bugün

aynı zamanda romandan uyarlanmış eski bir türk filmi. nebahat çehre başrolde.
1965 yılında film olarak çekilmiş bir halit ziya uşaklıgil romanıdır, dönemin sosyal olaylarını anlatan ve bugün bile bir döngü halinde ilerleyen hayatı kırık olanların hikayesi, başrolünde türk sinemasının iki altın ismi belgin doruk ve cüneyt arkın buluşuyor, baştan çıkarıcı kadın rolünde de nebahat çehre var.
Halit Ziya Uşaklıgil'in üç büyük romanından biridir. Halit Ziya; aile, aldatma ve aşk üçgeninde romanın kahramanı Ömer Behiç'i kararsız bırakarak yine bir insanlık dramına imza atmıştır. Evlilik hatta mutlu giden bir aile yaşamının bir erkeğin tutkularına yanıt veremeyebileceği gerçeği romanda kendini içten içe hissettirir. Bir taraftan da Halit Ziya, ömer behiç'i çocuğunun hayatıyla sevgilisi Neyyir arasında tercih yapmak zorunda bırakarak aileyi korur bir anlayış içine girer. iki durumda da doğal bir seyir içinde, yaşamın bir parçasıymışçasına algılayıp kurduğu üslup etkileyicidir. Neyyir'in ömer behiç'e sözleri son derece etkileyicidir:

"Beni dinle. Bizi birbirimize sevk eden bir kuvvet var ki ikimiz de onun elinde bir oyuncağa benziyoruz. Bir müddetten beri, hiç sebepsiz, hiç asılsız birbirimizi didikliyoruz, incitiyoruz, kendimize zevkten, saadetten ziyade zehir veriyoruz, elem veriyoruz. Muzır bir içkinin müptelalarına benziyoruz ki bir yandan ölüyoruz, bir yandan elimizi yine onun şişesine uzatıyoruz. Ne için? Zira, anlaşılan, buna muhtacız ve ben itiraf ediyorum, ben de bu ihtiyaca tekabül edebilecek senden başka birini tasavvur edemiyorum, eminim ki sen de öylesin."
. ömer behiç hem karım yerinde dursun hem tensel zevkler de alayım diyen bir doktor
vedide ise garibim evde kocasını bekleyen bu süreçte evladını kaybetmiş acılı bir anne cahil olduğu için doktor eşine ses çıkaramayacak kadar da aciz. yazar özellikle bunun bu acziyetini gözler önüne sermiş eserin çeşitli yerlerinde bunu vedide'ye itiraf ettirmiştir.
servet-i fünun romanı olmasından mütevellit günahın merkesi beyoğlu terzilerinde buluşmuştur aşıklığı ile.
ayrıca parasını evin rızkını da karısının küpelerini de pervarsızca harcamıştır.
eserin tek dini yeri son sahnedir.vedide'nin namaz kılarkenki anıdır ömer behiç gelir sarılır evine geri dönmüştür fakat hiç bir şey eskisi gibi değildir çünkü vedide'nin saçları beyazlamış kızları da ölmüştür.
eserde psikolojik tahlil olarak şu dikkatlere gelmiştir. ömer behiç aile sıcaklığından uzak yaşamış yıllardır içindeki züppe çocuğu çıkarmamış evlenmiş düzenini kurmuş aile babasıyken arkadaşı piç bekir'in galiyaniyla davetlerde hatunlarla kırıştırmıştır. yanlışlığını kendisi de biliyor olmasına rağmen sadece arzu tensel farklılıklar uğruna yapmıştır her şeyi.
ayrıca eser o dönemde yankı uyandıran aşk-ı memnu ile de iç içe incelenmiştir. firdevs hanımın kızları gibi kızlar kitapta sıkça geçer çaktırmadan avlarlar erkekleri .
son olarak şunu demeden de geçmeyelim suç kişinin içinden gelir.adamın kadın isteği varsa onun önüne geçemezsiniz.

edit: eser adını bu evliliğin etrafında olan parçalanmış diğer ailelerden almasıdır.yazar burada ömer ve vedide'nin etrafındaki tabloyu da çizerek konuları ele almıştır.
halit ziya uşaklıgil'in sansüre uğrayan romanı. yazar, kitabının sansüre uğramış haliyle karşılaşınca böyle yazmaktansa hiç yazmamayı tercih etmiş. 1902 yılından meşrutiyetin ilanına (1908) kadar ki süre boyunca hiç eser yazmamış.
güncel Önemli Başlıklar