bugün

sağ yanağına vurana sol yanağını uzatmak değil, sağ yanağına vuran kişinin sağ yanağına vurma felsefesi.
(bkz: hammurabi kanunlari)
An Eye for an Eye Leaves Everybody Blind.
Eski zamanlardan kalan, göze göz kanunu herkesi kör eder.
martin luther king
William Shakespeare' in hukuk üzerine yazmış olduğu bir oyun..
şeriat denilince akla gelen ilk şey.
ankara devlet tiyatrosunca sergilenmekte olan oyun.

oyunun ilk perdesi 80 dakikaydı ,biraz uzun geldi bana ama sıkmadı kesinlikle... sanırsam konuşmaların bazen fazla uzamasının da etkisi var.. e tabi şekspir in oyunu olunca pezevenk rolündeki bile uzun, manalı cümleler kurabiliyor.. oyun, şekspir oyunuysa olayların gelişmesinin de cok zekice olacagını -oldugunu- kestirmek zor olsa gerekmez.. izlerken satranc oyununda oldugu gibi rakibi köşeye sıkıştırmak için yapılan hamlelere bolca rastladık(özellikle dük tarafından).. oyunun dekoru 2.5 saat boyunca aynı kaldı hep.. aynı kaldı ama sahnede dekor namına da sadece duvar görevi gören bi tahta ve o tahta üzerinde 2 kapı vardı... dekorun bu denli sade olması bence fazla raahtsız edici değildi,bu sayede oyunculara yogunlasma daha kolay oldu... oyunculuk konusunda sinan pekinton(dük) -etkileyici ses tonuyla da- oldukça öne çıktı.. satranç oyuncusu diğer rakip murat çıdamlı(angelo) ise diğer bir öne çıkan isimdi.. kendisini ankara dt de ilk izleyişim oldu fakat 5yıl önce trabzon dt de defalarca izlemiştim.. ankara dt ye transfer olan trabzonlulardan biri de o.. oyunun konusuna gelirsek adından da anlasılacagı gibi "madem öyle işte böyle" havası var.. adalet dagıtmaya çalışırken adaletsiz olunabildiğini, adalet kurallarını koaynın da uygulayanın da insan olmasından ötürü insani zaaflara yenik düşmenin mümkün oldugunu,adaletin belki de merhametten geçtiğini anlatan bir oyun... oyunu izlerken ben de düşünmüştüm ama ekşi sözlükte birisi yazmış.. bu oyunun hakikatten ortaya çıktıgı dönem göz önüne alındıgında böylesine gaflete de düşebilen kralların vb. üst tayfanın önünde bu oyunun oynandıgını düsünmek oyunu daha da güclü yapıyor..
Shakespeare' in 2 perdelik komedi-trajedi oyunu olan Kısasa Kısas. 2007-2008 sezonu açılışı için 2 Ekim' de sergilenmeye başlanmış ve program gereği 18 Kasımda son oyun oynanarak bitmesi kararlaştırılmasına rağmen hala devam ediyordu. Oyuna 7 Aralık Cuma günü, Ankara Devlet Tiyatrolarından biri olan Ulustaki Büyük Tiyatro' ya gittim. Büyük bir riske girip bileti oyun başlamadan 20 dk önce Büyük Tiyatro' daki gişeden aldım. Bilet fiyatı gerçekten ucuz: balkon 3 YTL. Ama asıl dikkat çekici olan çok kalabalık olmasıydı. insanımız ya tiyatro izliyor ya da Ankara Ulus oldugu için böyle. Görevli sayesinde yerimi kolaylıkla buldum ve beklemeye başladım. Salonun sıcaklığı gerçekten fazlaydı, hele oyunun sonlarına doğru alnımdan tek tek damlacıklar şeklinde terler akmasına sebep oldu. Seyirciler genelde sessiz olmasına rağmen 2. Perdede dikkat dağıtacak bir şekilde 3 kere telefon çaldı.

Oyun başladığında oyunun birazdan biteceğini hiç düşünmemiştim. Oyun Dük' ün güvendiği adamların başında gelen adamlarından Angelo'ya verdiği valilik göreviyle başlıyor. Vali Angelo gittiği şehirde adaletin ne olduğunu göstermek için cok sert kurallar uygular. Sevdiğiyle zina yapmış bir gencin, Clodio' nun idamına karar verir. Gencin ablası Isabel de validen onu salıvermesini ister. Ama vali de onun güzelliğine tutularak salıverme karşılığında ona zina teklifinde bulunur. Kız hapisteki kardeşine danışır ama bir sonuç alamaz. Ya kardeşi idam edilecek ya da valinin teklifini yerine getirecektir. Bu arada dük de rahip kılığına girerek şehre gelmiş ve o da olaylara mudahil olmuştur. Rahip kılığındaki dük, kıza, valinin eski boşandığı bir eşinin olduğunu ve eğer valiye bu işi karanlık bir yerde yapabileceğini söylerse kendi yerine eşini koyabilmenin mümkün oldugunu söyler. Valiye kabul ettirilir. Vali bu işi yaptıktan sonra sözünü yerine getirmez. Bunun üzerine olayı düzeltme amacıyla dük şehri ziyarete geleceğini bildirtir. O ziyaret esnasında da kız gelip şikayetçi olacak ve gerçekler ortaya cıkacaktır. Oyunun son anına kadar dük kendini rahip olarak gizler. Kızın halk önündeki şikayeti ciddiye alınmaz. Dük de güya valiye büyük bir güveninin oldugunu göstermek için kızı yalancılıkla itham eder. Sonunda rahibin kimliğini açıklamasıyla olay çözülür. Vali zina eden gencin idam edilmesini istemesine rağmen bir polis bu işi yapmamıştır ve oyun sonuna kadar seyirci içersinde bir şüphe bırakmıştır. Genç kurtulmuş sevgilisine kavuşmuş. Vali eski karısı ve kızımızın yalvarmasıyla idamdan kurtulmuş. Vali yardımcısı ve polis memuru terfi ettirilmiş. Ve vali de kızımızı almıştır. Oyun sonunda idam edilen tek kişi kadın düşkünü, yalancı ve ikiyüzlü kişiliğiyle Lucio olmuştur.

Oyun adalet üzerine bir komedya aslında. Ceviren Zeynep Avcı gercekten cok güzel cevirmiş. Uzun replikler anlamlı sözler barındırıyor. Repliklerin neredeyse bütünü gerçekten ezberlenilmesi gereken cümlelerden oluşmuş. Dekor ve kostüm oyundaki döneme bakılarak absürd denilebilirç. Günümüz kıyafetlerinin kullanılması hoş bir hava katmış. Işıkta da bir sorun yoktu. Oyuncular gerçekten rollerinin hakkını vererek oynadılar. Sinan Pekinton' un canlandırdığı Dük Vincentio kurnazlığı, zekası ve iyi niyetiyle öne çıkıyor. Sinan Pekinton' un oyuna ve seyirciye olan hakimiyetinin üzerine söylenecek söz yok. Ayrıca nihayetinde yönetmen de izleyicinin sıkılmasına asla izin vermiyor, iki buçuk saatin nasıl akıp gittiğine hayret ediyorsunuz.

Ahlaki ilkelerin yozlaştığı düşünülen bir yerde, yasalar ve kurallar sertlikle uygulanmaya başlanırsa olacakları anlatır Shakespeare. insanoğlunun zaaflarıyla bir bütün olduğunu gösterir ve insan olmanın niteliklerini tekrar dile getirir. Ünlü yazar belki de "Adalet ve merhamet, işte bütün mesele bu" demek istemiştir(1).

1) http://www.dtgm.gov.tr
bazı hallerde uygulanması vicdanımı rahatlatıyor.

örneğin az önce bir arkadaş link vermiş, suratı asit ile yakılan kadın, suçlu kişiye de aynısının yapılmasını istemiş ve iran bu isteği kabul etmiş.

haberin okuyucu yorumlarında da şöyle yazmış biri:
"türkiye'de olsa 1 yıl hapis cezası alırdı, iyi halden 6 ayda çıkardı."

doğru söze ne denir?

pislik bir herif, bir kadının ömrünü tek bir hareket ile karartıyor. artık o kadın aynaya her baktığında o anı yaşayacak.
ama bunu yapan o pislik herif, hapisten çıkınca herşeyi unutacak, normal yaşamına devam edicek.

kesinlikle adil değil.
'sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!' ahlaki ilkesinin hukuki boyutudur.
mazlumun içini rahatlatan, zalime korku salan bir efsane.
önce bir kısas bulmakla başlar.

ne yaptınız, götünü mü kokladınız kavun misali ne olduğuna kanaat getirdiniz.
çiviyi çiviyi söker anlayışının bir başka versiyonu.
shakespeare' in bir oyunu.
kısasa kısas, dişe diş, kora kor.

kana kan:

(bkz: kickboxer) bir van damme filmi.

ağabeyi Eric' in dünya Kickbox şampiyonu olması üzerine Kurt, onunla birlikte Tayland' a gider. ağabeyinin yardımcılığını yapmaktadır.
Eric ukalaca hareketlerde bulunmakta ve Tayland' ın geleneklerini hiçe saymaktadır. Tong Po ile yaptığı karşılaşmada Eric felç geçirir. Kurt ağabeyinin intikamını almakta kararlıdır. tong po bizimkinin kız arkadaşını da düdükler. yaptıkları maçta da bundan seksum seks diye söz eder. tipik amerikanvari, önce dayak ye (ısınma turları) sonra zafere ulaş. maksat helecan olsun.

aynı adı taşıyan bir başka film:

Yapım: 1976 Türkiye
Tür: Macera
Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Ayhan Işık
Yapımcı: Ayhan Işık
Görüntü Yönetmeni: Kriton ilyadis
oyuncular: ayhan ışık, süheyl eğriboz, altan günbay, ihsan baysal, ali sururi. *
peygamberimiz zamanında başlayıp osmanlı devletinin ortalarına kadar devam eden ceza verme sistemi.
mağdur tarafın huzura kavuşmasını sağlayabilecek yöntem. örnek: iran’ın kutsal kenti kum’da mahkeme, karısının sevgilisi tarafından asitle gözü kör edilen mağdura "göze karşı göz isteme hakkı" tanıdı. müçteba adlı kişi, eşi "müjde" ile yasak ilişki yaşayan "alirıza" adlı bir taksi şoförünün asitli saldırısına uğradı. saldırıda müçteba’nın iki gözü de kör oldu.

şeriat mağdura "kan parası" ve "kısas" olmak üzere iki seçenek tanıdı. müçteba kör olan gözleri karşılığında kan parasını reddederek, "kısas"ı seçti. saldırgan "alirıza"nın her iki gözü asitle yakılarak kör edilecek. infaz bir sağlık kurulunun gözetiminde gerçekleştirilecek.
kur'an-ı kerim'e göre hayatın kaynağıdır. günümüzde suç oranlarının daha da artması, adam öldürmelerin ve terör olaylarının önüne geçilememesinin nedeni kısasa kısas yapılmamasıdır.
karşılıklı restleşme.

(bkz: dişe diş kana kan)
(bkz: kısasa kısas)

böyle bir şey yoktur çünkü kısas zaten yapılan misilleme demektir. evet kısas yapılabilir yapılan kısasa kısas yapılabilir böyle bir durumda kısasa kısas olur ama çoğu zaman yeri dışında kullanılır. siz sadece kısas deyiniz.

(bkz: kısas nedir)
dişe diş kana kan'a dişe diş kana kan.
--spoiler--
onlar beni yaratan şeyi yaptılar. evrenin kuralı... her etki karşılığında eşit bir tepki görür...
--spoiler--

v for vendetta.
(Maide,5/44)
Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak (karşılık ve cezadır). Yarala(mala)r da kısas(a bağlanmış)tır. Kim bunu (kısası) bağışlarsa, o, kendisi için kefaret olur. Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir."

Tevrat’da kısas hükmü için şöyle denmektedir:

lev.24:17 cik.21:12 Adam öldüren kesinlikle öldürülecektir.
lev.24:18 Başkasının hayvanını öldüren, yerine bir hayvan vererek aldığı canın karşılığını canla ödeyecektir.
lev.24:19 Kim komşusunu yaralarsa, kendisine de aynı şey yapılacaktır.
lev.24:20 cik.21:23-25; yas.19:21; mat.5:38 Kırığa karşılık kırık, göze göz, dişe diş olmak üzere, ona ne yaptıysa kendisine de aynı şey yapılacaktır.
lev.24:21 Hayvan öldüren yerine bir hayvan verecek, adam öldüren öldürülecektir.
lev.24:22 say.15:16 Yerli yabancı herkes için tek bir yasanız olacak. Tanrınız RAB benim.

yani kur'an da bağışlanma olursa eğer affın söz konusu olabileceğinden bahsedilmektedir. tevrat'ta ise affetmek, bağışlanmakla ilgili herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir, kısasa kısas hükümleri direkt uygulanmaktadır.

incil'de ise yaklaşım daha farklıdır;
Matta / Bab 5:
38. Göze göz, dişe diş' denildiğini duydunuz.
39. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin.
40. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin.
43. ‘Komşunu sev, düşmanından nefret et' denildiğini duydunuz.
44. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.
şeriat gereğidir. öldürürüyorsan öleceksin. çok net.
tecavüz etmek, bir ruhu öldürmektir; ruhu öldürenin de bedeni öldürülebilir.
ceza sistemi içinde en temelsizidir. bir resamın gözlerini kör eden bir telefon sorumlusunun gözlerinin kör edilmesi adalet yerini buldu olarak algılanmamalı. bir de şöyle pratik bir sorun oluşturuyor. birisi birisinin gözlerini kör etti, ceza olarak onunda gözleri kör edilecek fakat cezayı uygulayanların gözleri sağlam kalacak. burada da bir adalet tecellisinden söz edilemez. yaşanacak her durum devletleri göz ardı ettiğimiz sürece kişi kişi ilişkileri içindedir. kişi kişi ilişkilerini de düzenleyebilecek hiç bir şey yoktur, doğalı düzensizdir ve ortaklaşmalara dayanır. adalet olayların biricikliğinden ve karakter, psikolojik yapı farklılıklarından dolayı asla ve asla sağlanabilecek bir şey değildir. kendini yırtmamak lazım. ölümse bilinmezdir; bilinmeyen şeyin ceza olarak sunulması kadar kötü bir şey yoktur.