştan nefret ederim.
Kışın her detayı güzel aslında. Tabi soğukta sokakta yaşayan insan ve hayvanlar dışında. Onların da sıcak bir yuvası olsa kış başlı başına süper bir mevsimdir.