bugün

türk tarihi, dünyanın en hamasî şiiri, türk kahramanları da o şiirin berceste mısralarıdır. bir zafer şehrâhını dolduran heykeller gibi 26 asrı süsleyen bu ölmezler tümeni arasında bir teki bir millete şeref verecek ne büyük faniler gelip geçti. tanrın türk tanrısı olduğuna, mavi gökle kara toprak arasındaki insan oğullarının yalnız türklerden ibaret bulunduğuna, kendi ırklarının başkalarına hâkim olarak yaratıldığına inanan atalarımız için kahramanlık bir tabiat, fazilet bir huydu...

şimdi büyük adını saygı ile andığımız kür şad işte o kahramanlıkla faziletin şahlanmış örneği olan büyük türk kahramanıdır.

millî ızdırapların şahlandığı ve şahsî ızdıraba karıştığı son yıllarda, ölmezler tümeninin zafer ve şeref şehrâhında hayalen çok dalaştım. yarı masallaşmış çehresiyle alp er tunga'dan, kahraman kadın tomiris'ten başlayarak pilevne kahramanı gazi osman paşa'ya, edirne kahramanı şükrü paşa'ya ve kurtuluş savaşının meçhul, fakat meşhur şehidine kadar bütün ölmezlerin önünden ihtiramla geçtim. eskiden olduğu gibi yine kür şad'ı hepsinden büyük buldum. çünkü o birçok büyüklerde görülen bazı küçüklüklerden uzak, birçok büyüklerde rastlanan menfaat duygusundan sıyrılmış, bazı büyüklerde bulunan yanlış hareketlerden beride kalmış kaya gibi aşılmaz bir devdi.

kür şad, tarihimizde alevlerin, ışıkların, mehtapların ve yanardağların yanında gerçi parlamasıyla sönmesi bir olmuş geçici bir şahap gibidir. fakat o geçici ışık tarihin gidişini değiştirmiş, kısa aydınlığında bize en büyük hakikati görebilecek fırsatı vermiştir. bu hakikat ezeli ve ebedi kahramanlıktır.

tarih acayip bir ihtiyardır. bazılarına tam hakkını verir. bazı değersizlerden çok bahseder. bazı büyükleri hiç anmaz. bazılarından da yalnız bir kaç kelime söyler. kür şad bu sonuncularındandır. onun hakkında bütün bildiğimiz: türk milletini kurtarmak ve esir olan yeğenini türk kağanı yapmak için kendisi gibi esir 40 arkadaşıyla birlikte çin imparatorunun sarayına saldırdığı, fakat pek nispetsiz bir savaştan sonra can ve baş verdiğidir.

bu muhteşem saldırışın muhteşem kahramanlarını bilip tanısaydık ne hoş olurdu! adlarını bile bilmediğimiz bu örneksiz fedailer acaba nasıl insanlardı? kaç yaşlarında idiler? hangileri hangi savaşlardan arta kalmışlardı? anaları, babaları yaşıyor mu idi? çocukları var mıydı? seviyorlar mıydı? karıları, sevgilileriyle son defa neler konuşmuşlar, neler düşünmüşlerdi? yazık, hiçbirini bilmiyoruz. bildiğimiz yalnız şu:

yanardağ ruhlu, çelik iradeli kahraman kür şad... bozkurt hanedânından yani kağanlar soyundan olduğu halde yeğenini tahta çıkararak türk milletini diriltmek için kılıca sarılan kür şad... bu nispetsiz çarpışmada zaferi sağlayacak tek yola giderek, yani düşmanın kalbine saldırarak ruh ve irade kuvveti kadar muhakeme gücüne de sahip olduğunu belirten kür şad... başarılamayan bir ihtilâle rağmen düşmanın yüreğine korku ve dehşet salarak ırkı mahvolmaktan kurtaran kür şad... sonra onun 40 şanlı arkadaşı...

bir hareketin değeri, verdiği sonuca göre ele alınırsa kür şad'ın hareketi türklüğü yok olmaktan kurtardığı için kür şad büyüktür. yapanın fedakarlığı ve kahramanlığı ile ölçülürse kür şad yine büyüktür. velhasıl o çok büyüktür. hiçbir kıskançlığın erişemeyeceği kadar büyük...

biz, bugünün türkçüleri bu "kaybolmuş güneş"imizi 13 asrın karanlıklarından çekip çıkararak başımıza taç ettik. şimdi o, büyük yarınımızı aydınlatıyor. onun boşa gitmemiş okları 13 asrın ötesinden bize 41 kahramanın selamlarını getiriyor. ve onların ruhları kendilerine doğru çelik ve kan tufanlarıyla yapılacak büyük bir yürüyüşü bekliyor.

1300 yıl önce dökülen kür şad'ın kanı ırkımızı yabancılar arasında erimekten kurtarmıştı. bugün de onun hatırası türklük ruhunu eriyip sönmekten kurtaracaktır. vaktiyle onun at koşturduğu yerlerdeki meçhul mezarlardan bize gelen sesler "daha ne kadar bekleyeceğiz?" diye sorarken bizim yayladan "yakında geleceğiz" diye yükselen haykırışlar onlara karşılık veriyor...

sefil ihtirasların ve baykuş seslerinin söndüğü yarınki türkelinde kür şad için ulu bir anıt düşünüyorum. gösterişsiz, sade fakat metin, kayadan bir anıt... o anıtın önünde kür şad'a ve arkadaşlarına saygı olarak börk ve çizme giymiş, kılıç ve sadak takmış türk gençlerinin, birbirine perçinlenmiş sarp bir yığın gibi dik adımlarla geçit resmi yaptığını düşünüyor ve 1300 yıllık gençler olan kür şad'la arkadaşlarının da, yaralarından hâlâ dinmeyen kanlar sızdığı halde, kendilerine çevrilen başlara gülümseyerek selam aldıklarını görür gibi oluyorum...

hüseyin nihal atsız
(bkz: hüseyin nihal atsız)
--spoiler--
Kürşad ihtilali TÜRK tarihinde karakteristik ve çok önemli bir olaydır. Türkler'in tarihleri boyunca bağımsızlıklarını kaybettikleri sadece 5000 yıllık tarihlerinde 50 yıllık bir dönemdir. Ve Kürşat isyanı da, ilk ve son olan bu esaret yıllarına son vermiştir.

Prens Kürşat, Göktürk Hanedanından 10. Büyük Türk imparatoru Çuluk Kağan'ın küçük oğludur. 630 lu yıllarda kararsız bir adam olan yeni Türk Hakanı Kara Kağan'ın basiretsiz idaresi, üst üste gelen soğuk ve kıtlık yılları Türk illerinde büyük tahribat yaptı. Bu durumdan yararlanan Çin Ordusu, Türk Ordusu'nu bozdu. Kara Kağan ile 100000 Türk, Çinliler'e esir düştü. Yönetim kadrosu esir alınan Türkler bağımsızlıklarını kaybettiler.

Türkler kendilerine Çin tarafından atanan Sirba Kağan'ı tanımadılar. Gizli gizli 40 kişilik bir ihtilal komitesi kurdular. 40 Türk asilzadesi Prens Kürşad'ı başkan seçtiler.

Türk ihtilal komitesinin planı şöyleydi. Çin imparatoru Li Şihmin esir edilecek, Türk illerine kaçırılacak, sonra Çin sarayında esir tutulan 100000 Türk'e karşılık değiştirilecek. ihtilal başarıya ulaşır ulaşmaz da süratle Türkler ayaklanacaklar ve savaşarak bağımsızlıklarını ve topraklarını geri alacaklardı.

Kürşad ve 39 arkadaşı ;kılık değiştirerek gezen Çin imparatoru'nu kaçırmak için Çin'e girdiler. Ancak o gece fırtına çıktı ve imparator saraydan ayrılmadı. Kürşad gecikilirse ihtilalin duyulup Türkler'in kılıçtan geçirilmesinden korktu. Akıl almaz bir cesaretle, imparatorluk sarayını basıp imparatoru silah kuvvetiyle ele geçirmeye karar verdi. Arkadaşlarının Çinliler'le kıyas edilmez derecede iyi silah kullanmalarına güveniyordu.

Gerçekten o gece 40 Türk asilzadesi sarayı bastı. Pek kanlı bir çarpışma oldu. Yüzlerce Çinli muhafız, 40 Türk'ün keskin nişancılığına ve vuruş maharetine dayanamadı. Türk okları ve kılıçları altında can verdi. Çinli askerlerin yerden biter gibi çoğalmalarını gören Kürşat, sarayı terketmek emrini verdi. imparatorun ahırına hücum eden 40 Türk, seyisleri öldürüp atlara atladılar ve Çin başkentinden çıkmayı başardılar. Ancak bütün bir Çin Ordusu 40 Türk'ün peşine takıldılar. Vey ırmağı kıyısına gelen 40 kahraman bir kaç yüz Çin askerini okladıktan sonra, gözyaşartıcı bir kahramanlık sahnesi içinde öldüler. Kürşad ve 39 arkadaşı, Vey ırmağı kıyılarının sarı toprakları üzerinde kaldılar.

ihtilal başarılamadı diye Çin boyunduruğundaki Türkler sinmediler. Bütün Türk illerinde bir istiklal rüzgarı esti. Hiç bir milletin tarihinde böyle bir kahramanlık olayı yoktur. 40 Türk'ün saldırısı düşmanları iliklerine kadar ürpertti. Türkler'de ise önüne geçilemez bir derecede kabarmış olan bir bağımsızlık arzusunu kamçıladı. Kürşad ve 39 arkadaşının bu kahramanlığı tüm Türk illerine dalga dalga yayıldı ve TÜRK esaretine son verdi.

Bugünün Türkleri de atalarının genlerini taşıyıp, 40 Türk asilzadesinin kahramanlığını ve Kürşad isyanı'nı yarınlarına taşımalıdır. Her Türk Kürşad isyanı'nı bilmelidir. Anlatmalıdır, öğretmelidir.
--spoiler--
her türkün bilmesi ve gelecek nesillere aktarması gereken türk özgürlük hareketidir.

--spoiler--
Peşime Diz Boyu Ölüm Takılmış
Saklanmış Ardına Kahpe Güllerin
Bana Ölümde Gülümde Yasaklanmış
Ya Sesi Kesilmesin Şu Bülbüllerin
Ya Kırın Dikenini Canım Güllerin

Ağlamamışsa Eğer Bendeki Gözler
Yıkamamıştır Beni Zemheri Sözler
Gün Gelse Yere Vursa Yaşlanmış Dizler
Ya Mermi Sıkmıştır Senin Ellerin
Ya Yıkmıştır Yar Afetlerin Sellerin

Atam Kürşad Gönlünü Bir Kere Vermiş
Bir Kere Sevmiş Artık Benimdir Demiş
Pusatlanmış Bir Gece Yayını Germiş
Ya Yiğidi Ya Merhumuyuz Dillerin
Ya Kan Dökeriz Meydanında Yiğitlerin

Töremizdir Yarimiz Ele Yar Olmaz
Tabancamız Çetindir Mermisiz Kalmaz
Hak Dostumuz Kan Dökmeyince Can Almaz
Hatırımda Yar O Saçların Tellerin
Benim Ellerimde Olsun Artık Ellerin

Dertlerimden Şu Ciğerlerim Hep Yanık
Bu Davada Benim Şu Başımdır Tanık
Ve Torpilim Dönerse ALLAH ım Tanık
Üfürdükçe Kırılır Senin Ellerin
Ve Tuz Biber Oldu Zemherli Dillerin

--spoiler--
http://www.izlemex.tv/ozan-unsal-atam-kursad/
türk ırkı'nın tekrar dirilip bugüne gelmesine sebep olmuş olan ihtilaldir. ulu hakanımız kür şad ve 40 çerisi hepsi şehit olmak pahasına türk ırkı için canlarını feda etmişler ve çin sarayını basmışlardır.

asıl plan kür şad'ın ağabeyi tulu han'ın oğlu olan urku tigin'i çin sarayından kaçırıp göktürk kağanı yapmaktır. ancak bu plan başarılamamış kür şad ve 40 çerisi saray dışına çıkmak zorunda kalmışlardır. planın başarısızlığa uğramış olması ise bambaşka bir hayıra yol açacak ve çin kağan'ı korkusundan 100.000 türk'ün esaretine son verecektir.

esaretten sonra ise büyük göktürk imparatorluğu'nun kurulmasının temeli olan ilteriş kutluk kağan 17 çerisi ile birlikte çıkacağı yolu ötüken'de tahta oturarak devam ettirecek ve bolluk içinde bir ülke, bir budun bırakacaktır.

ilteriş kağan'ın oğulları bilge kağan ve kül tigin de binlerce yıl sonra o günlere ışık tutacak olan göktürk kitabelerinin yazılmasına vesile olacak ve türk adı dünyanın sonuna kadar yaşayacaktır.

atalarımızın mekanı uçmağ olsun.
an itibariyla sözlükte büyük bir ecdad aydinlanmasi yasaniyor.
aklıma geldikçe beni türk olduğum için bir kez daha gururlandıran olay.
'41 kere maşallah' lafının dayandığı olay. kürşat + 40 çerisinin inanılmaz zaferi. filmi çekilmeli.
http://www.youtube.com/watch?v=5398cPAKnOU

tüyleri diken diken yapar...
işte bizim gerçek atalarımız kökü soyu türk oğlu türk.
Dunya Tarih kadar eski olan türk tarihinde binlerce yıl hüküm sürmüş olan türk ırkının sadece 50 yılının esaretle gectigini, türk ün bir aslan misali kafeste duramayacağını gösterir. Mete han dan kür şad a, Kür şad dan mustafa kemal atatürk e kadar; bağımsızlık türk ün karakteridir.
41 kişi milyonlara kafa tuttu tarihte. seksen milyon torunu 5 bin teröristle baş edemiyor.
fetih 1453'ün ardında filme uyarlanması gereken enfes bir hikaye.
sinsilemiz, kür şad
300 spartalı değil 40 göktürklü

esas çekilmesi gereken film budur kesinlikle.

o dönemlerde çin'in nüfusu 50 milyondur, esir türklerin nüfusu 250bin kişidir.

kür şad 40 çerisiyle bir plan yapar ve esir türkleri kurtarmak için çin imparatorunu saraydan kaçırıp pazarlık yapmaktır, ilk amaç budur.

gece gizlice başkent'e girerler, alınan istihbarat çin imparatorunun o gün saray dışına çıkıp gezinti yapacağıdır.

ama şanssızlık o gün çok şiddetli yağmur yağar.

kür şad ve 40 çerisi geri dönüş yapmaz, çin sarayına girip çin imparatorunu öldürmeye karar verirler.

bugün çin kaynaklarında bile bu 40 kişinin yaklaşık olarak 1000den fazla çin askerini öldürdüğünü yazmaktadır.

o kadar çok çin askerini öldürmüşlerdir ki bu mücadeleden yorgun düşüp birer birer ölmüşlerdir.

en son kür şad ta şehrin kıyısında ki nehir kenarında savaşarak ölmüştür.

işte biz böyle bir ceddin torunlarıyız.

hani bazı yavşaklar neden milliyetçisiniz diye soruyorlar ya,

ben böyle bi ceddin torunu olacam da milliyetçi olmayacam?

estonyalı vs falan değiliz ki, tüm dünyaya defalarca hükmetmiş bir milletin torunlarıyız.

türklerin milliyetçi olması kadar daha doğal bir durum olamaz..

olması da gerekir.

geçmişini bilmeyenin geleceği de olamaz..
hepsinin sonu ölümle bitmiş olan ölümden korkmayan cesur askerlerin hikayesi!
hatta bu konuyla ilgili napolleon bonepeartın bir sözü vardı! "bana türklerden kurulu bir ordu verin dünyayı dize getireyim" bu sözü kuzey afrika savaşlarında türk askerleriyle çarpışınca söyler çünkü savaşlarda türk askerinin düşmanın üstüne ölümden korkmadan hatta ölümü istercesine koşmasını görür ve bundan etkilenir.
--spoiler--
birden buralar bulutlandı. sis gibi, duman gibi fakat onlardan daha başka, daha güzel bir şey çevreyi sardı. sonra birdenbire bu dümdüz beyazlığın üzerinde yerden birisinin kalktığı görüldü. elinde yerden kaldırılmış gönderi kurt başlı bir tuğ vardı. yarasından kanlar akan bu hayalet kür şad'dı..

bir eliyle tuğu yükseltirken öteki eliyle duman alana bir işaret yaparak "kalkın!" diye haykırdı. kırk şehir birden kalktılar. kür şad eliyle ileride bir yeri gösterdi. "oraya!" diye gürledi. gösterdiği yer tanrı dağı idi. tepesinde ataların ruhları dolaşıyordu. kırk bir şehidin ruhu bir fırtına gibi, bir musiki gibi, bir ışık gibi akarak tanrı dağı'na doğru yürümeye başladılar. onları orada, başlarında alp er tunga olan atalar kafilesi bekliyordu.

kür şad ve kırk arkadaşı, aylı kızıl bayrağı bekleyerek hala ufukları gözlüyor
--spoiler--

görsel
19 mayıs 639'da gerçekleşmiştir.

uslu dursun diye tang hanedanı'nca verilen korgeneral rütbesinin kür şad'ın umurunda olmadığını göstermiştir.

ha, bu olaya 40 kişi ile çin sarayı basma saçmalığı diyen tarih fukarası dangozlar var. onların tez elden soyları kırılsın ki dünya kafatasının içinde beyin olan homo sapiens sapiens'lere kalsın.
40 kişiyle saraymı basılır lan dediğim hede.

(bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)
(bkz: 40 kişi ile çin sarayı basma saçmalığı)
şehit olmak pahasına mı? o dönemde türkler şamanist değil miydi ne şehitliği la, diye dedirten saçma bir olaydır.
kürşad'ın 40 çerisi ile yaptığı baskındır. ikinci göktürk devleti'nin kurulmasında öncülük etmiştir.
Kürşad baskını hakkında farklı bir görüş ve kaynak:

--spoiler--
Çinli Tang Hanedanlığının Arşivinden:

"T'u-li Kağanın biraderi Ashina Chieh-she-shuai(Kürşad), Chen-kuan saltanat devresinin ilk yıllarında, yani, 627'lerde, huzura çıkmış ve saray muhafızları sanggünü olarak atanmıştı. 13. yılda (639) imparator Ch'ang-an'daki saraydan çıkıp Chiu-ch'eng Sarayına doğru yola koyulduğunda, O, yani Ashina Chieh-she-shuai(Kürşad), kendi bölüğünden 40 kişi ile anlaştı; bunlar Ho-lo-ku'yu koruma altına alıp geceleyin imparatorun ordugahına sokuldular; tam dört sıra kalın perde-duvarı aştılar; yaylarını gererek rastgele ok atmaya başladılar ve böylece onlarca saray muhafızını öldürdüler. Garnizon kumandanı Sun Wu-k'ai, askerleriyle hücuma geçince, bunlar geri çekildiler ve kuzeye, Wei suyuna doğru kaçtılar; maksatları kendi bölüklerine gitmek idi. Fakat hepsi yakalandı ve idam edildi.''

Kaynak: i. Togan, G. Kara, C. Baysal; Çin Kaynaklarında Türkler. Eski T'ang Tarihi.Chiu T'ang-shu, s. 25, 178, TTK, 2006; Liu Mau Tsai; Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri, s. 198-199, Selenge 2006; A. Taşağıl; Gök Türkler II, s. 25-26, TTK, 1999,
--spoiler--
"Siganfu sarayından Vey ırmağına kadar korku sarmıştı geceyi...Tarihin nabzına kırk düğüm attık, kim çözer bu bilmeceyi ?..."
Hüseyin Nihal Atsız'ın Bozkurtların Ölümü kitabı alınıp okunulmalıdır bu bağlamda.